Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/2235 E. 2023/2164 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/2235
KARAR NO : 2023/2164
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/262 E., 2018/54 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkûmiyet, beraat

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.11.2014 tarihli ve 2015/14941 Esas, 2017/866 Karar sayılı kararı ile;

1-Sanıklar … ve … hakkında 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi gereğince beraatlerine,

2-Sanık … hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin dördüncü fıkrasının yollamasıyla birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası uyarınca 18.200 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,

3- 08/10/2014 tarihli bilirkişi raporunda Karayolları Genel Müdürlüğünün tali kusurlu bulunduğu ve bu kusura neden olan, yol yapım işini ihale eden Karayolları Genel Müdürlüğünde görevli ve yetkili kişiler hakkında yasal gereğinin takdir ve ifası için Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına,

Karar verilmiştir.

B. 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.11.2014 tarihli ve 2015/14941 Esas, 2017/866 Karar sayılı kararının, sanık … müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin, 08.02.2017 tarihli ve 2015/14941 Esas, 2017/866 Karar sayılı kararı ile sanıklar … ve … hakkında kurulan beraat hükümlerinin onanmasına, sanık … hakkında kurulan hükmün ise;

“…a)İki sınır arasında temel ceza belirlenirken, suçun işleniş biçimi, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, maddede öngörülen cezanın üst sınırı da nazara alınmak suretiyle, adalet, hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, beş kişinin ölümüne, on üç kişinin nitelikli, altı kişinin ise basit nitelikte yaralanmasına tali kusurlu olarak sebebiyet veren sanık hakkında temel ceza belirlenirken, alt sınırdan daha fazla uzaklaşılması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde ceza tayini,

b) Aşamalarda kendilerini vekil ile temsil ettiren katılanlar …, … ve … ile … lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,

Kabule göre ise;
c) TCK’nın 52/2 maddesi gereği, kişinin ekonomik ve sosyal durumu göz önüne alınarak hükmedilen cezanın en az 20 TL ile en fazla 100 TL karşılığı paraya çevrileceğinin belirtilmesine karşın, dosya konusu ihaleyi 4.300.000,00 TL teklifle kazanan şirketin ortağı ve müdürü olan sanık hakkında belirlenen hapis cezasının sanığın ekonomik ve sosyal durumuyla orantısız şekilde günlüğü 20- TL üzerinden adli para cezasına çevrilmesi suretiyle TCK’nın 52/2. maddesine aykırı olarak eksik ceza tayin edilmesi,

d) Sanık hakkında tayin edilen adli para cezasının taksitlerinden birinin zamanında ödenmemesi halinde, geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ihtaratı ile yetinilmesi gerekirken, “taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde tüm taksitlerin bir defada sanıktan tahsiline” karar verilmesi…”

Gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

C. 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, sanık … hakkında bozma ilamına uyarak yürüttüğü 2017/287 Esas sayılı yargılama dosyasının, haklarında suç duyurusunda bulunulan sanıklar … ve … hakkında yürütülen yargılama dosyası ile birleştirildiği, sanıklar hakkında yapılan yargılama neticesinde 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.02.2018 tarihli ve 2015/262 Esas, 2018/54 Karar sayılı kararı ile;

1-Sanıklar … ve … hakkında 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi gereğince beraatlerine,

2-Sanık … hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin dördüncü fıkrasının yollamasıyla birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası uyarınca 127.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,
Karar verilmiştir.

3- Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 27.06.2019 tarihli ve 2018/50517 sayılı, onama ve düzeltilerek onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebebi
1. Kusur durumuna,

2. Ceza miktarına,

3- Diğer temyiz itirazlarına,
ilişkindir.

B. Katılan Vekilinin Temyiz Sebebi
1. Sanıklar … ve …’nin meydana gelen kaza sebebiyle kusurlu oldukları,

2. Sanık …’e hükmedilen cezanın caydırıcı olmadığına,

3. Katılan lehine vekalet ücretinin hükmedilmemesinin hatalı olduğuna,
ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

