YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6109
KARAR NO : 2023/589
KARAR TARİHİ : 28.02.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin olduğu belirlenmiştir.
Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden; İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün; 6100 sayılı Kanun’un 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği hükmün temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 28.07.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan 07.05.2004 – 12.04.2005 tarihleri arasında gözaltında ve tutuklu kaldığını, yapılan yargılama neticesinde beraat ettiğini, davacının koruma tedbiri öncesinde restoran işlettiğini, tutuklu kalması nedeniyle restoranın kapanmak zorunda kaldığını ve üzerine atılı suçun yüz kızartıcı bir suç olması nedeniyle itibar kaybına uğradığını ve manevi sıkıntılar yaşadığını, tüm bu nedenlerle 1.000.000,00 TL maddi ve 500.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili 09.11.2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın yetki, süre, mükerrerlik ve tazminat koşulları bakımından öncelikli olarak incelenerek davanın usul ve zamanaşımı bakımından reddi gerektiğini, yasalar ve mevzuat uyarınca yapılan yargılama neticesinde tazminat koşullarının oluşmadığını, davacının zararını ispatlar belge sunmadığını, manevi tazminat unsurlarının oluşmadığını, usulsüz bir işlem bulunmadığını ve davanın reddine karar verilmesini istediklerini beyan etmiştir.
3. … 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.10.2017 tarihli ve 2015/278 Esas, 2017/283 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 16.10.2018 tarihli ve 2017/4283 Esas, 2018/2035 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 16.09.2021 tarihli tebliğnamesi ile temyiz taleplerinin esastan reddi ile hükmün onanmasını talep etmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Davacı vekilinin temyiz sebepleri maddi tazminatın hatalı bilirkişi raporu esas alınarak eksik hesaplandığına ve manevi tazminat miktarının düşük olduğuna ilişkindir.
2. Davalı vekilinin temyiz sebepleri hükmedilen maddi ve manevi tazminatın fahiş olduğuna, zararın varsayımsal olarak hesaplandığına ve davanın reddedilen kısmı bakımından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacının 10.05.2004 tarihinde tutuklandığı, hakkında uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapma suçunu işlediği sabit olmadığından bahisle beraat kararı verildiği, anılan beraat kararının 06.05.2015 tarihinde kesinleştiği, davacının anılan yargılama sürecinde tutuklama şeklinde haksız işleme maruz kaldığı anlaşılmakla 3629,74 TL maddi ve sebepsiz zenginleşmeye neden olmayacak ölçüde takdirinin gerektiği de gözetilerek 12.000,00 TL manevi tazminatın 07.05.2004 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince maddi tazminat miktarının 3.687,88 TL’ye yükseltilmesi, manevi tazminat miktarının 5.000,00 TL’ye indirilmesi ve vekalet ücretinin 1.042,54 TL olarak değiştirilmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan … 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/156 Esas – 2015/109 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan 07.05.2004 – 12.04.2005 tarihleri arasında 340 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün 06.05.2015 tarihinde kesinleştiği, gözaltı ve tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun’da öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Davalı vekilinin temyizinin katılma yolu ile yapılmadığı dikkate alınarak, karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının 47.530,00 TL olması, İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen tazminat miktarının 15.629,74 TL olması ve bu karara yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hükmedilen tazminat miktarının 8.687,88 TL’ye indirilmesi suretiyle düzeltilerek esastan ret kararının verilmiş olması nedenleriyle 6100 sayılı Kanun’un, 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hükmün davalı açısından kesin olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
1. Dosya kapsamında yapılan incelemede, davacının işlettiği restorana ait beyannamelerde tutuklanmadan önceki 1 yıl için bildirilen matrah toplamı üzerinden yapılan hesaplama neticesinde belirlenen maddi tazminat miktarının davacının tutuklu kaldığı dönem için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarı üzerinden hesaplanan maddi tazminat miktarından düşük olması nedeniyle davacı lehine asgari ücret miktarı üzerinden hesaplanan maddi tazminat miktarında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 16.10.2018 tarihli ve 2017/4283 Esas, 2018/2035 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe bölümünde (B.2) bendinde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 16.10.2018 tarihli ve 2017/4283 Esas, 2018/2035 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
28.02.2023 tarihinde karar verildi.