Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/4422 E. 2023/2466 K. 04.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/4422
KARAR NO : 2023/2466
KARAR TARİHİ : 04.09.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/513 E., 2021/162 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
KARAR : Maddi tazminat talebinin reddi, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Davacı hakkında Dairemizce verilen bozma kararı üzerine Mahkemece kurulan hükmün; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

Davacı vekilinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 26.06.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; albay olan müvekkilinin Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs suçundan 14.02.2011 tarihinde tutuklandığını, 09.10.2013 tarihinde tahliye edildiğini, yapılan yargılama sonundan beraatine karar verildiğini beyan ederek, haksız tutuklama nedeniyle 100.000,00 TL maddi, 937.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden yasal faizi ile ödenmesini, talep etmiştir.

2. Davalı vekili 12.08.2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.

3. İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.02.2017 tarihli ve 2015/305 Esas, 2017/55 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 598,31 TL maddi, 600.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19 Ceza Dairesinin, 21.06.2017 tarihli ve 2017/2008 Esas, 2017/2154 Karar sayılı kararı ile davacı hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile manevi tazminatın 130.000,00 TL ye indirilmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19 Ceza Dairesinin, 21.06.2017 tarihli ve 2017/2008 Esas, 2017/2154 Karar sayılı kararının davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 19.10.2020 tarihli ve 2020/258 Esas, 2020/5246 Karar sayılı kararı ile “…1- Davacının, tutukluluğu sebebi ile alamadığı OYAK nema farkının CMK’nın 141 ve devamı maddeleri gereğince maddi tazminat hesabına dahil edilemeyeceği dikkate alınmadan yazılı şekilde maddi tazminata hükmolunması, 2- Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması,…” nedenleriyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

6. İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.03.2021 tarihli ve 2020/513 Esas, 2021/162 Karar sayılı kararı ile maddi tazminat talebinin reddine, 160.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilerek dava dosyası, 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca doğrudan temyiz merciine gönderilmiştir

7. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 12.08.2021 tarihli ve 2021/70256 sayılı hükmün onanması görüşünü içeren Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davalı vekilinin temyiz isteği; hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğuna, davanın reddi gerektiğine;
Davacı vekilinin temyiz isteği; maddi tazminat talebinin kabul edilmesi gerektiğine, hükmedilen manevi tazminatın eksik olduğuna, dava vekalet ücretinin eksik hesaplandığına;

İlişkindir.
III. DAVA KONUSU
Davacı …’in kapatılan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/283 Esas sayılı dosyasında Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren, ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs suçundan yargılandığı, bu süre içerisinde davacının 14.02.2011 – 09.10.2013 tarihleri arasında toplam 32 ay (937 gün) cezaevinde kaldığı, Mahkemenin 21.09.2012 tarih, 2010/283 Esas, 2012/245 Karar sayılı mahkumiyet kararının Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 09.10.2013 tarih, 2013/9110 Esas, 2013/2351 Karar sayılı ilamı ile bozularak davacının tahliyesine karar verildiği, özel yetkili mahkemelerin kapatılması ile dosyanın İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/181 Esasına kaydedilerek yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin 07.04.2015 tarihli 2014/181 Esas, 2015/145 Karar sayılı kararı ile beraat ettiği, bu kararın 03.06.2015 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme şerhinin davacıya 09.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından 26.06.2015 tarihinde tazminat davası açıldığı, bu şekilde davanın süresinde olduğu anlaşılmış;

