Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/5860 E. 2023/1854 K. 29.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5860
KARAR NO : 2023/1854
KARAR TARİHİ : 29.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 30.01.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin FETÖ/PYD soruşturması kapsamında 01.08.2016 tarihinde gözlatına alındığını, 03.08.2016 tarihinde tutuklandığı, 20.12.2016 tarihinde tahliye edildiğini, Kayseri 2 ACM’nin 2016/382 E – 2017/124 K 23/03/2017 tarihli kararı ile beraat ettiğini, kararın 02.11.2017 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilin haksız suçlama nedeniyle 142 gün tutuklu kaldığını, tutuklu kalmasından dolayı 200.000,00 TL maddi, 500.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 12.02.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacının dilekçesinde zarara uğradığını ancak bu zararın dayanağı olabilecek ya da onu somut hale getirebilecek herhangi bir delil de sunmadığını, davacının üzerine atılı suçtan yasalara uygun olarak tutuklandığını, davacı vekilince davacının ne iş yaptığının belirtilmediğini, ayrıca idarenin bu sonucun oluşumunda herhangi bir fiili ya da haksız tutumunun neden olmadığını, olağan makul durum anlayışı ile bakıldığında talep edilen tazminat bedelinin davacının tutuklu kaldığı süre içerisinde kesinlikle elde edilebilecek bir meblağ olmadığını, davacının talebinin haksız zenginleşme sonucunu doğuracak kadar fahiş olduğunu, koruma tedbirlerinin zaruri olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.07.2018 tarihli ve 2018/67 Esas, 2018/354 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 26.11.2018 tarihli ve 2018/2747 Esas, 2018/3234 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 22.09.2021 tarihli, davacı vekilinin temyiz talebinin esastan reddi görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz sebepleri
1.Hükmedilen vekâlet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine aykırı olduğuna,

2.Serbest meslek makbuzunda belirtilen avukatlık ücretinin ödenmesi gerektiğine,

3.Tazminata konu dava sebebiyle ayrıca İdare Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesine başvuru sebebiyle yapılan giderlerin ve serbest meslek makbuzlarında belirtilen avukatlık ücretinin ödenmesi gerektiğine,

4.Davacının maddi zararının asgari ücret üzerinden değil Albay maaşı üzerinden hesaplanması gerektiğine,

5.Hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğuna,
ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacının, Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme, Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçlarından 01.08.2016 – 03.08.2016 tarihleri arasında gözaltına alındığı, 03.08.2016 tarihinde tutuklandığı, 20.12.2016 tarihinde tahliye edildiği, yapılan yargılama neticesinde Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/382 Esas – 2017/124 Karar sayılı ilamı ile beraatine karar verildiği, 02.11.2017 tarihinde kesinleştiği, böylece davacının CMK’nın 141/1-e maddesinde belirtilen kanuna uygun olarak yakalandıktan sonra hakkında beraatine karar verilen kişilerden olduğu, tazminat davasının CMK 142/1 maddesindeki tebliğden (kesinleşme şerhinin tebellüğünden) itibaren 3 ay ve her halükarda karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl olarak belirlenen yasal süresi içerisinde 30/01/2018 tarihinde açıldığı tespit edimiştir.

Davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, haksız olarak gözaltında ve tutuklulukta 142 gün kalmış olması hususları; zenginleşme yasağı ilkesi ile birlikte gözetildiğinde, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile hak ve nesafet kurallarına göre takdiren 6.071,28 TL maddi tazminatın dava dilekçesine göre talep edilen faiz başlangıç tarihi haksız tutuklama tarihi olan 01.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Hazinesinden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Her ne kadar davacı vekili müvekkilinin yargılandığı davada tarafına ödediği avukatlık ücreti için serbest meslek makbuzu sunmuş ise de davacının yargılandığı Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/382 Esas sayılı dosyasında davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 3.960,00 TL vekalet ücretine hükmedildiği, davacı vekilinin ibraz ettiği 2.000,00 TL tutarındaki serbest meslek makbuzu ceza davasında hükmedilen 3.960,00 TL’lik vekalet ücreti miktarını aşmadığından ve sunulan avukatlık ücret sözleşmesi sonradan da tanzim edilebileceğinden bu kaleme ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, her ne kadar Anayasa Mahkemesi, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne açılan davaların masrafları talep edilmiş ise de kanuna uygun tutuklama sonrası beraat kararı verilmesi halinde açılan işbu davaya konu edilemeyeceğinden bu kalem tazminat isteminin reddine, yine her ne kadar davacı vekili müvekkilinin ceza evinde harcama yaptığını, ceza evine girmese idi gideri olmayacağını, aile bireylerinin duruşmaları takibini, tutuklu ziyaretlerini ve yapılan masrafları iddia ederek bu hususu da tazminat kalemi olarak ileri sürmüşse de; ceza evi masraflarının maddi tazminata dahil edilemeyeceği, Yargıtay 12 CD’nin 24/04/2014 tarih 2014/1099 Esas 2014/10026 Karar sayılı kararında “bankadan emekli olan davacının bilahare başka bir işte çalışmadığı da nazara alındığından vasıfsız bir işçi gibi değerlendirilerek tutuklulukta ve göz altında kaldığı dönemde geçerli olan net asgari ücret üzerinden belirlenen miktar ile yargılama aşamasında beraat nedeniyle lehine hükmedilen vekalet ücreti tutarından serbest meslek makbuzu ile ödediği anlaşılan tutar düşüldükten sonra kalan miktarın maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken davacının cezaevi masrafları, ziyaret masrafları, çocuklarının ve davacının kredi borçları ile sağlık harcamaları, avukatın yol harcamaları ve benzeri giderlerinin ilave edilmesi suretiyle fazla maddi tazminata hükmedilmesi” denilmek suretiyle cezaevi masraflarının maddi tazminata dahil edilemeyeceğinin açıkca belirtildiği, bu nedenle davacının ceza evi harcamalarına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.

