Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/10870 E. 2023/2161 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10870
KARAR NO : 2023/2161
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Beraat

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1.Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.01.2019 tarihli karar ile sanık … hakkında taksirle öldürme suçundan 5271 sayılı Kanunun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin 20.05.2019 tarihli 2019/985 Esas, 2019/1440 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılanlar vekili ve katılanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 16.12.2021 havale tarihli ve 2021/145706 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Katılanlar …, …, …, …Vekilinin Temyiz Sebepleri
Sanığın madendeki eksiklikleri bilmediğinin düşünülemeyeceğine, teknik ekipçe bilgilendirilmediğinin gerçeğe aykırı olduğuna, meydana gelen olayda kusuru olduğuna ve sair nedenlere ilişkindir.

B.Katılan …’ın Temyiz Sebepleri
Raporlar incelendiğinde snaığın kusurunun bulunduğunun açık olduğuna, yükümlülüklerini yerine getirme ve mevzuat hükümlerindeki yükümlülüklerini yerine getirme konusunda yetersiz kaldığına, sanığın cezalandırılması gerektiğine, eksik inceleme yapıldığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. “Olay tarihinde Antalya ili, Kemer ilçesinde bulunan … Turizm İnşaat Mad. Nak. Pet, Ürün. San. ve Tic. Ltd. şirketi tarafından işletilen maden ocağında meydana gelen iş kazası sonucu, maden ocağında işçi olarak çalışan … ile …’ın vefat ettiği;

Soruşturma aşamasında yapılan keşif neticesinde düzenlenen 17.05.2017 tarihli tutanakta bilirkişilerin ön kanaat olarak, kazanın gaz ölçümü yapılmadan dinamit kullanılmasından kaynaklandığı, bunun yanında kullanılan dinamitlerin jelatinit dinamit denilen ve kullanılmaması gereken türden dinamitler olduğunu tespit edildiği; ayrıca baş yukarılarda da havalandırma bulunmadığı; tüm bu hususlar bir araya geldiğinde bu madende parlama oluşmasının doğal olduğu, meydana gelen kazadan (parlama şeklinde yangın) ruhsat sahibi, daimi nezaretçi, iş güvenliği uzmanı, işletme müdürü, vardiya mühendisinin sorumlu olacağına dair beyanda bulunduğu, daha sonra düzenlenen 12.06.2017 havale tarihli bilirkişi raporunda ise olayın meydana geliş sebebinin maktullerin kömürü gevşetmek amacıyla havalandırmak için delik delme işlemi yaparken, bu esnada metal ucun sert zemine gelmesi ile oluşan kıvılcımın ortamda oluşan metan gazını patlatmış olabileceği, patlamanın şiddetli bir grizu patlaması değil lokal bir parlama şeklinde olduğu, maktullerin ölümünün ise metan gazının yanması ile birlikte ortamda oksijenin ani bir şekilde tükenmesi sonucu ortamın karbonmonoksit gazı ile dolmasından dolayı ve oksijensiz kalmaları sonucu olduğu kanaatine varıldığı; maden ocağındaki bu parlamanın öngörülemeyen bir olay olup, mücbir sebep hallerinden olduğu; kazanın tamamen yeraltı kömür madenlerinde olası ve engellemesi güç ani bir metan parlaması ve devamında ortaya çıkan karbonmonoksit gazının ortamı zehirlenmesinden olduğu; bu durumun ortaya çıkmasında gerek şirket yetkililerinin, gerekse de sorumlu olan çalışanların doğrudan bir kusuru olmadığının beyan ve iddia edildiği; ancak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş teftiş kurulunun yaptığı inceleme sonucu düzenlediği 31/05/2017 tarihli raporunda ise, kazanın maktullerin başyukarıya lağım deliği delerek, jelatinit dinamitle doldurdukları ve lağım deliklerini taban yolundan akü ile ateşledikleri sırada havalandırması bulunmayan başyukarıda birikmiş olan metan gazının yanarak parladığını; parlama olayının havadaki oksijen gazını bitirmesi ile oksijensiz kalarak ve alevin tesiri ile kavrularak vefat ettikleri kanaatine varılarak, olayın ana sebebinin ise başyukarı kısımlarda havalandırma olmadan mertakipör havası ile çalışılmasının olduğu; ikinci sebebinin ise gaz ölçümü yapılmadan lağım deliklerinin patlayıcı ile doldurulup ateşlenmesi olduğu; izin verilen değerlerin üzerinde ortamda metan gazı bulunmasının, metan gazının parlamasına neden olduğu; gaz ölçümünün yapılmaması ve sair eksiklikler nedeniyle işveren sanık …, vardiya Mühendisi …, daimi nezaretçi … ve iş güvenliği uzmanı …’in olayın meydana gelmesinde ihmallerinin bulunduğunun tespit edildiği; olayın üçüncü sebebinin ise kömür içinde sürülen bacalarda, grizu emniyetsiz jelatinit tipi dinamitin akü ile ateşlenerek kullanılması olduğu; aküden oluşan ark ve jelatinit dinamitin yapısında bulunan alüminyum tozlarının yanma özelliğini devam ettirmesinin, ortamda bulunan metan gazının tutuşarak parlamasına neden olduğu; ayrıca ocaktaki lağım deliklerinin ateşleyici belgesi bulunmayan maktuller tarafından emniyetsiz bir şekilde doldurulduğu ve bu nedenle bu durumun oluşumunda ateşleyici yeterlilik belgesi bulunan …’ın sorumluluğunun bulunduğunun tespit edildiği;

