Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/5111 E. 2023/2087 K. 09.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5111
KARAR NO : 2023/2087
KARAR TARİHİ : 09.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2017/3044 E., 2017/3036 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜMLER : 1. Sanıklar …, … ve … için, ilk derece mahkemesi beraat hükümlerine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi
2. Sanıklar … ve … için, ilk derece mahkemesi mahkumiyet hükümlerine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi

1- Sanık … Müdafii, Katılan …-… Vekili ile Katılan … Vekilinin Temyiz Taleplerinin İncelenmesi ile,
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir oldukları, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

2- Katılan AYEDAŞ Vekilinin Temyiz Talebinin İncelenmesi ile;
Yargılama konusu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ( 5237 sayılı Kanun) 85 inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen taksirle öldürme suçu yönünden katılan Kurumun suçtan zarar gören sıfatının, 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca mezkûr suçtan açılan kamu davasına katılma hakkının ve aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği bu suçtan kurulan hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla, gereği düşünüldü:

3- Sanık … Müdafinin Temyiz Talebinin İncelenmesi ile;
5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde yer verilen; “Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar”ın temyiz incelemesine tabi olmadığı yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. İstanbul Anadolu 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25/04/2017 tarihli ve 2015/16 Esas, 2017/170 Karar sayılı kararı ile;

1. Sanıklar …, … ve … hakkında, taksirle öldürme suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca “…sanıkların olayda kusurlarının olduğuna dair delil bulunmadığından ” bahisle beraatlerine karar verilmiştir.

2. Sanık … hakkında, taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 1 yıl 6 ay süre ile geri alınmasına karar verilmiştir.

3. Sanık … hakkında,, taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin dördüncü fıkrası delaletiyle birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca sonuç ceza olarak hapis cezasından çevrilen 15.200,00TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 11/10/2017 tarihli ve 2017/3044 Esas, 2017/3036 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere karşı katılanlar İbrahim-… vekilinin, katılan Ayedaş vekilinin, katılan … vekilinin ve sanık … müdafii ile sanık … müdafiinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

C. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 02/09/2021 tarihli ve 2018/57869 sayılı, esastan ret görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Sanık … müdafinin temyiz sebepleri;
Olayda kusuru bulunmayan sanık hakkında eksik inceleme sonucu mahkumiyet hükmü kurulmasının hukuka aykırı olduğuna, ilişkindir.

B. Katılan … – … Vekilinin Temyiz Sebepleri;
1. Sanıklar … ve … hakkında eksik cezaya hükmedilmesinin ve sanıklar …, … ile … hakkında eksik inceleme sonucu beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna,

2. Diğer temyiz sebeplerine,
İişkindir.

C. Katılan … vekili temyiz sebepleri ;
1. Sanıklar … ve … hakkında eksik cezaya hükmedilmesinin ve banıklar … , … ile … hakkında eksik inceleme sonucu beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna,

2. Diğer temyiz sebeplerine,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanık …’nun saat 01:05 sıralarında … plakalı aracı ile Sultanbeyli istikametine seyir halindeyken alkolün etkisiyle Opet benzin istasyonu önündeki orta refüjde bulunan aydınlatma direğinin tamirat ve bakım çalışmasını yapmak için sol şerit üzerinde park halinde bulunan … plakalı aracın arka kısmında sol şerit üzerinde yaya olarak bulunan … isimli şahsa çarptığı, çapmanın etkisi ile …’nun 25 metre ileri fırladığı, daha sonra … plakalı hidrolik platformlu kamyona arkadan çarptığı, bu sırada … plakalı aracın vinç sepetinde bulunan …’ın da çapmanın etkisi ile sepetten yaklaşık 7 metre yükseklikten karayoluna düştüğü, her iki şahsında olay yerinde hayatını kaybettiği, belirtilmiştir.

2. Sanık … aşamalardaki beyanlarında, akşam bir iki kadeh içki içtiğini sonrasında eve dönmek için yolu çıktığını ancak hızlı gitmediğini, yolda yeterli önlem alınmadığından ilk ekip aracını fark ederek sol şeritten sağa geçtiğini tekrar sol şeride geçmek istediğinde ise ikinci ekip aracını fark etmediğini ve kazanın meydana geldiğini, suçlamaları kabul etmediğini beyan etmiştir.

