Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6102 E. 2023/2473 K. 04.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6102
KARAR NO : 2023/2473
KARAR TARİHİ : 04.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/2593 E., 2018/2656 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek onama

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı 26.04.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Şarkikaraağaç Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 27.07.2016 tarihinde gözaltına alındığını, l gün gözaltında kaldıktan sonra Şarkikaraağaç Sulh Ceza Mahkemesi’nin 28.07.2016 tarih ve 2016/13 değişik iş sayılı kararı ile tutaklandığını, 11.09.2017 tarihinde tahliye edildiğini, 411 gün tutuklu kaldığını, Isparta Cumhuriyet Başsavcılığının 30.01.2018 tarih ve 2017/7984 Esas, 2018/995 karar sayılı ilamı ile üzerine atılı suç nedeniyle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, 01.09.2016 tarihinde öğretmenlik yaptığı görevinden ihraç edildiğini, haksız tutuklu kaldığı süre boyunca manevi olarak zarar gördüğünü, bir anda tüm yaşantısının değiştiğini, ailesine maddi ve manevi hiç bir katkıda bulunamadığını, birçok kişinin, kendisinin durumundan dolayı ailesi ile iletişimi kestiğini, yaşanılan tüm zorlukların ve haksızlıkların ailesini ve kendisini derinden etkilediğini ve hala bu durumun etkilerini yaşadığını, haksız olarak tutuklandığı tarihten itibaren uğradığı kayıptan ötürü 1.000.000,00 TL maddi ile yaşadığı acı ve elemden ötürü 3.000.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 4.000.000,00 TL tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 15.05.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; tutuklanmasına karar verilen davacının tutuklanmasında kendi kusurlu hareketlerinin neden olduğu, hakkında FETÖ/PYD Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmak ve Anayasa Düzeni Ortadan Kaldırmak suçlarından yapılan soruşturma sonucu delil yetersizliği nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, örgütle bağlantılı Aktif Eğitim Sen adlı sendikaya üyeliğinin tespit edildiği, davacının halen 672 sayılı KHK ile mesleğinden ihraç edildiğinin anlaşılması nedeni ile CMK’nın 144 maddesinin c fıkrası uyarınca tazminat talebinde bulunamayacağı nazara alınarak açılan davanın reddine, davacının maddi tazminat talebi yasal dayanağı olmamakla birlikte talep edilen tazminat miktarının çok fahiş olduğunu, davacının manevi tazminat konusunda; davacının sosyal ve ekonomik durumu, tutuklanmasına neden olayın cereyan tarzı ve tutuklu kaldığı süreler itibariyle zenginleşme doğuracak şekilde hak ve nesafet kurallarına aykırı fahiş miktardaki manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi talep etmiştir.

3. Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.07.2018 tarihli ve 2018/33 Esas, 2018/55 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 02.11.2018 tarihli ve 2018/2593 Esas, 2018/2656 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 14.09.2021 tarihli, davacının temyiz talebinin reddi ile davalı vekilinin temyiz talebinin kabulü ile hükmün düzeltilerek onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Davalı vekilinin temyiz sebepleri
1.Davanın reddi gerektiğine,

2.Hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğuna,

3.Reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekâlet ücreti ödenmesi gerektiğine,
ilişkindir.

B. Davacının temyiz sebepleri
1.Maddi zararının en son maaşı üzerinden yapılması gerektiğine,

2.Manevi tazminat talebinin tümünün kabul edilmesi gerektiğine,
ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davanın 5271 sayılı Yasanın 141. maddesine ilişkin tazminat davası olduğu, davacı hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın 20.02.2018 tarihinde davacı müdafiine tebliğ edildiği, karara karşı itiraz yoluna gidilmediği, 26.04.2018 tarihinde dava dilekçesinin havale edildiği, CMK’nın 142/1. maddesinde belirtilen üç aylık yasal süre içerisinde davanın açıldığı tespit edilmiştir.

Davacı …’in “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” ve “Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme” suçlamaları iddiasıyla 27.07.2016 tarihinde gözaltına alındığı, Şarkikaraağaç Sulh Ceza Mahkemesi’nin 28.07.2016 tarih ve 2016/13 sayılı kararı ile tutuklandığı, Bakanlar Kurulu’nun 20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında, 01.09.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarıldığı, Isparta Sulh Ceza Mahkemesinin 2017/3984 D. iş sayılı kararıyla 11.09.2017 tarihinde tahliyesine karar verildiği, Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/7984 soruşturma, 2018/995 numaralı kararıyla hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği tespit edilmiştir.

