Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/587 E. 2023/2282 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/587
KARAR NO : 2023/2282
KARAR TARİHİ : 21.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2013/144 E., 2016/259 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.04.2016 tarihli 2013/144 Esas 2016/259 Karar sayılı kararı ile;
A)Sanıklar …, …, … ve …’ın taksirle öldürme suçundan 5237 sayılı Kanunun 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 27.300,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.

B)Sanık …’nın taksirle öldürme suçundan 5237 sayılı Kanunun 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi,52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 21.200,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 18.12.2020 havale tarihli ve 2016/335216 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Sanık … Müdafinin Temyiz Sebepleri
1.Sanığın kusuru olmadığına, işin sözleşme ile Mürsel Yapı firmasına devredildiğine,

2.Yapım işlerine ait sözleşme ve yapım işleri genel şartnamesinin ilgili maddelerinde yüklenici ve alt yüklenicilerin sorumluluk sahalarının açıkça belirtildiğine ve bu hususta sorumluluğun taşeron firmada olacağının sözleşmede kararlaştırıldığına, sanığın sorumluluğundan bahsedilemeyeceğine,

3.Sanığa fazla ceza verildiğine ve re’sen gözetilecek hususlara ilişkindir.

B.Sanıklar …, …, …, … Müdafinin Temyiz Sebepleri
1.Her bir sanığın neden sorumlu olduğuna değinilmediğine, sanıkların beraatine karar verilmesi gerektiğine,

2.Şantiye şefi …’nın sorumlu olduğuna, sanıkların sorumluluğu olmadığına,

3…. ve …’ın görev ve sorumluluğunun mahkemece araştırılmadığına, …’ın inşaat mühendisi stajyeri olup iş sahasında yetki ve görevi olmadığına,…’ın da yol inşaatı ile ilgili herhangi bir görevi olmadığına,

4.Eksik inceleme ile karar verildiğine ve re’sen gözetilecek hususlara ilişkindir.

C.Sanık … Müdafinin Temyiz Sebepleri
Sanığın mahkumiyetine yeterli kesin,somut ve her türlü şüpheden uzak delil olmadığı halde cezalandırılma yoluna gidilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkin süre tutum dilekçesi vererek kararı temyiz etmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü:
“Ölen …’nun 21.07.2012 günü akşam saatlerinde ikamet ettiği Güroymak ilçesi Günkırı beldesinde bulunan evinde rahatsızlandığı, bunun üzerine ölen …’nun o esnada evinde bulunan oğlu ölen …’nun arkadaşı olan mağdur … …’den annesi…’i hastaneye götürmesini istediği, akabinde ölen …, … ve…’in kızı bulunan…’nun hep birlikte mağdur … …’in sevk ve idaresindeki … ile Günkırı beldesinden Güroymak Devlet Hastanesine gitmek üzere yola çıktıkları, saat 20.30 sularında sürücü… …’in Günkırı beldesinden Güroymak ilçesi istikametine seyir ettiği esnada tali yoldan ana yola çıkışta yol yapım çalışması nedeni ile 3.800m geriden işaret levhaları ile trafiğe kapalı olan ancak tali yol çıkışında yolun trafiğe kapalı olduğuna dair herhangi bir işaretlemenin olmaması nedeni ile sürücü… …’in trafiğe açık olan yola geçemeyip sağa dönerek trafiğe kapalı olan yoldan ilerleyerek yaklaşık 900m daha ilerledikten sonra menfez için açılan derinliği 165cm genişliği 500cm olan çukurun karşı duvarına çarparak menfez çukurunun içine düşerek durması sonucu trafik kazasının gerçekleştiği, kazaya karışan araçta bulunan …, …, … … ve sürücü… …’in acilen sağlık kuruluşuna sevk edildikleri, araçta bulunanlardan … ve …’nun sevk edildikleri sağlık kuruluşuna kaldırılmalarına müteakip aynı gün kaza dolayısı ölü muayene raporunda belirtiltiği şekli ile maruz kaldıkları genel baş ve beden travmasına bağlı olarak yaşamlarını kaybettikleri, araçta bulunan diğer kişilerden…’nun dosya içerisinde mevcut Adli Tıp Kurumunun 25.03.2013 tarihli raporunda açıklandığı şekli ile 5237 sayılı TCK’nın 89/2-b maddesi kapsamında vücudunda kemik kırığı oluşacak biçimde yaralandığı, sürücü… …’in ise yine dosyada mevcut Adli Tıp Kurumunun 25.03.2013 tarihli raporunda açıklandığı şekli ile 5237 sayılı TCK’nın 89/2-a-b maddeleri kapsamında vücudunda kemik kırılmasına ve duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olacak biçimde yaralandığı anlaşılmıştır.