Meydana gelen bu kaza sırasında olay mahalline en yakın durumda olan tanık maden işçileri … ve …’in ifadelerinde, maktullerin parlamadan önce dinamit patlatmak için delik delerek, bu delikleri lokum diye tabir edilen dinamit ile doldurduklarını; ardından kabloları kontrol ettiklerini; diğer işçilerin patlama sesinden rahatsız olmaları dolayısıyla olay mahallinden 200 metre uzaklaştığını; tünelin iç tarafında sadece maktullerin kaldığını; ardından bir patlama olduğu ve bu patlamanın etkisi ile birkaç metre süründüklerini, ardından ikinci bir patlamanın olduğunu ve yoğun gaz ve toz bulutundan dolayı maktullerin yanlarına gidemediklerini beyan ettiği;

Kovuşturma aşamasında alınan 01.08.2018 tarihli heyet bilirkişi raporunda ise, olayın metan parlaması şeklinde gerçekleştiği ve metan parlamasını kontrol ve degaj sondajlarının yeterli sayıda yapılmaması, yetersiz havalandırma, mevcut merkezi gaz izleme ve uyarı ikaz sistemine ait sensör grubunun baca arınında çalışır vaziyette bulundurulmaması, patlayıcı madde ateşleme yapılmadan önce arında gaz ölçümü yapılmaması ve patlayıcı madde ateşlemesini mevzuat hükümleri doğrultusunda yapılmaması gibi sebeplerden kaynaklanacağının belirtildiği; sanık işveren …’ın kusurunun bulunmadığı, Daimi nezaretçi sanık …’ın asli kusurlu bulunduğu, vardiya mühendisi (Teknik eleman) sanık …’nun asli kusurlu olduğu, iş güvenliği uzmanı sanık …’in tali kusurlu olduğu, ateşleyici sanık …’ın asli kusurlu olduğu, müteveffa … ve …’ın ise, patlayıcı madde ateşlemesi için ehliyetlerinin olmamasına rağmen, patlayıcı madde ateşlemesini kendilerinin yapması ile hem kendileri hem de diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye atıcı bir harekette bulunmak suretiyle ve akabinde yaşamlarını yitirmeleri ile sonuçlanan iş kazasına sebebiyet verdikleri için tali kusurlu olduklarının tespit edildiği;

Soruşturma aşamasında ve kovuşturma aşamasında alınan raporlar mahkeme heyetimizce de incelenmiş, 12/06/2017 tarihli raporda her ne kadar olayın mücbir sebepten kaynaklandığı belirtilmiş ise de; kovuşturma aşamasında alınan raporda da “teknik kadro ve müteveffaların iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerindeki yükümlülüklerini yerine getirmelerinde ve alınması gereken önlemleri almada yetersiz kaldıklarından dolayı kaçınılmazlık olgusunun olmadığı” şeklinde belirtildiği üzere, şüpheye yer vermeyecek şekilde tespit edilen eksiklikler ve hatalar karşısında kazanın mücbir sebepten kaynaklandığına yönelik savunmalar mahkeme heyetimizce kabul edilmemiş, sanıklardan … dışındaki sanıkların inkara yönelik savunmalarının hayatın olağan akışına aykırı, suç ve olası cezadan kurtulmaya yönelik olduğu anlaşılmakla, alanında uzman Zonguldak Karaelmas Üniversitesi bünyesinden oluşturulan heyet bilirkişi raporunda kazanın oluş sebebinin kesin olarak bilimsel verilerle belirlenmiş olduğu görülmekle bu rapor hükme esas alınmıştır.

Öncelikle sanık …’ın mevzuat gereği teknik kadro oluşturduğu, çalışanların Mesleki ve Hizmet içi Eğitimlerini aldırdığı, gerekli malzeme ve ekipmanları aldığı, yapılacak yeraltı çalışması için sağlık ve güvenlik dokümanı hazırlattığı, risk analizi oluşturduğu, acil durum planı hazırladığı, madende yapılan çalışmaların teknik ve uzmanlık gerektiren çalışmalar olduğu, kendisinin bu çalışmaları denetleyemeyeceği ama oluşturduğu teknik ekibin bu çalışmaları denetleyeceği ancak teknik ekibin sanığı uyardığına dair dosya kapsamında delil bulunmadığı, bu nedenle sanığın üzerine atılı taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan taksir seviyesinde dahi kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından, manevi unsur yönünden oluşmayan bu suçtan dolayı açılan kamu davasından CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca BERAATİNE,