Her ne kadar davacı dava dilekçesinde gözaltına alındığı ve tutuklandığı tarihte Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı öğretmen olarak görev yaptığını, bu nedenle son maaş bordrosu dikkate alınarak ve meslekten ayrı kaldığı süre boyunca mahrum kaldığı tüm maddi hakların da dikkate alınarak tazminatın hesaplanmasını talep etmişse de, Şarkikaraağaç İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 17.05.2018 tarihli yazısı ve yazı ekinde gönderilen belgelerin yapılan incelemesinde davacının valilik makamının 22.07.2016 tarih ve 7844897 sayılı oluru ile açığa alınmış olduğu ve ağustos ayı maaşının 2/3’ünün davacıya ödendiği dolayısıyla davacının ihraç edildiği 01.09.2016 tarihine kadar koruma tedbirleri nedeniyle maddi bir gelir kaybının bulunmadığı, idari bir işlem niteliğinde olan açığa alınma kararı neticesinde maaşının 1/3’lük kısmının ödenmemesinin CMK’nın 141. maddesinde düzenlenen koruma tedbirleri nedeniyle tazminatın konusu olmadığı, göreve iade edilen kişilerin idari işlem niteliğindeki kararlarla mahrum kaldıkları geliri ilgili bakanlık ve kurumdan isteyebileceği, davacının kamu görevinden ihraç edildiği 01.09.2017 tarihine kadar olan maddi kayıplarının CMK 141. maddede düzenlenen ‘koruma tedbirleri nedeniyle tazminat’ konulu davanın konusu olmadığı ancak ihraç edildiği tarihten sonra kamu görevi dışında herhangi bir işte çalışma imkanı bulunan davacının bu tarihte tutuklu bulunduğundan dolayı çalışamadığı ve tutuklu bulunduğu dönemde başka bir gelir elde ettiğine ilişkin somut herhangi bir belge ve bilgi ibraz etmediği, mahkemece yapılan araştırma neticesinde de davacının sürekli gelir getiren faaliyeti tespit edilemediğinden, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında belirttiği üzere geliri ve tutuklu kaldığı döneme ilişkin kazanç kaybı miktarı konusunda itibar edilebilecek herhangi bir belge ibraz edemeyen davacının, bahse konu döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak gelir kaybının ödenmesine karar verilmesi gerektiği (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/5160E, 2017/10804K., Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/3933E, 2017/10392K.), mahkememizce tüm dosya kapsamı dikkate alınarak yapılan hesaplama üzerine davacının kamu görevinden ihraç edildiği 01.09.2016 tarihinden tahliye edildiği 11.09.2017 tarihine kadar olan net asgari ücret üzerinden hesaplanan 17.177,12 TL’nin davacının kamu görevinden ihraç edildiği 01.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

Manevi tazminat talebi yönünden dosyanın incelenmesinde, davacı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen dosyada, davacının üzerine atılı suçun niteliği, haksız olarak tutuklu kaldığı sürede hürriyetinin kısıtlanması sonucunun doğurduğu tüm sorunlar, tespit edilen sosyo-ekonomik durumu hep birlikte değerlendirildiğinde, hak ve nesafet kuralları uyarınca manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği ancak manevi tazminatın şahsın çektiği elem ve sıkıntıları kısmen de olsa dindirmeyi amaçlayıp zenginleşme sonucunu doğurmaması gerektiği nazara alındığında davacının manevi tazminat konusundaki davasının kısmen kabulü ile gözaltına alındığı 27.07.2016 tarihinden, tahliye edildiği 11.09.2017 tarihine kadar olan 412 günlük süreye ilişkin manevi zararlarına karşılık olarak takdiren 42.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alındığı 27.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin esasını oluşturan Isparta Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/7984 soruşturma sayılı dosyası kapsamında davacının Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından 27.07.2016-11.09.2017 tarihleri arasında 411 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan soruşturma sonunda 30.01.2018 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle davanın 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı anlaşılmıştır.

