YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6243
KARAR NO : 2023/672
KARAR TARİHİ : 06.03.2023
MAHKEMESİ:Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 13.12.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının . Cumhuriyet Başsavcılığının 2005/670 soruşturma dosyasında 06.12.2005 tarihinde gözaltına alındığını, 10.12.2005 tarihinde tutuklandığını, 19 ya da 20.12.2015 tarihinde tahliye edildiğini, . Cumhuriyet Başsavcılığının 2005/670 soruşturma sayılı dosyasından görevsizlik nedeniyle dosyanın … özel yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiğini, … 7. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde 2006/195 Esas, 2009/56 Karar sayılı kararı ile müvekkili hakkında hem suç örgütü üyeliği, hemde yağma suçlarından beraat kararı verildiğini, Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 2009/22399 Esas, 2012/13339 Karar sayılı ilâmı ile davacı yönünden mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozularak geldiğini ve … 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/291 sayılı dosyasında yargılama sürmekte iken, özel yetkili mahkemelerin kapatılması üzerine . Ağır Ceza Mahkemesine devredildiğini,. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/54 Esas, 2014/99 Karar sayılı kararı ile müvekkili hakkında üç ayrı yağma suçundan toplam 30 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 2015/7872 Esas, 2017/3117 Karar sayılı ilâmı ile sadece davacı yönünden dosyanın bozulduğunu ve .Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/116 Esas, 2017/108 Karar sayılı ilâmı ile beraat kararı verildiğini, beraat kararının 16.11.2017 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin 2005 yılında başlayıp 2017 yılında sona eren 12 yıllık yargılama süresince … Ağır Ceza ve . Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmış olup duruşmalar için defalarca …’ya gitmek zorunda kaldığını ve yine .’deki duruşmalar için de işyerinden izin almak zorunda kaldığını, bu şekilde oluşan bir gelir kaybı ve yol masrafı vb. gider kaybı olduğu, … ilinde yargılandığı dönemde avukat tuttuğunu, davanın .ilinde görülmesinden sonrada kendisine vekâlet verdiğini, vekâlet ücreti ödediğini, ayrıca haksız tutuklu kaldığı süre boyunca manevi olarak zarar gördüğünü, tutuklanmadan önce . Belediyesinde işçi olarak çalışdığını, çevrisinde sevilen, sayılan, düzgün ve temiz birisi olarak bilindiğini, isim benzerliği nedeni ile 14-15 gün tutuklu kaldığını, 12 yıl süren bir yargı süreci yaşadığını, hatta 30 yıl hapis cezasına mahkum edildiğini, bu nedenlerle ailenin hem ekonomik sıkıntılar, hem de ciddi manevi sıkıntılar yaşadığını, davacının haksız olarak tutuklandığı tarihten itibaren uğradığı kayıptan ötürü 1.000,00 TL maddi ile yaşadığı acı ve elemden ötürü 100.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 101.000,00 TL tazminatın davalı hazineden alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir
2. Davalı vekili 25.12.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, davacının kendi eylemleri neticesinde tutuklanmasına sebebiyet verdiğini, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.11.2018 tarihli ve 2017/54 Esas, 2018/71 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 08.02.2019 tarihli ve 2018/3593 Esas, 2019/358 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 27.09.2021 tarihli, davacı vekilinin temyiz talebinin kabulü ile hükmün bozulması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz sebepleri
1.Davacının diğer suçlardan da tutuklandığının kabulü gerektiğine,
2.Kesinleştirme işleminin yapılmaması ve davacının tazminat isteme hakkının bildirilmemesi sebebiyle davanın süresinde açıldığına,
ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
.Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/116 Esas, 2017/108 Karar sayılı ilâmı incelenmesinde; sanık … hakkında var olan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanarak yağma suçundan açılan kamu davasında yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması nedeniyle sanığın beraatine karar verildiği, kararın temyiz edilmeden 16.11.2017 tarihinde kesinleştiği, kesinleşmiş beraat kararının davacıya 05.04.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacının bu dosyaya konu suç nedeniyle 06.12.2005 tarihinde gözaltına alındığı, 10.12.2005 tarihinde tutuklandığı ve 19.12.2005 tarihinde tahliye edildiği, tazminat davasının 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen yasal süre içerisinde açıldığı tespit edilmiştir.
