Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6096 E. 2023/2471 K. 04.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6096
KARAR NO : 2023/2471
KARAR TARİHİ : 04.09.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/2592 E., 2018/2657 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek onama

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı 11.05.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Şarkikaraağaç Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 27.06.2016 tarihinde gözaltına alındığını, l gün gözaltında kaldıktan sonra Şarkikaraağaç Sulh Ceza Mahkemesi’nin 28.06.2016 tarih ve 2016/13 değişik iş sayılı kararı ile tutaklandığını, 16.10.2017 tarihinde tahliye edildiğini, Isparta 3. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucu 13.02.2018 tarih ve 2017/221 esas 2018/37 karar sayılı ilam ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan beraatine karar verildiğini, 01.09.2016 tarihinde öğretmenlik yaptığı görevinden ihraç edildiğini, herkesin kendini saygın bir kişi olarak tanıyıp bildiğini, fakat mesnetsiz suçlamalardan dolayı tutuklanmış olmasından dolayı yaşadığı sosyal çevredeki insanlardaki oluşan algı nedeniyle hakkında kuşku oluştuğunu, saygınlığının zedelendiğini, şeref ve itibarının ayaklar altına alındığını, kendisinin ve ailesinin ağır şekilde hakaretlere maruz kaldığını, ekonomik ve sosyal tüm haklarının elinden alındığını, üç çocuk babası olup, bir çocuğunun Giresun Üniversitesi’nde, diğer iki çocuğunun da lisede okuduklarını, ceza evinde tutuklu kaldığı süre içerisinde psikolojik depresyonlar nedeniyle ruhsal yönden çöküntüye uğradığını, ömrü boyunca bu izlerin telafisinin asla mümkün olmayacağını, haksız tutuklu kaldığı süre boyunca manevi olarak zarar gördüğünü, bir anda tüm yaşantısının değiştiğini, ailesine maddi ve manevi hiç bir katkıda bulunamadığını, birçok kişinin, kendisinin durumundan dolayı ailesi ile iletişimi kestiğini, yaşanılan tüm zorlukların ve haksızlıkların ailesini ve kendisini derinden etkilediğini ve hala bu durumun etkilerini yaşadığını, haksız olarak tutuklandığı tarihten itibaren uğradığı kayıptan ötürü 1.000.000,00 TL maddi ile yaşadığı acı ve elemden ötürü 1.300.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 2.300.000,00 TL tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 22.05.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının tutuklanmasında, kendi kusurlu hareketlerinin neden olduğu, ayrıca davacı hakkında FETÖ/PYD Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmak suçundan açılan davada delil yetersizliği nedeniyle sanığın beraatine karar verildiğini, örgütle bağlantılı Aktif Eğitim Sen adlı sendikaya üyeliğinin tespit edildiği, davacının halen 672 sayılı KHK ile mesleğinden ihraç edildiğinin anlaşılması nedeni ile CMK’nın 144 maddesinin c fıkrası uyarınca tazminat talebinde bulunamayacağı nazara alınarak açılan davanın reddine, davacının maddi tazminat talebi yasal dayanağı olmamakla birlikte talep edilen tazminat miktarının çok fahiş olduğunu, davacının manevi tazminat konusunda; davacının sosyal ve ekonomik durumu, tutuklanmasına neden olayın cereyan tarzı ve tutuklu kaldığı süreler itibariyle zenginleşme doğuracak şekilde hak ve nesafet kurallarına aykırı fahiş miktardaki manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi talep etmiştir.

3. Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.07.2018 tarihli ve 2018/34 Esas, 2018/59 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 02.11.2018 tarihli ve 2018/2592 Esas, 2018/2657 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 13.09.2021 tarihli, davacının temyiz talebinin reddi ile davalı vekilinin temyiz talebinin kabulü ile hükmün düzeltilerek onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Davacının temyiz sebepleri
1.Asgari ücret üzerinden değerlendirme yapılmasının hakkaniyetli ve hukuka uygun olmadığına,

2.Cezaevi harcamalarının, ailesinin cezaevine gelmek için yaptığı yol masraflarının karşılanması gerektiğine,

3.Tutuklanması sebebiyle arılarının telef olmasından dolayı ve bal üretememesinden dolayı meydana gelen zararının karşılanması gerektiğine,

4.Hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna,
ilişkindir.