3. Sanık … aşamalardaki beyanlarında, kaza esnasında elindeki fener ile yaklaşan araçların hızlarını düşürmeleri için ikaz amaçlı kaplama üzerinde bulunduğunu, ekip aracından 40 metre kadar uzakta bulunduğunu, …’ın sepette, …’un ise da dubaları yerleştirdiğini, kendisinin üzerinde Ayedaş’ın verdiği işaretli ve leflektörlü mont olduğunu, …’un da üzerinde de olması gerektiğini ancak tam olarak hatırlamadığını fakat bu monttan …’a verdiğimi hatırladığını, olay yerinin çok aydınlık olduğunu, sanığın kullandığı aracın hızlı olup tahminen 130-140 km hızla seyrettiğini, sanığın hiç frene basmadığını ve sanığı fener ile ikaz ettiğini ancak kendisini görmediğini ve kendisini teyet geçerek …’a çarptığını, olayda kusurunun bulunmadığını beyan etmiştir.

4. Sanık … aşamalardaki beyanlarında, Kurtköy operasyon müdürü olduğunu, kazayı görmediğini ve kendisinin kusuru olmadığını beyan etmiştir.

5. Sanık … aşamalardaki beyanlarında, işletme şefi olarak görev yaptığını, kazayı görmediğini ve kendisinin kusuru olmadığını beyan etmiştir.

6. Sanık … aşamalardaki beyanlarında, AYEDAŞ’ta elektrik mühendisi olarak çalıştığını, kazayı görmediğini kaza günü izinli olduğunu, kazadan yaklaşık 20-25 dakika sonra ben olay yerine gittiğini, ekip aracının tepe lambası ve 4’lülerinin yandığını, etrafın aydınlık olduğunu, meydana gelen kazada kendi kusurunun bulunmadığını beyan etmiştir.

7. Katılanlar şikayetçi olduklarını ve katılma taleplerinin bulunduğunu beyan etmekle haklarında katılma kararı verilmiştir.

8. Olay yeri inceleme raporunda, yol üzerinde sağ şeritte iki adet duba olduğu bir adet dubanın da sanık sürücü …’nun aracının altından çıktığı, dubalardan başkaca önlem bulunmadığı, …’ın üzerinde iş elbiselerinin bulunduğu, içinde bulunduğu sepetin fiber glass malzeme olup bir adet halkadan başka donanımın bulunmadığı, … üzerinde ise gömlek, pantolon, yelek ve monttan ibaret elbiseler olduğu, belirtilmiştir.

9. Kaza tespit tutanağında, kaza yerinin meskun mahal, hız limitinin 50km/saat olduğu, kaza mahallinde aydınlatma mevcut olduğu, AYEDAŞ kullanımındaki aracın çarpmanın etkisi ile 4.70 metre sürüklendiği, kazanın meydana gelmesinde sanık sürücü …’nun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (2918 sayılı Kanun) 52/1-b maddesi kuralını ihlal ettiği ve asli kusurlu bulunduğu, yapılan çalışma kapsamında yeterli güvenlik önlemi almayan ilgili kurum veya kuruluşun da sorumluluğunun bulunduğu belirtilmiştir.

10. Dosyada mevcut bulunun ve soruşturma aşamasında dosyanın tevdii üzerine düzenlenen 11/05/2015 tarihli, tek bilirkişi raporunda, alkollü olarak trafiğe çıkan ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ( 2918 sayılı Kanun) ‘un 48/5. maddesinde düzenlenen kurala aykırı olarak alkollü şekilde trafiğe çıktığından ve aynı Kanun’un 46, 52/a ve 84/b maddesinde düzenlenen kuralları ihlal ettiğinden meydana gelen kazada sanık …’nun asli kusurlu bulunduğu, sanık …’in ise sorumlu kişi olarak çalışma başlangıç kısmından itibaren ışıklı yön levhası ve çalışma bitim noktası alan arası yolun orta şerit çizgileri arası yakın mesafede yeteri derecede ayrıç görevi yapan arkadan gelen diğer sürücülerin diğer şeritlere geçişini engeleyeci uyarıcı trafik işaret dubaları ile trafik yelekli el fenerli yönlendirici trafik tedbirleri alacak görevli koymaması nedenleri ile tali kusurlu bulunduğu görüş ve kanaati belirtilmiştir.