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde sunulan raporda; davacının haksız tutuklama ve gözaltı nedeniyle 06.12.2005-19.12.2005 tarihleri arasındaki maddi kazanç kaybının. Belediyesi tarafından gönderilen 2005 yılı aralık ayı maaş bordrosuna göre 292,84 TL olduğu bildirilmiştir. Ayrıca yargılama süreci boyunca davacının … Barosundan Avukat . ve … Barosunda Avukat .a vekalet verdiği, A.A.Ü.T. Uyarınca 2013 yılında Avukat .’e 2.640,00 TL, 2014 yılında … .’a 3.000,00 TL vekalet ücretlerinin maddi tazminata dahil edilmesi kanaatine varılması durumunda toplamda 5.640,00 TL vekalet ücreti hesaplamasının yapıldığı, kazanç kaybı ve vekalet ücretlerinin ayrı ayrı faizlerinin hesaplanması ile birlikte toplamda maddi tazminata konu miktarın 13.326,32 TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır.
Tazminat hukukunun genel hükümlerine göre yürütülen davada mahkememizin gösterilen delillerle bağlı olduğu, davacının maddi tazminata ilişkin iddialarını ispatlayacak şekilde Avukat . ve Avukat … Aslan’a vekâlet ücretlerini ödediğine dair belgeleri ibraz etmediği, talimat mahkemesinde alınan beyanında vekalet ücretlerin ödendiğine dair elinde herhangi bir makbuzun bulunmadığını beyan ettiği göz önüne alınarak, maddi tazminata konu miktarın delillendirilebilen kısmı üzerinden 19.09.2018 havale tarihli bilirkişi ek raporu doğrultusunda davacının davasının kısmen kabulü ile gözaltına alındığı 06.12.2005 tarihinden tahliye edildiği 19.12.2005 tarihine kadar olan 14 günlük kazanç kaybına karşılık olarak toplam 292,84 TL maddi tazminatın gözaltına alındığı 06.12.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacının tutuklu kaldığı suç nedeniyle aleyhine yapılan soruşturma ve kovuşturma neticesinde 14 gün gözaltı ve tutukluluk süresinin olduğu, üzerine atılı suçun niteliği, haksız olarak tutuklu kaldığı sürede hürriyetinin kısıtlanması sonucu doğurduğu tüm sorunlar, davacının tespit edilen sosyo-ekonomik durumu hep birlikte değerlendirildiğinde, hak ve nesafet kuralları uyarınca manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği ancak manevi tazminatın şahsın çektiği elem ve sıkıntıları kısmen de olsa dindirmeyi amaçlayıp zenginleşme sonucunu doğurmaması gerektiği nazara alındığında manevi tazminat talebinin kısmen kabulüyle takdiren 3.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alındığı 06.12.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Davacı hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yağma suçlarından işlem yapıldığı, davacının 06.12.2005 tarihinde gözaltına alındığı, 10.12.2005 tarihinde A. Sulh Ceza Mahkemesinin 2005/110 sorgu sayılı kararı ile suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan tutuklandığı, 19.12.2005 tarihinde.Sulh Ceza Mahkemesinin 2015/624 D. … sorgu sayılı kararı ile tahliye olduğu, davacının … CMK’nın 250 maddesi ile yetkili 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/195 esas, 20109/56 karar sayılı dosyasında, suç işlemek amacıyla ile örgüt kurma ve yağma suçlarından yargılandığı ve beraatına karar verildiği, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 02.07.2012 tarih ve 2009/22399 Esas, 2012/13339 karar sayılı ilamı ile suç işlemek amacıyla ile örgüt kurma suçu yönünden kararın onanmasına, yağma suçu yönünden bozulmasına karar verildiği, Yargıtay kararının verildiği tarih olan 02/07/2012 tarihinde belirtilen suç işlemek amacıyla ile örgüt kurma suçu yönünden kesinleştirmenin yapılmasının gerektiği, dava dosyasının yağma suçundan bozulması üzerine … 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/291 sayılı dosyasında yargılama sürmekte iken özel yetkili mahkemelerin kapatılması üzerine dosyanın . Ağır Ceza Mahkemesine devredildiği, . Ağır Ceza Mahkemesinin 18.06.2014 tarih ve 2014/54 esas, 2014/99 karar sayılı kararı ile davacının mahkumiyetine karar verildiği, verilen kararın Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 25/09/2017 tarih ve 2015/7872 esas, 2017/3117 karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verildiği, bozulan karardan sonra yargılama yapan . Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/116 Esas ve 2017/108 Karar sayılı dosyasında davacının yağma suçundan beraat kararı verildiği, kararın 16.11.2017 tarihinde kesinleştiği, davanın 13.12.2017 tarihinde açıldığı, bilirkişi raporuna göre: davacının 15 gün gözaltında ve tutuklulukta kaldığı, 292,84 TL maddi tazminatı hak ettiğinin belirtildiği, mahkemenin bilirkişi raporuna esas aldığı; 292,84 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, 06.12.2005 tarihinden itibaren faiz ödenmesine karar verildiği tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Davacının 10.12.2005 tarihinde . Sulh Ceza Mahkemesinin 2005/110 sorgu sayılı kararı ile sadece suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan tutuklandığı, Yargıtay 6.Ceza Dairesinin 02.07.2012 tarih ve 2009/22399 Esas, 2012/13339 karar sayılı ilamı ile suç işlemek amacıyla ile örgüt kurma suçu yönünden kararın onanmasına, yağma suçu yönünden bozulmasına karar verildiği, Yargıtay kararının verildiği tarih olan 02.07.2012 tarihinde belirtilen