Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/5284 E. 2023/2166 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5284
KARAR NO : 2023/2166
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/995 E., 2020/2711 K.
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Antalya 14. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.12.2019 tarihli ve 2018/891 Esas, 2019/1396 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle yaralama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanun’un (5237 sayılı Kanun) 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’un (5271 sayılı Kanun) 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca düşme kararı verilmiştir.

2.Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 22.12.2020 tarihli ve 2020/995 Esas, 2020/2711 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik mahalli Cumhuriyet savcısının, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılması ile yeniden yapılan yargılama sonucu, sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin birinci ile ikinci fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca doğrudan 3.740 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 05.08.2021 tarihli ve 2021/14694 sayılı, esastan reddi ile hükmün onanması görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Sanık müdafiinin temyiz sebebi; Beraat kararı verilmesi gerekirken eksik ve hatalı inceleme neticesinde mahkumiyet kararı verilmiştir.

B.Katılan vekilinin temyiz sebebi; sanığın eyleminin neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama kapsamına girdiğine ve bu suçtan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü;
1.Meydana gelen olayda sanık ile katılanın karı-koca oldukları, olay günü aralarında tartışma çıktığı, sanığın salona geçtiği ve salon kapısını kapattığı, salon kapısının arkasından gelen sanığa çarptığı, salon kapısının cam olan kısmının kırılması neticesinde katılanın yaralandığı, katılanın ilk hastaneye başvurusunda elini kazara cama sapladığı kaydının düşüldüğü, katılanın kolluk beyanında kapının kendisine çarpacağı esnada kolunu kaldırması ile kolunun cama çarpıp kesildiğini beyan ettiği, olayın 12/01/2018 günü meydana geldiği, sanığın ise 14/03/2018 günü sanıktan şikayetçi olduğunun anlaşıldığı, olayın taraflarca ilk tarif ediliş biçimi, katılanın hastaneye ilk başvurusunda kazara elini cama çarptığı ifadesinin geçmesi, katılanın ilk olay meydana geldiğinde değil, taraflar arasında fiili ayrılık oluştuktan ve hakaretler sözlerinin söylenmesinden sonra şikayetçi olunması hususları bir arada değerlendirildiğinde eylemin taksirle işlendiği kanaatine varıldığından kamu davasının şikayetin süresinde olmadığından bahisle düşürülmesine karar verilmiştir.

2.Sanık savunmasında; ”Ben yukarıda tutanağa geçirilmiş olan adresimde oturup ikamet ediyorum. Bu adresin tebligata esas alınmasını istiyorum. Beyanda bulunmak için süre istemem, savunmamı müdafim ile yapacağım. Duruşmalardan bağışık tutulmak istiyorum. Ben bu konu hakkında daha önce emniyette ifade vermiştim. Bu ifadem doğrudur. Aynen tekrar ederim. Olay günü ben temizlik yapmıştım. Yüzüğünü neden çıkardın diyerek müşteki beni iteklemeye başladı. Bende korkup salona doğru geçtim. Salonun kapısını kapattım. Kapattıktan sonra cam sesi duydum. Daha sonra geriye dönüp baktım. Ben kapıyı kapatırken müşteki zarar görsün diye bir kastım yoktu. Ne şekilde yaralandığını görmedim. Beraatimi talep ederim. Sanığa 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesinin hukuki niteliği anlatılarak 6008 sayılı yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231 maddesi gereğince suçunun sabit görülmesi halinde hakkında verilecek olan hükmün, açıklanmasının geri bırakılmasını isteyip istemediği sorulduğunda;Sanık, öncelikle beraatimi, mahkemece bu husus uygun görülmez ise hakkımda uygulanacak hükmün, açıklanmasını geri bırakılmasına karar verilmesini talep ederim. “şeklinde beyanda bulunmuştur.

3.Katılan kovuşturma aşamasında; ”Ben yukarıda tutanağa geçirilmiş olan adresimde oturup ikamet ediyorum. Bu adresin tebligata esas alınmasını istiyorum. Beyanda bulunmak için süre istemem. Savunmamı vekilim ile yapacağım. Ben bu konu hakkında daha önce emniyette ifade vermiştim. Bu ifadem doğrudur. Aynen tekrar ederim. Olay günü ben çalışmıyordum evde idim. Yüzük yüzünden tartıştığımız doğrudur. Bende salona doğru giderken sanık önümden salona girdi ve bana doğru kapıyı çarptı. Yürüyüp gitti. Ben kapı çarpmasın diye elimi havaya kaldırdım. Çünkü yüzüme gelecekti. Diğer elimde bir şey vardı. Kapı elime çarptıktan sonra elim kapı camına girdi. Bu şekilde yaralandım. Ben sanığın bana zarar verme kastı ile hareket ettiğini düşünüyorum, ben meydana gelen olaydan dolayı engel hale geldim. Mesleğimi yapamıyorum. Bundan dolayı sanıktan şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum.ben tanık beyanlarını kabul etmiyorum. Mesaj içeriklerinde olayın kaza olmadığı bellidir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

4.Tanık …; ”ben tarafları komşusu idim. Olaydan sonra haberim olunca hastaneye gittim. Hastanede müşteki bana kapıya doğru gidince elim kapıya geçti şeklinde sözler sarfetti. Eşinin herhangi bir eyleminden bahsetmedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