1. 1. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde, “…17/11/2011 günü Bingöl ilinden yola çıkarak istikametine gelmekte olan Has Bingöl Turizme ait 12 AS 003 plakalı yolcu otobüsünün gece saat 04:15 sıralarında Çat ilçesi Çirişli köyü yakınlarına geldiğinde yolun karlı ve kaygan olması nedeniyle … sürücüsü olan ölen …’ın virajı alamayarak aracın hakimiyetini kaybettiği, aracın gidiş istikametine göre sağ tarafa yatarak yoldan çıktığı ve yolun 5 metre aşağısındaki çalışma yapılan menfeze düştüğü, meydana gelen kazada ölenler …, …, ve …’ın olay yerinde öldüğü, …’un ise nakledildiği Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine getirilirken yolda öldüğü, …’ın ise kaldırıldığı Aziziye Devlet Hastanesinde olaydan bir gün sonra trafik kazasına bağlı olarak öldüğü, yine dosyanın mağdur, müşteki ve katılanlarının ise kaza nedeniyle vücudunun çeşitli yerlerinden yaralandıkları,

Her ne kadar sanıklar … ve … hakkında atılı suçtan cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ise de dosyada mevcut birleşen dosya üzerinden alınan bilirkişi raporu, bu rapora dayanarak birleşen dosyada yolun denetiminden esas sorumlu olan … hakkında bozma öncesi beraat kararı verilmesi ve beraat kararının da Yargıtayca onanması, Mahkememizce yargılama esnasında Karayolları 12. Bölge Müdürlüğüne yazılan yazıya verilen cevapta sanıklar… ve…’a yolda bulunması gereken bariyerle ilgili olarak verilmiş herhangi bir denetleme veya kontrol görevinin bulunmadığının belirtilmesi, yine dosyada mevcut yüklenici firmayla Karayolları Bölge Müdürlüğü arasındaki sözleşmeden anlaşılacağı üzere menfez çalışması yapılan kazanın meydana geldiği mahalde araçların güvenliği açısından bariyer koyma görevinin yüklenici firmaya verilmesi, bir bütün halinde değerlendirildiğinde sanıkların genel olarak 12. Bölge Müdürlüğünde bariyerlerden sorumlu mühendisler oldukları, sanıkların özel olarak kazanın meydana geldiği mahaldeki çalışmayla ilgili olarak görevlendirilmemiş olmaları, ilinin coğrafi yapısı ve büyüklüğü nazara alındığında özel olarak bu işle görevlendirilmemiş sanıkların tüm bariyerleri sürekli kontrol etmelerinin kendilerinden beklenemeyeceği, bilirkişi raporunda Karayollarına izaf edilen sorumluluğun cezai ehliyet hukuki sorumluluk olarak telakki edilmesi gerektiği dikkate alınarak olayda bir kusurunun bulunmadığı anlaşılan sanıklar … ve … hakkında beraat kararı verilmiş, Yüklenici firmanın yetkilisi olan sanık …’in alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında olayda tali kusurlu olduğu anlaşılarak TCK’nın 61. maddesi uyarınca suçun işleniş şekli, sanığın kusur durumu, kazada ölen ve yaralanan kişilerin sayısı nazara alınarak sanığın eylemine uyan TCK’nın 85/2. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmasına karar verilmiş, cezanın sanığın geleceğine etkileri, sanığın mahkemeye yansımış olumsuz bir davranışın bulunmaması dikkate alınarak TCK’nın 62. maddesi uyarınca sanık hakkında takdiri indirim uygulanarak cezasında 1/6 oranında indirim yapılmış, sanığa atılı suçun taksirli suç olması, sanığın kusur durumu nazara alınarak TCK’nın 50/4 maddesi yollamasıyla 50/1-a maddesi uyarınca hapis cezası tam gün adli para cezasına çevrilmiş, sanığın sosyal ve ekonomik durumu, Karayollarından ihaleyle almış olduğu işin mali değeri dikkate alınarak sanık hakkında tam gün adli para cezası, günlüğü 60 TL’den adli para cezasına çevrilmiş, sanığın yüklenici firma yetkilisi olarak kazada sorumlu olması, kazanın sanığın sevk etmiş olduğu araçta meydana gelmemiş olması nazara alınarak koşulları oluşmadığından sanık hakkında TCK’nın 53/6. maddesi uygulanmamış,

Her ne kadar kısa kararda, karara karşı istinaf yolu açık olduğu belirtilmiş ise de birleşen dosyanın daha önce Yargıtay incelemesinden geçmiş olması dikkate alınarak kanun yolunun gösterilmesinde yapılarak bu maddi hata gerekçeli kararda düzeltilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” denilmiştir.

