YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/271
KARAR NO : 2023/2256
KARAR TARİHİ : 20.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Taksirle öldürme
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği (5271 sayılı Kanun) temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Trabzon 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.05.2016 tarih ve 2014/1444 E. 2016/701 K. sayılı kararı ile; sanıklar …, … hakkında; taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince neticeten 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına kararı verilmiştir.
2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 25.12.2020 havale tarihli ve 2016/303873 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1. Sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, eksik ve yetersiz inceleme ile karar verildiğine,
2. Kusur tespitine, sanığın kusurunun bulunmadığına, müteveffanın ailesinin ve asansör firması yetkililerinin ağır kusurlu olduğuna,
3. Raporlar arasında kusur konusunda çelişki bulunmasına rağmen yeni rapor alınmadan karar verilmesinin hatalı ve hukuka aykırı olduğuna,
4. Kararın gerekçesinin savunma hakkının kısıtlandığının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğinin açık bir göstergesi olduğuna, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,
5. Tayin edilen cezanın paraya çevrilmemesine,
ilişkindir.
B. Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1. Bilirkişi raporlarının yetersiz ve çelişkili olduğuna, Mahkemenin gerekçesine göre çelişkisiz raporlarla kurulmuş bir hükümden bahsedilse de raporlar incelendiğinde durumun bu şekilde olmadığına,
2. Sanığın kusurunun bulunmadığına, sanığın çalışma yapmadığı zamanlarda güvenlikten sorumlu olmadığına, bu sorumluluğun inşaatın sahibine/şantiye şefine/iş güvenliğine/korumasına ait olduğuna,
3. Ölenin velisinin kusurlu olduğuna, inşaat sahibinin kusur durumunun eksik nitelendirildiğine,
4. Mahkeme gerekçeli kararında, bilirkişi raporlarının biri hariç diğerlerinde anne hakkında kusur isnadı bulunmasına rağmen anne hakkında kusur durumunu tartışmadığına,
5. ATK’dan rapor alınmadan karar verildiğine, raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmediğine,
6. Tayin edilen cezaya, paraya çevirme hükümlerinin uygulanmamasına,
ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Yerel Mahkemenin Kabulü
1. Sanık …’ın, … İnş. ve Müh. Hiz. Ltd. Şti.’nin Müdürü, sahibi ve yetkilisi, sanık …’nun ise; aynı inşaatın asansör montaj hizmetlerini yürütmekte olan … Asansör Firma Yetkilisi olduğu, katılanlar … ve eşi …’in olay günü … inşaat firmasına ait henüz bitirilmemiş inşaat halindeki dairelere bakmak için müşterek çocukları olan kızı ölen 2008 doğumlu …ile birlikte gezdikleri sırada katılanlar ve beraberindeki yakınları inşaat alanında (daire içinde) dolaşırlarken müşterek çocukları Sudenaz’ın, annesi katılan …’a 3. kattan aşağıya “asansörle inelim” demesi üzerine, Sudenaz’ın kilitli olmayan, hiçbir bir güvenlik tedbiri yada uyarı levhası bulunmayan kabini konulmamış, işletime de açılmamış olan asansör kapısını açtığı ve asansör boşluğuna düşmesi sonucu öldüğü anlaşılmaktadır.
2. Maktulün kesin ölüm sebebini belirleyen, Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığının 16.07.2014 tarihli ölü muayene tutanağında, müteveffanın genel beden travmasına bağlı iç organ yaralanması yaralanması ve büyük damar harabiyeti sonucu vefat ettiğinin belirlendiği görülmektedir.
3. Olay yeri tespit tutanağı ve soruşturma aşamasında alınan 27.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda, asansörün henüz tamamlanmamış olduğu, merdiven boşluğunun karanlık olup asansör kapılarının kilidinin bulunmadığı, uyarı levhasının olmadığı, boşluğa düşülmemesi için herhangi bir engelin bulunmayıp aynı zamanda inşaat alanında herhangi bir görevlinin de olmadığı, buna nedenle … İnş. Şti. Yetkilisi …’ın 1. derece, asansör firması yetkilisi …’nun da 2. derecede kusurlu olduğu belirtilmiştir.
4. Yargılama aşamasında yapılan keşfe dayalı düzenlenen 01.10.2015 tarihli tek kişilik bilirkişi raporunda; … inşaatın sorumlusu ve yetkilisi sanık …’ın %40, sanık …asansör firması yetkilisi ve sorumlusunun %40, müşteki …’in %20 oranında kusurlu oldukları görüşü bildirilmiştir.
