Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/6020 E. 2023/5172 K. 28.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6020
KARAR NO : 2023/5172
KARAR TARİHİ : 28.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2017/1808 E., 2018/1730 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak sanığın mahkumiyetine
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Salihli Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.03.2017 tarihli ve 2015/206 Esas, 2017/90 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası gereğince neticeten 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin geçici olarak 1 yıl 6 ay süreyle geri alınmasına karar verilmiştir.

2.İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14.Ceza Dairesinin, 17.09.2018 tarihli ve 2017/1808 Esas, 2018/1730 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılanlar vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kabulü ile kararın kaldırılarak sanığın taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası gereğince neticeten 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin geçici olarak 1 yıl 6 ay süreyle geri alınmasına karar verilmiştir.

3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 24.09.2021 tarihli ve 2018/93685 sayılı temyiz istemlerinin esastan reddiyle hükmün onanması görüşünü içeren Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiilerinin temyiz isteği ayrı ayrı, bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmasının ve tayin edilen kusur durumunun hukuka aykırı olduğuna, ceza miktarının orantılık ilkesine aykırı şekilde fazla miktarda hükmedildiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1.İlk Derece Mahkemesince, ”Sanık savunmaları, tanık beyanları, raporlar, tutanaklar ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde, sanık … hakkında Taksirle Birden Fazla Kişinin Ölümüne Neden Olma suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açıldığı,

21.07.2015 tarihli ölü muayene tutanağında, Maktul …’nün kesin ölüm nedeninin kafa travmasına bağlı beyin kanaması sonucu meydana geldiğinin tespit edildiği; motosiklet sürücüsü …’in ise kesin ölüm nedeniyle ilgili olarak İzmir Adli Tıp Kurumunun 19.08.2015 tarihli otopsi tutanağında; …’in kanında alkol, uyuşturucu ve uyarıcı maddenin arandığı ancak bulunamadığı, kişinin ölümünün genel beden travmasına bağlı kafatası, maksilla, nasal, manbibula, sol femur, sağ ulna, radius ve sağ tibia, fibula kırıkları, beyin kanaması, büyük damar ve iç organ harabiyeti ile birlikte gelişen kanama sonucu meydana geldiği kanaatinin bildirildiği,

21.07.2015 tarihli trafik kazası tespit tutanağında, … plaka sayılı kamyon sürücüsü sanık …’ın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 84/b, 47/1.c maddelerinde belirtilen “taşıt giremez levhasının bulunduğu karayoluna veya bölünmüş karayolunda karşı yönden gelen trafiğin kullanıldığı şerit veya bağlantı yoluna girmek ve karayollarından faydalananlar trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara uymak zorundadır, “U” dönüşünün yasak olduğunun levha ile belirtildiği halde “U” dönüşü yapmak” kurallarını ihlal ettiğinden kusurlu olduğunun; … plaka sayılı motosiklet sürücüsü …’in ise aynı kanunun 52/1.a maddesinde belirtilen “araçların hızını, kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, darköprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken azaltmamak” kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olduğunun belirtildiği,

18.08.2015 tarihli bilirkişi raporunda; … plaka sayılı kamyon sürücüsü sanık …’ın dönülmesi yasak bölgede dönüş yapması, trafik işaret ve levhalarına uymaması ve kavşaklarda düz giden araçlara ilk geçiş hakkını verme kuralına uymamış olması nedeniyle, 1. derecede asli kusurlu olduğunun, … plaka sayılı motosiklet sürücüsü Mahmut AKÇİL’in ise kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmamak kusurunu işlediğinden 2. derecede tali kusurlu olduğunun belirtildiği,

Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinden alınan 20.10.2015 tarihli raporda, sanık sürücü …’ın idaresindeki kamyon ile U dönüşü yasak olan olay mahallinde kurallara aykırı olarak U dönüşü yaptığı, sola dönüşü öncesinde yol üzerinde gerekli-yeterli kontrolleri yapması ve sola dönüş manevrası yapmadan önce ilk geçiş hakkını doğrultu değiştirmeden düz gelen araçlara vermesi gerektiği hususlarına riayet etmediği, yol üzerinde yaklaşmakta olan motosikletin hız ve mesafesini de dikkate almadan geçişi sırasında da aracın çarpmasına maruz kaldığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli derecede kusurlu olduğu; müteveffa sürücü …’in ise idaresindeki motosiklet ile seyir halindeyken olay mahalli kavşağa yaklaştığında hızını düşürüp seyrine daha kontrollü biçimde devam etmesi ve U dönüşü yapmak için kavşağa giren sanığın idaresindeki kamyonu ikaz ederek etkin tedbir alması gerekirken gerekli/yeterli tedbire başvurmayıp çarptığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile tali derecede kusurlu olduğunun belirtildiği,

Alanında uzman üç kişilik heyetten alınan 13.02.2017 tarihli bilirkişi raporunda, sanığın asli kusurlu, ölen sürücü …’in tali kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.

Her ne kadar sanık savunmalarında kusurlu olmadığını belirterek suçlamayı reddetse de, sanığın U dönüşü yapılması yasak olan yerde U dönüşü yaptığının tanık …’nin beyanı, tutanaklar, alınan raporlar ve dosya kapsamıyla sabit olduğu, trafik işaret ve levhalarına ve kavşaklarda düz giden araçlara ilk geçiş hakkını verme kuralına uymayan sanığın bu şekilde 1. derecede asli kusurlu olduğu, ölen …’in kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması nedeniyle tali kusurlu olduğu, ölen …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin farının yanmadığı ve hızının artırıldığı hususunda tanık …’ın soyut beyanı haricinde herhangi bir bulgunun olmadığı, çarpışmanın motosiklet sürücüsü … ve motosiklette yolcu olarak bulunan …’nün ölümüne neden olduğu, sanığın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak ve öngörebileceği neticeyi öngörmeyerek iki kişinin ölümüne sebep olduğu, bu şekilde TCK m. 85/2’de düzenlenen suçun unsurlarının tamamlandığı anlaşılmakla sanığın atılı suçtan mahkumiyetine karar verilerek aşağıda yazılı şekilde karar verilmiştir.

Sanığın üzerine atılı Taksirle Birden Fazla Kişinin Ölümüne Neden Olmak suçunu işlediği anlaşılmakla,

– TCK’nın 61. maddesine göre, asli kusurlu failin taksire dayalı kusur durumu göz önünde bulundurularak asgari hadden ayrılmak suretiyle TCK’nın 85/2 maddesi gereğince temel ceza belirlenmiştir.

– TCK’nın 62/1 maddesi gereğince, sanığın yargılama sürecindeki davranışları, geçmişi, sosyal ilişkileri, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri sanık yararına cezayı hafifletici takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezasından takdiren 1/6 oranında indirim yapılmıştır.

– Oluşa ve takdire binaen sanığın cezasından başkaca artırım ve indirim yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

– Suçun işleniş biçimi, kaza sonrası sanığın olay yerinden ayrılması, kusurun derecesi ve suçun neticesi dikkate alınarak TCK’nın 50/4 fıkrasının 1. cümlesi takdiren uygulanmamıştır.

– TCK’nın 53/6. maddesi gereğince, trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûm olan sanığın cezasının tümüyle infazından sonra başlamak üzere sanığın kusur derecesi ve suçun neticesi dikkate alınarak takdiren (1) yıl (6) ay süre ile sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmiştir.”

Biçimindeki gerekçe ile sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir.

2.21.07.2015 tarihli ölen …’nün ölü muayene tutanağında,
”…
Ölüm sebebinin kafa travmasına bağlı beyin kanaması sonucu ölümünün gerçekleştiği anlaşıldığından klasik otopsi yapılmasına gerek görülmediği
…”

Denilmektedir.

