Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/3803 E. 2021/7361 K. 27.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/3803
KARAR NO : 2021/7361
KARAR TARİHİ : 27.10.2021

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Yasaya muhalefet
Hüküm : CMK’nın 231/10. maddesi gereğince düşme

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak açılan kamu davasının düşmesine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesinin 19/09/2005 tarih 2004/551 esas 2005/89 karar sayılı kararı ile 2863 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanığın mahkumiyetine hükmedildiği, sanıklar müdafii ile katılan vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 09/12/2009 tarihli ve 2007/117 Esas, 2009/14708 Karar sayılı ilamı ile yeni yürürlüğe giren hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulduğu, bozma ilamına uyan mahkemece 24/03/2010 tarih 2010/21 E. 2010/48 K. sayılı kararı kararı ile sanıkların, 2863 sayılı Kanunun 74/1, TCK’nın 35, 62. maddeleri gereğince 5’er ay hapis cezası ile cezalandırılmlarına, 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddeleri uyarınca sanıklar hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın 07.05.2010 tarihinde kesinleştiği, sanıkların 5 yıllık denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlememeleri nedeniyle dosyanın mahkemesince tekrar ele alınarak 16/03/2018 tarihinde yeni esas üzerinden tensiben düşme kararı verildiği, her ne kadar düşme kararı duruşma açılmadan, dosya üzerinden verilmiş ise de, 16/03/2018 tarihli kararın katılan vekiline tebliğ edilmesiyle hak kaybına neden olunmadığı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesindeki adil yargılanma ilkesinin görünümlerinden biri olan makul sürede yargılanmanın, Anayasanın 141. maddesinde yargıya bir görev olarak yüklendiği de gözetildiğinde, hakkın özünü etkilemeyen ve bilahare olumsuz sonuçları bertaraf edilen şekli hukuka aykırılıkların tek başına bozma nedeni oluşturamayacağı anlaşılmakla,
Yapılan yargılama sonunda, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 07/05/2010 tarihinde kesinleştiği, sanıklara ait dosyada mevcut adli sicil kayıtları ile UYAP sistemi üzerinden Türkiye genelinde yapılan sorgulama sonucunda, CMK’nın 231/8. maddesinde belirtilen 5 yıllık denetim süresi içerisinde sanıkların kasıtlı bir suç işlemediği, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
CMK’nın 231/10. ve 231/8. maddeleri gereğince düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin dayanak kanun maddesinin belirtilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasında yer alan “düşmesine” ibaresinden önce “CMK’nın 231/10. ve 231/8. maddeleri gereğince” ibaresinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.