YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/561
KARAR NO : 2022/3310
KARAR TARİHİ : 26.04.2022
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 541,04 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin reddine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Davalı vekilinin temyiz talebinin incelenmesine;
Karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırının 2.190 TL olduğu ve 19.08.2015-21.08.2015 tarihleri arasında 2 gün gözaltında kalan davacı lehine hükmedilen tazminat miktarının 541,04 TL olması nedeniyle hükmün davalı vekili açısından kesin olduğu ve hükmü katılma yoluyla da temyiz etmediği görülmekle;
6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan ve 21.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik HUMK’un 427. ve ek 4. maddelerindeki temyiz sınırı ve hükmolunan tazminat miktarına göre hükmün kesin olması nedeniyle davalı vekilinin temyiz isteminin 1086 sayılı HUMK’un 432. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE,
2-Davacı vekilinin temyiz talebinin incelenmesine gelince;
Tazminat talebinin dayanağı olan Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/50931 soruşturma sayılı dosyası kapsamında, davacının silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 19.08.2015-21.08.2015 tarihileri arasında 2 gün gözaltında kaldığı, yapılan soruşturma sonucunda 01.10.2015 tarihinde ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği kararın 08.10.2015 tarihinde davacı (şüpheli) müdafine tebliği üzerine 24.10.2015 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 142/1. maddesine göre, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat taleplerinin kararın kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve herhalde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde dava konusu edilebileceği, bu kapsamda dava dosyası incelendiğinde, davacı hakkında verilen ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşme şerhiyle birlikte davacıya tebliğ edilmediği ve davanın kararın kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından, tebliğnamedeki davacı vekilinin tazminat isteyebileceğinden haberdar olduğundan bahisle 3 aylık süre sonunda açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Davacının dava dilekçesiyle 1.500 TL maddi, 3.500 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada mahkemece manevi tazminat talebinin mükerrer dava nedeniyle reddiyle, 541,04 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihi olan 19.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiş, maddi tazminat miktarının gözaltında geçirilen sürenin 3 gün olarak hesaplanması sonucu “514,55 TL” yerine “541,04 TL” olarak hesaplanması temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin maddi tazminata da hükmedilmesi gerektiğine, manevi tazminat miktarının yetersiz olduğuna ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 26/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.