11. Soruşturma aşamasında dosyanın tevdii üzerine düzenlenen 20/05/2015 ve 13/07/2015 tarihli iş güvenliği uzmanı bilirkişi raporlarında, ekip şefi …’in çalışmaya başlamadan önce olay yerinde güvenlik önlemlerinin alınmasından sorumlu olduğu, çalışma mahallinde ilgili mevzuatta belirtilen yeterli sayıda ışıklı işaret ve levhaların bulundurulmasını temin etmediği, … şoförü …’nun aracından inerek sol şerit üzerinde yaya olarak bulunmasına engel olmadığı, ayrıca vincin sepetinde yüksekte çalışmakta olan elektrik teknisyeni …’ın emniyet kemeri bulundurmasını ve kullanmasını temin etmediği, kontrol ve denetim görevini yerine getirmediği, dolayısıyla olayın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu, sanık …’nun Kurtköy Operasyon Müdürü olduğu, kazanın meydana geldiği adres de dahil olmak üzere Ayedaş’ın yerel düzeyde en üst düzeyde yetkilisi olduğu ve kendi sorumluluğu altındaki bölgede meydana gelen arıza, bakım ve onarımla ilgili operasyonları yönettiği, bu görevini yerine getirirken emri altında çalışan tüm birimlerle ilgili olarak işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin kurallara uyulmasını sağlamak, alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izleyip denetlemekle görevli olduğu, iş güvenliğine ilişkin … ve gereç ihtiyacını tespit edip üst makamlara bildirerek giderilmesini sağlamadığı, olay esnasında ifa edilen görevle ilgili olarak TEİAŞ İş Güvenliği Yönetmeliğinin 37. maddesine göre bütün ekip çalışmalarında düzenlenmesi gereken İş Emri Formunun düzenlenmesini temin etmediği, dolayısıyla iş süreçlerinin tanımlanmadığı, görev bölümünün yapılmadığı gibi alınacak güvenlik önlemlerinin ve iş güvenliği alan sorumlusunun da belirlenmediği, bu nedenlerden dolayı meydana gelen olayda asli kusurunun bulunduğu , sanık işletme şefi … ile sanık işletme Mühendisi …’nin görevlendirdiği, iş emri formunun düzenlenmediği, sahada alınacak güvenlik önlemlerinin ve kullanılacak ekipmanın ayrıntılı olarak tespil edilmediği, ayrıca saha denetimlerinin yapılmadığı, kullanılacak güvenlik işaret ve levhaları ile kişisel koruyucu donanımların ekip tarafından teslim alınıp alınmadığının, kullanılıp kullanılmadığının denetlenmediği, gerekli uyarılarda bulunulmadığı, iptidai bir biçimde çalışılmasına engel olmadıkları gerekçesiyle her ikisinin de meydana gelen olayda asli kusurlu oldukları kanısına görüş ve kanaati belirtilmiştir.

12. Kovuşturma aşamasında dosyanın tevdii üzerine düzenlenen Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 05/05/2016 tarihli raporunda, sevk ve idaresindeki otomobil ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermesi, hızını yol ve mahal durumuna göre ayarlayıp teyakkuzla seyrini sürdürmeye önem ve özen göstermesi gerekmekte iken bu hususlara riayet etmeyerek mevcut hızı ile mahale yaklaşan, seyir halinde olduğu sağ şeritten sol şeride doğru kontrolsüzce yönelerek sol şerit içerisinde yaya durumunda bulunan …’ya çarpan, daha sonra aynı şeritte duran vinç monte edilen kamyonete çarpması ile vinç sepetinde önlemsizce bulunan …’ın yere düşmesine sebebiyet veren sanık …’nun asli kusurlu bulunduğu, kazaya yapılan bakım onarım çalışması esnasında eksik işaretlemenin etken olduğu anlaşılmakla işaretlemeden sorumlu olan kişi, kurum veya kuruluşun tali derecede kusurlu olduğu kanaatii bildirilmiştir.

