YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/499
KARAR NO : 2022/3307
KARAR TARİHİ : 26.04.2022
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davacının maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 300.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Davanın niteliğine göre, davacı vekilinin duruşmalı inceleme isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 318. maddesi gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/155 Esas- 2015/359 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının silahlı terör örgütüne üye olmak ve kişisel kullanım amacı dışında uyuşturucu madde bulundurma suçlarından 18.07.2009-15.10.2010 tarihlerinde 454 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda davacının her iki suçtan da beraatine karar verildiği, kararın 19.11.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının dava dilekçesiyle terfi edememesi dolayısıyla alamadığı maaşı, cezaevinde yapılan giderler,yakınlarının ziyaret sebebiyle yaptıkları yol giderleri, avukatlarının yol ve ücret masrafları, tahliye edildikten sonra 18.09.2014 tarihine kadar yurt dışı çıkış yasağı konmak suretiyle adli kontrol altına alınması sebebiyle deniz subayı olan davacının yurtdışı görevlerinde bulunamamış olması dolayısıyla alamadığı harcırahlar, soruşturma sırasında el konulan ıpod cihazının teknolojik olarak kullanım ömrünü tamamlaması dolayısıyla uğradığı zararlardan bahisle toplam 82.703,72 TL maddi, 3.000.000 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada mahkemece maddi tazminat taleplerinin reddiyle, 300.000 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedildiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin maddi tazminat taleplerinin kabul edilmesi gerektiğine ve manevi tazminatın yetersiz olduğuna, davalı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtayın görevi ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması ve benzer olaylarda aynı çözüm tarzının oluşturulmasıdır. Bu görev yerine getirilirken hukukun genel ilkeleri, ülkedeki pozitif hukuk normları ve uluslararası temel insan haklarına ilişkin kural ve kabullere uygun bir yorum ve uygulama benimsenmelidir.
Bu ilke yalnızca denetim mahkemeleri için değil, hüküm mahkemeleri için de geçerlidir. Hukuk devletinin en belirgin özelliği hiçbir kurum ve makam ayrımı gözetilmeden herkesin hukuk kurallarına uymasıdır.
Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da üzerinde olacak şekilde çok fazla manevi tazminata hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 26/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.