Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/1905 E. 2021/5154 K. 23.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1905
KARAR NO : 2021/5154
KARAR TARİHİ : 23.06.2021

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama, görevi kötüye kullanma
Hüküm : CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince beraat

Taksirle yaralama suçundan sanık …’in, görevi kötüye kullanma suçundan sanık …’nin beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gündüz vakti, saat 11:40 sıralarında sanık … idaresindeki kamyonet ile iki yönlü virajlı ve eğimli köy yolunu takiben seyir halindeyken karşı yönden şerit ihlali yaparak gelen sürücü … idaresindeki sepetli motosikleti kısa mesafede gördüğünde tedbir amaçlı olarak sol şeride doğrultu değiştirdiği sırada, motosikletin sepetinde ayakları sepetin dışına doğru sarkar halde yolcu olarak bulunan …’in ayaklarına çarpması neticesi mağdur çocuğun Çüngüş Sağlık ocağına tedavisinin yapılması için götürüldüğü, burada sanık doktor Mehmet’in mağdur çocuğa müdahalede bulunduğu, mağdur çocuğun yaralanmasının doktora yüksekten düşme nedeniyle meydana gelindiğinin söylendiği ve sanık doktorun da raporunda bu nedenle yüksekten düşme nedeniyle yaralanma olarak kayda geçirildiği olayda Adli Tıp İstanbul Trafik İhtisas Dairesi raporu ile sanık …’in kusuru bulunmadığının tespit edildiği, sanık doktor Mehmet’in kusuruna ilişkin olarak Adli Tıp 2.İhtisas Kurulu’nun 16.11.2015 tarihli raporuna göre “Küçüğün 09.10.2011 tarihinde trafik kazası geçirdiği, ayak bileğinde şişlik ve ağrı oluştuğu, oluşan yaralanmanın anatomik bölgesi ve mekanizması itibariyle yüksekten düşme durumunda da oluşabileceği ve tıbben ayrımının yapılamayacağı, hasta yakınlarının hekime yüksekten düşme ifadesi ile başvurdukları, dolayısıyla hekimin hastayı yüksekten düşme olgusu olarak değerlendirdiği, ağrılı ve şiş bölgeyi atele alıp ileri tetkik için bir üst basamak sağlık merkezine göndermesinin tıp kurallarına uygun olduğu, dolayısıyla doktor …’ye atfı kabil kusur tespit edilmediğinin” oy birliği ile mütalaa edildiği olayda;
1-Görevi kötüye kullanma suçundan sanık …’nin beraatine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, TCK’nın 257/2 maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç aynı Kanunun 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıllık zamanaşımına tabidir. Kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, zamanaşımını kesen en son işlem 19/07/2012 tarihli savunma olup, anılan tarihten itibaren 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık zamanaşımı inceleme tarihinden önce gerçekleşmiş olmakla, dosya içeriği itibariyle de, 5271 sayılı CMK’nın 223/9. maddesindeki derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartlar bulunmadığından, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince sanık hakkındaki kamu davasının DÜŞMESİNE,
2-Taksirle yaralama suçundan sanık …’in beraatine yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanığın taksirin bulunmadığı gerekçesi gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sanığın kusurlu olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraat hükmünün isteme uygun olarak ONANMASINA, 23.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.