YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1239
KARAR NO : 2023/2154
KARAR TARİHİ : 13.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28/06/2016 tarihli ve 2013/511 Esas, 2016/362 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası ve 58 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sürücü belgesinin 2 yıl süre ile geri alınmasına ve mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmiştir.
2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 04/01/2021 tarihli ve 2016/387131 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebebi; Oluşa ve kusura itirazla sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet hükmü kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna, ilişkindir.
Katılan vekilinin temyiz sebepleri;
1-Eksik inceleme sonucu kusur oranının hatalı tespiti ile eksik ceza verildiğine,
2-Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğuna,
3-Diğer temyiz sebeplerine,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Yerel Mahkemenin Kabulü;
Sanığın olay günü saat 12:00 sularında kabin bölümü yüksek olması nedeniyle ön yakın görüşe engel teşkil eden ve bunu bertaraf edecek kamera ile donatılmamış hafriyat kamyonu ile meskun mahal olan Erenköy Mahallesi Ethem Efendi Caddesi üzerinde Bağdat Caddesi istikametine doğru trafiğin yoğun olduğu bir saatte dur-kalk şeklinde seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde seyir istikametine göre yolun sağından ve yaya geçidi işareti bulunmayan bir yerden yolun karşısına geçmek isteyen 98 yaşındaki …’e çarparak ölümüne neden olduğu, belirtilmiştir.
2.Sanık aşamalardaki savunmalarında, seyri esnasında trafik sıkışık olduğundan dur kalka şeklinde ilerlediğini ve hızlı gitmediğini en son yol açıldığından harekete geçer geçmez bağrışmalar duyması üzerine kaza yaptığını öğrendiğini, meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını beyan etmiştir.
3.Katılanlar, şikayetçi oldukları ile katılma talebinde bulunduklarını beyan etmiş olup hakkında katılma kararı verilmiştir.
4.Kaza tespit tutanağında, kaza anında gün durumunun gündüz, kaza mahallinin meskun mahal içerisinde, iki yönlü, asfalt kaplama, cadde olduğu, kaza mahallinde yaya geçidi bulunduğu, yaya …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (2918 sayılı Kanun) 68/1-b-c maddesinde düzenlenen “ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerdi ve kavşaklarda yaklaşan aracın uzaklık ve hızını göz önüne aldığı halde uygun zamanda geçmemek” kuralını ihlal ettiği belirtilmiştir.
5. Kovuşturma aşamasında yapılan keşif üzerine düzenlenen 11/06/2015 tarihli bilirkişi raporunda, 2918 sayılı Kanun’un 68/b-3 maddesinde düzenlenen “yayalar, yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne almak zorundadırlar” kuralına riayet etmediğinden yaya …’in meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu, sanık sürücünün ise aynı Kanun’un 52/1-b maddesinde düzenlenen “….yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken hızlarını azaltmak” kuralını ihlal ettiğinden meydana gelen kazada tali kusurunun bulunduğu görüş ve kanaati belirtilmiştir.
6.Kovuşturma aşamasında, dosyanın tevdii üzerine düzenlenen 01/09/2015 tarihli bilirkişi raporunda Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin raporunda, sol taraftan yaklaşan ve ilk geçiş hakkına sahip vasıtaya rağmen yakınında bulunan yaya geçidi dışından can güvenliğini tehlikeye düşürecek tarzda kaplamaya girerek kazaya sebebiyet verdiğinden yaya …’in asli kusurlu bulunduğu, sanık sürücünün ise her ne kadar ilk geçiş hakkına sahip ise de, mahallin meskun olduğunu dikkate alarak her an yayaların yola intikal edebileceğini ön görerek görüş alanını yaya trafiği itibariyle gerektiği şekilde kontrol ederek teyakkuzla seyrini sürdürmesi gerekmekte iken bu hususlara riayet etmediğinden meydana gelen kazada tali kusurlu bulunduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
7.Maktul …’in kesin ölüm sebebini belirleyen, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Morg İhtisas Dairesinin 01/09/2015 tarihli raporunda, kişinin ölümünün genel beden travmasına bağlı seri kot ve pelvis kırıklarıyla birlikte iç organ yırtılmasından gelişen iç kanama, yaygın yumuşak doku içi kanama sonucu meydana gelmiş olduğu kanaati belirtilmiştir.
8.Sanık …’a ait güncel adli sicil kaydı ve nüfus kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.
IV. GEREKÇE
Olay günü, sanık sürücü …’ın sevk ve idaresindeki hafriyat kamyonu ile meskun mahal içerisinde, azami hız limitinin 50km/saat olduğu, iki yönlü, asfalt kaplama, cadde üzerinde gündüz vakti seyri esnasında olay mahalline geldiğinde istikametine göre yolun sağından soluna doğru karşıdan karşıya geçmek amacıyla kaplama üzerinde bulunan yaya …’e aracının ön kısmı ile çarpması sonucu sanığın tali kusuru ile yayanın ölümüne sebebiyet verdiği olayda,
Yerel Mahkemenin kabulü ve kararı hukuka uygun bulunmakla, tebliğnamede sanık hakkında fazla ceza tayini nedeni ile bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
A. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri,
1-Oluşa ve kusura itirazla sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet hükmü kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden,
Olay ve olgular bölümünde yer verilen ve oluşa uygun bulunan kaza tespit tutanağı ile bilirkişi raporu doğrultusunda tali kusurlu olduğu tespit edilen sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası ve 58 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına , sürücü belgesinin 2 yıl süre ile geri alınmasına ve mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesine ilişkin esas mahkemenin kararı hukuka uygun olup, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
2-Diğer temyiz sebepleri yönünden,
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
B. Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri,
1-Eksik inceleme sonucu kusur oranının hatalı tespiti ile eksik ceza verildiğine ilişkin temyiz sebebi yönünden,
Olay ve olgular bölümünde yer verilen ve oluşa uygun bulunan kaza tespit tutanağı ile bilirkişi raporu doğrultusunda tali kusurlu olduğu tespit edilen sanık hakkında taksirle yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin altıncı fıkrası ve 58 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına , sürücü belgesinin 2 yıl süre ile geri alınmasına ve mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesine ilişkin esas mahkemenin kararı hukuka uygun olup, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
2-Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkin temyiz sebebi yönünden,
Yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren katılanlar lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuş olup Yargıtay tarafından düzeltilmiştir.
3-Diğer temyiz sebepleri yönünden,
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün B.2 numaralı maddesinde açıklanan nedenle İstanbul Anadolu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28/06/2016 tarihli ve 2013/511 Esas, 2016/362 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükme “Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca yargılamada kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2023 tarihinde karar verildi.