2. Sanık …’in yol yapım ihalesini alan ve fiilen yürüten ME-KA İnş. San. ve Ticaret Ltd. Şti – Bekir İnşaat (…) Ortak Girişiminin ortağı ve proje sorumlusu olduğu, sanık …’un Karayolları 12. Bölge Müdürlüğü Trafik Güvenliği Başmühendisliğinde görevli trafik güvenliği mühendisi olduğu, sanık …’nin ise Karayolları 12. Bölge Müdürlüğü Trafik Güvenliği Başmühendisliğinde görevli trafik işaretleme teknik elemanı olduğu, sanıkların alınan savunmalarında atılı suçu kabul etmedikleri görülmüştür.

3. Karayolları Genel Müdürlüğü 12. Bölge Müdürlüğünün 05 Mart 2012 tarih ve 05501 sayılı yazısına göre, -Çat-Bingöl il sınırı bölünmüş yolunun ikmal işi 2. kısım (km: 59+000-79+730) işinin ME-KA İnş. San.ve Tic. A.Ş. + Bekir İnşaat (…)’ın ortaklığına ihale edildiği, sözleşmenin 25.08.2011 tarihinde yapılıp işe fiilen 05.09.2011 tarihinde başlandığı, kazanın iki buçuk ay sonra 17/11/2011 tarihinde meydana geldiğinin bildirildiği görülmüştür.

4. 25.08.2011 tarihli İhale Sözleşmenin incelenmesinde, 3 ncü maddesinde adı geçen ortaklığın yapacağı işlerin niteliğinin ve türünün birim ve miktarının cetvel halinde madde, madde sıralandığı, bu cetvelin 19 nolu sırasında, 5001/KT nolu iş kalemi olarak, 20,73 km boyunca trafik işaretleme malzemelerinin temini, işaretlemenin yapılması ve emniyet tedbirlerinin alınmasının (ışıklı sinyalizasyon dahil) bulunduğu, Sözleşmenin Kaza Olması başlıklı madde 34.3’de; “Taahhüdün yerine getirilmesi süresince vuku bulacak kazalardan ve bu kazaların sebep olacağı zararlardan, can ve mal kaybından ve üçüncü şahıslara karşı yapılacak her türlü zararlardan yüklenici doğrudan doğruya sorumludur.” hükmünün bulunduğu, Trafiğe Geçit Temini, İşaretler ve Bariyerler başlıklı madde 34.09’da ise,”… yüklenici, gerek servis yollarında ve gerek ihale konusu yapım işlerinin etkisi altındaki yollarda trafiğin tam bir emniyetle cereyan etmesinden sorumludur… Yüklenici işçinin, halkın, trafiğin ve inşaatın emniyetini sağlamak için bariyer, tehlike işaretleri, ışık tertibatı ve diğer gerekli her türlü işaretlerle ve bekçilerle teçhiz edecek, bunların işletilmesini ve bakımı yürütecektir. Gerek trafiğe kapalı olan ve gerek kayıt altında açık olan yollarda, emniyet tedbirleri, kesin olarak en ciddi şekilde ele alınacak ve bariyer, uzak mesafelerden göze çarpacak ikaz ve hız levhaları ve kırmızı ışık tertibatı kullanılacaktır…Bütün bu işlere ait her türlü sorumluluk yükleniciye aittir.” hükümlerinin mevcut olduğu görülmüştür.

5. Kaza sebebiyle otobüste bulunan …, …, …, … ile …’ın trafik kazasına bağlı olarak öldüğü, yine otobüste bulunan on üç yolcunun nitelikli, altı yolcunun ise basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralandıkları ve kazadan sorumlu olan sanıklardan şikayetçi oldukları anlaşılmıştır.

6. 17/11/2011 tarihli Kaza Tespit Tutanağına göre, 17/11/2011 günü saat 04:05 sıralarında meydana gelen kazanın -Bingöl karayolu Çirişli Köyü mevkiinde 75. kilometresinde meydana geldiği, ölen …’ın idaresindeki yolcu otobüsünün Bingöl istikametinden istikametine seyir halindeyken olay yerine geldiğinde havanın kar yağışlı ve yol zemininin karlı-buzlu ve kaygan olmasından dolayı direksiyon hakimiyetini kaybederek virajı alamadığı ve gidiş istikametine doğru sağ banket üzerinden yoldan çıkarak aşağıya inşaat halindeki menfez duvarın üzerine düşmesi sonucu kazanın meydana geldiği, kazada otobüs sürücüsü …’ın birinci derece kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir.