Maddi tazminat yönünden; her ne kadar davacı vekili maddi tazminat talebine ilişkin olarak, derece ve kademe ilerlemesinin durdurulmasının maaşına yansıdığını, OYAK zararının bulunduğunu, maaşından iaşe bedeli kesildiğini, ailesinin cezaevi ziyaretlerinde yaptığı masraflar, davacının müdafiilerinin ve yakınlarının cezaevinde kendisini ziyaret etmek için özel araçlarıyla yaptığı benzin ve OGS gibi ulaşım masrafları ve davacının cezaevindeki harcamalarına ilişkin masraflar ile avukat masrafı bulunduğunu belirterek bunlara ilişkin maddi tazminat talep etmiş ise de, cezaevine gidiş geliş ziyaret yol masraflarının maddi tazminat talebine esas alınamayacağı, kademe-derece ve terfi yönünden ücret kayıplarının ise idari yargıda dava edilmesi gerektiği, Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yukarıda belirtilen maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacının maaşından kesildiği belirtilen iaşe bedeline ilişkin talebinin de, tayin bedelinin görevdeki personele aylık beslenme bedeli olarak ödendiği, davacının fiilen görevde olmaması ve yemek ihtiyacının cezaevinde kazandan beslenme suretiyle karşılanmış olması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı, avukatlık ücreti ödediğine ilişkin olarak ise, dosyaya serbest meslek makbuzu ibraz etmemiş, bu hususu belgelendirmemiştir. Davacının OYAK Nema kaybını talep etmiş ise de; Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin karar gerekçesinde de belirtildiği üzere OYAK Nema Parkının maddi tazminat hesabına dahil edilemeyeceği anlaşıldığından davacının maddi tazminat taleplerinin tamamının reddine

Manevi tazminat talebi yönünden; sanığın Terörle Mücadele Kanunu kapsamında Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine darbe yapmaya teşebbüs gibi ağır bir ithamla yargılanmış olması, 3 yıla yakın bir süre cezaevinde tutuklu kalmış olması ve üzerine atılı suçlardan beraat etmiş olması, kendisine atılı suç nedeniyle toplum nazarında aleyhine oluşan olumsuz algı ve onurunun zedelenmesi, bu süreçte ailesinden ve çevresinden ayrı kalmak zorunda kalması sonucu manevi ve ruhsal olarak ağır bir ızdırap yaşamış olması ve bütün bu nedenlerle maruz kaldığı ruhsal sıkıntı ve bunalımın bir nebze olsun hafifletilebilmesi amacı ile maddi olarak bir bedelin belirlenmesi ve ödenmesi gerektiği, fakat bununla birlikte tazminat hukukumuzda hakim olan manevi tazminatın bir tarafı aşırı zenginleştirmemesi gerektiği kuralı da göz önünde bulundurularak, davacının tutukluluk süresi ile orantılı olduğu düşüncesi ile talebinin 160.000,00 TL’lik kısmının kabulü ile fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesinin hak ve nesafet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/181 Esas – 2015/145 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs suçundan 14.11.2011 – 09.10.2013 tarihleri arasında 968 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 03.06.2015 tarihinde kesinleştiği, 26.06.2015 tarihinden açılan davanın tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 inci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

1.Hükmedilen Manevi Tazminat Miktarına Yönelik Temyiz İstemi Yönünden;
Yargıtayın görevi ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması ve benzer olaylarda aynı çözüm tarzının oluşturulmasıdır. Bu görev yerine getirilirken hukukun genel ilkeleri, ülkedeki pozitif hukuk normları ve uluslararası temel insan haklarına ilişkin kural ve kabullere uygun bir yorum ve uygulama benimsenmelidir.

Bu ilke yalnızca denetim mahkemeleri için değil, hüküm mahkemeleri için de geçerlidir. Hukuk devletinin en belirgin özelliği hiçbir kurum ve makam ayrımı gözetilmeden herkesin hukuk kurallarına uymasıdır.

Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiği belirlenmiştir.

2.Maddi Tazminata Yönelik Temyiz İstemi Yönünden;
Davacının, tutukluluğu sebebi ile alamadığı OYAK nema farkının 5271 sayılı Kanun’un 141 ve devamı maddeleri gereğince maddi tazminat hesabına dahil edilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Dava Vekalet Ücretine Yönelik Temyiz İstemi Yönünden;
15.08.2017 tarihli 694 sayılı KHK ile değişik, 01.02.2018 tarihli 7078 sayılı Kanunun 139 uncu maddesi ile aynen kabul edilen düzenleme ile 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tazminat davaları nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nisbî avukatlık ücreti ödeneceği, ancak, ödenecek miktarın tarifede sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamayacağı anlaşıldığından davacı lehine hükmedilen tazminat miktarına göre hesaplanan vekalet ücretinin ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olması nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen 8.200,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 8.300,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi davalı vekilince temyiz sebebi olarak gösterilmemesi nedeniyle bozma sebebi yapılmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.03.2021 tarihli ve 2020/513 Esas, 2021/162 Karar sayılı kararında davacı vekili ve davalı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.09.2023 tarihinde karar verildi.