Dosya kapsamında yargılanan sanıkların kazanın meydana geldiği yerdeki yol yapım çalışmasını yürüten Mürsel Yapı LTD. isimli firma ile ilgilerinin bulunduğu, zira formen …, işçi …, genel koordinatör …, mühendis …, şantiye şefi (üst firma) …, firma sahipleri … ve … ile kepçe operatörü olarak çalışan ve kazanın meydana geldiği çukuru açan …’nın üzerlerine atılı bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma
suçundan yargılandıkları,

Yargılamaya konu trafik kazasında kusur tespiti açısından soruşturma aşamasında ATK’dan alınan 18/01/2013 tarihli bilirkişi raporu ile Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/123 E sayılı dosyasında bulunan 17/03/2012 tarihli bilirkişi raporu arasında çelişkiler bulunduğu, bu kapsamda çelişkilerin giderilmesi ve kusur dağılımı yapılması açısından dosyanın yeniden bilirkişi raporu tanzim edilmesi için tevdii edildiği, gelen 25/06/2015 tarihli bilirkişi raporuna göre, meydana gelen trafik kazasında sanıklardan … (Mühendis), … (Genel Koordinatör), … (Firma sahibi) ve … (Firma sahibi)’ın ASLİ kusurlu, sanıklardan … (Şantiye Şefi)’nın TALİ kusurlu, hakkında daha önce 18/01/2013 tarihli bilirkişi raporuna göre ek-takipsizlik kararı verilen sürücü… …’in ise yine ASLİ kusurlu olduğu hususunda kanaat bildirildiği, Cumhuriyet Başsavcılığımızca yapılan değerlendirmede son alınan ve raporlar arasındaki çelişkiyi gideren 25/06/2015 tarihli heyetçe düzenlenen rapora itibar edilmesi gerektiği,

Mağdurlar … … ve…’nun kovuşturma aşamasında alınan beyanlarında davacı ve şikayetçi olmadıklarını beyan ettikleri,

Dosya kapsamında değinilmesi gereken bir diğer hususun da 5237 sayılı TCK’nın 22/3 maddesinde düzenlenen bilinçli taksir müessesesi olduğu, zira bilinçli taksir sorumluluğundan bahsedilebilmesi için, somut olayda failin sonucu içerisinde bulunduğu şartlara göre öngörmesine karşın, şansına, becerisine, tecrübesine ve bilgisine güvenerek bir şey olmaz düşüncesiyle hareketine devam etmiş olması gerektiği, ancak dosyada bulunan ve olay yerini gösteren fotoğrafların incelenmesinden, yolda trafik işaretlerinin olduğu ancak çukurun varlığını tereddütsüz şekilde gösterecek ve sürücülerin çukura yaklaşmalarını önleyecek yeterli seviyede bir işaretlemenin olmadığı, gece karanlığında sadece bir bant ile kapatılan çukuru sürücülerin yeterli seviyeden fark etmesi ve yolun diğer bölümüne yönelmelerinin mümkün olmadığı, çukurun etrafına çekilen bantın ancak çukurun yanından geçecek yayalara hitap edebilecek bir önlem olduğu, araçların bu ince bandı yeterli mesafeden görüp fark etmelerinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, sanıkların sorumluluklarının taksir düzeyinde değerlendirilmesi kanaatinin hasıl olduğu, …

Sanıklar …, …, …, … ve …’nın eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK’nın 85/2. maddesi gereğince CEZALANDIRILMALARINA” karar verilmiştir.

2.Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 27.01.2012 tarihli ölü muayene tutanağında …’nun sağ ve sol bilateral hemotoraks, sağ pnömotoraks ve bilateral multiple kırıkları nedeniyle öldüğü, Güroymak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 21.07.2012 tarihli raporda …’nun trafik kazası sonucu meydana gelen maksilomandibler doku bozukluğu ve kanamaya bağlı olarak akciğere kan asprasyonu ve dilin solunum yolunu tıkamasına bağlı olarak akut solunum yetmezliği sonucu öldüğü tespit edilmiştir. Olay nedeniyle…’nun hayat fonksiyonlarını ağır (5) derece, Erhan …’in ağır (6) derece kırık ve duyu organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olacak şekilde yaralandıklarına dair raporlar dosya içerisindedir.