7. Soruşturma aşamasında düzenlenen 29/12/2012 tarihli Bilirkişi Raporuna göre kazanın oluşumunda otobüs sürücüsü …’ın asli derecede (6/8), yolun yapımı ve bakımından sorumlu Karayolları Genel Müdürlüğü’nün de tali (2/8) kusurlu olduğu kanaatinin bildirildiği görülmüştür.

8. Yargılama aşamasında düzenlenen 11.04.2014 tarihli Bilirkişi Raporunda kazada ölen sürücüsü …’ın Trafik Kanunu’nun 52/a maddesine aykırı olarak yol, görüş ve hava şartlarının gerektirdiğinden hızlı seyri sebebiyle 1. derecede ve asli kusurlu olduğu, yolun yapım ve bakımından sorumlu Karayolları Genel Müdürlüğünün kazanın meydana geldiği virajda bariyer tesis etmeyerek Trafik Kanununun 7/a maddesini yerine getirmediği gerekçesi ile 2. derecede olmak üzere tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.

9. Yargılama aşamasında İTÜ öğretim üyeleri tarafından düzenlenen 08.10.2014 tarihli Bilirkişi Raporunun inceleme ve tespitler başlıklı bölümünde otobüsün yoldan çıkış noktasından önce “sola viraj”, “çakar lamba” ve “iki yönlü trafik, “azami hız 50 km” trafik işaretleri bulunduğu, kaza sırasında yol zemininin karlı ve buzlu olduğu, kaza sonucu otobüsü takografı parçalandığı için otobüsün olay yerindeki seyir hızının tespit edilemediği, kazanın , Çat-Bingöl yolunun km: 594000-794730 arasındaki 2. kısım bölünmüş yol ikmal inşaatı kapsamında olan bir yerde meydana geldiği, otobüsün üzerine düştüğü menfezin de bu inşaatın parçası olduğu, menfezin imalatından sonra üzerine dolgu yapılarak mevcut yol kotuna getirileceği, böyle bir çalışma için işe başlamadan önce inşa edilecek yolun tüm uzunluğu boyunca “İşaretleme Projesi”nin yapılması gerektiği, Karayolları Genel Müdürlüğünde (KGM) uygulanmakta olan prosedüre göre, İşaretleme Projesinin ihaleyi alan yüklenici firma tarafından yapılıp bu projenin KGM’nin ilgili birimi olan Bölge Müdürlüğünün Trafik Güvenlik Başmühendisliği tarafından incelenip, varsa hata ve eksiklerinin projeyi yapan firmaca giderilmesi, işe başlamadan önce de yerinde yapılan kontrol ile projeye uygun işaretleme yapılıp yapılmadığının kontrol edilerek tutanağa bağlanması ve onaylı tutanağın Bölge Yapım Başmühendisliği, Trafik Başmühendisliği, ilgili Şube Şefliği, Bölge Trafik (veya Jandarma) Denetleme Amirliği ile Kontrol Mühendisine verilmesi gerektiği, dosyada bu şekilde bir tutanağın bulunmadığı yalnızca yolun 594000-804000 km kesimi için yüklenici firma yetkilisi, kontrol mühendisi, bölge trafik jandarma k. yetkilisi tarafından düzenlenen ve kazadan 1 ay kadar önce olmak üzere 17-18.10.2011 tarihini tarihini taşıyan tutanakta yol yapım baş mühendisi ile bölge müdür yardımcısı ve şantiye şefinin onay ve aslı gibidir imzalarının olduğu ancak projede söz konusu yol kesimi boyunca bulunması gereken düşey işaretlemeler gösterildiği, kaza gününe ait işaretlemeleri gösteren trafik işaret levhaları envanterinde ise bariyerin bulunmadığı, sadece düşey işaretlemeye ait tahdit ve uyarı levhaları olduğu, tüm bu kapsamda kazanın meydana geldiği sola viraja yol, hava ve görüş şartlarının gerektirdiği dikkat, tedbir ve hız ile girmeyerek Trafik Kanununun 52 nci maddesinin (a) ve (b) fıkralarına aykırı davranan otobüsün kazada ölen sürücüsü …’ın asli kusurlu, İhale Sözleşmesine göre yükümlü olduğu halde kazanın meydana geldiği virajda trafik güvenliği bakımından gerekli olduğu bariyer tesis etmeyen yüklenici firma proje sorumlusu sanık … ile yapılan işin sahibi ve denetim sorumlusu olarak KGM 12. Bölge Müdürlüğünün Trafik Kanununun 7/a maddesine istinaden ilgili birimi olan Trafik Güvenliği Başmühendisliğinin ayrı ayrı tali derecede kusurlu olduğu, sanık …, kaza tarihinde KGM 12. Bölge Müdürlüğünde görevli olup yapılan işin kontrol mühendisi olduğu, yol yapım çalışmalarında idare adına çalışan kontrol mühendislerinin görevinin esas olarak, ihale edilen işin Sözleşme, Karayolu Teknik Şartnamesi ve İş Programına uygun şekilde yapılıp yapılmadığını denetlemek olduğu, yol inşaatlarında kontrol mühendislerinin inşaat mühendisi olan kişiler olduğu, yol yapımı inşaat mühendisliği alanına giren bir konu olmakla birlikte trafik güvenliği, bu kapsamda olmak üzere İşaretleme Projesinin yapımının bilgi birikimi gerektirdiği, bu nedenle KGM’de Trafik Güvenliği Daire Başkanlığı, Bölge Müdürlüklerinde Trafik Güvenliği Başmühendisliği birimleri olduğu, sanık …’ın kontrol mühendisi olarak yüklenici Ortaklık tarafından hazırlanan İşaretleme Projesini değerlendirecek ve varsa hata ve eksiklerini belirterek düzelttirmesini sağlayacak yeterli bilgi birikimi olamayacağı gibi bu hususun görev alanı dışında olduğu, bu hususta görev ve yetki Bölge Müdürlüğünün ilgili birimi olan Trafik Güvenliği Başmühendisliğinde olduğundan sanık …’ın kusursuz olduğu kanaatinin bildirildiği görülmüştür.