Ancak mevcut deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; ateşleyici belgesi bulunmayan maktullerin olay tarihinde maden ocağında gaz ölçümü yapmadan, jelatinit türü grizu emniyeti özelliği olmayan dinamitle patlatma işlemi yapmaları nedeniyle metan parlaması sonucu meydana gelen iş kazasında daimi nezaretçi, iş güvenliği uzmanı, işletme müdürü, vardiya mühendisi (teknik eleman) ve ateşleyici olarak görev yapan sanıkların sorumluluğu olduğu, iddia, bilirkişi raporları, tanık anlatımları, otopsi tutanakları ile tüm dosya kapsamından anlaşılmakla; …” şeklindedir.

2.Antalya Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen otopsi raporunda … ve …’un vücutlarının büyük bir kısmında yanık bulunduğu, ölümlerinin karbonmonoksit zehirlenmesinden ileri geldiği tespit edilmiştir.

3…. Yer Altı Maden Ocağına ait acil durum planı, nakliyat yönergesi, tahkimat yönergesi, patlamalardan korunma planı, zehirli gazlardan korunma planı, iş sağlığı ve güvenliği risk değerlendirme raporu, yangınlardan korunma planı, patlamayı önleme planı, gaz degaj planı gaz drenajı, patlayıcı madde yönergesi, madene ait fotoğraflar, görevlendirme yazıları, risk değerlendirme ekibi ataması ve eğitime katılım evrakları dosya içerisindedir.

4.Sanık müdafinin talebi üzerine düzenlenen 04.17.2017 tarihli mütalada kazanın tamamen yer altı kömür madenlerinde olası ve engellenmesi güç ani bir metan parlaması ve devamında ortaya çıkan CO gazının ortamı zehirlemesinden meydana geldiği bu bakımdan tamamen öngörülemez ve önlenemez faktörlerin etkisinin bulunduğu ya da tamamen kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olduğu başkaca kusurlunun bulunmadığı belirtilmiştir.

5. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş teftiş kurulunun yaptığı inceleme sonucu düzenlediği 31/05/2017 tarihli raporunda, kazanın maktullerin başyukarıya lağım deliği delerek, jelatinit dinamitle doldurdukları ve lağım deliklerini taban yolundan akü ile ateşledikleri sırada havalandırması bulunmayan başyukarıda birikmiş olan metan gazının yanarak parladığını; parlama olayının havadaki oksijen gazını bitirmesi ile oksijensiz kalarak ve alevin tesiri ile kavrularak vefat ettikleri kanaatine varılarak, olayın ana sebebinin ise başyukarı kısımlarda havalandırma olmadan mertakipör havası ile çalışılmasının olduğu; ikinci sebebinin ise gaz ölçümü yapılmadan lağım deliklerinin patlayıcı ile doldurulup ateşlenmesi olduğu; izin verilen değerlerin üzerinde ortamda metan gazı bulunmasının, metan gazının parlamasına neden olduğu; gaz ölçümünün yapılmaması ve sair eksiklikler nedeniyle işveren sanık …, vardiya Mühendisi …, daimi nezaretçi … ve iş güvenliği uzmanı …’in olayın meydana gelmesinde ihmallerinin bulunduğunun tespit edildiği; olayın üçüncü sebebinin ise kömür içinde sürülen bacalarda, grizu emniyetsiz jelatinit tipi dinamitin akü ile ateşlenerek kullanılması olduğu; aküden oluşan ark ve jelatinit dinamitin yapısında bulunan alüminyum tozlarının yanma özelliğini devam ettirmesinin, ortamda bulunan metan gazının tutuşarak parlamasına neden olduğu; olayın bir diğer sebebinin de erken uyarı sistemi sensörlerinin ocak girişinden itibaren 70 metre içeride bulunması, yaklaşık 800 metrelik kısımdaki gaz oranını ve hava dönüşü içindeki gaz oranının ölçülerek çalışanların haberdar edilememesi olduğu, çalışanlara çalışma süresince yanlarında taşıyabilecekleri oksijen üretimli OFK maskelerin verilmemiş olmasının onların olay sonrası canlı kurtulmalarının önüne geçtiği, ayrıca ocaktaki lağım deliklerinin ateşleyici belgesi bulunmayan maktuller tarafından doldurularak emniyetsiz bir şekilde ateşlendiği tespit edilmiştir.