3.Kaza tespit tutanağında, 21.07.2012 günü meskun mahal dışında, gece vakti, aydınlatmasız yolda, sürücü… …’in sevk ve idaresindeki otomobil ile Günkırı Beldesinden Göroymak İlçesi istikametine seyir halindeyken tali yoldan anayola çıkışta yol yapım çalışmasından dolayı 3800 metre geriden işaret levhalarıyla trafiğe kapalı olan ancak tali yol çıkışında yolun kapalı olduğuna daire herhangi bir işaretlemenin olmadığından sürücü… …’in trafiğe açık olan yola geçemeyip sağa dönerek trafiğe kapalı olan yoldan ilerleyerek sağ tarafta bulunan 50 km hız tahdit levhasını da dikkate almayarak 900 metre daha ilerledikten sonra menfez için açılan derinliği 165 cm ve genişliği 500 cm olan çukurun karşı duvarına aracının ön kısımlarıyla çarparak menfez çukurunun içine düşmesi sonucu meydana gelen olayda, yolun yapımından sorumlu kuruluşun Muş- Güroymak/Güroymak – Muş istikametlerine gerekli işaretlemeleri yaptığı ancak kazanın meydana geldiği Günkırı tali yol çıkışına herhangi bir işaretleme yapmadığından KTK 13/b çalışmaları gerekli önlemleri alarak, aldırarak ve devamlılığını sağlayarak, trafik akımını ve güvenliğini bozmayacak tarzda yapmak kuralını ihlal ettiği, sürücü… …’in aracındaki hasar durumu incelendiğinde kaza yerindeki 10 metre fren izi ve 900 metre geride bulunan hız tahdit levhası dikkate alındığında sürücünün … hızını gerekli şartlara uydurma kuralını ihlal ettiği belirtilmiştir.

4.Ankara Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 18.01.2013 tarihli raporda kusur dağılımı;
“A- Sürücü… … yönetimindeki otomobil ile gece vakti, meskun mahal dışında Günkırı köyü istikametinden çalışma nedeniyle kapalı olan yola geldiğinde, yolun çıkışında yol çalışması olduğunu ve sağa dönülmemesi gerektiğini belirtir levha olmadığından sağa dönerek seyrine devam etmiş olup, aydınlatmanın olmadığı yolda gece vakti seyri esnasında yol üzerinde çalışma yapan kuruluşça açılan ve önüne yeterli engel konularak yeterli tedbir alınmayan 165 cm derinliğinde 500 cm genişliğindeki çukuru geç fark edip fren yapmasına rağmen düştüğü olayda, mevcut oluş şartlarında hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından sonuçta atfı kabil kusuru yoktur.

B- Yolun yapımından sorumlu kuruluş, Günkırı köyü çıkışına bu yere gelen sürücüleri uyarması, girecekleri yolun trafiğe kapalı olduğunu, sağa dönmeyip iki yönlü trafiğe açılan karşı yol bölümüne geçmeleri gerektiğini belirtir gerekli işaretlemeleri yapmayarak, sürücü… …’in yönetimindeki aracıyla kavşaktan sağa dönerek trafiğe kapalı yolda seyredip yolda açtıkları ve yeterli önlem almadıkları menfez çukuruna düşmesi sonucu meydana gelen olayda, bu ihmaliyle tali kusurludur.” şeklinde belirlenmiştir.
5.İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 09.05.2014 tarihli raporda kusur dağılımı;
“1) Olay mahallinde Günkırı köyü istikametinden gelen araçlara hitaben çıkış yapacakları yol güzergahının yol çalışması nedeniyle trafiğe kapalı olduğunu belirtir ve araçların trafiğe açık olan yol bölümüne yönlendirecek şekilde işaretleme ve uyarı levhası ile belirlemeyen, olay mahalli trafiğe kapalı yol bölümüne giren vasıta sürücüleri için, kazaya sebep olan menfez çukurunun yaklaşımında ve yakınında gece kolayca görebilecekleri ve tedbir alabilecekleri şekilde uygun ve yeterli işaretleme yapmayan ve yeterli tedbirlerin alınıp alınmadığını kontrol etmeyen ilgili kurum veya kuruluş yetkililerinin hizmet eksikliği, olayın oluşumunda asli ve tamamen kusurludur.