B. Davalı vekilinin temyiz sebepleri
1.Davanın yasal sürede açılmadığına,

2.Hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğuna,

3.Reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekâlet ücreti ödenmesi gerektiğine,
ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davanın 5271 sayılı Yasanın 141. maddesine ilişkin tazminat davası olduğu, davacı hakkında 13.02.2018 tarihinde verilen beraat kararının 21.02.2018 tarihinde kesinleştiği, 11.05.2018 tarihinde dava dilekçesinin havale edildiği, CMK’nın 142/1. maddesinde belirtilen üç aylık yasal süre içerisinde davanın açıldığı, tespit edilmiştir.

Davacı …’in “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma ” suçunu işlediği iddiasıyla 27.07.2016 tarihinde gözaltına alındığı, Şarkikaraağaç Sulh Ceza Mahkemesi’nin 28.07.2016 tarih ve 2016/13 sayılı kararı ile tutuklandığı, Bakanlar Kurulu’nun 20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında, 01.09.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarıldığı, Isparta 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/221 esas sayılı dosyasında 16.10.2017 tarihinde tahliyesine karar verildiği, Isparta 3.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/221 esas, 2018/37 sayılı kararıyla hakkında beraat kararı verildiği, kararın 21.02.2018 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir.

Her ne kadar davacı dava dilekçesinde gözaltına alındığı ve tutuklandığı tarihte Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı öğretmen olarak görev yaptığını, bu nedenle son maaş bordrosu dikkate alınarak ve meslekten ayrı kaldığı süre boyunca henüz elde edilmemiş meşru beklentilerini kapsayacak şekilde mahrum kaldığı tüm maddi hakların, Isparta Arıcılar Birliği Üyesi olması nedeniyle uğradığı zararların da dikkate alınarak tazminatın hesaplanmasını talep etmişse de, Şarkikaraağaç İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 22.05.2018 tarihli yazısı ve yazı ekinde gönderilen belgelerin yapılan incelemesinde, davacının valilik makamının 22.07.2016 tarih ve 7844897 sayılı oluru ile açığa alınmış olduğu ve ağustos ayı maaşının 2/3’ünün davacıya ödendiği dolayısıyla davacının ihraç edildiği 01.09.2016 tarihine kadar koruma tedbirleri nedeniyle maddi bir gelir kaybının bulunmadığı, idari bir işlem niteliğinde olan açığa alınma kararı neticesinde maaşının 1/3’lük kısmının ödenmemesinin CMK’nın 141. maddesinde düzenlenen koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasının konusu olmadığı, ancak ihraç edildiği tarihten sonra kamu görevi dışında herhangi bir işte çalışma imkanı bulunan davacının bu tarihte tutuklu bulunduğundan dolayı çalışamadığı ve tutuklu bulunduğu dönemde başka bir gelir elde ettiğine ilişkin somut herhangi bir belge ve bilgi ibraz etmediği, davacı her ne kadar Isparta Arıcılar Birliği Üyesi olması nedeniyle gelir elde ettiğini, bu nedenle uğradığı zararların da tazmin edilmesini talep etmişse de, mahkemece Şarkikaraağaç İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye verilen cevap yazısı ve yazı ekinde gönderilen belgeler incelendiğinde davacının en son 2015 yılında 600,00 TL destekleme parası aldığı, 2016 yılında başvuru dilekçesinde eksiklik bulunması nedeniyle başvurusunun dikkate alınmadığı, itiraz süresinde de davacının talebi olmadığından desteklemeden yararlanamadığının bildirildiği, mahkemece tüm dosya kapsamı dikkate alınarak yapılan hesaplama üzerine (davacının kamu görevinden ihraç edildiği 01.09.2016 tarihinden tahliye edildiği 16.10.2017 tarihine kadar olan 411 günlük kazanç kaybına karşılık olarak toplam 18.815,12 TL maddi tazminatın, kamu görevinden ihraç edildiği 01.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

Manevi tazminat talebi yönünden dosyanın incelenmesinde, davacının üzerine atılı suçun niteliği, haksız olarak tutuklu kaldığı sürede hürriyetinin kısıtlanması sonucunun doğurduğu tüm sorunlar, tespit edilen sosyo-ekonomik durumu hep birlikte değerlendirildiğinde, hak ve nesafet kuralları uyarınca manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği ancak manevi tazminatın şahsın çektiği elem ve sıkıntıları kısmen de olsa dindirmeyi amaçlayıp zenginleşme sonucunu doğurmaması gerektiği nazara alındığında davacının manevi tazminat konusundaki davasının kısmen kabulü ile gözaltına alındığı 27.07.2016 tarihinden, tahliye edildiği 16.10.2017 tarihine kadar olan 447 günlük süreye ilişkin manevi zararlarına karşılık olarak takdiren 45.000,00 TL manevi tazminatın, taleple bağlılık ilkesi gereğince tutuklama tarihi olan 28.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Isparta 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/221 Esas, 2018/37 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 27.07.2016-16.10.2017 tarihleri arasında 446 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama üzerine 13.02.2018 tarihinde beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 21.02.2018 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı anlaşılmıştır.

