Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6025 E. 2023/2014 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6025
KARAR NO : 2023/2014
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 09.03.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının Isparta Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/9571 soruşturma sayılı dosyası kapsamında silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan soruşturma yürütüldüğünü, soruşturma kapsamında müvekkiline ait cep telefonu ve hafıza kartlarına el konulduğu, soruşturma sonucunda davacı hakkında takipsizlik kararı verildiği, el konulan eşyaların ise iade edilmeyerek dosyada delil olarak saklandığı, haksız yere terörist muamelesine maruz kalan müvekkilinin 5.000,00 TL’si el konulan eşyaları için olmak üzere maaş vs. gibi maddi kayıpları içi 25.000,00 TL maddi, haksız yere terör örgütü üyesi olarak suçlanması nedeniyle de 150.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 30.03.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, el konulan eşyalarının dosyada delil olarak saklanmasına karar verilmediğini, davacı tarafından fahiş miktarda tazminat talep edildiğini, tazminat koşullarının oluşmadığını öne sürerek davanın reddini talep etmiştir.

3. Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.06.2018 tarihli ve 2018/109 Esas, 2018/230 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

4. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 05.10.2018 tarihli ve 2018/2233 Esas, 2018/2393 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.09.2021 tarih 2018/90696 sayılı tebliğnamesi ile temyiz talebinin reddiyle hükmün onanması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi, davacı hakkında arama, el koyma işlemleri yapılması, haksız şekilde soruşturma yürütülmesi, kamu görevinden ihraç edilmesi, iş bulamaması nedeniyle tazminat isteme koşullarının oluştuğuna, işsiz olan davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hak arama hürriyetine aykırı olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkeme gerekçesinde “Isparta Cumhuriyet Başsavcılığınca … hakkında başlatılan soruşturma kapsamında, Isparta Sulh Ceza Hakimliğinin 24/08/2016 tarih 2016/2452 Değişik iş sayılı kararı uyarınca …’ın evinde arama ve el koyma işlemine izin verilmesine dair karar uyarınca, …’ın evinde yapılan arama sonunda iki adet cep telefonuna, sim kartına ve hafıza kartına el konulduğu anlaşılmıştır… davacının iki adet cep telefonunun el konulup iade edilmemesi nedeniyle açmış olduğu davasında, davacı vekilinin sunmuş olduğu dilekçe ile buna yönelik talebinden vazgeçtiğini bildirmiş olması, el koyma işlemi nedeniyle de ispatlanmış bir zarar bulunmadığından davacının maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir… Yargıtay Ceza Genel Kurulu 12.04.2011 Tarih 2011/7-2 Esas 2011/52 Karar sayılı kararında ifade edildiği üzere “Özgürlüğünden yoksun kalmayan davacının, malına el konulmasının sosyal çevresinde itibarını sarsmayacağı dolayısıyla manevi zararın oluşmayacağı nitekim öğretide de manevi tazminatın daha çok yakalama ve tutuklama koruma tedbirleri bakımından söz konusu olabileceği belirtilmiştir (Ünver-Hakeri, Ceza Muhakemesi Hukuku, 3. Baskı, sf. 482). Yine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 12/02/2018 Tarih 2017/7162 Esas 2018/1349 Karar sayılı kararında ve pek çok istikrar kazanmış içtihadında belirtildiği üzere Manevi tazminat davaları kişilik hakkını koruyan, haksız tecavüzün doğurmuş olduğu olumsuz sonuçları, yani zararın giderilmesini, telafi edilmesini amaçlamaktadır. Manevi tazminat davası için, kişilik haklarının ihlal edilmesi özellikle sosyal ve duygusal kişilik değerlerinin ihlali ve hukuka aykırı bir fiilin bulunması gerekir. Yakalanan veya tutuklanan kimsenin gerek aile, gerekse iş çevresinde itibarının sarsılması, aile, çocuk ve yakınları için tutuk evinde hasret çekilmesi, kişinin tutuklanması nedeniyle ruhi sıkıntılar çekmesi, ceza evi şartları, buralarda duyduğu acı ve ızdıraplar kişinin manevi zararının giderilmesini gerekli kılmaktadır. Tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik yeri, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.” denilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/9571 soruşturma sayılı dosyası kapsamında davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan soruşturma başlatıldığı, soruşturma sırasında davacının evinde arama yapıldığı yapılan arama sonucunda bir takım elektronik aletlere el konulduğu, yürütülen soruşturma neticesinde davacı hakkında 12.02.2018 tarihinde 2018/1444 sayılı kararla kovuşturmaya yer olmadığında dair karar verildiği, davanın arama, el koyma tarihleri itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesine Kanununa tabi olduğu, süresinde ve yetkili mahkemeye açıldığı anlaşılmıştır.

Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talep edilebilecek hallerin 5271 sayılı Kanunun 141 inci maddesinin birinci fıkrasında tahdidi olarak sayıldığı, 141. maddenin birinci fıkrasının (i) bendinde hakkındaki arama kararının ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen, (j) bendinde eşyasına veya malvarlığı değerlerine koşulları oluşmadığı halde el konulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanın geri verilmeyenlerin tazminat isteyebilecekleri düzenlenmiştir. Davacı hakkında uygulanan arama tedbirinin ölçüsüz olarak gerçekleştirildiğine dair bir iddia bulunmadığı gibi bundan kaynaklı bir zarar da ileri sürülmemiştir. Her ne kadar davacının bir takım elektronik aletlerine el konulmuş ise de; dava sırasında davacı vekilinin el konulan eşyaların iade edilmesi sebebiyle maddi tazminat taleplerinin buna ilişkin 5.000,00 TL’lik kısmından vazgeçtiklerini bildirdiği, davacı hakkında uygulanan el koyma tedbiri nedeniyle manevi zararın oluştuğunun kabulünün mümkün olmadığı, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, davacının söz konusu soruşturma kapsamında gözaltında ve tutuklu kalmadığı da anlaşıldığından kanunda aranan tazminat isteme koşullarının gerçekleşmemesi sebebiyle davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Davanın tümüyle reddedildiği göz önüne alındığında davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 05.10.2018 tarihli ve 2018/2233 Esas, 2018/2393 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.06.2023 tarihinde karar verildi.