Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6091 E. 2023/2195 K. 19.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6091
KARAR NO : 2023/2195
KARAR TARİHİ : 19.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin 14.11.2018 tarihinde tebliği üzerine davacı vekilinin 24.11.2018 tarihinde verdiği dilekçesinde hükme ilişkin temyiz sebeplerini bildirerek katılma yolu ile temyiz isteminde bulunduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 25.04.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Sivas Cumhuriyet savcısı olarak görev yaparken hiçbir suçu olmadan tamamen teknik nedenlerle Bylock kullandığı tanısıyla kanlı ve hain terör örgütü FETÖ/PDY üyesi ve darbeci olduğu iddiasıyla haksız yere altı ay tutuklu kalan ve bu süre içinde olayın muhtevası ve kendi özel durumları nedeniyle çok ağır travmalar yaşayan ve bu acıları Yüce mahkemenin üyeleri tarafından meslektaş olması bakımından empati yoluyla rahatlıkla anlaşılabilecek olan müvekkilin çektiği onulmaz açıları bir nebze olsun dindirebilmek için müvekkilin mesleğinin önemi soruşturur yargılar durumundan soruşturulur – yargılanır duruma düşürülmesi, yönetiminden sorumlu olduğu (Cezaevi yönetimi ve çalışanlarının) kişilerin yönetimi altına girmesi durumu ve tutuklu kaldığı sürenin uzunluğu ve de müvekkilin özel durumları da dikkate alınarak kendisine 300.000,00 TL (üçyüzbin TL) manevi tazminatın ödenmesine, yargılama giderlerinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 09.05.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine” karar verilmesini talep etmiştir.

3. Malatya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.05.2018 tarihli ve 2018/13 Esas, 2018/8 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4.Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 02.10.2018 tarihli ve 2018/2319 Esas, 2018/2571 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 12.09.2021 tarihli, davalı vekilinin temyiz talebinin kabulü ile hükmün bozulması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Davalı vekilinin temyiz sebepleri
1.Davanın reddi gerektiğine,

2.Hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğuna,

3.Reddedilen miktar bakımından davalı lehine vekâlet ücreti ödenmesi gerektiğine,
ilişkindir.

B. Davacı vekilinin temyiz sebepleri
Hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna,
ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü:
Tüm dosya kapsamından davacı … hakkında Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs ve Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan soruşturma yapıldığı, davacının 07.08.2016 günü gözaltına alınıp Sivas Sulh Ceza Hakimliğinin 07.08.2016 tarih ve 2016/179 sayılı tevkif müzekkeresi ile tutuklanarak ceza infaz kurumuna alındığı, Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 31.01.2017 tarih ve 2017/750 D.İş sayılı tahliye müzekkereleri gereği tahliyesine karar verildiği ve aynı gün serbest bırakıldığı, ilgili tevkif müzekkeresini 07.08.2016 – 31.01.2017 tarihleri arasında infaz ettiği, bu sürenin başka dosyadan mahsup edilmediği tespit edilmiştir.

Davacı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunun 22/01/2018 tarih ve 2018/17305 soruşturma, 2018/8925 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, gelen cevabi yazıdan bu kararın kesinleşme şerhi olmadığı ve davacıya bu yönde bir tebliğin bulunmadığı, dolayısıyla davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.

Tüm dosya kapsamından; davacının C. savcısı olduğu, ülkemizde yaşanan hain darbe girişimi üzerine Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs ve Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçlamasıyla hakkında soruşturma başlatıldığı, soruşturma nedeniyle gözaltına alınıp tutuklandığı, 07.08.2016 – 31.01.2017 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, görevinden ihraç edildiği, sonrasında görevine iade edildiği, FETÖ Silahlı Terör Örgütü üyelerinin gizli haberleşme için kullandıkları Bylock programını WİFİ üzerinden kullandığının iddia edildiği, ancak soruşturma kapsamında davacı adına kayıtlı WİFİ üzerinden sanığın bylock kullanmadığının belirlendiği, söz konusu programı eski yargı mensubu olan …’in kullandığının ortaya çıkarıldığı, hakkında başkaca delil bulunmadığından davacı hakkında KYOK verildiği, davacının süresi içinde belirtilen haksız tutuklama nedeniyle manevi tazminat davası açtığı tespit edilmiştir.

Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, toplumsal konumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına ve tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında ve tutuklulukta kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak, zenginleşme sonucu doğurmayacak, adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşır bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun olarak tayin edilmesi gerektiği, somut dosyada C.savcısı olan davacının yukarıda anlatılan şekilde eli kanlı FETÖ Silahlı Terör örgütüne üye olduğu ve Anayasal Düzeni Değiştirmeye teşebbüs ettiği iddialarıyla gözaltına alınıp tutuklanması, çevredeki kişilerce “Fetöcü, vatan haini” olarak damgalanması, sosyal ve ekonomik durumu, toplumsal konumu, üzerine atılı suçların niteliği, gözaltına ve tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında ve tutuklulukta kaldığı süre, söz konusu suçlamalar nedeniyle yıpranan onuru ve sarsılan itibarı, yakınlarından uzaklaşması nedeniyle hasret çekmesi ve ruhsal sıkıntılara uğraması, yargılama süreci içerisinde yargı ortamında bulunmanın verdiği sıkıntılar, cezaevinde bulunmanın verdiği sıkıntılar ile tüm bunların neden olduğu elem ve ıstırap dikkate alınarak; bu elem, ıstırap ve diğer sıkıntıların bir ölçüde giderilmesi için davanın kısmen kabulü ile 120.000,00 (yüzyirmibin) TL manevi tazminatın davacıya verilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü:
Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen manevi tazminat miktarının 90.000,00 TL’ye indirilmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin esasını oluşturan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/17305 soruşturma sayılı dosyası kapsamında davacının Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından 07.08.2016-31.01.2017 tarihleri arasında 177 gün tutuklu kaldığı, yapılan soruşturma sonunda 22.01.2018 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle davanın 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı anlaşılmıştır.

A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
A.1. Davanın reddi gerektiğine ilişkin temyiz sebebi yönünden;
5271 sayılı Kanun’un “Tazminat istemi” kenar başlıklı 141 inci maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“(1) Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,

Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.

Bu itibarla kanunda öngörülen yasal şartlar oluştuğundan davanın kısmen kabulünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

A.2.Hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda çok fazla manevi tazminata hükmolunması, bozmayı gerektirmiştir.

A.3.Reddedilen miktar bakımından davalı lehine vekâlet ücreti ödenmesi gerektiğine ilişkin temyiz sebepleri yönünden;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 tarih, 2007/8-2 Esas, 2007/63 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi haksız tutuklamadan kaynaklanan tazminat davalarında, tazminat miktarının davacı tarafça kesin bilinmesi mümkün olmadığından, davalı lehine avukatlık ücreti ödenebilmesi ancak davanın tamamen reddi halinde mümkün olduğundan davalı lehine vekâlet ücreti ödenmemesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
B.1.Hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden;
Gerekçe bölümünün A.2. paragrafında açıklandığı üzere davacı vekilinin hükmedilen tazminat miktarının az olduğuna ilişkin temyiz talebi reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün ikinci (A.2.) paragrafında açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 02.10.2018 tarihli ve 2018/2319 Esas, 2018/2571 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.06.2023 tarihinde karar verildi.