Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6218 E. 2023/981 K. 28.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6218
KARAR NO : 2023/981
KARAR TARİHİ : 28.03.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin olduğu belirlenmiştir.

Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden; İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün; 6100 sayılı Kanun’un 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği hükmün temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı 07.10.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; uyuşturucu madde ticareti suçundan 28.05.2015-22.10.2015 tarihleri arasında tutuklu kaldığı ceza davasından beraat ettiğini, ancak tutuklanması sebebiyle TUSAŞ’ daki işinden olduğunu, maaşını alamadığını, cezaevinde masrafları olduğunu, avukatlık ücreti ödediğini belirterek 125.000,00 TL maddi, 125.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 02.11.2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın usul ve yasaya aykırı olarak açıldığını, yasal dayanaktan yoksun olduğunu, yapılan işlemlerin yapıldığı tarihte yürürlükte olan yasal hükümler çerçevesinde gerçekleştirilmiş olduğundan istemin haksız ve yasal olmadığını, davanın istemde bulunduğu tazminat miktarının davacının ekonomik ve sosyal durumuna göre fahiş değer içerdiğini, sebepsiz zenginleşmeye yönelik olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

3. … 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.06.2017 tarihli ve 2016/397 Esas, 2017/232 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 20.09.2018 tarihli ve 2017/3493 Esas, 2018/1830 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.09.2021 tarih, 2018/93261 sayılı tebliğnamesi ile tazminat miktarını artıran istinaf incelemesinin duruşmalı yapılması gerektiğinden bahisle kararın bozulması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Davalı vekilinin temyiz istemi, tazminat koşullarının oluşmadığına ve hükmedilen miktarların fazla olduğuna ilişkindir.

2.Davacı vekilinin temyiz istemi, davacının tutuklanması sebebiyle işinden çıkarıldığını yalnızca çalışsaydı kendisine ödenecek miktarın hesabının yapıldığını ancak davacının işinden de mahrum kalması nedeniyle maddi tazminat hesabında bunun göz önünde bulundurulması gerektiğine, işsizlik maaşının da ödenmesi gerektiğine, ceza davasında ödenen avukatlık ücretinin ve cezaevinde yapılan harcamaların da maddi tazminata dahil edilmesi gerektiğine ve hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Tazminat davasının dayanağını oluşturan … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/283-2016/285 sayılı ceza dava dosyası kapsamında davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan 28.05.2015-22.10.2015 tarihleri arasında 147 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonucunda beraatine hükmedildiği, hükmün 20.09.2016 tarihinde kesinleştiği belirlenerek, davacının ödediği avukatlık ücretine ilişkin herhangi bir serbest meslek makbuzu veya belge ibraz edilemediği ve bu ödemenin anılan dosyadaki vekalet ücretine ilişkin olduğu sabit olmadığından vekalet ücretine yönelik talep maddi tazminat hesabında gözetilmeden 12.388,29 TL maddi, 12.500,00 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince maddi tazminat miktarı 12.454,53 TL şeklinde değiştirilerek istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar erilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat davasının dayanağını oluşturan … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/283-2016/285 sayılı ceza dava dosyası kapsamında davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan 28.05.2015-22.10.2015 tarihleri arasında 147 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonucunda beraatine hükmedildiği, hükmün 20.09.2016 tarihinde kesinleştiği tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanunun 142 nci maddesinde öngörülen görevli mahkemeye süresinde davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davaları her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununda düzenlenmiş ise de özel hukuk yanı ağır basan bir dava olması nedeniyle bu Kanunda düzenlenme bulunmayan hallerde tazminat hukukunun genel prensipleri çerçevesinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun uygulanması gerekmektedir. Ceza Muhakemeleri Kanununun 280/1. maddesinde düzenlenen duruşma açılmadan düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilebilecek haller bir suç kovuşturması sonucu verilen hükümler için geçerli olup doğrudan tazminat davalarında uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanununun istinafa ilişkin hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanması gerekmekte olup, aynı Kanunun 353. maddesi gereğince tazminat miktarlarının azaltılması veya artırılmasının duruşma açılmaksızın düzeltilerek esastan reddine karar verilmesinde bir engel bulunmadığından tebliğnamedeki bu hususta bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.

A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Davalı vekilinin temyizinin katılma yolu ile yapılmadığı dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının 47.530,00 TL olması, İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen 12.388,29 TL maddi, 12.500,00 TL manevi tazminata ilişkin hükmün, Bölge Adliye Mahkemesince maddi tazminatın 12.454,53 TL şeklinde düzeltilerek esastan reddine karar verilmesi nedeniyle hükmedilen toplam tazminat miktarı olan 24.954,53 TL’nin 6100 sayılı Kanun’un, 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca davalı açısından kesin olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
1.Maddi tazminat taleplerine yönelik
a. Davacının işsizlik maaşının ve cezaevinde yapılan harcamaların Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre 5271 sayılı Kanun kapsamında talep edilebilecek zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin buna ilişkin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

b. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.05.1957 tarihli, 1957/4 Esas, 1957/16Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere; vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Buna göre karşı tarafa yüklenmesi gereken vekalet ücretinin bağımsız bir varlığı olamayacağından ayrı bir dava konusu da yapılamayacaktır. Davacının, kendi vekili ile yaptığı ve sadece tarafları bağlayan ücret sözleşmesi niteliğindeki vekalet akdi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilmeyeceği gözetilmelidir.

Anılan ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağını oluşturan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamına dahil edilemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin ceza davasında dolayısıyla davacının ödemek zorunda kaldığı vekalet ücretinin de maddi zarar hesabında göz önünde bulundurulması gerektiğine yönelik temyiz sebebi de yerinde görülmemiştir.

c. Tutuklandığı tarihte …’ ta çalıştığı tespit edilen ve tutuklanması sebebiyle işten çıkarılan davacının … sözleşmesinin getirtilerek sözleşmenin süreli veya süresiz olduğunun tespiti ile davacının çalışmaya devam etmesi halinde tutuklandığı tarihte kendisine aylık net ne kadar ödeme yapılacağı sorularak (bizzat çalışma veya performansa bağlı ödemeler hariç) sözleşme süreli ise; sözleşmenin bitmesi gereken süre ile sözleşmesinin feshedildiği tarih arasında tutuklu ise tutuklu kaldığı sürede davacının net ücreti üzerinden hesaplanacak miktar ile sözleşme süresinin bitimi ile tahliye olduğu tarih arasında tutuklu kaldığı süreye ilişkin olarak ise; 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret üzerinden hesaplanacak miktarın maddi tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

2.Manevi tazminat talebine yönelik
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da altında olacak şekilde eksik manevi tazminata hükmolunması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 20.09.2018 tarihli ve 2017/3493 Esas, 2018/1830 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçe bölümünde (B.1.c ve B.2) bentlerinde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 20.09.2018 tarihli ve 2017/3493 Esas, 2018/1830 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca … 7. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

28.03.2023 tarihinde karar verildi.