Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/10769 E. 2023/2015 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10769
KARAR NO : 2023/2015
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 07.01.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme suçundan 21.07.2016-08.03.2017 tarihleri arasında gözaltında ve tutuklu kaldığını, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/409 Esas sayılı dosyasında 18.01.2018 tarihli karar ile beraatine karar verildiğini, beraat kararının 26.01.2018 tarihinde kesinleştiğini, Türk Telekom işletmesinde müdür sıfatıyla çalışan davacının bu koruma tedbirleri nedeniyle maddi ve manevi olarak zarar gördüğünden bahisle haksız tutuklama süresi bakımından 150.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt faiziyle, ıslahla gözaltı tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 23.10.2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; görev, işbölümü, husumet, yetki, derdestlik, zamanaşımı gibi itirazlarımızın yapılmış addedilmesini istediğini belirttikten sonra maddi zarara ilişkin belge sunulmadığını, tazminat koşullarının oluşmadığını öne sürerek davanın reddini talep etmiştir.

3. Bursa 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.10.2019 tarihli ve 2019/42 Esas, 2019/314 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 09.09.2020 tarihli ve 2020/434 Esas, 2020/881 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı … davacı vekillerinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.12.2021 tarih, 2020/99356 sayılı tebliğnamesi ile kararın onanması talep edilmiştir.
tarihinde çalıştığı kurumdan istifa ettiğini ancak istifası henüz kabul edilmeden gözaltına alındığını bu nedenle maddi zararın asgari ücretten değil de davacının kurumundan elde ettiği gelir üzerinden yapılması gerektiğine,

3.Hükmedilen manevi tazminatın davacının manevi zararını gidermekte yetersiz olduğuna,

İlişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü:
Mahkeme gerekçesinde “Bilirkişi raporuna göre; Türk Telekom A.Ş.nin 12.04.2019 tarihli yazısında, davacının 20.07.2016 tarihinde görevden ayrıldığının belirtildiği; akdedilen sözleşmenin oluşmasının ve sona ermesinin Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığı’nın görüşleri doğrultusunda Bakanlar kurulunca oluşturulan bir idari işlem olduğu, bu sebeple davacının göz altına alınma tarihinden bir gün önce olan 20.07.2016 tarihinde meydana gelen sözleşme fesih işleminin gözaltı/tutukluluk ile direkt bağlantısı kurulamadığından, hesaplamanın asgari ücret üzerinden yapıldığı; davacının 231 gün özgürlüğünden mahrum kaldığı kabulüne göre tazminat talebinin asgari ücret üzerinden 9.274,78 TL olacağının tespit edildiği görülmüş olup, böylece davacının maddi tazminatının gözaltı tarihi olan 21.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Hazinesinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Ancak; davacının tuttuğu avukatın avukatlık ücretinin davacı ile avukat arasında hukuki ilişkiye dayanması ve koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyecek olması ve yine 231 günlük tutukluluk süresi boyunca cezaevinde kendisi ve ailesinin masraf etmesinin Yargıtay kararları gereğince CMK 141 vd. maddeleri kapsamında maddi zarar hesabına dahil edilemeyeceği gerekçesiyle bu tespit edilen maddi tazminatın hesabında dikkate alınmamıştır…. davacının yargılandığı suçun toplum nezdinde oluşturduğu olumsuz intiba, hak ve nesafet kuralları, davacının gözaltında ve tutuklulukta kaldığı süre, tutuklanmasına karar verilen suçun niteliği, sosyal ve ekonomik durumu gereği sebepsiz zenginleşmeye olanak verilmemesi hususları da dikkate alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 24.000 TL manevi tazminatın gözaltı tarihi olan 21.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup, tüm bu gerekçeler doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince maddi tazminat miktarının “10.095,07 TL”, manevi tazminat miktarının “15.000,00 TL” ve vekalet ücretinin “3.011,40 TL” şeklinde değiştirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/409-2018/12 sayılı ceza dava dosyası kapsamında davacının Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olmak sularından suçlarından 21.07.2016-08.03.2017 tarihleri arasında 230 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verilerek, silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan yapılan yargılama sonunda davacının beraatine hükmedildiği, hükmün 26.01.2018 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma ve tutuklama tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu, kesinleşmiş kararın dava açma hakkı, süresi, mercii gösterir şekilde davacının kendisine tebliğ edildiğine dair bilgi veya belge bulunmaması nedeniyle davanın 1 yıllık süre içinde açıldığı kabul edilmiş ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

1.Koruma Tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında davalının Maliye ve Hazine Bakanlığı olduğu ve davalının her il veya ilçedeki ilgili birimleri tarafından davaların takip edildiği, söz konusu davanın da Bursa Muhakemat Müdürlüğü tarafından takip edildiği dikkate alındığında, sehven İstanbul Muhakemat Müdürlüğüne yapılan tebliğin usulüne uygun olduğunun kabul edilemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin, davalı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olmadığına yönelik temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

2.Türk Telekom tarafından gönderilen yazı içeriğinden de anlaşılacağı üzere 20.01.2016 tarihinde iş yeriyle ilgisi kesilen davacının işten ayrılmasının gözaltı veya tutuklama işleminden kaynaklanmadığından, tutuklandığı dönemde her hangi bir işte çalışmayan davacının maddi kaybının asgari ücret üzerinden hesaplanmasında ve hesaplanan maddi tazminat miktarında isabetsizlik görülmemiştir.

3.Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (3) numaralı paragrafta açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 09.09.2020 tarihli ve 2020/434 Esas, 2020/881 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.06.2023 tarihinde karar verildi.