6.İkisi maden mühendisi, bir A sınıfı iş güvenlik uzmanı inşaat mühendisi ve elektrik elektronik mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinin soruşturma aşamasında yapılan keşif neticesinde düzenlenen 17.05.2017 tarihli tutanakta ön kanaat olarak, kazanın gaz ölçümü yapılmadan dinamit kullanılmasından kaynaklandığı, bunun yanında kullanılan dinamitlerin jelatinit dinamit denilen ve kullanılmaması gereken türden dinamitler olduğunu, ayrıca baş yukarılarda da havalandırma bulunmadığı; tüm bu hususlar bir araya geldiğinde bu madende parlama oluşmasının doğal olduğu, meydana gelen kazadan (parlama şeklinde yangın) ruhsat sahibi, daimi nezaretçi, iş güvenliği uzmanı, işletme müdürü, vardiya mühendisinin sorumlu olacağına dair beyanda bulunduğu, ancak heyetin düzenlediği 12.06.2017 havale tarihli raporda; kazanın çalışma yapılan arında ani oluşan metan degajı diye tabi edilen gaz oluşmasının ve bu gazın yine nedeni bilinemeyen herhangi bir ateşleyici ile birleşmesi sonucu ufak çaplı bir patlama (parlama şeklinde) olduğunun düşünüldüğü, mevcut metan gazını ateşleyen unsurun ne olduğunun irdelenmesi gerektiği, metan gazını ateşleyen unsurların i)açık ateş, ii) fazla ısınan yüzeyler, iii)sürtünme ve elektrik ile oluşan kıvılcımlar şeklinde sıralandığı, meydana gelen olayda tanık anlatımlarının bir kısmında kaza günü maden içerisinde dinamit patlatıldığından bahsedildiği, diğer tanıkların ise dinamit patlatılmadığını dile getirdiği, dinamit patlatması sırasında patlatma yerinde sıkılama kartuşu, elektrik kablosu ve manyetönün olması gerektiği, olay yeri incelendiğinde manyetö ve sıkılama kartuşu olduğuna dair ize rastlanılmadığı, çalışılan aynadan çıkışa doğru yukarı sürülen başyukarıya çekilmiş elektrik kablosu olduğu, kablonun ucunun bağlı olduğu manyetö olmadığı, sonuç olarak madende anlatıldığı gibi dinamit patlatımı olsaydı olay mahallinde daha ciddi kazaların olması gerektiği, heyetçe yapılan değerlendirmede olayın meydana gelmesine sebep olan ateşlemenin kaynağı olarak olayda ölen çalışan işçilerin kömür gevşetmek havalandırmak için delik delme işlemini yaparken bu esnada metal ucun sert zemine gelmesiyle oluşan bir küçük kıvılcımın ortamda oluşan metan gazını patlatmış olabileceği kanaatinde olduklarını, patlamanın şiddetli bir grizu patlaması değil lokal bir parlama olduğunu, sonuç itibariyle ocaktaki bu parlamanın öngörülmeyen bir olay olup mücbir sebep hallerinden olduğu, kazanın tamamen yeraltı kömür madenlerinde olası ve engellenmesi güç ani bir metan parlaması ve devamında ortaya çıkan CO gazının ortamı zehirlemesinden olduğunu ve gerek şirket yetkililerinin gerekse de sorumlu olan çalışanların doğrudan bir kusurunun söz konusu olmayacağını bildirmişlerdir.

7. İkisi maden mühendisi iş güvenlik uzmanı ve biri jeoloji mühendisi olan bilirkişi heyetinin düzenlediği 01.08.2018 tarihli raporda; kaza mahallinde %4 ün altında bir konsantrasyona ulaşan metan gazının alevlenme noktası sıcaklığına ulaştığı bir anda herhngi bir ark, kıvılcım vb ateşleme kaynağı ile buluştuğu sırada alev aldığı ve bir an devam ettiği sonrasında alevin etkisi ortadan kalktığında etkisini yitirdiği, yakın olan mütevveffaların olaydan etkilendiği, ocağın aynı güzergahında bulunan diğer çalışanların etkilenmediği, olayın “metan parlaması” olduğu kanaatine vardıklarını, kaza olayının yapılan başyukarı ilerleme çalışmalarında açığa çıkan metan gazının, patlayıcı madde ateşlemesi sonrası yanarak parlaması olduğunu, metan parlaması olayın olmaması için alınacak ve uyulacak önlemlerde eksiklikler; kontrol ve degaj sondajlarının yeterli sayıda yapılmaması, yetersiz havalandırma, mevcut merkezi gaz izleme ve uyarı ikaz sistemine ait sensör grubunun baca arınında çalışır vaziyette bulundurulmaması, patlayıcı madde ateşleme yapılmadan önce arında gaz ölçümü yapılmaması ve patlayıcı madde ateşlemesinin mevzuat hükümleri doğrultusunda yapılmaması olarak sıralanmıştır.