3.Kolluk görevlilerince tanzim edilen 21.07.2015 tarihli 2015/240 numaralı raporda, … plakalı aracın sağ arka dingil lastik tekerleği dış yüzeyinden, anılan lastiğin üst kısmı tosluk içinden, kasa kenarından ve sağ arka köşe kısmından şüpheli kırmızı lekeler tespit edildiği hususuna değinilmiştir.

4.Kolluk görevlilerince tanzim edilen 21.07.2015 tarihli kaza tespit tutanağında, sanığın, u dönüşünün yasak olduğunun levha ile belirtildiği yerde bu hususa aykırı davrandığından kusurlu olduğu belirtilmiştir.

5.Salihli Cumhuriyet Başsavcılığınca aldırılan 18.08.2015 tarihli trafik polis memuru bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda, sanığın dönülmesi yasak olan bölgeden dönüş yaptığı ve kavşaklarda geçiş önceliğine uymadığı gözetildiğinde anılan davranışlarıyla asli kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiği bildirilmiştir.

6.İzmir Morg İhtisas Dairesi 19.08.2015 tarihli …’in otopsi raporunda,
”…
Kişinin ölümünün genel beden travmasına bağlı kafatası, maksilla, nasal, manbibula, sol femur, sağ ulna, radius ve sağ tibia, fibula kırıkları, beyin kanaması, büyük damar ve iç organ harabiyeti ile birlikte gelişen kanama sonucu meydana gelmiş olduğu kanaatini bildirir rapordur.”

Denilmektedir.

7.Yargılama aşamasında aldırılan Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 20.10.2015 tarihli raporunda;
A) Sanık sürücü … idaresindeki kamyon ile U dönüşü yasak olan olay mahallinde kurallara aykırı olarak U dönüşü yaptığı,sola dönüşü öncesinde yol üzerinde gerekli-yeterli kontrolleri yapması ve sola dönüş manevrası yapmadan önce ilk geçiş hakkını doğrultu değiştirmeden düz gelen araçlara vermesi gerektiği hususlarına riayet etmediği, yol üzerinde yaklaşmakta olan motosikletin hız ve mesafesini de dikkate almadan geçişi sırasında da aracın çarpmasına maruz kaldığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli derecede kusurludur.

B) Müteveffa sürücü … idaresindeki motosiklet ile seyir halindeyken olay mahalli kavşağa yaklaştığında hızını düşürüp seyrine daha kontrollü biçimde devam etmesi, U dönüşü yapmak için kavşağa giren sanık sürücü idaresindeki kamyonu ikaz ederek etkin tedbir alması gerekirken gerekli/yeterli tedbire başvurmayıp çarptığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile tali derecede kusurludur.

Biçiminde kusur dağılımı yapılmıştır.

8.İTÜ Makina Fakültesi Öğretim Üyelerinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetince tanzim edilen 13.02.2017 tarihli raporda, sanığın idaresindeki kamyonuyla kavşakta U dönüş manevrasının yasak olduğu yerde bu kurala uymadığı ve dönüşe geçmeden önce mutlaka durması, yolun soluna yanaşması, karşıdan gelen, emniyetle durdurulamayacak kadar kavşağa yaklaşmış motosikletin geçişini beklemesi, ancak bu aracın geçişinden sonra manevraya başlaması gerekirken, aksine hareketleriyle dikkatsiz tedbirsiz … kullanarak asli kusuruyla neticeye sebep olduğu saptanmıştır.

9.Olay yerini gösterir kamera görüntülerine ait cd çözüm tutanağında, şahısların açık kimlik bilgileri, … plakaları ve çarpışma anının belirlenemediği ancak saat 15:29:28 sıralarında Salihli istikametinden İzmir istikametine giden açık kasalı plakası alınamayan kamyonun, U dönüşü yaptığı, yolun sağında durduğu, saat 15:30:47’de orta refüjde bir şahsın el kol hareketi yaparak diğer araçları ikaz ettiği, akabinde bir şahsın daha geldiği, arkasından gelen başka bir şahısla beraber üç kişinin duran aracın arka kısmında araca 20-25 metre mesafede durdukları, üç şahsın anılan araca geldikleri, saat 15:32:36 aracın durduğu yerden hareket ettiği, yolun kenarında sayısı belli olmayan bir grubun kaldığının görüldüğü anlatılmıştır.

