Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6046 E. 2023/2011 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6046
KARAR NO : 2023/2011
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 5271 sayılı Kanunun 331 inci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince adli tatile rastlayan sürelerin işlemeyeceği, bu sürelerin tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılacağına yönelik düzenleme nazara alındığında, gerekçeli kararın davacı vekiline 11.07.2018 tarihinde tebliğinin ardından 03.09.2018 tarihinde verdiği temyiz dilekçesinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 23.01.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi ve Yurttaşlık Derneği kurucu üyesi olduğunu, İnsan Hakları Ortak Platformu tarafından düzenlenen olağan yıllık paylaşma ve planlama toplantısında insan hakları savunusunu güçlendirmeye yönelik olarak bir dizi eğitim semineri yapılmasının planlandığını, Yurttaşlık Derneğini temsilen katıldığı 10 kişilik bir atölye çalışması planlandığını, Büyükada Ascot Hotelde bir araya gelen 10 kişinin 5 temmuz çarşamba günü gözaltına alındıklarını, 18.07.2017 tarihinde İstanbul 10.Sulh Ceza Hakimliğinin 2017/312 sorgu sayılı kararı ile müvekkilinin tutuklandığını, müvekkilinin 3 ay 20 gün özgürlüğünden mahrum kaldığını, İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.10.2017 tarihli kararı ile özgürlüğüne kavuştuğunu, yargılamanın halen İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/100 E. sayılı dosyasında derdest olduğunu, müvekkilinin haksız gözaltı, tutuklama işlemlerine maruz kaldığı için 5271 sayılı Kanunun 141 inci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi için iş bu başvuruyu yaptıklarını, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararları doğrultusunda bu başvuruyu müvekkilinin tahliye edildiği 25.10.2017 tarihinden sonraki 3 ay içinde yaptıklarını, 5 Temmuz-25 Ekim 2017 tarihlerinde 113 gün özgürlüğünden mahrum kaldığını, 12 gün gözaltında tutulduğunu ve haksız yere tutuklandığını, gözaltı sürecinde hak ihlalleri olduğunu, müvekkilinin aylık ortalama gelirinin 3.000,00 TL olduğunu, ayrıca gözaltı ve tutuklama işlemleri nedeniyle pek çok harcama yapmak durumunda kaldığını belirterek maddi 42.938,60 TL maddi, 500.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alındığı tarihten itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

2. İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.02.2018 tarihli ve 2018/45 Esas, 2018/23 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 26.06.2018 tarihli ve 2018/1413 Esas, 2018/1981 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

4. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.09.2021 tarih, 2018/91980 sayılı tebliğnamesi ile 5271 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin beşinci ve yedinci fıkraları gereğince ilk derece mahkemesinin, kararı duruşmalı olarak vermesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacının temyiz istemi, tazminat talebine konu istemler için kararın kesinleşmesinin gerekmediğine, tazminat isteme koşullarının gerçekleştiğine ilişkindir.

IV. GEREKÇE
5271 sayılı CMK’nın 142 nci maddesinin beşinci fıkrasındaki; ”Mahkeme, dosyayı inceledikten sonra yeterliliğini belirlediği dilekçe ve eki belgelerin bir örneğini Devlet Hazinesinin kendi yargı çevresindeki temsilcisine tebliğ ederek, varsa beyan ve itirazlarını onbeş gün içinde yazılı olarak bildirmesini ister.”, altıncı fıkrasındaki ”İstemin ve ispat belgelerinin değerlendirilmesinde ve tazminat hukukunun genel prensiplerine göre verilecek tazminat miktarının saptanmasında mahkeme gerekli gördüğü her türlü araştırmayı yapmaya veya hâkimlerinden birine yaptırmaya yetkilidir.” ve yedinci fıkrasındaki; ”Mahkeme, kararını duruşmalı olarak verir. İstemde bulunan ile Hazine temsilcisi, açıklamalı çağrı kâğıdı tebliğine rağmen gelmezlerse, yokluklarında karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemelere muhalefet edilerek, kararın duruşmalı olarak verilmesi gerektiği gözetilmeden, Cumhuriyet savcısından yazılı mütalaa alınarak tensiben yazılı şekilde karar verilmesinin, hukuka kesin aykırılık hallerinden olduğu tespit edilmiştir.

V. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 26.06.2018 tarihli ve 2018/1413 Esas, 2018/1981 Karar sayılı kararının gerekçe bölümünde açıklanan nedenle 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.06.2023 tarihinde karar verildi.