Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/10683 E. 2023/5118 K. 27.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10683
KARAR NO : 2023/5118
KARAR TARİHİ : 27.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/567 E., 2020/814 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan ret

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın, temyiz dilekçesinin tebliği üzerinde 10.08.2020 tarihinde verdiği dilekçesinde hükme ilişkin temyiz sebeplerini bildirerek katılma yolu temyiz isteminde bulunduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 24.09.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilininin terör örgütüne üye olmak, pek az sayıda mermi bulundurma, kaygı ve panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme, nitelik bakımından vahim olan silah taşınması suçlarından haksız ve hukuka aykırı olarak 03.02.2010 tarihinde gözaltına alındığını, 05.02.2010 tarihinde çıkarıldığı sorgu hakimliğinde tutuklama talebinin reddi ile serbest bırakıldığını, Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.02.2010 tarih ve 2010/108 değişik iş sayılı kararı ile müvekkili hakkında yakalama kararı verildiğini, bu yakalama kararı üzerine 10.02.2010 tarihinde ikinci kez göz altına alındığını ve CMK 250 madde ile görevli Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.02.2010 tarih ve 2010/14 sorgu sayılı kararı ile tutuklandığını, tutuklama kararına yapılan itiraz soncuunda 19.02.2010 tarihinde tahliyesine karar verildiğini, yapılan kovuşturma neticesinde beraat kararı verildiğini, bu kararın kesinleştiğini, haksız gözaltı ve tutuklama nedeniyle 100.000,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi tazminatın haksız gözaltı tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak müvekkili olan davacıya verilmesini ve ayrıca yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 18.10.2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal süresinde açılmadığını, bu nedenle tazminat talebinin yersiz olduğunu, hatta istenen tazminatın fahiş olduğunu, ayrıca davacının talep etmiş olduğu tazminat miktarının somut verilere dayanmadığını, faiz ve vekalet ücreti talebinin yersiz olduğunu,sonuç olarak davacının haksız ve yerinde olmayan davasının reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.

3. Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.12.2018 tarihli ve 2018/424 Esas, 2018/512 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 16.06.2020 tarihli ve 2019/567 Esas, 2020/814 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 23.12.2021 tarihli tebliğnamesi ile davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Davacı vekilinin temyiz istemi;
Maddi tazminat hesabında davacının dükkanını kapatmak zorunda aldığından bu hususun dikkate alınmadığını, haksız tutuklama nedeniyle incirlik beldesine girişi ABD askerleri tarafından Türk vatandaşı olmasına rağmen engellendiğine, bu nedenle hükmedilen maddi ve manevi tazminatın eksik olduğuna, belirtmiştir.

B. Davalı vekilinin temyiz istemi;
İstinaf merciince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, yeterince araştırma yapılmadığına, davanın tamamen reddi gerektiğine, cevap dilekçesinde beyanların tekrarı ile hükmün bozulması gerektiğine, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü;
Davacının tazminata esas Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/163 Esas – 2014/681 Karar sayılı ceza dosyasında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 03.02.2010 – 05.02.2010 tarihleri arasında gözaltında ve 10.02.2010 – 19.02.2010 tarihleri arasında gözaltı ve tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, kararın 21.06.2018 tarihinde kesinleştiğini ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, davacı hakkında derdest dosya bulunmadığını, gözaltı ve tutuklu kalınan sürelerin mahsup edilmediği belirlenerek, 211,42 TL maddi, 500,00 TL manevi tazminatın gözaltı tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü;
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, istinaf merci, maddi tazminatın eksik olduğundan 219,67 TL olması gerektiğinden bu kısmın değiştirilmesi suretiyle, istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/163 Esas – 2014/681 Karar sayılı ceza dosyasında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 03.02.2010 – 05.02.2010 tarihleri arasında 2 gün gözaltında ve 10.02.2010 – 19.02.2010 tarihleri arasında 9 gün gözaltı ve tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, kararın 21.06.2018 kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

A. Davacı vekilinin temyiz talebi yönünden;
1. Tutuklandığı sırada sahibi olduğu iddia edilen berber dükkanını kapatmak zorunda kaldığına yönelik zararların tutuklanma ile illiyet bağı olduğuna ilişkin dosya arasında herhangi bir belge olmadığından söz konusu zararların maddi tazminat kapsamında değerlendirilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

2. Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiğinden davacı vekilinin manevi tazminatın eksik olduğuna yönelik temyiz talebi yerinde görülmemiştir.

B. Davalı vekilinin temyiz talebi yönünden;
Tazminat talebinin esasını oluşturan Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesininn 2014/163 Esas – 2014/681 Karar sayılı ceza dosyasında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu kalan ve yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedilen davacının 5271 sayılı Kanunun 141 inci maddesinin birinci fıkrasının e bendi gereğince tazminata hak kazandığı, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, incelenen dosya kapsamına göre delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, davanın kısmen kabulü kararında usul ve yasaya aykırı bulunmadığından davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamış, davalı vekilinin temyiz talepleri yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 16.06.2020 tarihli ve 2019/567 Esas, 2020/814 Karar sayılı kararında davacı vekili ve davalı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.11.2023 tarihinde karar verildi.