10. Karayolları 12. Bölge Müdürlüğü Bölge Müdürü … imzalı 26 Ocak 2012 tarihili müzekkere cevap yazısında, “…Bahse konu yol 950-04 K.K. nolu devlet yolu olup, Karayolları Genel Müdürlüğü 12. Bölge Müdürlüğü bakım ağında olan bir yoldur ve oto korkuluk yapılması da sorumluluk dahilinde kurumumuza aittir. Karayolunda yol kenarlarına oto korkuluk yapılabilmesi için yolun yapım çalışmalarının tamamlanması gerekmektedir. Söz konusu kesimlerde yol yapım çalışmaları devam etmektedir. Bölge müdürlüğümüz sınırları içerisinde yolun yıllık ortalama günlük trafik sayısı ve kaza durumunda tehlikenin büyüklüğüne göre birinci öncelikli, ikinci öncelikli, üçüncü öncelikli sırası tespit edilerek oto korkuluk takılacak yerler belirlenmektedir. 2011 yılı içerisinde ödenek durumu da göz önüne alınarak 60 km oto korkuluk çakılması gereken yerler tespit edilerek Karayolları Genel Müdürlüğümüze bildirilmiştir. İhtiyacımız olan oto korkuluk miktarını karşılamak için Genel Müdürlük tarafından ihaleye gidilmiş ancak ihale katılımcılarının Kamu İhale Kurumuna yapmış oldukları itiraz neticesinde ihale iptal edilmiş ve dolayısıyla 2011 yılı içerisinde oto korkuluk takım işi yapılamamıştır. Ayrıca karayolları kenarına çakılan oto korkuluklar, trafik güvenliği açısından pasif koruma tertibatlarından olup, kazaların önlenmesini direk olarak etkilememekte sadece oluşan kazanın şiddetinin azalmasına yardımcı olmaktadır.” bilgilsinin verildiği görülmüştür.