2) Sürücü … idaresindeki otomobil ile Günkırı köyü istikametinden gelip, yolun trafiğe kapalı olduğuna dair herhangi bir uyarı ve işaret levhası bulunmayan yola girmesi ve söz konusu trafiğe kapalı yolda yol yüzeyinde bulunan çukur sebebiyle karıştığı, yol yüzeyindeki çukurun vakit gece ve aydınlatma bulunmadığı dikkate alındığında far ışığı altında görüş alanı dışında kaldığı anlaşılmakla, kazada atfı kabil kusuru bulunmamaktadır.” şeklinde belirlenmiştir.

6.İTÜ Makina Fakültesi Öğretim Üyeleri tarafından düzenlenen 25.06.2015 tarihli raporda;
Sürücü… …’in; her ne kadar tali yoldan ana yola dönüşü sırasında uyarı levhası yoksa da devamında müşteki…’nun ifadesinde de açıkça belirttiği üzere yolun ortasında onarım çalışmaları yapıldığını gösteren levhalar ve ayrıca hız tahdit levhası olduğu halde gece vakti, aşırı hızlı, dikkatsiz ve tedbirsiz … kullanması, aracının hızını yol hava ve trafik şartlarına göre ayarlamaması, aşırı hızlı seyri nedeniyle 10 metre fren izine rağmen duramayıp aracı çukura düşürmesi nedeniyle asli kusurlu ,

Sanık …’ın; karayolu üzerine açılan ve etrafı yeterli şekilde işaretlenmeyen çukurun karayolunu kullananlar tarafından yeterli seviyede işaretlenmesini sağlamadığından asli kusurlu ,

Sanıklar …, … ve …’ın; yapılan çalışmaları denetlemedikleri, şantiye sahasında güvenlik önlemlerinin yeterli seviyede alınıp alınmadığını gözlemedikleri için asli kusurlu,

Sanık …’nın; çukur açıldıktan sonra etrafına yeterli seviyede bariyer ve yönlendirici levha yerleştirtmediği, çukurun gece görünürlüğünü sağlayıcı ışıklandırma yapmadığı için tali kusurlu,

Sanıklar …, …, …’ın; çukurun tehlike oluşturmasını önleyici önlem almaları konusunda yetkili ve görevli olmadıkları anlaşıldığından kusurlu olmadıkları belirtilmiştir.

7. Mağdur …’nun beyanı ” kaza olayı olduğunda ben olay yerinde değildim. Kazada annem … vefat etmiştir. Bildiğim kadarıyla araçta…, … ve… bulunmaktaymış. Aracıda … … sürüyormuş. Ayrıca kardeşim … ise evdeydi. Ben kazaya sebep ola sürücülerden şikayetçi değilim. ancak karayollarının bir kusur varsa ilgili herkesten şikayetçiyim. Zararım karşılanmamıştır. Davaya katılma talebim vardır dedi.” şeklindedir. 30.01.2014 tarihli beyanı “ben her ne kadar daha önce sorumlu firmadan ve sanıklardan şikayetçi olmuş isem de zararımın giderilmiş olması sebebi ile bu şikayetimden vazgeçiyorum, ancak trafik sigortasının ileride rücu etme ihtimaline binaen sigortadan şikayetçiyim, benim zararımın büyük bıir kısmını Mürsel Yapı isimli firma gidermiştir, 110000 TL bedel ödemişlerdir, trafik sigortası ile davamız halen devam etmektedir, dedi “

8.Mağdur …’nun beyanı “ben … nun gelini, … nun ise eşiyim. Kazada her ikiside vefat etmiştir. … şoförlerinden şikayetçi değilim. Ancak karayolları genel müdürlüğünde bu olayı gerçekleşmesine sebebiyet veren herkesten şikayetçiyim. Zararım karşılanmamıştır. Davaya katılmak istemiyorum dedi.” şeklindedir. 25.03.2014 tarihli beyanı “Önceki beyanlarımı tekrar ediyorum, her ne kadar daha önce şikayetçi olmuş isem de şu anda Mürsel Yapıdan şikayetçi değilim dedi. “Önceki beyanlarımı tekrar ediyorum, her ne kadar daha önce şikayetçi olmuş isem de şu anda Mürsel Yapıdan şikayetçi değilim dedi.” şeklindedir.

