Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/10657 E. 2023/5114 K. 27.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10657
KARAR NO : 2023/5114
KARAR TARİHİ : 27.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/1897 E., 2020/1187 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan ret

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı 02.05.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle;Antalya 9. ASCM’nin 2008/201 esas sayılı dosyasında 2009/712 karar sayılı karar ile yargılandığını, tutuklu kaldığı dönem sonrasında beraat ederek bu kararın kesinleştiğini, aradan geçen zaman itibariyle tazminat dava açma hakkının olduğunu bilmediği için ve beraat kararında kararın kesinleşmesinden itibaren 3 aylık süre içerisinde tazminat davası açabileceği yönünde uyarının olmaması nedeniyle dava tarihine kadar bir tazminat davası açamadığını, yeni öğrendiği bu konu nedeniyle davalı hazineden haksız tutuklu kaldığı dönem itibariyle maddi ve manevi kayıplarının tahsili talep etmiştir.
Davacı 02.04.2019 tarihli duruşmada alınan beyanında, toplamda 60.000,00 TL maddi kaybı olduğunu, manevi kayıplarının ise mahkemece takdir edilmesini, talep etmiştir.

2. Davalı vekili 06.11.2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığından reddi gerektiğini, dava dilekçesinin kanunda belirtilen şartları taşıyıp taşımadığının araştırılması gerektiğini, davacının talep miktarını belirtmediğinden davanın reddi gerektiğini, da davacı kendi kusuru ile tedbir uygulandığından davanın reddi gerektiğini, mükerrer dosya bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, öne sürmüştür.

3. İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.04.2019 tarihli ve 2018/379 Esas, 2019/118 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 16.07.2020 tarihli ve 2019/1897 Esas, 2020/1187 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.12.2021 tarihli tebliğnamesi ile davacının temyiz isteminin reddi, talep etmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacının temyiz talebi;
Tazminata esas dosyada tutuklu olarak yargılandığını ve beraat ettiğini, son duruşmada beraat ettiğini, ancak kendisine tebliğ yapılmadığını, bu nedenle sürenin öğrenme tarihinden itibaren başlaması gerektiğini, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, davanın süresinde olduğunu, belirtmiştir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü;
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Antalya 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/201 Esas, 2009/712 Karar numaralı dosyası kapsamında davacının nitelikli hırsızlık ve nitelikli konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan, 46 gün tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda davacı hakkında beraat kararı verildiği, kararın 15.10.2009 tarihinde kesinleşmiş ise de; bugüne kadar tazminat davası açma hakkının olduğunu beraat kararında bu hakkın kendisine verildiğine dair bilgi ve uyarıda bulunulmadığından yeni öğrendiğini, bu doğrultuda haksız tutuklamadan dolayı maddi ve manevi kayıplarının telafisi açısından kayıplarının mahkemece giderilmesini talep etmiş, sosyal ve ekonomik durumu araştırılarak elde edilen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının 781,66 TL maddi kaybının olduğu, bu süreç içerisinde kendisinin ve ailesinin manevi üzüntüsünün telafisi bakımından mahkememizce takdir olunan 3.000,00 TL manevi tazminatın tutuklanmış olduğu 06.02.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalı hazineden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü;
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, istinaf merci, davacının nitelikli hırsızlık ve nitelikli olarak konut dokunulmazlığını bozma suçlarından yapılan soruşturma sırasında 06.02.2008 tarihinde tutuklandığı tarihinde, Antalya 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/201 Esas, sayılı dosyasında yargılandığı, 10.03.2008 tarihinde tahliye edildiği ve beraatine karar verildiği, kararın 15.10.2009 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihinin üzerinden 1 yıl geçtikten sonra 02.05.2017 tarihinde tazminat davası açıldığı anlaşılmakla davanın süre yönünden reddi gerektiğini, davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT. tarifesine göre hesaplanan 5.450,00 TL’nin davacıdan alınıp davalı hazineye verilmesi gerektiğinden, bu kısımların değiştirilmesi suretiyle, istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Antalya 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/201 Esas, 2009/712 Karar numaralı dosyası kapsamında davacının nitelikli hırsızlık ve nitelikli konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan, 06.02.2008-10.03.2008 tarihleri arasında tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda davacı hakkında beraat kararı verildiği, kararın 15.10.2009 tarihinde tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında dava süresi, 5271 sayılı Kanun’un 142 nci maddesinin birinci fıkrasında “Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her halde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Gerekçeli kararın kesinleşme şerhi ile birlikte tebliğinin sağlanmadığı, bu nedenle 3 aylık sürenin esas alınamayacağının, davacının tazminat davasını hak düşürücü bir yıllık süreden sonra 02.05.2017 tarihinde açtığından davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamış, davacının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 gün ve 2 Esas, 63 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında, ancak davanın tamamen reddi halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedileceği, somut olayda da davalının davayı vekili aracılığıyla takip edip davanın reddi kararı verildiğinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 16.07.2020 tarihli ve 2019/1897 Esas, 2020/1187 Karar sayılı kararında davacı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.11.2023 tarihinde karar verildi.