11. Çat Cumhuriyet savcılığı tarafından kaza mevkiinde yol yapım çalışmasında kontrol ve denetleme görevlisi olan şahısların açık kimlik bilgilerinin bildirilmesine ilişkin müzekkereye Karayolları Genel Müdürlüğü 12. Bölge Müdürlüğü’nün 07.01.2015 tarihli cevabi yazısında, sanıklar … ve …’nin kimlik bilgilerinin bildirilmesi ile birlikte, yüklenici firmalar tarafından yapılan yol inşaatında yüklenicinin şantiye şeflerinin birinci derecede sorumlu olduklarının, yolun kabulü yapıldıktan sonra, sorumluluk ve yetkilerin Bölge çalışanlarına ait olduğu bildirilmiştir.

12. Karayolları Genel Müdürlüğü 12. Bölge Müdürlüğü tarafından 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen 30.05.2017 tarihli müzekkere cevabına göre yolun yapımının başlama tarihi olan 05.09.2011 tarihi ile ölümlü yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiği 17.11.2011 tarihi arasında sanıklar … ve …’a verilmiş çelik-beton otokorkuluk yapım ve montaj işi ile ilgili herhangi bir yapı denetim görevlisi veya kontrollük görevlendirmesi bulunmadığının belirtildiği görülmüştür.

13. Sanıklar … ve … tarafından dosyaya sunulan Yapı Denetim Görevlisi Teşkili konulu evraka göre, ihalesi yapılan, Bölge Müdürlüğü Bakım Ağında Bulunan Devlet ve İl Yollarının Muhtelif Kesimlerinde Otokorkuluk Montajı ve Demontajı (Hizmet Alımı) İşi’nin yapı denetim görevlisi olarak görevlendirilmelerinin 18-26.04.2012 tarihi itibariyle gerçekleştiği görülmüştür.

14. Ulaştırma Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğünün 22.02.2007 tarih, 2007-56 sayılı ve 08.03.2011 tarih, 2011-06 Sayılı İç Genelgeleri dosya kapsamında bulunmaktadır.

II. GEREKÇE
A. Sanık … Hakkında Kurulan Mahkumiyet Hükmünün İncelenmesinde
1. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
a.Aşamalarda düzenlenen bilirkişi raporları ile sanığın meydana gelen kazada tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, kusura ilişkin bu raporların oluş ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, kusur durumunu kesin bir şekilde tespit ettiği anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

b. Dosya kapsamına göre tali kusurlu olan sanık hakkında, meydana gelen neticenin ağırlığı göz önüne alınarak, 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına belirtilen cezada orantılılık ilkesi gereğince sanık hakkında temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi gerektiğinden, teşdiden hüküm kurulması oluş ve dosya kapsamına uygun görüldüğünden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

c.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

2. Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
Kendisini vekille temsil ettiren katılan … lehine, hakkında mahkumiyet kararı verilen sanık … aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuş ancak yanlışlık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