A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
A.1.Davanın reddi gerektiğine ilişkin temyiz sebebi yönünden;
5271 sayılı Kanun’un “Tazminat istemi” kenar başlıklı 141 inci maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“(1) Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,

Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.

Bu itibarla kanunda öngörülen yasal şartlar oluştuğundan davanın kısmen kabulünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

A.2.Hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden;
675 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve 7082 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanunun 10/1-a madde, fıkra ve bendindeki “ 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler ile doğrudan veya anılan kanun hükmünde kararnamelerde öngörülen usuller çerçevesinde meslekten, kamu görevinden veya ilgili kurumların teşkilatından çıkarılanlar ile 15/8/2016 tarihli ve 673 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü maddesi uyarınca öğrencilikle ilişikleri kesilenlerin;

a) Çıkarıldıkları veya öğrencilikle ilişiklerinin kesildiği aya ilişkin olarak peşin ödenen mali ve sosyal haklarının çıkarılma tarihinden sonraki günlere tekabül eden kısımları geri alınmaz….” düzenleme dikkate alınarak öğretmen iken 01.09.2016 tarihinde meslekten ihraç edilen davacının ihraç edildiği ayı takip eden ayın 15. günü olan 15.09.2016 tarihi ile tahliye tarihi olan 11.09.2017 tarihi arasındaki süre için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak “6.953,65” TL’nin maddi tazminat olarak ödenmesi gerekirken hatalı hesaplama ile bu miktarın üstünde kalacak şekilde ‘’24.064,27’’ TL olarak tayin edilmesi suretiyle, davacı lehine fazla maddi tazminata hükmolunması,

Davacının ihraç tarihi ile tahliye tarihi arasındaki tutukluluk dönemi için maddi zararını ücret bordrosu, vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacıya tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanan “16.297,33 TL” yerine hatalı hesaplama ile bu miktarın üzerinde kalacak şekilde “17.177,12 TL” olarak tayin edilmesi suretiyle davacı lehine fazla maddi tazminata hükmedilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklulukta kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti yapıldığından hükmedilen manevi tazminat miktarında hukuka aykırılık görülmemiştir.

A.3.Reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekâlet ücreti ödenmesi gerektiğine ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 tarih, 2007/8-2 Esas, 2007/63 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi haksız tutuklamadan kaynaklanan tazminat davalarında, tazminat miktarının davacı tarafça kesin bilinmesi mümkün olmadığından, davalı lehine avukatlık ücreti ödenebilmesi ancak davanın tamamen reddi halinde mümkün olduğundan davalı lehine vekâlet ücreti ödenmemesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

B. Davacının Temyiz İstemi Yönünden
B.1.Maddi Zararının En Son Maaşı Üzerinden Yapılması Gerektiğine İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden;
5271 sayılı Kanun’un 141 inci maddesine göre ”suç soruşturması veya kovuşturması sırasında” uygulanan koruma tedbirlerine karşı devlet aleyhine tazminat davasının açılabileceği belirtilmiş olup, davacının kamu görevlisi olduğu, tutuklanmadan önce 25.07.2016 tarihinde açığa alındığı, bu işlemin idari işlem niteliğinde olduğu, davacı her ne kadar maddi tazminatın davacının en son aldığı maaşı üzerinden ödenmesini talep etmiş ise de davacının 01.09.2016 tarihinde ihraç edildiği, davacının ihraç sebebiyle uğradığı zararın idari işlem niteliğinde olduğu anlaşıldığından ihraç tarihi ile tahliye tarihi arasındaki tutukluluk dönemi için maddi zararını ücret bordrosu, vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacıya tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanacak miktarın maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesi gerektiğinden davacının maddi tazminata yönelik temyiz sebebi reddedilmiştir.

B.2.Manevi tazminat talebinin tümünün kabul edilmesi gerektiğine ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklulukta kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti yapıldığından hükmedilen manevi tazminat miktarında hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (A.2.) paragrafında açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 02.11.2018 tarihli ve 2018/2593 Esas, 2018/2656 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi gereği hükmün birinci fıkrası tamamen çıkarılarak, yerine “Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 16.297,33 TL maddi tazminatın 15.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” yazılması suretiyle, Tebliğname’ye uygun aykırı, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.09.2023 tarihinde karar verildi.