Kaza yerinin ocağın nefeslik – kaçamak hattının 400 metre ilerisinde kaldığından, yapılan başyukarı ilerlemeleri için tali olarak yapılan havalandırmanın +625 tabanyoluna kadar yapıldığı, başyukarının tabanına kadar gelen tali havalandırmanın başyukarı içine taşınmadığı, metan gazının yetersiz havalandırılma koşullarında baca içerisinde tehlikeli konsantrasyona yükselmesinin önlenemediği, kaza olayının başyukarı ilerlemesi sırasında patlayıcı madde ateşlemesi yapıldığı sırada meydana geldiğinin tutanaklardan anlaşıldığı, ifadeler birbiri ile çelişse de bilirkişi kanaatinin bu yönde olduğu, yapılan patlayıcı madde ateşlemesinin ise mevzuat hükümleri doğrultusunda yapılmadığı, ateşlemede grizu emniyetli olmayan “jelatin dinamit” kullanıldığı, grizulu ocaklarda taşta yapılan hazırlık çalışmalarında jelatin tipi dinamit, kömürde yapılan hazırlık ve üretim çalışmalarında “grizutin klorür tipi” dinamitler kullanılması gerektiği, bahse konu patlayıcı madde ateşlemesinin yapıldığı yerin yer altın kömür içerisinde sürülen başyukarı olduğuna göre bu bölgede “grizutin klorür tipi” dinamit kullanılması gerektiğini, kaza olayında metan gazı ölçümü ile çelişkili ifadeler olup patlayıcı madde ateşleme öncesi müteveffaların ve nezaretçilerin ortamda gaz ölçümü yapmadan ateşleme yapıldığının anlaşıldığı, ocakta merkezi gaz izleme ve uyarı sisteminin kurulu olduğu, sadece ocak girişinden 70 metre içeride sensör grubunun tesis edildiği, ikinci sensör grubunun çalışılmakta olan arın kısmına kurulu olduğu fakat çalışmadığının anlaşıldığı, ayrıca nefeslik çıkışında bulunması gereken sensör grubunun da tesis edilmediği, patlayıcı madde ateşlemesini ateşleyici belgesi olmayan müteveffalardan birinin yaptığı, ateşlemenin yapıldığı yerin olayın meydana geldiği arına gerekli güvenlik mesafesinde olmadığı, kaza olayı değerlendirildiğine uygun patlayıcı madde kullanılmamasının yanında patlayıcı madde ateşlemesi sonrası açığa çıkan metan gazının alevlenme noktası sıcaklığına ulaştığı bir anda parlamasına yol açan ateşleme kaynağını i)ikinci bir ateşleme yapılması ii)patlatma yerine manyeto yerine akü vb antigrizu özelliği olmayan ateşleme kaynağı kullanılması, iii) herhangi bir ark, statik elektrik vb ateşleme kaynağı olduğu kanaatinde olduklarını, işletmenin elinde ateşlemede kullanılmak üzere mevzuata uygun manyeto aleti varken ateşlemede akü kullanıldığı yönünde ifadeler bulunduğu,

İşveren … ‘ın ocağın teknik kadrosuna yönelik olarak daimi nezaretçi maden mühendisi, teknik eleman maden mühendisleri, iş güvenliği uzmanı maden mühendisi, iş yeri hekimi, diğer sağlık personeli ve sorumlu müdür atamalarını yaptığı, çalışanlara işe başlarken ve devamında iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerine yönelik meslek eğitimi ve hizmet içi eğitimlerine yönelik meslek eğitimi ve hizmet içi eğitimlerini verdirip belgelettirdiği, sağlık ve güvenlik dökumanı hazırlattığı, risk değerlendirilmesi ve acil durum planı oluşturduğu, ayrıca ocaktaki madencilik faaliyetleri için gerekli olan malzeme ve ekipmanları aldığı (merkezi gaz izleme, sondaj makinası , oksijen ferdi kurtarıcı maske vb) görüldüğü, oluşturulan teknik kadronun kaza olayına sebebiyet veren hususlar ile ilgili (merkezi gaz izleme ve uyarı ikaz sistemine ait 2. sensör grubunun çalışmadığı/arızalandığı, çalışılan başyukarı arınını havalandırmak için tali vantüp hattının çekilmediği, patlayıcı madde ateşlemesi için ehliyetli olmayan çalışanların görevlendirildiği, ateşlemede uygun olmayan dinamitlerin kullanıldığı, patlayıcı madde ateşleme işlerinde ateşlemeden önce gaz ölçümünün yapılmadığı gibi ) işvereni uyarmadığı, mevzuat gereği tutulması gereken daimi nezaretçi defteri, iş güvenlik uzmanları ve iş yeri hekimleri için onaylı defterler incelendiğinde işverenin, bahse konu kazaya sebebiyet veren hususlar ile ilgili eksiklik ve aksaklıkların olduğuna ve de bunların düzeltilmesine dair herhangi bir öneri ve ikazlarının olmadığının görüldüğü,

Sonuç olarak işverenin mevzuat gereği Teknik Kadro oluşturduğu, çalışanların mesleki ve hizmet içi eğitimlerini aldırdığı, gerekli malzeme ve ekipmanları aldığı, yapılan yer altı çalışması için sağlık ve güvenlik dökümanı hazırlattığı, risk analizi oluşturduğu, acil durum planı hazırladığı, teknik kadronun yapılan çalışmalar ile ilgili eksiklik ve aksaklıklarla alakalı işvereni uyarmadığı görüldüğünden mevzuat gereği yükümlülüğünü yerine getiren işverenin kaza olayında kusuru olmadığı ,

Daimi nezaretçi (maden mühendisi) …, teknik eleman (maden mühendisi) … ve ateşleyici …’ın asli kusurlu, iş güvenliği uzmanı (maden mühendisi) …’ ve mütevveffaların tali kusurlu oldukları belirtilmiştir.