Manevi tazminatın belirlenmesine gelince; davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, haksız olarak 142 gün tutuklu kalmış olması hususları; zenginleşme yasağı ilkesi ile birlikte gözetildiğinde, davacının manevi tazminat isteminin 10.000,00 TL’lik kısmının kabulü ile fazlaya ilişkin talebinin reddine, dava dilekçesine göre talep edilen faiz başlangıç tarihi; haksız tutuklama tarihi olan 01.08.2016 tarihinden yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince hükmedilen maddi tazminatın 6.114,60 TL’ye, manevi tazminatın 18.000,00 TL’ye yükseltilmesi suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin esasını oluşturan Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/382 Esas, 2017/124 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacının silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 01.08.2016-20.12.2016 tarihleri arasında 141 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama üzerine 23.03.2017 tarihinde beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 02.11.2017 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı anlaşılmıştır.

Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
1.Hükmedilen Vekâlet Ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine Aykırı Olduğuna İlişkin Temyiz İstemi Yönünden;
15.08.2017 tarihli 694 sayılı KHK ile değişik, 01.02.2018 tarihli 7078 sayılı Kanunun 139 uncu maddesi ile aynen kabul edilen düzenleme ile 5271 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği, ancak, ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı hususu dikkate alındığında, mahkemece hükmedilen nisbi vekalet ücreti miktarında isabetsizlik bulunmamaktadır.

2.Serbest Meslek Makbuzunda Belirtilen Avukatlık Ücretinin Ödenmesi Gerektiğine İlişkin Temyiz İstemi Yönünden;
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.05.1957 tarihli, 1957/4 Esas ve 1957/16 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere, vekâlet ücreti yargılama giderlerindendir. Buna göre karşı tarafa yüklenmesi gereken vekâlet ücretinin bağımsız bir varlığı olamayacağından ayrı bir dava konusu da yapılamayacaktır. Davacının, kendi vekili ile yaptığı ve sadece tarafları bağlayan ücret sözleşmesi niteliğindeki vekâlet akdi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilmelidir.

Anılan içtihadı birleştirme kararı ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekâlet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekâlet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamına dahil edilmemesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

3.Tazminata Konu Dava Sebebiyle Ayrıca İdare Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesine Başvuru Sebebiyle Yapılan Giderlerin ve Serbest Meslek Makbuzlarında Belirtilen Avukatlık Ücretinin Ödenmesi Gerektiğine İlişkin Temyiz İstemleri Yönünden;
Belirtilen zararların ödenmesi talebine ilişkin davada bu taleplerin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceğinden mahkemenin takdirinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4. Davacının Maddi Zararının Asgari Ücret Üzerinden Değil Albay Maaşı Üzerinden Hesaplanması Gerektiğine İlişkin Temyiz İstemi Yönünden;
5271 sayılı Kanun’un 141 inci maddesine göre ”suç soruşturması veya kovuşturması sırasında” uygulanan koruma tedbirlerine karşı devlet aleyhine tazminat davasının açılabileceği belirtilmiş olup, davacının hakkında koruma tedbiri uygulanmadan önce 31.07.2016 tarihinde ihraç olduğu anlaşılmakla, gözaltında ve tutuklu kaldığı dönem içerisindeki maddi zararını ücret bordrosu, vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacıya gözaltında ve tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanan miktarın maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

5.Hükmedilen Manevi Tazminatın Az olduğuna İlişkin Temyiz İstemi Yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti yapıldığından hükmedilen manevi tazminat miktarında hukuka aykırılık görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 26.11.2018 tarihli ve 2018/2747 Esas, 2018/3234 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
29.05.2023 tarihinde karar verildi.