Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/2827 E. 2021/7354 K. 27.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/2827
KARAR NO : 2021/7354
KARAR TARİHİ : 27.10.2021

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Yasaya muhalefet
Hüküm : CMK’nın 231/11 maddesi uyarınca hükmün açıklanması suretiyle;
2863 sayılı Kanunun 67/2, TCK’nın 62/1, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, 2863 sayılı Kanunun 67/2, TCK’nın 62/1, 52/2 maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair Kaş Asliye Ceza Mahkemesinin 28/03/2013 tarihli ve 2010/429 esas, 2013/195 karar sayılı kararının 24/04/2013 tarihinde kesinleşmesine müteakip sanığın denetim süresi içinde 22/06/2013 tarihinde TCK’nın 270/1. maddesinde tanımlanan suçu işlediği ve Kaş Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/569 esas 2015/108 karar sayılı kararı ile bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verdiği, hükmün 20/03/2015 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair Kaş Asliye Ceza Mahkemesinin 05/11/2015 tarihli ve 2015/497 Esas, 2015/996 Karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Şikayetçi kurum adına 13/02/2013 havale tarihli dilekçe ile davaya katılma talebinde bulunulduğu halde, adı geçen kurumun katılan olarak kabulüne yönelik bir karar verilmediği anlaşılmakla birlikte, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 21/11/2006 tarihli, 2006/2-249-247 sayılı, 15/07/2008 tarihli, 2008/9-95-195 sayılı ve 19/10/2010 tarihli, 2010/9-149-105 sayılı kararlarında belirtildiği üzere, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp karara bağlanmayan katılma isteklerinin, temyiz incelemesi sırasında herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını gerektirmiyorsa, karara bağlanması mümkün olduğundan, Kültür ve Turizm Bakanlığının suçtan zarar görmesi ve bu hususta herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasına gerek bulunmaması nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca, açılan davaya katılan olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede;
T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle, iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesi gerekliliğinin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın, haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen temyiz dışı diğer sanıklarla fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, üniversitede görevli arkeolog bilirkişi tarafından düzenlenen raporla 2863 sayılı Kanun kapsamında olduğu tespit edilen bir adet mermerden yapılmış haç ile iki adet pişmiş topraktan yapılan pithos (depolama kabı) şeklindeki toplam 3 adet eseri satmak amacıyla görüşecekleri sırada ihbar üzerine polislerin geldiği olayda, sanığın alıcı şahıslar ile eserlerin alım satımı konusunda kesin olarak anlaşmaya varmaması ve şahıslara henüz eserleri gösteremeden yakalanmış olması dikkate alınarak, 2863 sayılı Kanunun 67/2. maddesinde düzenlenen “kültür varlığı ticaretine aykırılık” suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı ve sanık hakkında tayin edilen temel cezada, 5237 sayılı TCK’nın 35/2. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
1- TCK’nın 52/4. maddesi gereğince ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına çevrileceği ihtarının yapılmamış olması,
2- 2863 sayılı Kanunun 23. maddesi kapsamında müzelik değer taşıyan, tasnif ve tescile tabi taşınır kültür varlıklarının, aynı Kanunun 75. maddesi uyarınca Müze Müdürlüğüne teslimine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 27/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.