13. Kovuşturma aşamasında dosyanın tevdii üzerine düzenlenen 13/12/2016 tarihli İTÜ Ulaştırma Anabilim Dalı, Karayolları ve Trafik öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyet raporunda, meskun mahal içinden geçen yolda aşırı hızda, alkollü olarak güvenli taşıt kullanma yeteneği büyük oranda zaafiyete uğramış durumunda , aydınlatma bulunan yolda, aydınlatma sisteminde bakım ve onarım çalışması yapmak amaçlı dörtlüleri ve döner sinyal lambası yanar vaziyette durmakta olan aracı ve arkasındaki yayayı fark etmeyerek taşıta ve yaya çarparak kazaya sebebiyet veren sanık …’nun asli kusurlu bulunduğu, sanık … PİRİNÇin söz konusu çalışmanın ekip başı ve şefi olarak, bakım ve onarım çalışması yapılan bu yol kesiminde yoldaki trafik güvenliğini tam olarak tesis etmek bakımından gerekli etkin işaretleme tedbirlerinin alınmasını ve ayrıca …’ın kemer kullananımını sağlaması gerektiğinden meydana gelen kazada tali kusurlu bulunduğu, diğer sanıklar …, … ve …’nin, bahse konu kazanın meydana gelişi ile doğrudan illiyetli, hatalı bir davranışları görülmediğinden kusursuz bulundukları görüş ve kanaati belirtilmiştir.

14. Tanık olarak aşamalarda dinlenen …, sanık sürücünün aracı ile hızlı şekilde geldiğini ve fren yapmadığını, önce yaya durumdaki …’ya ardından vinç yüklü kamyonu çarptığını ve vincin ucundaki sepette bulunan …’ın yere düştüğünü beyan etmiştir.

15. … için düzenlenen Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesinin 07-05-2015 tli raporunda, kişinin ölümünün genel beden travmasına bağlı kafatası ve kot kırıkları ile birlikte beyin kanaması, iç organ yırtılmasından gelişen kanama ve pnömotoraks sonucu meydana gelmiş olduğu, … için düzenlenen Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesinin 07-05-2015 tli raporunda, kişinin ölümünün genel beden travmasına bağlı omur, ekstremite kırıkları v eomurilik kopması ile birlikte beyin kanaması, iç organ yırtılmasından gelişen kanama sonucu meydana gelmiş olduğu, bildirilmiştir.

16. Sanıklara ait güncel adli sicil kayıtları ve nüfus kayıtları, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Dosya üzerinden yapılan incelmee sonucu, İlk derece mahkemesinin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezanın kanuni bağlamda uygulandığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan tarafların ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Olay sonrası alkolmetre ile yapılan ölçüm ile kaza anında 2.03 promil alkollü olduğu tespite edilen sanık sürücü …, meskun mahal içerisinde, azami hız limitinin 50km/saat olduğu, bölünmüş, tek yönlü, iki şeritli, asfalt kaplama cadde üzerinde Kurtköy istikametinden Sultanbeyli istikametine doğru gece vakti seyrettiği sırada orta refüj üzerindeki aydınlatma direklerinin bakım çalışması kapsamında kaza mahallinde sol şerit içerisinde park halinde bulunan hidrolik platformlu kamyondan inmiş ve kamyonun arka kısmında kaplama üzerinde bulunan yaya kamyon şoförü …’ya otomobilinin ön kısmı ile çarpması ve akabinde duramayarak önünde bulunan kamyonun arka kısmına çarpması ile kamyona yüklü vincin ucunda bulunan sepette çalışma yapan elektrik teknisyeni …’ın 7.5 metre yükseklikten yere düşmesi sonucu iki kişinin ölümüne sebibiyet verdiği olayda,

A. Sanık … Müdafinin Temyiz Sebepleri;
I. Olayda kusuru bulunmayan sanık hakkında eksik inceleme sonucu mahkumiyet hükmü kurulmasının hukuka aykırı olduğuna, ilişkin temyiz sebebi yönünden,
Olay ve olgular bölümünde yer verilen ve oluşa uygun bulunan 13/12/2016 tarihli İTÜ Ulaştırma Anabilim Dalı, Karayolları ve Trafik öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyet raporu doğrultusunda, asli kusurlu bulunan sanık hakkında, aşamalarda beyanda bulunan tanık …’nın sanığın kullanımındaki aracın hızlı olduğu ve hiç fren yapmadığı, sanıklardan …’in aracın 130-140 km hızla gittiği yönündeki beyanları ile kaza tespit tutanağında sanığın çarptığı park halinde bulunan AYEDAŞ kullanımındaki vinç yüklü 6 tonluk kamyonu 4.70 metre sürüklediği tespiti dikkate alındığında her ne kadar sanığın meskun mahal şartlarının üzerinde bir hızla seyrettiği anlaşılsa da sanığın 50km/s hız sınırını 2 katından fazla aştığına ilişkin teknik bir tespitin dosya içerisinde yer almadığı, dolayısıyla bilinçli taksir oluşturan ihlalin 1.00 promil üzerinde alkollü … kullanmaktan ibaret olduğu gözetilmeksizin, 5237 sayılı Kanun’un 22/3. maddesi uyarınca temel cezanın 1/3 oranı yerine, 1/2 oranında artırılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini, hukuka aykırı bulunmuştur.