10.Aşamalarda da aynı doğrultuda savunmada bulunan sanık mahalli Cumhuriyet savcısı huzurunda verdiği 21.07.2015 tarihli ifadesinde ”20.07.2015 günü saat 06.00 sıralarında müşterim olan … isimli şahıs tamir için kendisine ait … plaka sayılı BMC marka aracı getirip bıraktı, aracın pomba tamir işini gerçekleştirdikten sonra saat 23.50 sıralarında yanımda … sahibi … ile birlikte kamyonu test sürüşü yapmak için kamyonu E 96 karayoluna çıkardık, İzmir istikametine doğru seyir haline geçtik, E-96 karayolu üzeri Caferbey köyü yol ayrımına geldiğimde yolu kontrol ettim, yolun boş olduğunu anladığım bir anda dönüş yapmak için sola döndüm fakat bu sırada herhangi bir ışık vs.görmedim, motorun ışığının olmadığını düşünüyorum zira olsaydı görürdüm, önce köye giriş yapıp sonrada anayola çıkmak için dönüş yapacağım sırada kamyondan bir ses duydum, aracı yolun sağına durdurdum araçtan indim, aracın arkasında bir karaltı gördüğümde kaza olduğunu anladım, fakat kimin yaptığını anlamadım, yola çıktım çocukların üzerinden bir aracın geçmemesi için ışık yakıp yoldan geçen araçları uyardım, daha sonra olay yerine gelen diğer şahıslar polis ve ambulansı çağırdığını anlayınca … abim artık bize burada ihtiyaç kalmadı buradan gidelim dedi, tamirhaneme yaklaşık 50 metre kala … abiyi polis aradı, bulunduğunuz mevkiiyi sordu o da bulunduğumuz yerin tam adresini söylemem için telefonu bana verdi bende tamirhanemizin adresini verdim, tamirhaneye vardığımızda kamyonu kontrol ettik ve kazayı bizim yaptığımızı anladım.” demiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1.İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgular, Bölge Adliye Mahkemesince isabetsiz bulunmuş, duruşma açılarak yeniden yargılama yapılmıştır.

2.Bölge Adliye Mahkemesince, ”Sanığın suç tarihinde saat 00:05 sıralarında sevk ve idaresindeki … plakalı kamyon ile Salihli ilçesi istikametinden İzmir istikametine seyrederken asfalt, tek yönlü, geliş gidişli şerit genişliği 7 metre olan yolda Caferbey köyü kavşağına geldiğinde dört yönlü kontrolsüz kavşakta U dönüşü yapılmaz trafik işaret levhası olduğu halde U dönüşü yaptığı, karşı şeritten gelen ve düz gitmekte olan motosiklet ile çarpışmaları neticesinde motosiklet sürücüsü ile arkasında yolcu olarak bulunan iki kişinin vefat ettiği kazada kusur raporlarına göre sanığın hatalı U dönüşü nedeniyle asli kusurlu olduğu, kavşağa yaklaştığı halde hızını azaltmayan maktül sürücünün ise tali kusurlu olduğu anlaşılmıştır.

Yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde iki kişinin ölümüne asli kusurlu olarak neden olan sanık hakkında adalet ve hakkaniyet gereğince alt sınırdan daha fazla uzaklaşılmak suretiyle ceza tayin edilmesi gerektiği halde daha az temel ceza tayin edilmiş olması ayrıca sanığın U dönüşü trafik levhasını uymayarak kazaya neden olması dikkate alındığında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiği halde uygulama yapılmaması nedeniyle katılan vekillerinin istinaf itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme hükmünün kaldırılarak temel ceza, kusur durumu ve iki kişinin ölümü dikkate alınarak 6 yıl olarak belirlenmek ve bilinçli taksir hükümleri uygulanmak suretiyle sanığın mahkumiyetine dair karar vermek gerekmiştir.”

