Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/3037 E. 2022/5638 K. 13.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/3037
KARAR NO : 2022/5638
KARAR TARİHİ : 13.09.2022

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hükme yönelik, … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 15.06.2017 tarihli, 2017/668 Esas, 2017/913 Karar sayılı “istinaf başvurusunun esastan reddine” ilişkin kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK’nın 250. maddesiyle yetkili) 2005/178-2006/11 karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının teşekkül halinde uyuşturucu ticareti yapmak suçundan 21.11.2004-01.03.2005 tarihleri arasında 100 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün 24.02.2006 tarihinde kesinleştiği, davanın tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte 466 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu anlaşılmakla;
Davacının 150.000 TL maddi, 150.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, 466 sayılı yasaya tabii tazminat talebinin 10 yıldan fazla bir süre geçtiğinden bahisle reddine karar verilmesi üzerine davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.05.2019 tarih, 2017/12-535 Esas, 2019/422 ve 2017/12-536 Esas, 2019/423 Karar sayılı kararlarında vurgulandığı üzere 466 sayılı Kanuna tabi olan tazminat davalarında dava açma süresinin kesinleşmiş kararın davacıya tebliğ edilmediği ve davacının haberdar olduğuna ilişkin bir belgeye rastlanılmadığı durumlarda, davacının yokluğunda ancak müdafimin yüzüne verilmiş kararın karar tarihinden itibaren üç ayın sonunda kesinleştirilmiş sayılması gerektiği, bu üç aylık süreden sonraki cezai anlamdaki kesinleştirmelerin 466 sayılı Kanun uyarınca açılacak tazminat davaları açısından hüküm ifade etmeyeceğinin belirtilmesi karşısında 16.02.2006 tarihinde davacı (sanık) müdafinin yüzüne verilen beraat hükmünün her ne kadar kesinleştirilmesi yapılmamış ise de; hükmün 16.05.2006 tarihinde kesinleştiğinin kabul edilmesi gerektiği, dolayısıyla 16.05.2016 tarihine karar açılması gereken tazminat davasının 14.06.2016 tarihinde açılması nedeniyle, 466 sayılı Kanun gereğince 3 ay, 10 yıllık sürenin geçtiği anlaşıldığından yerel mahkemece verilen davanın reddine yönelik hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin davanın kabul edilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve Kanuna uygun bulunan … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 15.06.2017 tarihli, 2017/668 Esas, 2017/913 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karara karşı yapılan temyiz isteminin isteme uygun olarak 5271 sayılı CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE; 5271 sayılı CMK’nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 304/1. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için … Ağır Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin de … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE; 13/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.