Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/2049 E. 2021/6215 K. 23.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/2049
KARAR NO : 2021/6215
KARAR TARİHİ : 23.09.2021

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 21/12/2018
Suç : 2863 sayılı Yasaya muhalefet
Hüküm : CMK’nın 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanması ile; 2863 sayılı Kanunun 74/1-1.cümle, TCK’nın 62/1, 52/4, 53, 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddeleri gereğince mahkumiyet

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kırıkhan Asliye Ceza Mahkemesinin 24.01.2008 tarih 2007/152 esas 2008/56 Karar sayılı kararı ile 2863 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanığın mahkumiyetine hükmedildiği, sanığın ve üst Cumhuriyet savcısının temyizi üzerine Dairemizin 2.12.2011 tarih 2011/8396 esas 2011/7971 karar sayılı ilamı ile 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğundan hükmün bozulduğu, bozma ilamına uyan mahkemece 07.06.2012 tarih 2012/191 esas 2012/525 sayılı kararı ile sanığın, 2863 sayılı Kanunun 74/1, TCK’nın 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 375 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı CMK’nın 231. maddeleri uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın 04/10/2012 tarihinde kesinleşmesine müteakip sanığın denetim süresi içinde 24/09/2017 tarihinde TCK’nın 179/2. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlediği ve Kırıkhan 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/425 Esas 2018/269 karar sayılı kararı ile bu suçtan sanığın mahkumiyetine karar verildiği, kararın 12.06.2018 tarihinde kesinleşmesi ile ihbar üzerine yeniden ele alınan dosyada sanık hakkında önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair Kırıkhan 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/12/2018 tarihli ve 2018/358 Esas 2018/699 Karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Sanığın, haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen temyiz dışı diğer sanıklarla birlikte, Hatay ili Kırıkhan ilçesi Kurtlusoğuksu beldesi Bahçelievler Mahallesi mevkiinde yer alan, içinde Roma dönemine ait kaya mezarlarının ve kayalara açılmış mezar odalarının yer aldığı mağara içerisinde define bulmak amacıyla izinsiz kazı yaptıkları sırada suçüstü yakalandıkları, olay yeri tespit tutanağında; mağaranın yer altı istikametine doğru yaklaşık 5 metre derinliğinde, 1 m çapında kazıldığı, kazılan yerin içerisine tahtadan basamak yapılarak iskele oluşturulduğu, ayrıca mağara içerinde yaklaşık 1 metre kadar kuzey istikamete doğru kazı yapıldığı, mağara içerisinde kazma, kürek, halat, el feneri, bıçak ele geçirildiğinin belirtildiği, mahallinde yapılan keşif neticesinde arkeolog öğretim üyesi bilirkişi tarafından düzenlenen 28.09.2007 tarihli raporda; dava konusu alanın Hatay ili Kırıkhan ilçesi Kurtlusoğuksu beldesi Bahçelievler mahallesi mevkiinde yer aldığı, alanda yapılan incelemede Roma dönemine ait kaya mezarlarının ve kayalara açılmış mezar odalarının bulunduğu, bu özellikleri ile söz konusu alanın 2863 sayılı Kanun kapsamında olduğunun tespit edildiği dosya kapsamında, sanığın 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamındaki alanda, define bulmak amacıyla izinsiz kazı yaptığı sabit olmakla;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Kazı mahallinin, 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olduğu dikkate alındığında, sanığın eyleminin, suç tarihinde yürürlükte olan aynı Kanunun 5728 sayılı Kanun ile değişmeden önceki 74/1. cümlesine ve suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun ile değişik 74/1-1. cümlesine temas eden suçu oluşturduğu, 2863 sayılı Kanunun 5728 sayılı Kanun ile değişmeden önceki 74/1. cümlesinde, “iki yıldan beş yıla kadar ağır hapis ve elli bin liradan iki yüz bin liraya kadar adli para cezası” yaptırımının öngörüldüğü, buna karşılık, aynı Kanunun 5728 sayılı Kanun ile değişik 74/1-1. cümlesine göre iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunacağı anlaşılmakla; adli para cezası öngörülmemesi nedeniyle lehe olan 2863 sayılı Kanunun 5728 sayılı Kanun ile değişik 74/1-1. cümlesi uyarınca sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, lehe kanun karşılaştırması yapılmadan ve adli para cezasına da hükmedilmek suretiyle fazla ceza tayini ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/01/2018 tarih, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve 23/01/2018 tarih, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK’nın 52/4. maddesindeki ihtarat ile yetinilmesi yerine, infazı kısıtlar biçimde 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinin de uygulanması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 23/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.