Biçimindeki gerekçe ile sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir.

3.Sanığa 5237 sayılı Kanun’un 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükümlerinin uygulanması ihtimaline binaen ek savunma hakkı verilerek alınan beyanında, ”Daha önce verdiğim ifade ve savunmalarımı aynen tekrar ederim, olay tarihinde çalıştığım tamirhaneye tamir edilmek üzere … plaka sayılı kamyon getirilmişti, biz gerekli tamiratı yaptıktan sonra deneme sürüşü yapmak üzere benim sevk ve idaremdeki araçla yanımda … sahibi olduğu halde Salihli ilçesinden Ahmetli ilçesine doğru yanılmıyorsam gece saat 23:45 sıralarında seyrettiğimiz sırada Caferbey köyü kavşağına geldiğimizde bu köy yoluna girmek üzere bölünmüş yolun ortasında durdum, bir otobüs ve bir taksi geçti, daha sonra seyrime devam ettiğim sırada araçtan bir ses geldi, arıza yapmış olacağını düşünerek Salihli istikametindeki yolun Caferbey köy yoluna göre geniş olması sebebiyle Salihli istikametine döndüm ve aracı yolun sağına parkettim daha sonra inip çevreyi kontrol ettiğimde bir karartı gördüm, yanına doğru gittiğimde iki şahsın yerde yattığını ve bir motosikletin de yanlarında bulunduğunu görerek cep telefonumun ışığıyla gelen giden araçları uyardım, gerekli tedbirleri aldım daha sonra olay yerine başka araçlar da geldi, ayrıca ambulans ve polise de haber verilmesi suretiyle … sahibinin gitmemiz gerektiğini söylemesi nedeniyle olay yerinden ayrıldım, ben dönüşümü yaptığım sırada herhangi bir motosiklet görmedim, ayrıca U dönüşü yapmayacaktım Caferbey köyü yoluna girecektim” dedi.

IV. GEREKÇE
1.Dosya kapsamında tanık olarak dinlenilen …’un sahibi olduğu kamyonun arıza yapması üzerine sanığın çalıştığı tamirhaneye götürdüğü, tamiri tamamlanan ve kontrol için …’un yolcu koltuğunda oturduğu, sanığın idaresinde seyre çıkılan araçla, gece vakti, meskun mahalde, aydınlatmanın bulunmadığı bölünmüş asfalt kaplama karayolunda, olay mahalli dört yönlü kavşağa geldiklerinde, U dönüşü yasak tabelası bulunan yerden Salihli istikametine ”U” dönüşü yaptıkları sırada, kamyonun sağ yan kısımlarıyla, sağ şeritte seyreden motosikletin ön kısmıyla çarpmasıyla, sanığın geçiş önceliğine uymayarak asli kusuruyla, motosiklette bulunan iki kişinin ölümüne sebebiyet verdiği olaya ilişkin mahkemece tayin edilen kusur durumu takdirinde ve bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmasında isabetsizlik bulunmamıştır.

2.Sanığın asli kusurlu olarak iki kişinin ölümüne sebebiyet verdiği olayda suçun işleniş şekli, meydana gelen zararın ağırlığı, maddede öngörülen cezanın alt ve üst sınırı nazara alındığında mahkemece hükmedilen ceza tayini yerinde bulunduğundan bu husustaki temyiz istemi reddolunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14.Ceza Dairesinin, 17.09.2018 tarihli ve 2017/1808 Esas, 2018/1730 Karar sayılı kararı kararında sanık müdafiilerince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Salihli Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.11.2023 tarihinde karar verildi.