Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/4418 E. 2023/2205 K. 19.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/4418
KARAR NO : 2023/2205
KARAR TARİHİ : 19.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
KARAR : Kısmen kabul

Davacı hakkında Dairemizce verilen bozma kararı üzerine Mahkemece kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 nci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 18.08.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs suçundan 22.08.2011 tarihinde tutuklandığını, 19.06.2014 tarihinde tahliye edildiğini, yapılan yargılama sonunda beratine karar verildiği, haksız tutukluluk nedeniyle 517.500,00 TL maddi, 1.000.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden yasal faizi ile ödenmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 10.09.2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.

3. İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 08.03.2016 tarihli ve 2015/355 Esas, 2016/77 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile 37.136,72 TL maddi, 400.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

4. İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 08.03.2016 tarihli ve 2015/355 Esas, 2016/77 Karar sayılı kararının davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 18.03.2019 tarihli ve 2018/8541 Esas, 2019/3660 Karar sayılı kararı ile “…1-)Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması, 2-)Davacının, haksız tutuklu kaldığı dönemde geç terfi etmesi sebebi ile mahrum kaldığı maaş farkı ve tayin bedelinin CMK’nın 141 ve devamı maddeleri gereğince maddi tazminat hesabına dahil edilemeyeceği dikkate alınmadan, yine dairemizce gidilen görüş değişikliğine göre; tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceğinin gözetilmemesi,…” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

5. İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.05.2019 tarihli ve 2019/169 Esas, 2019/254 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına direnildiği belirtilerek maddi tazminat talebinin reddine, 400.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

6. İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.05.2019 tarihli ve 2019/169 Esas, 2019/254 Karar sayılı kararının davalı vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 22.02.2021 tarihli ve 2019/13450 Esas, 2021/1803 Karar sayılı kararı ile “bozma ilamın 2 numaralı bozma sebebinin gereklerinin yerine getirilmesi nedeniyle şeklen direnme kararının yeni hüküm mahiyetinde olduğu kabul edilerek yapılan inceleme sonunda; mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin reddine, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile …Yargıtayın görevi ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması ve benzer olaylarda aynı çözüm tarzının oluşturulmasıdır. Bu görev yerine getirilirken hukukun genel ilkeleri, ülkedeki pozitif hukuk normları ve uluslararası temel insan haklarına ilişkin kural ve kabullere uygun bir yorum ve uygulama benimsenmelidir. Bu ilke yalnızca denetim mahkemeleri için değil, hüküm mahkemeleri için de geçerlidir. Hukuk devletinin en belirgin özelliği hiçbir kurum ve makam ayrımı gözetilmeden herkesin hukuk kurallarına uymasıdır. Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da üzerinde olacak şekilde çok fazla manevi tazminata hükmolunması,… ” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

7. İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.06.2021 tarihli ve 2021/227 Esas, 2021/236 Karar sayılı kararı ile kısmen kabul ile 300.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

8. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 12.08.2021 tarihli ve 2021/98408 sayılı hükmün manevi tazminat miktarının fazla olduğu gerekçesi ile bozulması görüşünü içeren Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davalı vekilinin temyiz isteği; hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğuna, davanın süresinde açılmadığına, reddedilen miktar üzerinden karşı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Mahkemece; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11/05/1999 tarih ve 9/102-115 sayılı ilamında haksız tutuklama nedeniyle hükmolunacak manevi tazminatın belirlenmesinde gözönüne alınacak kıstaslar açıklanmıştır.
Buna göre: “Manevi zarar tutuklanan şahsın sosyal çevresinde itibarının sarsılmasına; hürriyetinden yoksun kalması nedeniyle duyulan elem ve ıstırap ve ruhi sıkıntıların bir nebze de olsa giderilmesi amacına yöneliktir. Manevi zararın tümüyle giderilmesi olanaksız ise de; tayin edilecek manevi tazminat kişinin acı ve ıstıraplarının giderilmesinde, sıkıntılarının azaltılmasında etken olacaktır. Bu nedenle manevi tazminata hükmedilecek kişinin cezaevinde kaldığı süre, sosyal ve ekonomik durumu, toplumsal konumu, atılı suçun niteliği, tutuklanan şahıs üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler dikkate alınarak zenginleşme sonucu doğurmayan, adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşır bir miktar olmasına özen gösterilmelidir.” Davacı hakkında beraat kararı verilen dosyada, davacının üzerine atılı suçun niteliği, haksız olarak tutuklu kaldığı sürede hürriyetinin kısıtlanması sonucunun doğurduğu tüm sorunlar, tespit edilen sosyo-ekonomik durumu hep birlikte değerlendirildiğinde, hak ve nesafet kuralları uyarınca manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği ancak manevi tazminatın şahsın çektiği elem ve sıkıntıları kısmen de olsa dindirmeyi amaçlayıp zenginleşme sonucunu doğurmaması gerektiği nazara alındığında kısmen kabulü ile 300.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Davanın Süresinde Açılmadığına İlişkin Temyiz İstemi Yönünden;
Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/188 Esas – 2015/143 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs suçundan 22.08.2011 – 19.06.2014 tarihleri arasında 1032 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 08.06.2015 tarihinde kesinleştiği, 18.08.2015 tarihinden açılan davanın tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

2. Reddedilen Miktar Üzerinden Karşı Vekalet Ücretine Hükmedilme Gerektiğine İlişkin Temyiz İstemi Yönünden;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 gün ve 2 Esas, 63 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında, ancak davanın tamamen reddi halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmolunabileceğinden, davanın kısmen kabulü halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hukuka aykırı bulunmamıştır.

3. Hükmedilen Manevi Tazminat Miktarına İlişkin Temyiz İstemi Yönünden;
Yargıtayın görevi ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması ve benzer olaylarda aynı çözüm tarzının oluşturulmasıdır. Bu görev yerine getirilirken hukukun genel ilkeleri, ülkedeki pozitif hukuk normları ve uluslararası temel insan haklarına ilişkin kural ve kabullere uygun bir yorum ve uygulama benimsenmelidir.

Bu ilke yalnızca denetim mahkemeleri için değil, hüküm mahkemeleri için de geçerlidir. Hukuk devletinin en belirgin özelliği hiçbir kurum ve makam ayrımı gözetilmeden herkesin hukuk kurallarına uymasıdır.

Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da üzerinde olacak şekilde fazla manevi tazminata hükmolunması, hukuka aykırı görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (3.) numaralı bendinde açıklanan nedenle İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.06.2021 tarihli ve 2021/227 Esas, 2021/236 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.06.2023 tarihinde karar verildi.