9.Mağdur … …’in beyanı “ben olay tarihinde aracın şoförüydüm. Kaza tamamen kara yolları genel müdürlüğünün kusurundan kaynaklanmıştır. Sorumlulardan şikayetçiyim. Zararım karşılanmamıştır. Davaya katılmak istiyorum dedi.” şeklindedir. 30.01.2014 tarihli beyanı “Ben her ne kadar daha önce sorumlu firmadan ve sanıklardan şikayetçi olmuş isem de zararımın giderilmiş olması sebebi ile bu şikayetimden vazgeçiyorum, dedi

10.Mağdur … …’nun beyanı “ben … nun kızı, … nun ise kardeşiyim. Kazada her ikiside vefat etmiştir. … şoförlerinden şikayetçi değilim. Ancak karayolları genel müdürlüğünde bu olayı gerçekleşmesine sebebiyet veren herkesten şikayetçiyim. Zararım karşılanmamıştır. Davaya katılmak istemiyorum dedi.” şeklindedir. 25.03.2014 tarihli beyanı “Önceki beyanlarımı tekrar ediyorum, Mürsel yapıdan herhangi bir şikayetim yoktur, olayda annem ve abim vefat etmiştir, benimde elim ve ayağım bir miktar sakat kalmıştır, Mürsel yapı tarafından bize bir miktar tazminat ödemesi yapılmıştır, ancak zararımızın tamamı karşılanmış değildir dedi.” şeklindedir.

11.Sanık …’ın savunması “Ben Mürsel Yapı şirketinde inşaat mühendisi olarak görev yaparım, söz konusu yol çalışmasında güvenlik önlemlerini alma işi asıl yüklenici olan intekar firmasına aittir, 21.07.2012 tarihinde gerçekleşen kaza sırasında olay yerinde değildim, az önce belirttiğim üzere gerekli işaretlemenin yapılıp yapılmadığını denetlemek ve gerekiyorsa talimat ile yaptırma işi intekar firmasının şantiye şefine aittir, bu şantiye şefi de …’dır, bildiğim kadarıyla suç tarihinde yoldan geçecek kimseleri ana yola yönlendiren levhalar mevcuttu, ancak levhaların hangi sıklıkla ve ne şekilde yerleştirildiğini tam olarak bilmiyorum, hatırlamıyorum, herhangi bir sorumluluğum olmadığından üzerime atılı suçlamayı kabul etmem, ben olay tarihinde üniversiteden yeni mezun olup amcam olan …’ın şirketinde yeni çalışmaya başlamıştım, dolayısıyla yeterli bilgi birikimine sahip değildim, ayrıca az önce belirttiğim gibi herhangi bir görev ve sorumluluğumda yoktu, beraatimi talep ediyorum dedi. ” şeklindedir.

12.Sanık …’nın savunması “Ben olayla ilgili olarak daha önce suçlama doğrultusunda beyanda bulunmuştum savcılık ifademi aynen tekrar ediyorum, iş kazasının meydana geldiği yerdeki çalışmayı biz alt yükleniciye vermiştik Mürsel Yapı isimli bir firma olayın meydana geldiği yerdeki işi yüklenmişti, bu firmanın sorumluları da … … ve adını hatırlamadım bir kaç kişi daha vardı, olay meydana geldiğinde ben Muş’taki şantiyedeydim, dolayısıyla işi alt yüklenici aldığı için eğer işaret ve tabelalarda bir noksanlık var ise bunu da sorumlusu alt yüklenicidir benim herhangi bir kusur ve kabahatim yoktur zaten işi devrederken de levhaların önemli olduğunu sözlü olarak iletmiştim, Ben kusursuz olduğum için beraatimi istiyorum, bilirkişi raporu aleyhime ise yeniden bilirkişi raporu aldırılmasını istiyorum, başkaca toplanmasını istediğim herhangi bir delil yoktur dedi.” şeklindedir.