5.Tanık …; ”Ben bu konu hakkında daha önce emniyette ifade vermiştim. Bu ifadem doğrudur. Aynen tekrar ederim. Benim olayla ilgili doğrudan bir bilgim yoktur. Evde otururken beni …aradı. Aradığında ismet’i hastaneye götürmemi söyledi. Yaklaşık yarım saat sonra tekrar aradığımda telefonda anne yetiş şeklinde sözler sarfetti. Evlerinin önüne vardığımda ismeti ambulansa koyuyorlardı. Hastanede …kapıyı çarptım ismet bu şekilde yaralandı dedi. Kapıyı isteyerek veya istemeyerek çarpıp çarpmadığına dair bir şey söylemedi. Tartıştıklarını söyledi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

6.Tanık …; ”benim olay hakkında doğrudan bir bilgim yoktur. Olaydan sonra bilgi sahibi olduğumda hastaneye gittim. Müştekiye sorduğumda kaza ile yaralandığını söylemişti. Olayla ilgili başka bir bilgim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

7.Tanık …; ”Ben bu konu hakkında daha önce emniyette ifade vermiştim. Bu ifadem doğrudur. Aynen tekrar ederim. Olay günü ben diğer tanığın evinde misafirlikte idim. Misafirlikte bulunduğum sırada telefon çaldı. …telefonda diğer tanığa ismet çok hasta onu hastaneyte götür şeklinde sözler sarfetti. Fakat ismet yorgunum dinleneceğim şeklinde sözler sarfedince biz yanına gitmedik. Yarım saat kadar sonra tekrar telefon çaldı. Telefonda …çığlık atarak anne yetiş şeklinde sözler sarfetti. Hemen olay yerine ulaştık. İsmeti hastaneye götürüyorlardı. Tıp fakültesinde …ve ailesi ağlıyorlardı. Bizim olay nedeni ile ağlamamız gerekirken …ve ailesi aralarında konuşarak sürekli ağlıyorlardı. …diğer tanığa ismetle tartıştıklarını söylemiş ayrıca ertesi gün selinin ailesi evdeki kanı temizlemişler dedi.”şeklinde beyanda bulunmuştur.

8.Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen 10.08.2018 tarihli raporda; katılanda meydana gelen yaralanmanın yaşamını tehlikeye soktuğu, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğu ve duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması ya da yitirilmesi açısından değerlendirme için henüz erken olduğu olay tarihinden itibaren en erken 12 ay sonra katılanın tarafımızdan muayenesi sonrasında bir yorumda bulunulabileceği belirtilmiştir.

9.Sanığa güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü;
1.Sanığın evin salon kısmına geçmek istediği sırada kapıyı kapatmak maksadıyla arkasına doğru iteklediği, bu esnada katılanı görmediği gibi katılanın yaralanacağını da ön görme imkanı bulunmadığı, bu nedenle sanığın eylemi ile katılanın yaralanması arasında illiyet bağı olduğu hususu da değerlendirilerek sanığın eyleminin taksirli yaralama kapsamında kaldığı ve şikayetinin de 6 aylık hak düşürücü yasal süre içerisinde yapıldığı tespit edilip, taraflar arasında uzlaşmanın gerçekleşmemiş olması da dikkate alındığında sanığın üzerine atılı bulunan taksirle yaralama suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.

2.Sanık istinaf aşamasında; ”Ben bilerek ve isteyerek hiçbirşey yapmadım. Olay tarihi itibariyle ben içerideydim. Katılan dışarıdaydı. Ben içeri doğru salona doğru yöneldim ve kapıyı kapattım. Cam kırılma sesi duydum. Eli direk camdaydı. Korktum ne yaptığımı bilemedim. Yukarı çıkıp annemi çağırdım. Yukarıda beyan ettiğim gibi benim bilerek ve isteyerek bir eylemim söz konusu olmadı” şeklinde beyanda bulunmuştur.

3.İstinaf aşamasında Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen 07.09.2020 tarihli raporda; katılanın yaralanmasının duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması niteliğinde olduğu belirtilmiştir.

IV. GEREKÇE
Suç tarihinde katılan ile sanığın karı koca oldukları, 12.01.2018 günü evlerinde bulundukları sırada tartışma çıktığı, tartışma sonucu sanığın salondan çıkarak kapıyı ittirdiği, ancak sanığın ittirdiği kapı camının, arkadan gelmekte olan katılana çarpması sonucu kırılmasına ve katılanın alınan raporlara göre hayati tehlike geçirecek, basit tıbbi müdahale ile iyileşemeyecek ve duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması niteliğinde olacak şekilde yaralandığı olayda,

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23.01.2018 tarihli, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve 23.01.2018 tarihli, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK’nın 52/4. madde ve fıkrasının yanı sıra 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesinin uygulanması, bozma nedeni yapılmamıştır.

A .Sanık Müdafiinin Temyiz Sebebi;
Yukarıda izah edildiği şekilde gerçekleşen olayda, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, sanığın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık davranarak katılanın yaralanmasına sebebiyet verdiği ve eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, hükümde bu yönüyle aykırılık bulunmamıştır.

B.Katılan Vekilinin Temyiz Sebebi;
Sanığın evin salon kısmına geçmek istediği sırada kapıyı kapatmak maksadıyla arkasına doğru iteklediği, bu esnada katılanı görmediği gibi katılanın yaralanacağını da ön görme imkanı bulunmadığı ve yaralanma eylemin kasten yapıldığına dosya içerisinde herhangi bir delilin bulunmadığı anlaşıldığından, hükümde bu yönüyle aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 22.12.2020 tarihli ve 2020/995 Esas, 2020/2711 Karar sayılı kararında sanık müdafii ile katılan vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Antalya 14.Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.06.2023 tarihinde karar verildi.