Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/372 E. 2023/557 K. 23.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/372
KARAR NO : 2023/557
KARAR TARİHİ : 23.02.2023

MAHKEMESİAsliye Ceza Mahkemesi

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. .2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.03.2016 tarihli ve 2015/325 E., 2016/108 K. sayılı kararı ile; sanık … hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 inci maddesinin birinci fıkrası, 22/3, 62/1, 63 ve 53 üncü maddenin birinci ve altıncı fıkrası gereğince 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, sürücü belgesinin 3 ay süre ile geri alınmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba; temyiz dışı sanık … hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 179/3-2, 62/1, 50/1-a, 52, 50/6 ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereğince 500,00 TL adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, temyiz dışı sanık … hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 179/3-2, 62/1, 50/1-a, 52, 50/6 ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereğince 500,00 TL adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 18.12.2020 tarihli ve 2016/392784 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği;
1. Olayda basit taksirden söz edilebileceğini, sanığın bilinçli bir eyleminin olmadığına,

2. Sanığın elinde olmayan sebeplerle direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile olayın gerçekleştiğine,

3. Sanık hakkında lehe hükümlerin, paraya çevirme veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanması gerektiğine,

4. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,
ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Yerel Mahkemenin Kabulü;
1. Olay günü saat 23:40 sıralarında, sanık sürücü …’ün sevk ve idaresindeki otomobil ile . Liman istikametinden . merkez istikametine doğru gece vakti, aydınlatma bulunan tek yönlü ıslak zeminli asfalt kaplama yolda seyir halinde iken, olay mahalline geldiğinde aracının direksiyon hakimiyetini kaybedip, önce seyir istikametine göre sağ tarafında bulunan yaya kaldırımı üzerindeki ağaca akabinde, beton bariyerlere çarpması ve çarpmanın etkisiyle aracın ters dönmesi neticesinde, araçta yolcu olarak bulunan …’in ölümüne neden olduğu anlaşılmaktadır.

2. Maktulün kesin ölüm sebebini belirleyen,. Cumhuriyet Başsavcılığının 17.11.2015 tarihli adli muayene tutanağında, kesin ölüm nedeninin trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanmalar olduğunun belirlendiği görülmektedir.

3. Hopa Devlet Hastanesine ait raporda, sanık sürücü …’ün alkolmetre ile yapılan ölçümde 1,16 promil alkollü olduğu ve raporda ayrıca sanığın ileri derecede alkollü olduğunun da tespit edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.

4. Kaza tespit tutanağında;. plakalı otomobile ait 10 metre fren izi uzunluğu işaretlendiği, sanık …’ün bu kazanın oluşumunda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (2918 sayılı kanun) 52/1-b (aracın hızlarını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak) kuralını ihlal ettiği bildirilmiştir.

5. Kaza yeri krokisi, kamera görüntülerinin bulunduğu CD içeriği, kaza sonrası olay mahallinde çekilen fotoğrafların bulunduğu CD içeriği, 17.11.2015 tarihli sanık sürücü …’ün alkol durumu hakkındaki tutanak, sanık sürücü … hakkındaki alkol raporu, tutanaklar, olay yeri inceleme raporu, 18.11.2015 tarihli CD çözümleme tutanağı ile temyiz dışı sanıklar … ve …’e ait genel adli muayene raporları ve alkol ölçüm sonuçları ile sanık … tarafından kiralanmış aracın hızına ilişkin GPS çıktıları dava dosyasında mevcuttur.

6. Mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu … Trafik İhtisas Dairesinin 02/02/2016 tarihli raporuna göre;

“…Mevcut verilere göre;
A) Sanık sürücü … sevk ve idaresindeki araçla seyri sırasında mahal özelliklerini,hava ve yol şartlarınıda dikkate alarak müteyakkız seyretmesi gerekirken müteyakkız seyretmediği,sevk ve idare hatası neticesinde direksiyon hakimiyetini kaybettiği anlaşılmakla kazanın oluşumunda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile asli kusurludur.

B) Müteveffa yolcu … alkollü olduğunu bildiği sanık sürücü … sevk ve idaresindeki araçta yolculuk ettiği anlaşılmakla kendi ölümüyle neticelenen kazanın oluşumunda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile tali kusurludur…” görüşü bildirilmiştir.

7. Olayın tanıkları G.A., T.Ö., A.İ., E.A.’nın anlatımları dava dosyasında bulunmaktadır.

8. Sanığın aşamalarda verdiği ifadelerinde, atılı suçlamaları kabul ettiği ve savunmasında özetle; “.ya da iki araçla gittik. Orada hep birlikte alkol aldık. Ardından evlerimize gitmek üzere ayrı ayrı iki arabaya bindik. Araçlardan birini ben kullanıyordum. Diğer aracı.kullanıyordu. Kazanın olduğu gün hava yağmurluydu. Benim kullandığım araçta . ve . da vardı. Liman kavşağını geçtikten yaklaşık 200 metre kadar sonra önümdeki bir aracı sollamaya çalıştım. Bu sırada hızım yaklaşık 70-80 km.di. Sollamaya çalıştığım … ben henüz sollamaya başlamadan arka tarafı kontrol ettiğim sırada ani firen yaptı. Bu nedenle direksiyonu birden sola kırmak zorunda kaldım. Sonrasında hakimiyetimi kaybettim ve önce sol taraftaki bankete sonrasında da yolun sağ tarafındaki kaldırıma çıktım. Kaza bu şekilde gerçekleşti. Olay sırasında normal hızda seyir ediyordum. Sadece Termik santralden Adliyenin biraz ilerisine kadar aracı hızlı kullandım. Sonrasında arkadaşlarımı bekleyeceğim için yavaşladım. Kazanın olduğu sırada hızım 70-80 km ydi. Zaten kullandığım … . idi. O aracın çok faza hız yapması mümkün değildir. Kazadan hemen önce Songül ve Gökhan müziği değiştirmemi istemişlerdi. Bu da benim konsantrasyonumu bozmuştur. Pişmanım. Üzerime atılı suçlamayı bu şekilde kabul ediyorum…” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.