13.Sanık …’ın savunması “Ben bu konuda daha önce savunma yaptım. O savunmam doğrudur. Aynen tekrar ediyorum. Ben Mürsel Yapı Sanayi Limited Şirketi’nin sahibiyim. Bana okumuş olduğunuz iddianamede ki olayı hatırladım. O tarihte üst yüklenici olana İntekar Turizim Yapı LDT. ŞTİ. isimli şirketten almış olduğumuz Güroymak-Muş Karayolunun 19.500-39.500 km arasındaki yol yapım çalışmasının sıcak asfalt ve alt yapısı işini Şirketimiz bünyesinde çalışan işçilerimiz yapıyorlardı. Bu yol uzun süreden beri yapım halindeydi. Biz işe başlamadan önce yolu kullanıma kapattık.” şeklindedir.

14.Sanık …’ın savunması “Ben bu olayla ilgili olarak önceden poliste ifade vermiştim. Tarafıma okunan polisteki ifademi aynen tekrar ediyorum. Söz konusu ifademe eklemek istediğim veya çıkarılmasını istediğim bir husus yoktur. Savunmam olarak kabulünü istiyorum dedi.” şeklindedir.

15.Sanık …’ın yargılama sırasında tekrar ettiği soruşturma aşamasında savcılıkta alınan beyanı “Ben bana sormuş olduğunuz Mürsel Yapı Şirketinin genel koordinatörüyüm. Yine bana sormuş olduğunuz Güroymak ilçesi Günkırı Beldesi D-300 Devlet Karayolu Yamaç köyü yolkavşağı işini Mürsel Yapı şirketi İntekar şirketinin taşeron firması olarak yerine getirmektedir. netice olarak bu iş İntekar firmasının fiilen Mürsel Yapı Şirketi tarafından yapılmaktadır. Bana sormuş olduğunuz 21/07/2012 tarihinde gerçekleşen kazayı sonradan öğrendim. Ben daha çok firmanın idari işlerini yaparım. bana sormuş olduğunuz biçimde personelin görevlendirilmesi, yönlendirilmesi, koordinesi yapılan çalışmalar esnasında gerekli güvenlik önlemlerinin alınması benim değil, şantiye şefinin görevidir. Dolayısıyla ben bana sormuş olduğunuz kaza yerindeki gerekli tedbirin alınıp alınmamasından mesul değilim. az önce bildirdiğim gibi bunların tamamı ana yüklenici firma olan intekar firmasının sorumlusu Levent Tuna’ya aittir. Levent Tuna Muş ilinde bulunan intekar firmasının şantiyesinde çalışır. benim bildiğim kadarıyla kazanın gerçekleştiği alandaki tüm işaretleme çalışmaları Levent Tuna sorumluluğunda ve direktifi ile yapılmıştır. Bu işaretlemeler benim incelediğim kadarıyla gerektiği şekilde yerine getirilmiştir. ancak tam olarak bilmiyorum ama firmamız tarafından yapılmış işaretlemeler bazı kişiler tarafından kaldırılmış olabilir. Bu nedenle ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum dedi.” şeklindedir.

16.21/07/2012 tarihinde saat 20:30 sıralarında sürücü… … sevk idaresindeki … plakalı otomobil ile Günkırı beldesinden Güroymak istikametine gitmekte iken kaza yaptığı olay ile ilgili olarak olay mahalinde Günkırı köyü istikametinden gelen araçlara hitaben çıkış yapacakları yol güzergahının yol çalışması nedeni ile trafiğe kapalı olduğu belirtir ve trafiğe açık olan yol bölümüne yönlendirecek şekilde işaretleme ve uyarı levhası ve olay mahallinin trafiğe giren vasıta sürücüleri için kazaya sebep olan menfes çukurunun yaklaşımında ve yakınında gece kolayca görebilecekleri ve tedbir alabilecekleri şekilde uygun ve yeterli işaretleme yapılıp yapılmadığı buna ilişkin tedbirlerin kontrol edilip edilmediği ve bundan hangi görevlilerin sorumlu olduğu hususunda Karayolları Genel Müdürlüğü Van 11. Bölge Müdürlüğüne yazılan müzekkere neticesinde Karayolları Genel Müdürlüğü 11. Bölge Müdürlüğü tarafından gönderilen 17.10.2014 tarihli yazıda, meydana gelen kazanın Muş – Güroymak arası bitümlü sıcak karışım çalışmaları sırasında yüklenici İNTEKAR LTD ŞTİ ile alt yüklenici Mürsel Yapının çalışma sahasında olduğu, ihale esas dökümanı olan idari şartnamenin 54. ve 60. maddesi gereği yüklenici firmanın trafik işaretlemesi ve trafik güvenliğini almak zorunda olduğu, kaza vuku bulmadan bir gün önce ilgili Şube Şefliği personeli, yüklenici ve alt yüklenici firma personelinin görevli polis memurundan oluşan heyetle 20.07.2012 günü çalışma kesimini gezdikleri, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 7. maddesi (g) bendi uyarınca işaretlemelerin yerinde görüldüğü, tutanak ile imza altına alındığı belirtilmiştir.