8.Sanık …’ın savunması “Ben suçlamayı kabul etmiyorum, ben şirketin ortağıyım, aynı zamanda şirket müdürlüğü de yapmaktayım, olay tarihi itibariyle … Maden (Kemer)’in sorumlu müdürü … idi, 2014 yılında madenin faaliyete geçmesiyle birlikte 2013 yılında devraldığımız bu madene yönelik hiçbir teknik eksiğimiz mevcut değildir, olay günü ise telefon gelmesi üzerine ben o madende fiilen çalışmadığım için olay yerine gittiğimde içeride iki yaralı işçinin bulunduğu bana bildirildi ve bu olayın nedeni olarak da parlama olduğu, parlama sonrasında da karbonmonoksit gazının yoğun oranda oluştuğu, bu tip bir yoğun gazı bir nefes soluyan kişinin, canlının dahi vefat edebileceği, olayın da muhtemelen bu nedenle olduğu, nefesliğin açık olduğu gibi hususlar mühendisler tarafından anlatıldı, dosyadaki raporlardan bu olayın mücbir sebebe bağlı doğal bir kaza olduğu yönündeki raporu kabul ediyorum, sair suçlama ve kusur izafe eden raporu ise kabul etmiyorum,” şeklindedir.

9.Sanık …’ın savunması “Suçlamayı kabul etmiyorum, ben …Maden’de daimi nezaretçiyim, mühendisim, patlama olduğu söylenince ocağa gittiğimde metan gazı parlaması olduğunu ifade ettiler, metan gazı kömür madenlerinde cevherin içerisindeki gözeneklerde birikir ve oksijenle birleştiği zaman ya da kömürü kazmada kullanılan aletlerden kıvılcım gibi bir unsurla da birleştiği zaman patlama meydana gelir, dolayısıyla bu olayın bana kusur izafe eden raporunu kabul etmiyorum, bu doğal bir patlamadır, madenimizde jelatinit dinamit taş kırmada kullanılır, antigrizutin dinamit ise kömürün parçalanmasında ve patlatılmasında kullanılır, bu ikinci tip bahsettiğim dinamit adından da anlaşılacağı üzere grizu patlamasını önleyici bir dinamit türüdür, madende o gün patlatma işlemi yapılmamıştır, kaldı ki maden ocağında havalandırma sistemi tamamdı, nefeslik açıktı, iki emici vantilatör de biri asil biri yedek olmak üzere faal olarak çalışmaktaydı, ocağa temiz hava vermek için madenin ağzında bulunan vantilatörler de faal idi, fisketeler faal ve çalışıyordu, gaz aletlerimiz faal olarak çalışmaktaydı, kalibrasyon ölçümleri de zamanında ve doğru bir şekilde yaptırılmıştı, sair teknik hususlarda da bilirkişi raporlarına karşı yazılı olarak beyanda bulunacağım, süre talep ederim, ” şeklindedir.

10.Sanık …’nun savunması “Suçlamayı kabul etmiyorum, bu ocakta ben vardiya mühendisiydim ve patlamadan yaklaşık 15 dakika kadar önce de ocaktaki ölçüm yapmam gereken tüm mahallerde ölçümlerimi yaptım, ocak dışına çıktığımda hava basıncı oluştuğu söylendi, gaz maskelerimizi takarak ocağa girdik ancak gaz yoğunluğu sebebiyle belli bir mesafeye kadar ilerleyebildik, daha sonra geri döndük, ben her vardiyada beş kez ölçüm yaparım, o gün diğer sanıkların da belirttiği gibi patlatma da yapılmamıştır, ayrıca şayet olay günü patlatma işlemi yapılmış olsaydı ocakta bulunan herkes kömür parçacıkları veya taş parçacıklarının şarapnel etkisi ile yaralanır veya ölürdü, ayrıca patlatma olsaydı azot gazı da meydana gelirdi ve soluyanı yaralar ya da öldürürdü ve bu azot oksit gazı bilindiği üzere solunum sisteminde tahriş ve öldürmeye doğru götüren belirtiler verirdi, ölçüm cihazlarımız da portatif ve dijitaldir, otomatik gaz ölçümü yapar, gaz tespit ettiğinde de otomatik alarm verir, ben olaydan 15 dakika önce tüm ölçümlerimi yapmıştım, bütün ustalarda da portatif ölçüm cihazları vardır, ölçüm cihazlarının kalibrasyonları da tamdır, bu dosyadaki raporlarda mevcuttur” şeklindedir.

