YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5465
KARAR NO : 2022/8796
KARAR TARİHİ : 21.11.2022
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Dava Tarihi : 13/12/2013
Hüküm : Davanın reddi
Temyiz Edenler: Davalı vekili, davacı vekili
Davacının tazminat talebinin kısmen reddine ilişkin hüküm, davalı vekilinin vekalet ücreti ile sınırlı olarak ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Davanın niteliğine göre, davacı vekilinin duruşmalı inceleme isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 318. maddesi gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Tazminat talebinin dayanağı olan Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/12391 sayılı soruşturma dosyası kapsamında, davacının silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 07.01.2012-24.01.2013 tarihleri arasında 383 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa tabi olduğu anlaşılmakla;
Davacının makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmadığı gerekçesi ile CMK’nın 141/1-d maddesi uyarınca 5.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 3.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede, soruşturmanın makul bir sürede tamamlanıp tamamlanmadığının ve davacının makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılıp çıkarılmadığının, dolayısıyla davacının manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığının belirlenmesi açısından, tazminat talebinin dayanağı olan soruşturma dosyası ve özellikle davacı (sanık) hakkında düzenlenmiş olan gözaltı ve ifade tutanakları, tutuklama kararı, tutuklama ve tahliye müzekkereleri başta olmak üzere gerekli bütün karar, tutanak, müzekkere ve belgeler ayrıntılı olarak incelenerek soruşturmaya konu olayın ve savcılıkça yapılan işlemlerin kapsamı ve niteliği belirlenip davacının iddialarının gerekçelendirilerek değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi,aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, sürenin makul olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 141/1-d maddesinde, Kanuna uygun olarak tutuklandığı halde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen kişilerin tazminat isteyebileceği vurgulanmakla birlikte, tazminata esas dosya incelendiğinde, davacının 07.01.2012 tarihinde yakalanarak göz altına alındığı, 09.01.2012 tarihinde müdafi huzurunda İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde ifadesinin alındığı, 10.01.2012 tarihinde İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250.madde ile görevli)’nin 2012/8 sorgu numaralı evrakıyla tutuklandığı, 24.01.2013 tarihinde İstanbul 3 nolu hakimliği (TMK 10.maddesi ile görevli) tarafından tahliye edildiği, soruşturma devam ederken İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından 2014/140 Karar numarasıyla yetkisizlik kararı verilerek Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca da soruşturmanın halen devam ettiğinin bildirildiği, davacıya atfedilen suçun ciddi ve ağır olduğu, dosyanın 16 klasör olduğu, atılı suça ilişkin olarak yapılan soruşturmadaki delillerin sayı ve niteliği, sanık sayısı ve eylemlerin niteliğinden hareketle dosyanın karmaşıklık düzeyi dikkate alındığında yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin, davanın kabul edilmesi gerektiğine, sürenin makul olmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Davanın tümüyle reddedilmesi karşısında, yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren davalı kurum lehine, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükmün 1. paragrafından sonra gelmek üzere “Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı … Hazinesine verilmesine”, ibaresinin getirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve Yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar veril