5. Mahkemece hükme esas alınan 28.02.2016 tarihli üç kişilik bilirkişi heyet raporunda özetle; bina inşaatını yürüten ve iş sağlığı ve iş güvenliği mevzuat hükmüne uygun olarak tedbir almayarak …’in ölümüne yol açan … İnşaatın adlı şirket yetkilisi, sorumlusu ve ortağı olan … ile birlikte adı geçen müteahhit firma ile asansör montaj firması arasında sözleşmenin yapılması ile başlayıp asansörün kullanıma açılması ile tamamlanan sürecin asansör montaj süreci olarak adlandırılarak ve bu süreçte asansör montaj firması ile yüklenici firmanın iş güvenliği konusunda bir sorumluluk paylaşımı yapmakta olduğu kabul edilerek, inşaat sahasında genel iş güvenliği önlemlerinden yüklenici firmanın sorumlu olduğu gibi, asansör kuyusunda ve bu kuyu etrafında montaj firmasının çalışma saatleri içinde sorumluluk asansör firmasına ait olduğu, asansör montaj sürecinde gerçekleşen söz konusu ölüm olayı incelendiğinde kuyuya düşme (asansör boşluğuna), sıkışma ve ezilme, nihayetinde ölümle neticelenen bir vaka söz konusu olduğu, bina inşaatının asansör montaj hizmetlerini yürüten taşeron firma, yani …Asansör firma yetkilisi …’nun kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
6. Olay yeri inceleme raporu, olay yeri tespit tutanağı, olay yeri genel ve özel krokileri, olayın tanıkları A.B., R.R., G.R., H.Y.’nin anlatımları ve tutanaklar dava dosyasında bulunmaktadır.
7. Sanıkların üzerilerine atılı suçlamaları inkar ettikleri, sanık …’ın savunmasında özetle, … inşaat firmasının sahibi ve yetkilisi olduğunu, kendisinin bu kazada bir kusurunun olmadığını, ailenin çocukla birlikte inşaat halindeki binaya girdiğini gören kimsenin olmadığını, yetkilisinin bilgisi dışında ailenin izin almaksızın inşaata girdiğini, kapıların normal şartlarda kilitli olması gerektiğini, anahtarının kendilerine teslim edilmesi gerektiğini, inşaatta güvenlik önlemleri alındığını, ailenin inşaatı bu haliyle ve de çocukla girilmesinin tehlikeli olduğunu bilmesi gerektiğini,
Sanık … ise; …Asansör firmasının yetkili ve sorumlusu olduğunu, bu ölümlü kazada hiç bir kusurunun olmadığını, normal şartlarda bu asansör kapısını takmamaları gerektiğini, fakat inşaatta çalışma esnasında bir kaza olabilir düşüncesi ile kapıyı taktıklarını, asansör montajını daha sonradan yapacaklarını, tüm çalışmalarında olduğu gibi bu çalışmalarında da asansörün kapısında herhangi bir uyarı levhası koymadıklarını, kapıyı kilitlemediklerini, bu durumun kendilerinin kusuru olduğunu göstermeyeceğini, montajı bir günde bitirmelerinin mümkün olmadığını beyan ettikleri görülmüştür.
8. Katılanların her aşamada sanıklardan şikayetçi olduklarını beyan ettikleri ve Mahkemece 26.03.2015 tarihinde haklarında katılma kararı verildiği tespit edilmiştir.
9. Sanıklara ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanık …’ın, … İnş. ve Müh. Hiz. Ltd. Şti.’nin Müdürü, sahibi ve yetkilisi, sanık …’nun ise; aynı inşaatın asansör montaj hizmetlerini yürütmekte olan … Asansör Firma Yetkilisi olduğu, katılanlar … ve eşi …’in olay günü … inşaat firmasına ait henüz bitirilmemiş inşaat halindeki dairelere bakmak için müşterek çocukları olan kızı ölen 2008 doğumlu …ile birlikte gezdikleri sırada, katılanlar ve beraberindeki yakınları inşaat alanında (daire içinde) dolaşırlarken müşterek çocukları Sudenaz’ın, annesi katılan …’a 3. kattan aşağıya “asansörle inelim” demesi üzerine, …’ın kilitli olmayan, hiçbir bir güvenlik tedbiri yada uyarı levhası bulunmayan kabini konulmamış, işletime de açılmamış olan asansör kapısını açtığı ve asansör boşluğuna düşmesi sonucu öldüğü olaya ilişkin Mahkemece kabul edilen olay ve olgularda isabetsizlik bulunmadığı tespit edilmiş olup, hükümlerde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
A. Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
1. Eksik İnceleme İle Hüküm Kurulduğu Yönünden
Oluş, dosya kapsamı, sanıkların savunmaları, ölen hakkında tanzim olunan ölü muayene tutanağı, Olay ve Olgular başlığı altında ayrıntılarına yer verilen bilirkişi raporları karşısında Mahkemece, dava dosyası tekemmül ettirilerek karar verildiği belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, sanık müdafinin eksik ve yetersiz inceleme ile karar verildiğine ilişkin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.
