YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5573
KARAR NO : 2023/2043
KARAR TARİHİ : 06.06.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 13.01.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının kamuoyunda “Askeri Casusluk” olarak bilinen soruşturma kapsamında 29.06.2012 tarihinde gözaltına alınıp, 30.06.2012 tarihinde tutuklandığını, 28.01.2014 tarihinde tahliye edildiğini, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiğini, dolayısıyla tutuklandığı dönemde maaşından yapılan kesintiler ve faizi, cezaevinde yaptığı masraflar, yakınlarının, eşinin ve avukatının kendisini ziyaret etmeleri sebebiyle yaptıkları harcamalar, ceza davasında avukatına ödemek zorunda kaldığı vekalet ücreti, OYAK kesintisi ve eksik nema alacağı sebepleriyle zarara uğradığından bahisle 39.300,00 TL maddi, süreçte yaşadığı üzüntü ve çektiği sıkıntılar nedeniyle de 2.000.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.
2. Davalı vekili 15.02.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; fahiş miktarda tazminat talep edildiğini, kişinin içinde yaşadığı sosyal çevre ve konumu gibi faktörler dikkate alınarak, şahsın zenginleşmesine yol açmayacak şekilde bir tazminata hükmedilebileceğini, talep edilen faiz başlangıç tarihinin yasal dayanağı bulunmadığın, gerekli inceleme ve araştırmanın yapılarak re’sen gözetilecek hususlarla birlikte davanın reddini talep etmiştir.
3. Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.12.2017 tarihli ve 2017/63 Esas, 2017/380 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 20.04.2018 tarihli ve 2018/1100 Esas, 2018/1157 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.09.2021 tarih, 2018/47169 sayılı tebliğnamesi ile kararın onanması talep edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Davacı vekilinin temyiz istemi, davacının tutuklanması nedeniyle maaşından yapılan kesintilerin faizsiz ödenmesi nedeniyle oluşan zararın, cezaevinde yapılan harcamalar ile yakınları ile avukatının davacıyı ziyaret etmesi sebebiyle yaptıkları masraflar ile OYAK kesintilerinin eksik yatırılması sebebiyle oluşan kayıpların maddi tazminat kapsamında ödenmesi gerektiğine, davacının yaşadığı süreç ve mağduriyetine oranla hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğuna ilişkindir.
2. Davalı vekilinin temyiz istemi, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğuna ve tazminata uygulanabilecek faizin karar tarihinden başlaması gerektiğine ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkeme gerekçesinde “… Bu açıklamalar ışığında davacı cezaevinde kaldığı dönemde yaptığı ilave masraflar için 5.000 TL, ailesinin İzmir ilindeki cezaevine başka bir ilden ziyaret için yapmış oldukları harcamalar için 8.000 TL, eşinin özel sektörde öğretmen olarak görev yapması görüşlerin pazartesi günü olması sebebiyle her hafta izin almak zorunda kalması nedeniyle uğranılan zarar için 3.500 TL, vekalet ücreti için 16.400,00 TL, OYAK kesintileri nedeniyle uğranılan zarar için 1.400,00 TL, özlük haklarının faizsiz olarak ödenmesi nedeniyle uğranılan zarar için 5.000,00 TL olmak üzere toplamda 39.300,00 TL maddi zarar talebinde bulunmuştur. Davacı OYAK kesintileri ve özlük haklarının faizsiz olarak ödenmesi nedeniyle uğramış olduğu zararların tazminini istemiş ise de; …. tutuklandığı tarihte Astsubay olarak çalışan davacının tutuklandığı dönemde maaşından yapılan kesintilerin daha sonra kendisine ödenmesi nedeniyle geç ödemeden kaynaklı zararını talep etmiş ise de; bu konuda öncelikle idari yargının görevli olması, davacının da bu konuda Ankara 1. İdare Mahkemesinin 2017/2234 Esas sayılı dava dosyasının derdest olması gözetildiğinde, davacının maddi tazminata ilişkin bu taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekalet ücreti olarak 16.400,00 TL’lik tazminat talebinde bulunmuş ise de; davacının 15/06/2017 tarihli oturumda vekalet ücretine ilişkin talebinden vazgeçtiğini beyan etmiş olması karşısında, sanığın bu yöndeki maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı ailesinin kendisini cezaevinde ziyaret için başka bir ilden gelmeleri nedeniyle yapmış oldukları harcamalar, kendisinin cezaevinde yapmış olduğu harcamalar ile eşinin kendisini ziyaret etmesi nedeniyle oluşan zararları için tazminat talebinde bulunmuş ise de; Haksız tutuklama nedeniyle gerçek maddi zararın tazimat kapsamında olduğu bu kapsamda Yargıtay 12. Ceza Dairesi18.02.2013 Tarih 2012/28800Esas 2013/3597 Karar sayılı “Davacının Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunduğu süre içerisinde kendisini ziyarete gelen yakınlarının geliş ve gidişleri sırasında yapmış oldukları harcamaların maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceğinin gözetilmemesi,” şeklindeki içtihadı Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 15/11/2012 tarih 2012/21449 Esas ve 2012/24257 Karar sayılı “Davacının cezaevinde yaptığı masrafların ve ailesinin ziyaret için yaptığı masrafların maddi tazminat hesabına dahil edilmesi Davacının cezaevinde yaptığı masrafların ve ailesinin ziyaret için yaptığı masrafların maddi tazminat hesabına dahil edilmesi Kanuna aykırı olup” şeklindeki içtihatları dikkate alınarak, davacının bu yönden talep etmiş olduğu maddi tazminatın da reddine karar verilmiştir.
Manevi tazminat miktarının belirlenmesinde nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkeleri gözetilerek davacı lehine 120.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir.” denilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince verilen kararla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/100-2016/37 sayılı ceza dava dosyası kapsamında davacının suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, Devletin güvenliğine ilişkin gizli bilgileri temin etme suçlarından 29.06.2012-28.01.2014 tarihleri arasında 578 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonucunda davacının beraatine hükmedildiği, hükmün 21.10.2016 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma ve tutuklama tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu, süresinde açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
A. Davacı vekilinin temyiz istemine yönelik;
1. Davacının OYAK kesintilerinin eksik yatırılması, maaşından yapılan kesintilerin faizsiz olarak iade edilmesi nedeniyle uğradığı zararlar, cezaevinde yaptığı masraflar ile yakınlarının kendisini ziyaret sebebiyle yaptıkları harcamaların koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davası kapsamında talep edilebilecek gerçek zarar olmadığından bu kayıpların maddi tazminat kapsamına alınmamasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
2. Hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiği anlaşıldığından davacı vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.
B. Davalı vekilinin temyiz istemine yönelik
1.Davacı hakkında hükmedilen tazminat miktarının, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin edildiği anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa ilişkin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.
2.Haksız fiil niteliğinde kabul edilen bu tür işlemlerin tâbi bulunduğu tazminat hukukunun genel prensipleri ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre, hükmedilen tazminat miktarına gözaltına alınma tarihinden yasal faiz uygulanmasına karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 20.04.2018 tarihli ve 2018/1100 Esas, 2018/1157 Karar sayılı kararında davacı ve davalı vekilleri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.06.2023 tarihinde karar verildi.