Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/4611 E. 2023/5213 K. 29.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/4611
KARAR NO : 2023/5213
KARAR TARİHİ : 29.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/155 E., 2020/347 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama, ret

Sanık hakkında Dairemizin bozma ilamı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Bitlis 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 31.05.2013 tarihli, 2012/215 Esas, 2013/511 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında ayrı ayrı taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

2. Bitlis 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 31.05.2013 tarihli, 2012/215 Esas, 2013/511 Karar sayılı kararının 19.07.2013 tarihinde kesinleşmesine müteakip sanığın denetim süresi içinde 22.08.2013 tarihinde 6136 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma suçunu işlediği ve … Asliye Ceza Mahkemesinin 03.01.2014 tarihli 2013/900 Esas, 2014/10 Karar sayılı kararı ile bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği, mahkumiyetinin 12.05.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

3. Sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinin bildirilmesi nedeniyle Bitlis 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.11.2015 tarihli 2015/337 Esas, 2015/624 Karar sayılı kararı ile hükmün açıklanması ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

4.Bitlis 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.11.2015 tarihli 2015/337 Esas, 2015/624 Karar sayılı kararının sanıklar müdafiileri tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 25.02.2020 tarihli 2019/5730 Esas 2020/1993 Karar sayılı kararı ile; “… keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmakta olup, incelenen dosya kapsamında; bu ilkelere uyulmadan sanığa atılı suçun ne olduğu ve sübut delilleri irdelenmeksizin yalnızca hükmün açıklanmasının koşullarının oluştuğuna yönelik tartışma içerir ancak delil tartışılması içermeyen kararla gerekçesiz olarak yazılı şekilde hükmün kurulması…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

5. Bozma kararı üzerine ve temyiz incelemesine konu Bitlis 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.12.2020 tarih 2020/155Esas, 2020/347 Karar sayılı kararı ile hükmün açıklanması ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

6.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 04.08.2021 tarihli ve 2021/75462 sayılı onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Sanık müdafinin temyiz isteminin sanığın kusursuz olduğuna ve kazanın ölen yayanın asli kusuru ile meydana geldiğine, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.

2.Mağdur vekilinin temyiz isteminin sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğundan sanık aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.07.12.2011 günü saat 11.30 sıralarında sanık sürücü … yönetimindeki … plakalı kamyonla, Nur caddesinde Diyarbakır Tatvan yönünde seyrederken, yolun sağında, park halindeki araçların arasından yola girerek, yol içinden aynı yönde yürüyen yaya …’a kamyonun sağ yan ön kesiminin çarpmasıyla, yayanın dengesi bozulup düşerek sağ tekerlek altında ezilmesi ile ölümlü trafik kazası meydana gelmiştir.

2. Kaza tespit tutanağına göre, ölen yayanın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun asli kusurlarından olan madde 05 kodu ile “yol içinde koşmak, yürümek, oynamak, oturmak” kuralını ihlal ederek asli kusurlu olduğu belirlenmiştir.

3. Savcılık aşamasında Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 19.03.2012 tarihli raporuna göre,
a-Sanık sürücü idaresindeki kamyonla yolun sağından yol içinde yürüyen yayayı etkin biçimde uyarmadan, yayanın yanında sağ yanını kontrolünde bulundurmadan dikkatsiz ve tedbirsizce seyrini sürdürmesinden mütevellit nedne olduğu olayda tali kusurlu olduğu,

b-Ölen yaya yol kenarında müsait bulunan yaya kaldırımından yürümeyip, seyir halindeki araçları göz önünde bulundurmadan, solundan geçmekte olan kamyondan korunmak için önlem almadan, can güvenliğini tehlikeye düşürecek tarzda yol içinden yürümesi neticesinde neden olduğu olayda asli kusurlu olduğu belirlenmiştir.

4.Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 06.05.2013 tarihli raporuna göre,
a-Ölen yaya …, kamera kaydında tespit edildiği gibi, arkasından gelen araçların yaratacağı tehlikeleri gözetmeden, kamyonun seyrine göre sağında, araçlara ait yol kaplamasında yürümüş, yolun her iki tarafındaki yaya kaldırımından yararlanmamış, can güvenliğini koruyamamış, bu dikkatsiz, tedbirsiz ve kural dışı kusurlu davranışlarıyla olayı ağırlıklı etkileyerek asli kusurlu olduğu,

b-Sanık sürücü …, görüş alanındaki, sağında yol içinde yürüyen yayayı gözetmemiş, sesli ikazla uyarmamış, kamyonun sağ yanını kontrol etmemiş, seyrini sürdürmüştür. Bu bakımlardan dikkatsiz ve özensiz davranan sanık sürücü … olayda tali kusurlu olduğu belirlenmiştir.

5. Yapılan otopsi raporuna göre, kişinin kesin ölüm sebebi, çok sayıdaki kot kırığı, parankımal kontüzyon v esol alt ekstıremitesindeki fleb tarzındaki geniş doku defekti sonucu gelişen kanama olduğu tespit edilmiştir.

6. Dosya kapsamında olay anını gösterir kamera görüntülerinin bulunduğu ve olay anında ölen yayanın seyre göre yolun sağında yürüdüğü ve kamyonun çarpma ve ezilme anlarının görüntülerde bulunduğu anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1.Kusur yönünden;
Dosyada mevcut kaza tespit tutanağı ve alınan Adli Tıp Kurumu raporları ile sanığın kusur durumuna ilişkin kanaatin aynı olduğu, raporların birbirleriyle, oluş ve dosya kapsamıyla uyumlu olduğu, kusur durumunu kesin bir şekilde tespit ettiği, denetime elverişli, yasal dayanağa haiz ve yeterli olduğu, dosyadaki bilgi ve belgelerden mahkemenin uygulamasının isabetli olduğu anlaşılarak hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık görülmemiştir.

2.Mağdur vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz istemi yönünden;
28.09.2012 tarihli talimat mahkemesince alınan ifadesinde şikayetçi olmadığını beyan ettiği, bu itibarla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca kamu davasında katılan sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla, aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği sanık hakkındaki hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı, hükmün, karar tarihi itibariyle 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği re’sen temyize de tabi olmadığı anlaşılmakla, mağdurun temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmektedir.

3. Diğer temyiz istemleri yönünden;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
A. Mağdur Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe bölümünde (2) nolu bentte açıklanan nedenle Bitlis 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.12.2020 tarih 2020/155 Esas, 2020/347 Karar sayılı kararına mağdur vekilinin temyiz isteminin 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak oybirliğiyle REDDİNE,

B. Sanık Müdafinin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bitlis 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.12.2020 tarih 2020/155 Esas, 2020/347 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.11.2023 tarihinde karar verildi.