Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/2261 E. 2021/5826 K. 15.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/2261
KARAR NO : 2021/5826
KARAR TARİHİ : 15.09.2021

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : CMK’nın 223/2-c maddesine göre ayrı ayrı beraat

Taksirle yaralama suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü
Olay günü katılan …’ın doğumunu sanıkların görev yaptığı Devlet Hastanesinde sanıklar doktor …’ın, hemşireler … (…), … ve hasta bakıcı …’un yaptırdığı ancak doğumdan çıktıktan bir müddet sonra katılan …’ın kanamasının başladığı ve kanamayı durduramadıklarından Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi’ne sevkinin yapılarak Sivas’ta kendisine ikinci kez ameliyat yapıldığı, katılanın ölme ihtimali olduğundan rahminin alındığı ve rahminin alınması nedeniyle katılan …’ın çocuk yapma yeteneğinin kaybolduğu olayda; dosya arasında mevcut Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 12/10/2011 tarih ve 2011/2213 sayılı adli raporuna göre, müşteki …’ın doğum sonrası postpartum atoni kanamasının (doğum sonrası uterus kanaması) tıbbi açıdan beklenebilir bir durum olduğu, doğum sonrası gelişen kanama sonucu yapılan subtotal histerektominin de (tamamına yakın uterusun çıkarılması) tedavi seçeneklerinden birisi olduğunun bildirildiği, Yüksek Sağlık Şurasının 18-19 Eylül tarihli toplantısında da, ”hastanın takip ve tedavisinde tıbbi açıdan gerekenler yapıldığından” sanıklara atfı kabil kusur bulunmadığı görüşüne yer verilmiş olup; bozma sonrası yapılan yargılamada alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 7.Adli Tıp İhtisas Kurulunun 10.09.2018 tarih ve 2734 sayılı raporunda özetle; “…16/05/2011 tarihinde Suşehri Devlet Hastanesinde normal doğum yapan, doğumdan sonra kanamalarının olması nedeniyle Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesine sevk edilen ve burada histerektomi ameliyatı olan, … kızı 05/07/1987 … hakkında düzenlenen adli ve tıbbi belgelerin değerlendirilmesinde;
16/05/2011 tarihinde 37 haftalık gebe iken sancılarının artması nedeni ile Suşehri Devlet Hastanesi’ne başvurduğu, Ebe … tarafından NSVY ile 3000 gr. canlı bir kız bebek doğurtulduğu, Ebe … (…) ve …’un da doğuma yardımcı oldukları, daha sonra vaginal kanamasının olduğu, Dr. …’ın çağrıldığı, uterin masaj yapıldığı, medikal tedavisinin uygulandığı ve uterin masaja devam edildiği, Uterus tonüs kaybı ve sızıntı şeklinde pasif kanamasının olması üzerine postpartum kanama tanısı ile 112 aracılığıyla Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildiği, hasta bu hastaneye geldiğinde uterus kontrakte olmadığı, masaj yapıldığı, uterusun ara ara kontrakte olup gevşediğinin izlendiği, acil olarak anestezi altında vajinal laserasyon tamirine alındığı, takibinde vajinal kanaması olması üzerine tekrar değerlendirildiği, uterusun atonik olduğunun saptandığı, kanaması devam etmesi nedeni ile laporatomi kararı alındığı, subtotal histerektomi yapıldığı, takip ve tedavilerinin ardından şifa ile taburcu edildiği bildirilen … kızı, 05/07/1987 … hakkındaki adli ve tıbbi belgelerin değerlendirilmesinde;
Mevcut tıbbi belgelere göre normal doğum kararının doğru olduğu, ebelerin doğum eylemini takip etme, doğum yaptırma yetki ve yeterliliklerinin bulunduğu, doğum sonrası gelişen uterus atonisinin (rahmin kasılmaması) önceden öngörülemeyen, engellenemeyen bir durum olduğunun tıbben bilindiği, tespit edilen postpartum kanama ve uterin atoni tanısı ile yapılan takip ve tedavinin tıbben doğru olduğu, ancak yapılan tedaviye rağmen tonus kaybı ve pasif kanamanın olması üzerine bir üst merkeze sevk edilmesinin doğru bir yaklaşım olduğu, üniversite hastanesinde yapılan tedavi ve girişime rağmen devam eden uterus atonisi nedeni ile kişiye histerektomi (rahmin alınması) yapıldığı anlaşılmakla; aynı hal ve şartlarda bir kadın doğum hekiminden ve ebelerden gösterilmesi gereken özenin cihetle yapılan tıbbi uygulamanın tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu oybirliği ile mütalaa olunur…” şeklindeki raporunun oluş ve dosya kapsamına uygun olması nedeniyle, mahkemenin sanıkların beraatine ilişkin kabul ve uygulaması yerinde görülmekle yapılan incelemede;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanıkların kusurunun bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekilinin eksik inceleme ile karar verildiğine, beraat kararlarının bozulması talebine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA, 15.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.