9. Katılanların her aşamada sanıktan şikayetçi olduklarını beyan ettiği ve Mahkemece 18.02.2016 tarihinde katılma kararı verildiği tespit edilmiştir.

10. Sanık …’a ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
Oluş ve dosya kapsamına göre, olay günü saat 23:40 sıralarında, sanık sürücü …’ün sevk ve idaresindeki otomobil ile .Liman istikametinden Hopa merkez istikametine doğru gece vakti, aydınlatma bulunan tek yönlü ıslak zeminli asfalt kaplama yolda seyir halinde iken, olay mahalline geldiğinde aracının direksiyon hakimiyetini kaybedip, önce seyir istikametine göre sağ tarafında bulunan yaya kaldırımı üzerindeki ağaca akabinde, beton bariyerlere çarpması ve çarpmanın etkisiyle aracın ters dönmesi neticesinde, araçta yolcu olarak bulunan …’in ölümüne neden olduğu, 17.11.2015 tarihli tutanakta sanık sürücü …’ün . Devlet Hastanesine ait alkolmetre ile yapılan ölçümde 1,16 promil alkollü olduğunun tespit edilmiş olduğu, Adli Tıp Kurumu … Trafik İhtisas Dairesinin 02/02/2016 tarihli raporuna göre, kazanın meydana gelmesinde sanığın asli kusurlu olduğunun kabul ve tespit edildiği anlaşılmış olup, Mahkemece kabul edilen olay ve olgularda isabetsizlik bulunmadığı tespit edilmiş olup, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

A. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
1. Bilinçli Taksir Koşullarının Oluşmadığı Yönünden
Olay günü saat 23:40 sıralarında, sanık sürücü …’ün sevk ve idaresindeki otomobil ile Hopa Liman istikametinden Hopa merkez istikametine doğru gece vakti, aydınlatma bulunan tek yönlü ıslak zeminli asfalt kaplama yolda seyir halinde iken, olay mahalline geldiğinde aracının direksiyon hakimiyetini kaybedip, önce seyir istikametine göre sağ tarafında bulunan yaya kaldırımı üzerindeki ağaca akabinde, beton bariyerlere çarpması ve çarpmanın etkisiyle aracın ters dönmesi neticesinde, araçta yolcu olarak bulunan …’in ölümüne asli kusurlu şekilde neden olduğu olayda; sanık sürücü …’ün 1,16 promil alkollü vaziyette seyir halindeyken kazaya sebebiyet verdiği, Adli Tıp Kurumunun bilimsel verilere dayanarak oluşturduğu görüşlere ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, 1,00 promilden fazla alkol miktarı güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracağından, bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin kabul edildiği; ayrıca GPS hız göstergesine göre de sanığın meskun mahal hız sınırının iki katından yüksek bir hızla seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybettiği anlaşılmakla, sanık hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmasına ve kusura ilişkin Mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Lehe Hükümlerin Uygulanması Talebi Yönünden
Sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereği (1/6) oranında takdirî indirim sebebi uygulandığı, netice olarak belirlenen ceza miktarının 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası olduğu, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesi gereği erteleme ya da 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumlarının uygulanmasına sonuç ceza miktarı itibarıyla olanak bulunmadığı belirlenmekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Sanık müdafiinin sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi talebine ilişkin temyiz isteği yönünden; 5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin dördüncü fıkrasında, taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezasının uzun süreli de olsa, diğer koşulların varlığı halinde adli para cezasına çevrilebileceği, ancak, bu hükmün, bilinçli taksir halinde uygulanmayacağı belirtilmiş olup, meydana gelen olayda bilinçli taksirin koşullarının oluştuğu Mahkemece de kabul edilmekle sanık hakkında tayin edilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde; 5237 sayılı Kanun’un 61/1 ve 22/4 madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı Kanunun 3/1 maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin ölümüne sebebiyet veren sanık hakkında, … ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması, aleyhe temyiz bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.

C. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde yer alan “amaç ve saik” gerekçelerine dayanılamayacağının gözetilmemesi ile 5237 sayılı Kanun’un 53 ncü maddesinin birinci fıkrasındaki hak yoksunluklarının taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden, taksirle öldürme suçundan hüküm kurulurken anılan madde ile sanık hakkında hak yoksunluğuna hükmedilmesi sebebiyle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmuştur.

D. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

E. .2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.03.2016 tarihli ve 2015/325 E., 2016/108 K. sayılı kararında, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen (C) bendi dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (C) bendinde açıklanan nedenle, . 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 02.03.2016 tarihli ve 2015/325 E., 2016/108 K. sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının (C) bendindeki “suç amaç ve saikleri” ibareleri ile aynı bendin beşinci paragrafının hükümden çıkarılması suretiyle, hükmün, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

23.02.2023 tarihinde karar verildi.