B. Katılan … -… Vekilinin Temyiz Sebepleri;
I. Sanıklar … hakkında eksik cezaya hükmedilmesinin ve sanıklar …, … ile … hakkında eksik inceleme sonucu beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden,
Olay ve olgular bölümünde yer verilen ve oluşa uygun bulunan 13/12/2016 tarihli İTÜ Ulaştırma Anabilim Dalı, Karayolları ve Trafik öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyet raporu doğrultusunda, asli kusurlu bulunan sanık … hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 1 yıl 6 ay süre ile geri alınmasına karar verilmesine ilişkin hükme ve alınan raporla kusursuz oldukları tespite edilen sanıklar …, … ve … hakkında, taksirle öldürme suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraatlerine karar verilmesine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesinin kararı hukuka uygun bulunmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

II. Diğer temyiz sebepleri yönünden,
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

C. Katılan …’ınTemyiz Sebepleri;
I. Sanıklar … hakkında eksik cezaya hükmedilmesinin ve sanıklar …, … ile … hakkında eksik inceleme sonucu beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden,
Olay ve olgular bölümünde yer verilen ve oluşa uygun bulunan 13/12/2016 tarihli İTÜ Ulaştırma Anabilim Dalı, Karayolları ve Trafik öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyet raporu doğrultusunda, asli kusurlu bulunan sanık … hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 22 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 1 yıl 6 ay süre ile geri alınmasına karar verilmesine ilişkin hükme ve alınan raporla kusursuz oldukları tespite edilen sanıklar …, … ve … hakkında, taksirle öldürme suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraatlerine karar verilmesine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesinin kararı hukuka uygun bulunmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

II. Diğer temyiz sebepleri yönünden,
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
I. Katılan AYEDAŞ Vekilinin Temyiz Talebi Yönünden,
Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65–69, 22/10/2002 gün ve 234–366, 04/07/2006 gün ve 127–180, 03/05/2011 gün ve 155–80, 21/02/2012 gün ve 279–55, 15/04/2014 gün ve 599-190, 28/03/2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında;

Yargılama konusu 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçu yönünden katılan Kurumun suçtan zarar gören sıfatının, 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca mezkûr suçtan açılan kamu davasına katılma hakkının ve aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği bu suçtan kurulan hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı anlaşılmakla, katılan AYEDAŞ vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

II. Sanık … Müdafinin ve Katılan … … Vekili ile Katılan … Vekilinin Sanık …’in Mahkumiyet Hükmüne İlişkin Temyiz Talepleri Yönünden,
Sanık hakkında, İstanbul Anadolu 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25/04/2017 tarihli ve 2015/16 Esas, 2017/170 Karar sayılı kararı ile taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinini ikinci fıkrası uyarınca kurulan mahkûmiyet hükmünün, aynı Kanun’un 50 nci maddesinin dördüncü fıkrası delaletiyle birinci fıkrasının (a) bendi gereği seçenek yaptırıma çevrilmesine ilişkin karara yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı ve bu karara yönelik temyizin niteliği karşısında;

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde yer verilen; “Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar”ın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, aynı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, sanık müdafiinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

III. Sanıklar …, …, … Hakkındaki Beraat Hükümlerine Yönelik Katılan … İbrahim -… Vekili ile Katılan … Vekilinin Temyiz Talepleri Yönünden Yapılan İnceleme Sonucu,
Gerekçe bölümünün BI, BII ve CI, CII numaralı maddesinde açıklanan nedenlerle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 11/10/2017 tarihli ve 2017/3044 Esas, 2017/3036 Karar sayılı kararında katılan … -… vekilince ve katılan … vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

IV. Sanık … Hakkındaki Mahkumiyet Hükmüne Yönelik Sanık Müdafinin ve Katılan … -… Vekili ile Katılan … Vekilinin Temyiz Talepleri Yönünden Yapılan İnceleme Sonucu,
Gerekçe bölümünün AI numaralı maddesinde açıklanan nedenle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 11/10/2017 tarihli ve 2017/3044 Esas, 2017/3036 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İstanbul Anadolu 11. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19.Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.06.2023 tarihinde karar verildi.