11.Sanık …’in savunması “Suçlamalari kabul etmiyorum, benim oradaki görevim iş güvenliği uzmanlığıdır, iş mevzuatının tüm gereklerini yerine getirdim, eğitim ve denetim görevlerinden oluşan tüm görevlerimi de yerine getirdim, tespit öneri defterlerini de düzenli olarak tuttum, suçlamaları kabul etmiyorum, iş müfettişi raporlarını da kabul etmiyorum çünkü detaylı ve herkesin beyanları alınmamıştır, sadece iki işçinin beyanı ile bu raporlar düzenlenmiştir, sonuçta hiçbir teknik ya da ihmal veya kasıtlı olarak bu olayda kusurum yoktur” şeklindedir.

12.Sanık …’ın savunması “Ben … Madenciliğin Kemer İlçesi’ndeki kömür ocağında patlatma uzmanı ve tek belgeli yetkilisi olarak çalışırım, bahsi geçen şirketin sorumlu yetkilisi sanıklardan …’dır, Şirketin diğer ortakları ise …, …ve …’dır, o gün 2 işçinin ölümü ile sonuçlanan olayda patlatma yapılmadı, o işçilerin dinamit lokumları için delik delip delmediklerini ben bilmiyorum, sanıklardan … sorumlu mühendistir, … da aynı şekilde sorumludur, iş güvenlik mühendisinin adı ise yine sanıklardan 5 nolu sanık …’dir, ben ocağın içerisinden koku geldiğine ilişkin şikayetleri ya da mühendisler arasında herhangi bir sorunun yaşanıp yaşanmadığını bilmiyorum, tahminimce bu olayın sebebi gazın yoğunluğundan ziyade havalandırmanın yeterli ve teknik olarak yapılmamasıdır, bir keresinde mühendis …’ın yeterli havalandırma işlemi yapılmadan çalışma ortamına işçilerin girmesi gerektiğini emrettiğini de görmüştüm, duymuştum, sonuçta benim kusurum olmadığını düşünüyorum” “Yakalama emri sonucunda alınan savunmama ek olarak şunları da söylemek istiyorum, o gün bana ocakta patlatma yapılmayacak dediler, o gün ocakta da dolayısıyla yoktum, kimseye de patlatma yapsın diye dinamit falan vermedim ve patlatma işlerini C sınıfı belgem ile sadece ben yaparım, ayrıca havalandırma sistemi de yeterliydi, yakalama emri sonucunda vermiş olduğum ifadem yorgunluktan dolayı tam olarak ne anlatacağımı ifade edemediğimden geçersizdir, gerek mühendis …’yi gerekse havalandırma sisteminin bana göre eksikliği yönünden beyanlarım doğru değildir,” dedi.

13.Katılan …’ın beyanı “Sanıklardan şikayetçiyim, cezalandırılmalarını istiyorum, davaya katılma talebim vardır, dedi. Ben olay günü orada değildim, ocakla bir ilgim yoktur, yaşanan olayla ilgili bir bilgim de yoktur, dedi. Ben olayla ilgili tüm sorumluların cezalandırılmasını istiyorum, dedi. Yüce adaletinize güveniyorum, başka söyleyeceğim birşey yoktur,” şeklindedir.

14.Katılan …’un beyanı “Sanıklardan şikayetçiyim, cezalandırılmalarını istiyorum, davaya katılma talebim vardır, ben olay günü orada değildim, ocakla bir ilgim yoktur, yaşanan olayla ilgili bilgim vardır, … isimli arkadaşım ve kardeşimin iş arkadaşı olan kişi bana telefonla kardeşimin madende kaldığını söyledi, saat gece 10:00 gibi beni aradı, zaten olay da iki saat önce olmuştu, bana kardeşimin arkadaşlarının olaydan önce dinamit atacaklarını, ondan sonra yemeğe çıkacaklarını söyledi, zaten cenaze merasimi sırasında da kardeşimin çok sayıdaki iş arkadaşları madende olması gereken şeylerin olmadığını, kendilerinin elleriyle dinamit attığını, dinamit atmalarının sebebinin de oradaki çalışma alanının genişletmek olduğunu, ve bu esnada içerideki gazın ölçülmediği için patlamanın gerçekleştiğini, artı sondajın da yapılmadığını, yeterli cihazların bulunmadığından dolayı patlamanın da gerçekleştiğini, artı başlarında herhangi bir görevli, yetkili kişilerin bulunmadığını kardeşimin arkadaşları bana itiraf ettiler, isimlerini şu an tam olarak hatırlayamıyorum ama canlı yayında görüntü kayıtları var, oradan kimler olduğu anlaşılabilir, canlı yayında da eksiklikleri dile getirdiler, ayrıca ben maden ocağının eksikliklerinin giderilmesi için uyarıldığını ancak onlar maden çıkarmaya ve üretime devam ettikleri için bu olay o esnada gerçekleştiğini biliyorum, araştırılması yapılabilir, geriye dönük kompile eksikliklerin araştırılmasını ve kardeşimin olay günü orada bulunan iş arkadaşlarının dinlenmelerini talep ediyorum, benim söyleyeceklerim bundan ibarettir” şeklindedir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Yapılan inceleme neticesinde bölge adliye mahkemesinin kararında, oluş ve kabulde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür.

