Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/5350 E. 2022/152 K. 12.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5350
KARAR NO : 2022/152
KARAR TARİHİ : 12.01.2022

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/4, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince
mahkûmiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükmün yasa yoluna ilişkin son paragrafında sehven hükmün kesin olduğunun belirtiği, sanık müdafinin temyiz edilebilir nitelikteki 30/06/2016 tarihli mahkumiyet hükmüne yönelik olarak 30/06/2016 tarihinde süre tutum dilekçesi sunduğu, mahkeme hakiminin hükümle beraber dosyadan el çektiği gözetildiğinde, yasa yolunun doğru şekilde gösterilmesi amacıyla hükmün son paragrafının çıkarılarak yeni bir paragraf eklenmesine ilişkin verilen 21/09/2017 tarihli ek kararın hukuki değerden yoksun olduğu ve yok hükmünde olduğu; sanık müdafinin süresinde ileri sürdüğü temyiz itirazlarına yönelik yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2018/4-394 Esas- 2018/478 Karar sayılı ilamında; ”6763 sayılı Kanunun uyuşmazlık konusunu ilgilendiren fıkralarının gerekçesinde; söz konusu yasal değişikliğin uzlaştırmanın yöntemine ilişkin olduğu ve bu değişikliklerle uzlaştırma kurumunun başarısını olumsuz etkileyen sakıncaların giderilmesinin ve bu alanın disipline edilmesinin amaçlandığı vurgulanmıştır. CMK’nın 253. maddesinin 18. fıkrasında ise uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kalması hâlinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda soruşturma evresinde tarafların kabul etmemeleri nedeniyle sonuçsuz kalan uzlaştırmanın maddi ceza hukuku boyutunu ilgilendirmeyen, münhasıran uzlaştırma yöntemine yönelik olması nedeniyle usule ilişkin olduğu konusunda kuşku bulunmayan değişikliğin, derhal uygulama ilkesinin zorunlu bir gereği olarak daha önce usulüne uygun olarak yerine getirilmiş olan uzlaştırma girişimine ilişkin işlemlerin yenilenmesini gerektirmediği kabul edilmelidir.” hususunun belirtilmiş olması karşısında; 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 35. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 254. maddesinin 1. fıkrası gereğince uzlaştırma işlemlerinin aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verilmek suretiyle hükmün bozulmasını öneren tebliğnamedeki görüşe, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan taksirle yaralama suçunun hüküm tarihinden önce de uzlaşma kapsamında olduğu, dosya içeriğinden sanık ile katılanlar … ve …’ün soruşturma aşamasında alınan beyanlarında uzlaşmak istemediklerini belirtmeleri ve bu aşamaya kadar taraflar arasında uzlaşmanın gerçekleşmediğinin anlaşılması karşısında, bir fayda sağlamayacağı ve yargılamayı gereksiz yere uzatacağı anlaşıldığından iştirak edilmemiştir.
Olay günü saat 13.30 sıralarında teymize gelmeyen sanık …’ın idaresindeki otomobili ile meskun mahalde, 7 metre genişliğinde, bölünmüş, tek yönlü, iki şeritli, virajlı ve eğimli yolda seyri sırasında sanık …’ın yetkili ve sorumlusu olduğu akaryakıt istasyonunun önünden geçerken istasyondan yola akan sabunlu kaygan sıvı nedeniyle kontrolünü kaybederek karşı şeride geçtiği ve katılan …’ün kullandığı araca çarptığı, kaza nedeniyle katılanlar …, …, … ve …’ün basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde; katılan …’ün ise 3 derece kırık oluşacak şekilde yaralandığı olayda; 20/04/2014 tarihli kaza tespit tutanağında benzinlik yanı oto yıkamanın yola akan sabunlu kaygan suyundan dolayı meydana gelen kazanın oluşmasına neden olunduğundan bahse konu yerin kusurlu sayılacağı kanaatinin bildirildiği, keşif neticesinde düzenlenen 10/11/2014 tarihli bilirkişi raporuna göre sanık …’ın tali kusurlu olduğunun bildirildiği anlaşılmakla yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, illiyet bağının bulunmadığına, sanığın yetkili olmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 12/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.