2. Kusur Durumu Yönünden
Mahkemece hükme esas alınan 28.02.2016 tarihli üç kişilik bilirkişi heyet raporunun, oluş ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, kusur durumunu kesin bir şekilde tespit ettiği, buna göre bina inşaatını yürüten ve iş sağlığı ve iş güvenliği mevzuat hükmüne uygun olarak tedbir almayarak …’in ölümüne yol açan … İnşaatın adlı şirket yetkilisi, sorumlusu ve ortağı olan …’ın asli kusurlu olduğu anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, sanık müdafiinin kusur tespitine, sanığın kusurunun bulunmadığına, müteveffanın ailesinin ve asansör firması yetkililerinin ağır kusurlu olduğuna, raporlar arasında kusur konusunda çelişki bulunmasına rağmen yeni rapor alınmadan karar verilmesinin hatalı ve hukuka aykırı olduğuna, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
3. Kararın Gerekçesinin Yetersiz Olduğu Yönünden
Mahkemece, dava dosyası tekemmül ettirilerek karar verildiği, gerekçede sanıkların savunmaları, ölen hakkında tanzim olunan ölü muayene tutanağı, bilirkişi raporlarına yer verildiği belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, sanık müdafiinin kararın gerekçesinin savunma hakkının kısıtlandığının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğinin açık bir göstergesi olduğuna, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
4.Paraya Çevirme Hükümlerinin Uygulanmaması Yönünden
5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinde düzenlenen seçenek tedbirlere ilişkin olarak, “Sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu ile yargılama sürecinde pişmanlık duymaması ve suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınarak ve ayrıca takdiren hapis cezasının TCK’nın 50/1 maddesindeki adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesine YER OLMADIĞINA” şeklindeki yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeler gösterildiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, sanık müdafiinin bu husustaki temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
B. Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
1. Eksik İnceleme İle Hüküm Kurulduğu Yönünden
Oluş, dosya kapsamı, sanıkların savunmaları, ölen hakkında tanzim olunan ölü muayene tutanağı, Olay ve Olgular başlığı altında ayrıntılarına yer verilen bilirkişi raporları karşısında Mahkemece, dava dosyası tekemmül ettirilerek karar verildiği belirlendiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, sanık müdafiinin ATK’dan rapor alınmadan karar verildiğine, raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmediğine ilişkin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.
2. Kusur Durumu Yönünden
Mahkemece hükme esas alınan 28.02.2016 tarihli üç kişilik bilirkişi heyet raporunun, oluş ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, kusur durumunu kesin bir şekilde tespit ettiği, buna göre bina inşaatının asansör montaj hizmetlerini yürüten … Asansör Firmasının Yetkilisi sanık …’nun asansör kuyusunda ve bu kuyu etrafında iş sağlığı ve iş güvenliği mevzuat hükmüne uygun olarak tedbir almayarak …’in ölümüne yol açan … Asansör Firmasının Yetkilisi sanık …’nun asli kusurlu olduğu anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, sanık müdafiinin bilirkişi raporlarının yetersiz ve çelişkili olduğuna, Mahkemenin gerekçesine göre çelişkisiz raporlarla kurulmuş bir hükümden bahsedilse de raporlar incelendiğinde durumun bu şekilde olmadığına, sanığın kusurunun bulunmadığına, sanığın çalışma yapmadığı zamanlarda güvenlikten sorumlu olmadığına, bu sorumluluğun inşaatın sahibine/şantiye şefine/iş güvenliğine/korumasına ait olduğuna, ölenin velisinin kusurlu olduğuna, inşaat sahibinin kusur durumunun eksik nitelendirildiğine, Mahkeme gerekçeli kararında, bilirkişi raporlarının biri hariç diğerlerinde anne hakkında kusur isnadı bulunmasına rağmen anne hakkında kusur durumunu tartışmadığına ilişkin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
3. Paraya Çevirme Hükümlerinin Uygulanmaması Yönünden
5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinde düzenlenen seçenek tedbirlere ilişkin olarak, “Sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu ile yargılama sürecinde pişmanlık duymaması ve suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınarak ve ayrıca takdiren hapis cezasının TCK’nın 50/1 maddesindeki adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesine YER OLMADIĞINA” şeklindeki yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeler gösterildiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, sanık müdafiinin bu husustaki temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
4. Tayin Edilen Ceza Yönünden
5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinde yer verilen, suçun işleniş biçimi, sanığın taksirinin yoğunluğu, meydana gelen neticenin ağırlığı gibi ölçütler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına belirtilen cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak, asli kusurlu sanık hakkında belirlenen temel cezanın sonuca etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi gerektiğinden, teşdiden hüküm kurulması, oluş ve dosya kapsamına uygun görüldüğünden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış olup, sanık müdafiinin tayin edilen cezaya ilişkin temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.
C. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanıklar müdafiilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Trabzon 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.05.2016 tarih ve 2014/1444 Esas, 2016/701 Karar sayılı kararında sanıklar müdafiileri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanıklar müdafiilerinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2023 tarihinde karar verildi.