Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6107 E. 2023/508 K. 21.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6107
KARAR NO : 2023/508
KARAR TARİHİ : 21.02.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Davacı vekili 26.07.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı hakkında sahtecilik suçundan ayrı ayrı 3 kere 2 yıl 6 ay hasip cezasına hükmedildiği, kararın Yargıtay 11. Ceza Dairesince onanarak kesinleştiği, onama ilamına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından itiraz yoluna gidildiği, 11. Ceza Dairesince kararın düzeltilmesine yer olmadığına dair karar verilerek dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderildiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu eylemlerinin zincirleme biçiminde tek bir sahtecilik suçunu oluşturduğundan bahisle kararın bozulmasına karar verdiği, davacının 05.04.2013 tarihinde cezasını infaz etmek üzere cezaevine giriş yaptığı ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu 30.10.2014 tarihli infazın durdurulması kararı ile salıverilmesine karar verildiği, bozma kararı neticesinde … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/23 Esas ve 2015/105 Karar sayılı ilamı ile davacı hakkında 2 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kapsamda koşullu salıverilme tarihi göz önünde bulundurularak davacının fazladan yatmış olduğu süreden dolayı maddi ve manevi bakımdan zarara uğramış olması nedeniyle 200.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep edilmiştir.

2.Davalı vekili 09.08.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, davanın süresinde olmadığını, manevi tazminat talebinin somut olaylara dayandırılmadığını ve talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirtmiştir.

3…. 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.09.2018 tarihli ve 2017/356 Esas, 2018/364 Karar sayılı kararı ile maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4…. Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 18.10.2018 tarihli ve 2018/16 Esas, 2018/7 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci ve üçüncü paragrafları uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 14.09.2021 tarihli tebliğnamesi ile temyiz talebinin esastan reddi ile hükmün onanmasını talep etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; Bölge Adliye Mahkemesinin hiçbir gerekçe göstermeksizin İlk Derece Mahkemesinin hükmünü düzelterek davanın reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ve davacı lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacının … Ağır Ceza Mahkemesinin 18.07.2006 tarih ve 2003/6 Esas ve 2006/170 Karar sayılı kararı ile verilen cezası nedeniyle cezaevinde bulunduğu ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.10.2014 tarihli infazın durdurulması kararı ile serbest bırakıldığı ve fazla yatmış olduğu süreler nedeniyle maddi ve manevi bakımdan zarara uğramış olduğu gerekçesi ile tazminata hükmedilmesinin talep edildiği tespit edilerek, maddi tazminat yönünden davacının haksız tutuklu kaldığı sürelere ilişkin emekli maaş ve özlük haklarını aldığı, emekli maaşı dışında yan gelirleri olduğuna dair talebine ilişkin herhangi bir belge veya delil olmadığı anlaşılmakla maddi tazminat talebinin reddine, davacının manevi yönden zarara uğradığı, manevi tazminat yönünden Yargıtay içtihatları doğrultusunda, manevi tazminatın zenginleştirici bir … olmaması gerektiği de göz önüne alınarak davacının sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile 3.000,00 TL manevi tazminatın tutukluluğun haksız hale dönüştüğü tarih olan 24.08.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi hükmünün manevi tazminat ve vekalet ücretine ilişkin kısımları çıkarılarak yerine “Davacı … vekili Av. …’nun manevi tazminat isteminin reddine” ve “Davalı hazine kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.360,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine” ibarelerinin eklenmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1.Tazminat talebinin dayanağı olan … Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/53 Esas ve 2015/105 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının sahtecilik suçundan üç kez 2 yıl 6 ay hapis cezasına mahkumiyetine hükmedilerek kararın Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından onanması ile kesinleşmesi üzerine 05.04.2013 tarihinde cezanın infazına başlandığı, onama kararına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edilmesi üzerine Ceza Genel Kurulu’nca onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ve infazın durdurulmasına karar verildiği, bu karar üzerine 30.10.2014 tarihinde davacının tahliye edildiği, davacının 573 gün tutuklu kaldığı, bozma ilamı üzerine yapılan yargılama neticesinde davacının 2 yıl 6 ay hapis cezası ile mahkumiyetine hükmedildiği, kararının 08.06.2017 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı anlaşılmıştır.

2.Davacının 573 gün cezaevinde kaldığı ve yapılan yargılama neticesinde hakkında 2 yıl 6 ay hapis cezasına hükmedildiği, davacı hakkında uygulanan koruma tedbiri süresinin bihakkın tahliye tarihine göre infaz edilecek süreden az olduğu ve fazladan cezaevinde kalma durumu olmadığından davacı lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyecek olup Bölge Adliye Mahkemesince de bu husus gerekçe gösterilerek manevi tazminat talebinin reddine karar verildiği anlaşılmakla davacının temyiz istemi yerinde görülmemiş ve kararda herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3.İlk Derece Mahkemesinin karar duruşmasında hazır bulunduğu anlaşılan Cumhuriyet savcısının isim ve sicil bilgilerinin gerekçeli karar başlığına yazılmaması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 18.10.2018 tarihli ve 2018/16 Esas, 2018/7 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

21.02.2023 tarihinde karar verildi.