B. Sanıklar … ve … Hakkında Kurulan Beraat Hükümlerinin İncelenmesinde

Oluş ve dosya kapsamına göre 17.11.2011 tarihinde saat 04:05 sıralarında ölen otobüs şoförü …’ın idaresindeki yolcu otobüsü ile yerleşim yeri dışında sola keskin virajlı ve çıkış eğilimli, 7,60 metre genişliğinde, iki yönlü, trafiğe açık, zemini karlı, ıslak ve yer yer buzlu yolda seyri sırasında yolun sağına doğru yönelen 5 metre lastik izi bırakarak, 5 metre aşağı kotta inşaat halinde bulunan menfezin üzerine düştüğü, düştüğü kutu menfezin taban betonunun döküldüğü, yan duvar kalıpları çakılmış, demirlerinin montajının yapılmış ve tabliyesinin dökülmemiş durumda olduğu, kaza sebebiyle beş kişinin öldüğü, on üç kişinin nitelikli, altı kişinin ise basit nitelikte yaralandığı, soruşturma ve yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarında ölen otobüs şoförünün asli, yapım ve bakımından sorumlu olduğu Karayolları Genel Müdürlüğünün can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak tedbirleri almak ve aldırmak hususunda hataya düşerek tali oranda kusurlu olduğunun bildirildiği, yargılama aşamasında düzenlenen 08.10.2014 tarihli İTÜ Bilirkişi Raporu ayrıntılı inceleme yaparak ihale alan şirket tarafından düzenlenen işaretleme projesinin Trafik Güvenliği Başmühendisliği tarafından incelenerek varsa hata ve eksikliklerinin projeyi yapan firmaca giderilip tamamlattırılması, işe başlamadan önce de yerinde yapılan kontrol ile projeye uygun işaretleme yapılıp yapılmadığının kontrol edilerek tutanağa bağlanması ve onaylı tutanağın bölge yapım başmühendisliği, trafik başmühendisliği, ilgili şube şefliği, bölge trafik denetleme amirliği ile kontrol mühendisliğine verilmesi gerektiği, bu hususların yerine getirilmemesi bakımından görev ve yetkili Trafik Güvenliği Başmühendisliği görevlilerinin kusurlu olduğunun belirtildiği, bu tayin gereğince Mahkemenin Karayolları Genel Müdürlüğünde görevliler hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, suç duyurusu üzerine trafik güvenliği mühendisi sanık … ve işaretleme teknik elemanı sanık … hakkında dava açıldığı, sanıklar hakkında yürütülen soruşturma ve yargılama safahatı kapsamında yapılan incelemede, düzenlenen ihale sözleşmesi hükümleri gereğince kazanın gerçekleştiği olay mahallinde trafik işaretleme malzemelerinin temini, işaretlemenin yapılması ve emniyet tedbirlerinin alınması konularında yol yapım işini ihale ile alan yüklenici şirketin sorumlu olduğu hususunda bir tereddüt bulunmadığı, dosyaya eklenen Ulaştırma Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğünün 22.02.2007 tarih, 2007-56 sayılı ve 08.03.2011 tarih, 2011-06 sayılı İç Genelgeleri gereğince yol bakım ve onarımlarında Trafik İşaretleme Projesi hazırlanacağı, bu projenin Trafik Başmühendisliğinin uygun görüşü alınmak suretiyle ihaleli işlerde yüklenici tarafından hazırlanacağı, sanıkların meydana gelen olay kapsamındaki görev ve yetkilerinin, yüklenici tarafından hazırlanan projelerin incelenerek eksiği bulunması halinde tamamlattırılması, sonrasında onaylanan işaretleme projelerinin uygulanmasını ve denetlemesini sağlamak olduğu, dosya kapsamında yüklenici, kontrol şefi ve Bölge Trafik-Jandarma görevlilerinin imzaları bulunan 18.10.2011 tarihli işaretleme tutanağın düzenlendiği ancak tüm dosya kapsamından görüldüğü üzere ihaleyi alan şirket tarafından hazırlanan ve bilirkişi raporları gereği eksiklikleri bulunduğu belirtilen tutanağın Trafik Güvenliği Başmühendisliğine sunulmadan yol yapım faaliyetlerine başlanıldığının görüldüğü, sanıkların 12. Bölge Müdürlüğü tarafından bir görevlendirmelerinin de bulunmadığı, bu bakımdan sanıkların kendilerine onay için sunulmayan plan ve krokilerin uygulanmasını ve denetlenmesini sağlamamaları sebebiyle kusurlu sayılmalarının mümkün olmadığı, ayrıca belirtilen İç Genelgeler ve Otokorkuluk Seçim ve Kullanım Kriterleri hükümleri gereği Trafik Güvenliği Başmühendisliğinin görev alanına giren oto korkuluk yapılacak yerlerin belirlenmesi ve oto korkuluk tesisi görevinin alt yapı ve üst yapısı tamamlanmış yollar kapsamında doğduğu, yapım çalışmalarının devam ettiği yerlerde Trafik Güvenliği Başmühendisliği tarafından geçici veya kalıcı olarak oto korkuluk tesisi yapmalarının beklenemeyeceği, bu kapsamda meydana gelen kaza sebebiyle sanıklara yüklenecek bir kusur bulunmadığı anlaşılmakla, sanıkların beraatine ilişkin hükümler hukuka uygun bulunmuştur.

III. KARAR
A. Sanık … Hakkında Kurulan Mahkumiyet Hükmü Yönünden;
Gerekçe bölümünde (A-2) bendinde açıklanan nedenle 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.02.2018 tarihli ve 2015/262 Esas, 2018/54 Karar sayılı kararına yönelik katılanlar vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün (D) bendinden sonra gelmek üzere hükme “Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca yargılamada kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine 4.360,00 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

B. Sanıklar … ve … Hakkında Kurulan Beraat Hükmü Yönünden;
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.02.2018 tarihli ve 2015/262 Esas, 2018/54 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle beraate ilişkin hükümlerin, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.06.2023 tarihinde karar verildi.