A.Katılan ve Katılanlar Vekilinin Temyiz Sebepleri Yönünden
Dosya içeriğine göre, Antalya ili, Kemer ilçesi sınırları içinde bulunan, saha ruhsatı sanığın yetkilisi olduğu … Turizm İnşaat Made Nakliyat Pet, Ürün. San. ve Tic. Ltd. Şirketine ait İR: 134 ruhsat numaralı, yeraltı kömür ocağında, olay günü 16:00 – 24:00 vardiyasında saat 19.30 sıralarında +625 kotundaki galeriden çıkılan başyukarıda ilerleme çalışması yapıldığı sırada, usta ve yedek işçiler … ve …’ın başyukarıya lağım deliği delerek jelatinit dinamitle doldurdukları ve lağım deliklerini taban yolundan akü ile ateşledikleri sırada havalandırması bulunmayan başyukarıda birikmiş metan gazının yanarak parlaması neticesinde iki işçinin vücutlarının büyük bir kısmında yanık bulunduğu ve karbonmonoksit zehirlenmesinden öldüklerinin tespit edildiği, temyiz dışı sanık …’ın ocağın daimi nezaretçisi (maden mühendisi) …’nun vardiya mühendisi, …’in iş güvenlik uzmanı (maden mühendisi), …’ın ateşleyici olduğu olayda,

Mahkemece hükme esas alınan iş güvenlik uzmanı olan maden mühendisleri ile jeoloji mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinin düzenlediği raporda, baş yukarının tabanına kadar gelen tali havalandırmanın başyukarı içerisine taşınamadığı ve metan gazının yetersiz havalandırma koşullarında baca içerisinde tehlikeli konsantrasyona yükselmesinin önlenemediği, grizulu ocaklarda kömürde yapılan hazırlık ve üretim çalışmalarında grizutin klorür tipi dinamit kullanılması gerekirken grizu emniyetli olmayan jelatin dinamit kullanıldığı, ateşleme öncesi ortamda gaz ölçümü yapılmadığı, ocakta merkezi gaz izleme ve uyarı sisteminin kurulu olduğu sadece ocak girişinden 70 metre içeride sensör grubunun tesis edildiği, ikinci sensör grubunun çalışılmakta olan arın kısmına kurulu olduğu fakat çalışmadığı, patlayıcı madde ateşlemesini ateşleyici belgesi olmayan mütevveffalardan birinin yapmış olduğunun tespit edildiği, anılan raporda, sanık …’ın ocağın teknik kadrosuna yönelik atamaları yaptığı, çalışanlara işe başlarken ve devamında iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerine yönelik meslek eğitimi ve hizmet içi eğitimlerine yönelik meslek eğitimi ve hizmet içi eğitimlerini verdirip belgelettirdiği, sağlık ve güvenlik dökümanı hazırlattığı, risk değerlendirilmesi ve acil durum planı oluşturduğu, ayrıca ocaktaki madencilik faaliyetleri için gerekli olan malzeme ve ekipmanları aldığının (merkezi gaz izleme, sondaj makinası , oksijen ferdi kurtarıcı maske vb) görüldüğü, oluşturulan teknik kadronun kaza olayına sebebiyet veren hususlar ile ilgili (merkezi gaz izleme ve uyarı ikaz sistemine ait 2. Sensör grubunun çalışmadığı/arızalandığı, çalışılan başyukarı arınını havalandırmak için tali vantüp hattının çekilmediği, patlayıcı madde ateşlemesi için ehliyetli olmayan çalışanların görevlendirildiği, ateşlemede uygun olmayan dinamitlerin kullanıldığı, patlayıcı madde ateşleme işlerinde ateşlemeden önce gaz ölçümünün yapılmadığı gibi) işvereni uyarmadığı, mevzuat gereği tutulması gereken daimi nezaretçi defteri, iş güvenlik uzmanları ve iş yeri hekimleri için onaylı defterler incelendiğinde işverenin, bahse konu kazaya sebebiyet veren hususlar ile ilgili eksiklik ve aksaklıkların olduğuna ve de bunların düzeltilmesine dair herhangi bir öneri ve ikazlarının olmadığı, teknik kadronun yapılan çalışmalar ve aksaklıklarla ilgili işvereni uyarmadığı görüldüğünden sanığın kusurunun olmadığının belirtildiği anlaşılmakla, mahkemece oluş ve dosya kapsamına uygun olan rapor doğrultusunda sanığın beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş olup katılan ve katılanlar vekilinin bu yöndeki temyiz sebepleri reddedilmiş, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulumamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 20.05.2019 tarihli 2019/985 Esas 2019/1440 Karar sayılı kararında katılanlar vekili ve katılan tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Antalya 6.Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.06.2023 tarihinde karar verildi.