IV. GEREKÇE
A.Sanık … Müdafinin Temyiz Sebepleri Yönünden
1.Dosya içeriğine göre , 21.07.2012 günü , saat 20.30 sıralarında, gece vakti, aydınlatmasız, meskun mahal dışında, sürücü… …’in sevk ve idaresindeki otomobil ile tali yolda seyir halindeyken, yol yapım çalışmasından dolayı 3800 metre gerisinden işaret levhalarıyla trafiğe kapalı olan ancak sürücünün seyir yönü olan tali yoldan ana yola çıkışta yolun kapalı olduğuna dair herhangi bir işaretlemenin olmadığı olay mahalline geldiğinde, sağa dönüp trafiğe kapalı yoldan 50 km hız tahdit levhasını da dikkate almayarak 900 metre ilerledikten sonra, gündüz saatlerinde menfez için açılan derinliği 165 cm ve genişliği 500 cm olan çukura düşmesi neticesinde iki kişinin öldüğü olayda , olay mahalli Muş- Güroymak arası yol çalışması işinin yüklenici İntekar Limited Şirketi ile alt yüklenici Mürsel Yapı Limited Şirketinin çalışma sahasında olduğu, sanık …’nın yüklenici İntekar firmasının şantiye şefi olduğu, alt yüklenici sözleşmesi ile denetim sorumluluğunun devredilmediği ve sorumluluğun devam ettiği anlaşıldığından sanığın tali kusurlu olduğunun kabulüyle mahkumiyetine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş ve sanık müdafinin bu yöndeki temyiz sebepleri reddedilmiştir.

2.Sanık hakkında mahkemece takdir edilen ceza miktarında isabetsizlik görülmemiş olup yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

B.Sanıklar …, …, … ve … Müdafinin Temyiz Sebepleri Yönünden
Sanıklar … ve …’ın alt yüklenici olan Mürsel Yapı şirketinin yetkilileri, Sanık …’ın şirketin genel koordinatörü, sanık …’ın şirkette inşaat mühendisi olduğu, hükme esas alınan İTÜ öğretim üyelerinden oluşan heyetin düzenlediği raporda sanık …’ın karayolu üzerine açılan ve etrafı yeterli şekilde işaretlenmeyen çukurun yeterli seviyede işaretlenmesini sağlamadığından asli kusurlu, sanıklar …, … ve …’ın yapılan çalışmaları denetlemedikleri, şantiye sahasında güvenlik önlemlerinin yeterli seviyede alınıp alınmadığını gözlemedikleri için asli kusurlu olduklarına yönelik tespitleri mahkemece kabul edilerek mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de, cezaların şahsiliği prensibi gereğince atfedilecek kusurun kime veya kimlere ait olduğunun tespiti bakımından, şirket tarafından mahallinde şantiye şefi görevlendirilip görevlendirilmediği, …’ın şirket tarafından görevlendirilen şantiye şefi olup olmadığı ve şirkette genel koordinatör olan sanık …’ın görev ve sorumluluğun kapsamı araştırılıp tespit edildikten sonra sanıkların hukuki durumun takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

C.Sanık … Müdafinin Temyiz Sebepleri
Sanığın mahkumiyetine yeterli kesin,somut ve her türlü şüpheden uzak delil olmadığı halde cezalandırılma yoluna gidilmesinin hukuka aykırı olduğu yönünden;

(B) bendinde açıklanan gerekçe ile temyiz sebebi yerinde görülmüştür.

V. KARAR
A.Sanık … Hakkında Verilen Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.04.2016 tarihli 2013/144 Esas 2016/259 Karar sayılı kararında sanık müdafileri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanıklar müdafilerinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

B.Sanıklar …, …, …, … Hakkında Verilen Mahkumiyet Hükümleri Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.04.2016 tarihli 2013/144 Esas 2016/259 Karar sayılı kararına yönelik sanıklar müdafilerinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.06.2023 tarihinde karar verildi.