Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/2323 E. 2023/5495 K. 07.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/2323
KARAR NO : 2023/5495
KARAR TARİHİ : 07.12.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/1077 E., 2016/315 K.
SUÇLAR : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, imar kirliliğine neden olma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kurulan hükmü, katılan … Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz hak ve yetkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.

Sanık hakkında imar kirliliğine neden olmak suçundan kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği katılan … vekilinin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Seferihisar Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.04.2016 tarihli ve 2015/1077 Esas, 2016/315 Karar sayılı kararı ile;
1. Sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırlık suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2. Sanık hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz nedenleri;

1.Yapı tatil zaptına konu imalatların yapım tarihi ve yapı kullanma iZin belgesi düzenlendiği tarihte mevcut olup olmadığı kesin olarak belirlenmeksizin eksik inceleme ile karar verildiğine,

2. Bilirkişi raporunun yetersiz olduğuna,

3.Verilen kararın usul ve Yasaya aykırı olduğuna,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. Yerel mahkemenin kabulü; “Her ne kadar sanık … hakkında 2863 sayılı Kanun’un 65 inci maddesinin birinci fıkrasına aykırılık ve İmar Kirliliğine Neden Olmak suçlarından cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmış ise de; Seferihisar Belediye Başkanlığının yazısında dava konusu yere ilişkin yapı kullanma izin belgesinin 22.05.2008 tarihinde verildiğinin belirtildiği, mahkememizce yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda davaya konu taşınmazın 2007 yılında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından çekilen fotoğrafları incelendiğinde o tarihte bodrum katın mevcut olduğunun tespit edildiği, bu duruma göre bodrum kat kapalı haldeyken yapı kullanma izin belgesinin verildiği, yapı kullanma izin belgesi verildikten sonra sanığın dava konusu taşınmaza herhangi bir müdahelesinin olmadığı, yapı kullanma izin belgesinin belediye tarafından verilmiş olması nedeni ile sanığın bodrum katın kapatılmasına ilişkin eylemin hukuka uygun olduğunu düşünmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğu, belediye tarafından yapılan herhangi hatalı bir işlemden sanığı sorumlu tutmanın mümkün olmadığı,sanığa ait taşınmaza ait tapu kaydında taşınmazın III. Derece doğal sit alanı olduğuna ilişkin herhangi bir şerhin bulunmaması 12.07.2009 tarih 28358 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Korunan alanların tespit, tescil ve onayına ilişkin usul ve esaslara dair yönetmeliğin doğal sit alanları ve tabiat varlıklarının tescil ve ilanına ilişkin usul ve esaslar hakkındaki 7 nci maddesinde tescil edilen doğal sit alanı veya tabiat varlığı il merkez ilçesinde bulunuyorsa valiliğin, diğer ilçe sınırları içerisinde kalıyorsa kaymakamın yazısı üzerine tapu kütüğünün beyanlar hanesine doğal sit veya tabiat varlığı olduğuna dair kayıt konulur.” hükmüne rağmen taşınmaza ait tapu kütüğünün beyanlar hanesinde doğal sit alanına dair hiçbir kaydın bulunmadığı, ayrıca sanığın herhangi bir suç işleme kastının da bulunmadığı, anlaşıldığından üzerine atılı suçları işlemeyen sanığın ayrı ayrı beraatine karar verilmiştir.” denmiştir.

B. Sanık savunmasında;”Üzerime atılı suçlamayı anladım. Dava konusu yeri 2003 yılında kooperatif halindeyken satın aldım kooperatifin eğimli bir arazide kurulmuş olması nedeni ile su basmanları normal zeminden üste yapılmıştı, bu nedenle binaların altında da bodrum şeklinde boşluklar meydana gelmişti, ben satın aldığımda bodrum mevcuttu, fakat ön kısmı açıktı, güvenlik nedeni ile ayrıca hayvanlardan da korumak için ben ön tarafı camekanla 2005 yada 2006 yılında kapattırdım, buna ilişkin fotoğrafları da dosyaya ibraz ediyorum bunun suç olduğunu da düşünmüyorum ayrıca bodrum katının ön kısmını kapattırma eyleminin TCK.nun 184.maddesi ile örtüşmediğini düşünüyoruz orada bina yapmanın suç olduğu belirtilmiştir ben bu şekilde bir bina yapmadım dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

IV. GEREKÇE
09.03.2015 tarihli yapı tatil zaptı ile sanık tarafından izinsiz mevcut yapıya 5×8 metre ebatlarında bodrum kat ilave edildiğinin tespit edilmesi üzerine, sanık hakkında Seferihisar Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 10.12.2015 tarih ve 2015/899 esas sayılı iddianamesi ile imar kirliliğine neden olmak suçundan kamu davası açıldığı, Seferihisar Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/1077 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama esnasında suça konu alanın doğal sit alanı içerisinde olduğunun anlaşılması üzerine suç duyurunda bulunulduğu ve sanık hakkında Seferihisar Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 09.02.2016 tarih ve 2016/105 esas sayılı iddianamesi ile 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kamu davası açıldığı, Seferihisar Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/162 Esas 2016/120 Karar sayılı kararı ile hukuki ve fiili irtibat nedeniyle her iki dosyanın birleştirilmesine karar verildiği ve Seferihisar Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/1077 Esas 2016/315 Karar sayılı kararı ile her iki suç yönünden sanığın beraatine karar verildiği anlaşılmakla;

A. Katılan … Başkanlığı Vekilinin, 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık Suçundan Temyiz İsteği Yönünden
Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11.04.2000 gün ve 65–69, 22.10.2002 gün ve 234–366, 04.07.2006 gün ve 127–180, 03.05.2011 gün ve 155–80, 21.02.2012 gün ve 279–55, 15.04.2014 gün ve 599-190, 28.03.2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25.03.2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında; 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçu yönünden Seferihisar Belediye Başkanlığının suçtan zarar gören sıfatının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca mezkûr suçtan açılan kamu davasına katılma hakkının ve aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği bu suçtan kurulan hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.

B.Katılan … Belediye Başkanlığı Vekilinin İmar Kirliliğine Neden Olma Suçundan Temyiz İsteği Yönünden
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
A. Katılan … Başkanlığı Vekilinin, 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık Suçundan Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçu yönünden Seferihisar Belediye Başkanlığının suçtan zarar gören sıfatının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca mezkûr suçtan açılan kamu davasına katılma hakkının ve aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği bu suçtan kurulan hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı anlaşılmakla, katılan … Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz isteğinin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca Tebliğname’ye aykırı olarak oy birliğiyle REDDİNE,

B.Katılan … Belediye Başkanlığı Vekilinin İmar Kirliliğine Neden Olma Suçundan Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle Seferihisar Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.04.2016 tarihli ve 2015/1077 Esas, 2016/315 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.12.2023 tarihinde karar verildi.