suç yönünden kesinleştirmenin yapılmasının gerektiği, bu hali ile sanık hakkında suç işlemek amacı ile örgüt kurma suçundan açılan davadan beraatının Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından 02/07/2012 tarihinde onanması nedeni ile 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesinin birinci fıkrasındaki sürenin 02.07.2013 tarihinde dolacağı ve davanın süresinde açılmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatiyle, . Ağır Ceza Mahkemesinin 21.11.2018 tarih ve 2017/54 Esas, 2018/71 Karar sayılı sayılı kararının CMK’nın 280/2 maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına, davacı …’ün maddi ve manevi tazminat talebinin CMK’nın 142/1 maddesinde belirtilen süre içerisinde açılmaması nedeni le davanın reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan … 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/195 Esas – 2009/56 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan, 06.12.2005 – 19.12.2005 tarihleri arasında 13 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, davacı hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yağma suçundan yargılama yapıldığı, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan beraatine hükmedildiği, yağma suçundan mahkumiyetine hükmedildiği, beraat hükmünün Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 02.07.2012 tarih ve 2009/22399 Esas, 2012/13339 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleştiği, mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar verildiği, … 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/291 sayılı dosyasında yargılama sürmekte iken özel yetkili mahkemelerin kapatılması üzerine dosyanın . Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, .Ağır Ceza Mahkemesinin 18.06.2014 tarih ve 2014/54 esas, 2014/99 karar sayılı kararı ile davacının mahkumiyetine karar verildiği, verilen kararın Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 25.09.2017 tarih ve 2015/7872 esas, 2017/3117 karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verildiği, bozma üzerine yapılan yargılamada . Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/116 Esas ve 2017/108 Karar sayılı dosyasında yağma suçundan beraat kararı verildiği, kararın 16.11.2017 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’a tâbi olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca ”… manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.” hükmü karşısında tebliğnamedeki davalı vekilinin istinaf başvurusunun kesinlikten reddi gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekçesiyle bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
1.Davacının diğer suçlardan da tutuklandığının kabulü gerektiğine ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Akşehir Sulh Ceza Mahkemesinin 10.12.2005 tarihli, 2005/110 sorgu numaralı tutuklama müzekkeresi incelendiğinde davacının suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan tutuklandığı anlaşıldığından bölge adliye mahkemesince davacının bu suçtan tutuklu kaldığının kabulünde hukuka aykırılık görülmemiştir.
2. Kesinleştirme işleminin yapılmaması ve davacının tazminat isteme hakkının bildirilmemesi sebebiyle davanın süresinde açıldığına ilişkin temyiz sebebi yönünden;
2.a. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin yapılan değerlendirmede;
Tazminata esas … 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/195 Esas – 2009/56 Karar sayılı ceza dosyası incelendiğinde davacının Akşehir Sulh Ceza Mahkemesinin 10.12.2005 tarihli, 2005/110 sorgu numaralı kararıyla sadece suç işlemek amacıyla örgüt kurma tutuklandığı ve tutuklama müzekkeresinin infazının bu suçtan yapıldığı görülmüştür.
5271 sayılı Kanun’un “Tazminat isteminin koşulları” kenar başlıklı 142 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren
üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat
isteminde bulunulabilir.”
Bu itibarla davacının sadece suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan tutuklandığı, beraat hükmünün ise 02.07.2012 tarihinde kesinleştiği, davacının tazminat davasını hak düşürücü bir yıllık süreden sonra 13.12.2017 tarihinde açtığından davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2.b. Yağma suçuna ilişkin yapılan değerlendirmede;
Davacının yargılamanın uzun sürmesi dolayısıyla da manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Tazminata esas dosya incelendiğinde davacının suç isnadı 06.12.2005 tarihinde gözaltına alındığı, üzerine atılı yağma suçundan verilen beraat kararının da 16.11.2017 tarihinde kesinleştiği, davanın 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesine göre süresinde açıldığı anlaşılmakla, yargılamanın yaklaşık 11 yıl 11 ay sürdüğü dikkate alındığında sürenin makul olmadığı, davacı lehine makul bir miktar manevi tazminata hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (2.b) numaralı paragrafında açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 08.02.2019 tarihli ve 2018/3593 Esas, 2019/358 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca takdîren … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.03.2023 tarihinde karar verildi.