A. Davacının Temyiz İstemi Yönünden
A.1.Asgari ücret üzerinden değerlendirme yapılmasının hakkaniyetli ve hukuka uygun olmadığına ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Davacının ihraç sebebiyle uğradığı zararın idari işlem niteliğinde olduğu anlaşıldığından ihraç tarihi ile tahliye tarihi arasındaki tutukluluk dönemi için maddi zararını ücret bordrosu, vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacıya tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanacak miktarın maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesinde hüküm tarihi itibariyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

A.2.Cezaevi harcamalarının, ailesinin cezaevine gelmek için yaptığı yol masraflarının karşılanması gerektiğine ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Davacının talep etmiş olduğu maddi zararlarının 5271 sayılı Kanun’un 141 inci ve devamı maddelerine göre belirlenmesi gereken maddi zarar kapsamında değerlendirilemeyeceğinden bu taleplere ilişkin maddi tazminatın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

A.3.Tutuklanması sebebiyle arılarının telef olmasından dolayı ve bal üretememesinden dolayı meydana gelen zararının karşılanması gerektiğine ilişkin temyiz sebebi yönünden;
5271 sayılı Kanun’un 141 inci maddesine göre ”suç soruşturması veya kovuşturması sırasında” uygulanan koruma tedbirlerine karşı devlet aleyhine tazminat davasının açılabileceği belirtilmiş olup, davacının talep ettiği maddi tazminatın koruma tedbiriyle bağlantılı olduğuna dair somut bir delil olmadığından bu hususa ilişkin maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

A.4.Hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklulukta kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti yapıldığından hükmedilen manevi tazminat miktarında hukuka aykırılık görülmemiştir.

B. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
B.1.Davanın reddi gerektiğine ilişkin temyiz sebebi yönünden;
5271 sayılı Kanun’un “Tazminat istemi” kenar başlıklı 142 inci maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“(1) Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.

Hükmü karşısında tazminat talebinin dayanağı olan Isparta 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/221 Esas, 2018/37 Karar sayılı ceza dava dosyasının 21.02.2018 tarihinde kesinleştiği, buna karşın tazminat davasının kanunda belirlenen süre içerisinde 11.05.2018 tarihinde açılmış olduğunun anlaşılması karşısında davalı vekilinin davanın süresinde açılmadığına yönelik temyiz sebebinin reddine karar verilmiştir.

B.2.Hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden;
A.1. Paragrafında belirtildiği gibi maddi tazminatın ihraç tarihi ile tahliye tarihi arasındaki tutukluluk dönemi için maddi zararını ücret bordrosu, vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacıya tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanacak miktarın maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesinde hüküm tarihi itibariyle hukuka aykırılık bulunmasa da Dairemizce temyiz incelemesi sırasında UYAP üzerinden yapılan incelemede 7075 sayılı Kanunla kurulan Ohal İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun 30.12.2020 tarih ve 2020/13955 sayılı kararı ile göreve iade edilerek 20.01.2021 tarihli kararname ile davacının eski görev yerine atandığı ve bu süreçte mahrum kalınan zararların davacıya ödendiği anlaşılmakla mükerrer ödemenin önlenmesi için davacının bu hususa ilişkin maddi zarar talebinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklulukta kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti yapıldığından hükmedilen manevi tazminat miktarında hukuka aykırılık görülmemiştir.

B.3.Reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekâlet ücreti ödenmesi gerektiğine ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 tarih, 2007/8-2 Esas, 2007/63 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi haksız tutuklamadan kaynaklanan tazminat davalarında, tazminat miktarının davacı tarafça kesin bilinmesi mümkün olmadığından, davalı lehine avukatlık ücreti ödenebilmesi ancak davanın tamamen reddi halinde mümkün olduğundan davalı lehine vekâlet ücreti ödenmemesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (B.2.) paragrafında açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 02.11.2018 tarihli ve 2018/2592 Esas, 2018/2657 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesi gereği hükmün birinci (1.) paragrafında yer alan bölümün tamamen çıkarılarak, yerine “davacının maddi tazminat talebinin reddine” ibaresinin yazılması suretiyle, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.09.2023 tarihinde karar verildi.