Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/10719 E. 2023/4771 K. 06.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10719
KARAR NO : 2023/4771
KARAR TARİHİ : 06.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/63 E., 2020/1761 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Davacı 22.06.2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; İzmir 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/862 esas sayılı dosyada hakkında yürütülen yargılama sonucu 2009/1194 karar sayılı karar ile 22.12.2009 tarihinde beraatine karar verildiği, bu kararın 29.01.2009 tarihinde kesinleştiği, görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlamasıyla 28.07.2009 tarihinde gözaltına alınarak 1 gece haksız bir şekilde gözaltına tutulduğu, maddi ve manevi yönden büyük kayıplar yaşadığı, maddi kayıplarının telafisi için 150.000,00 TL, manevi kaybının telafisi için ise 1.000.000,00 TL nin gözaltına alındığı tarihten işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı hazineden tahsilini, talep etmiştir.

2.Davalı vekili 05.12.2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığından reddi gerektiğini, davacı kendi kusuru ile tedbir uygulandığından davanın reddi gerektiğini, mükerrer dosya bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, maddi ve manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, faiz talebinin yasal dayanağının olmadığından reddi gerektiğini, öne sürmüştür.

3.İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.11.2019 tarihli ve 2018/443 Esas, 2019/382 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4.İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 16.07.2020 tarihli ve 2020/63 Esas, 2020/1761 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.12.2021 tarihli tebliğnamesi ile davacının temyiz isteminin reddi ile hükmün onanmasını, talep etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacının temyiz talebi;
Tazminata esas dosyada tazminat hakkının tebliğ edilmediğinden tazminat hakkının tarafına verilmesi gerektiğini, belirtmiştir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Tazminat davasının dayanağını oluşturan İzmir 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/862 Esas, 2009/1194 Karar numaralı dosyası kapsamında davacının görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçundan, 28.07.2009 tarihinde gözaltında kaldığını, yapılan yargılama sonunda davacı hakkında beraat kararı verildiği, kararın 29.01.2009 tarihinde kesinleşmiş ise de; beraat hükmü oluşturulurken davacının gözaltına alındığı süre ile ilgili tazminat davası açma hakkının olduğu yönünde ihtaratta bulunulmadığı görülmüş, mahkeme tarafından kararda ihtarat yazılmadığından, davacının cezaevinde olması da dikkate alınarak davacı tarafından açılan tazminat davasındaki zamanaşımı süresi davacı lehine değerlendirilerek öğrenme tarihinden itibaren tazminat davasının açıldığı kanaatine varıldığını, davacı lehine olmak üzere beraat kararının verildiği sabit olduğundan her ne kadar davacı tarafından maddi kayıpları olduğu ileri sürülse de; dosyaya yansıyan delillere göre 1 geceden oluşan gözaltı sürecinde maddi bir kaybının olmadığı sonucuna varılarak maddi tazminat davasının reddi yönünde karar verilmiş, buna karşın haksız olarak 1 gece nezarethanede kalmasından dolayı yaşadığı üzüntünün telafisi bakımından gözaltına alındığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 100,00 TL manevi tazminatın davalı hazineden tahsil edilip davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, istinaf merci, davacının beraatle sonuçlanan ve gözaltında kaldığı İzmir 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/862 Esas ve 2009/1194 Karar sayılı ilamının kesinleştirme tarihi 29.01.2009 olup, koruma tedbirleri sebebiyle tazminat davaları 5271 sayılı Kanun 142 inci maddesinin birinci bendi gereğince tebliğden itibaren 3 ay ve her halde kesinleşmeden itibaren 1 yıl içerisinde açılması gerektiği dava dosyasında kesinleşme tarihinin 29.01.2009 olup dava tarihi ise 20.09.2018 olduğunu, bu durum itibariyle 5271 sayılı Kanun 142 inci maddesinin birinci bendi süre şartı gerçekleşmediğinden davanın tamamen reddi gerektiğini, davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT.tarifesine göre hesaplanan 5.450,00 TL’nin davacıdan alınıp davalı hazineye verilmesi gerektiğinden, bu kısımların değiştirilmesi suretiyle, istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat davasının dayanağını oluşturan İzmir 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/862 Esas, 2009/1194 Karar numaralı dosyası kapsamında davacının görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçundan, 28.07.2009 tarihinde gözaltında kaldığını, yapılan yargılama sonunda davacı hakkında beraat kararı verildiği, kararın 29.01.2009 tarihinde kesinleştiği, gözaltı tarihi itibariyle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında dava süresi, 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasında “Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her halde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Gerekçeli kararın kesinleşme şerhi ile birlikte tebliğinin sağlanmadığı, bu nedenle 3 aylık sürenin esas alınamayacağının, davacının tazminat davasını hak düşürücü bir yıllık süreden sonra 20.09.2009 tarihinde açtığından davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamış, davacının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 16.07.2020 tarihli ve 2020/63 Esas, 2020/1761 Karar sayılı kararında davacı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.11.2023 tarihinde karar verildi.