Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/10653 E. 2023/5113 K. 27.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10653
KARAR NO : 2023/5113
KARAR TARİHİ : 27.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/1938 E., 2020/1094 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret, onama

Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin olduğu belirlenmiştir.

Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden; İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün; 6100 sayılı Kanun’un 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği hükmün temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 28.11.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 22/09/2016 tarihinde tutuklanarak cezaevine konulduğunu tutukluluk süresini Ayfonkarahisar 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/676 Esas sayılı dosyası kapsamında Afyonkarahisar E tipi kapalı cezaevinde geçirdiğini, 20/10/2016 tarihinde ise tahliye edildiğini, 20/10/2016 günü tahliye edilen müvekkilinin toplam 29 gün haksız yere tutuklu kaldığını, müvekkili hakkında Afyokarahisar 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/676 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıdığını ve müvekkili hakkında beraat kararı verildiği bu kararın da 10/09/2018 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiğini, tutuklandığı tarihte sigortalı işçi olarak çalışan müvekkilinin tutuklu kaldığı 29 günlük süre içerisinde bu gelirinden mahrum kaldığını ve tutuklama sonrasında aynı işe geri dönemediğini ve yeni bir iş de bulamadığını, müvekkilinin üzerine atılı suçlama nedeniyle haksız yere tutuklu kaldığı için psikolojik olarak yıkıldığını, kendine olan güvenini kaybettiğini, ayrıca bu süre içerisinde gerek cezaevi harcamaları gerekse görüşler için müvekkilinin çok zor durumda kaldığını, 29 gün içerisinde 1.500,00 TL cezaevi harcamaları olduğunu, müvekkilinin tüm bu süre boyunca haksız yere tutuklu kalmaktan dolayı manevi zarar gördüğünü, ağır bir manevi travma geçirdiğini, açıklanan bu nedenlerle müvekkilinin cezaevinde haksız olarak tutuklu kaldığı günler için fazlaya ilişkin talepleri ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile 3.100,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata, gözaltı tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile beraber hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı vekili 28.02.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkili mahkemede ve yasal süresi içinde açılmamış ise davanın herşeyden önce bu yönlerden reddinin gerektiğini, tutuklamanın tamamen yasalara uygun olduğunu, mahkeme safhaları sonunda ancak davacının suçlu olup olmadığının tespit edilebileceği için haksız bir tutuklamanın söz konusu olmadığını, davada davacının tutuklanma sebeplerinin tamamen yasal olduğunu, ayrıca maddi tazminat hesabında gerçek zarar hesaplandığından davacının cezaevindeki masrafları ve davacıya tutuklu kaldığı sürede verilen harçlıklar ile ailenin veya yakınlarının yaptığı masrafların tazminata dahil olmadığını, bu nedenlerle yersiz açılan davanın reddi ile mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep edilmiştir.

3. İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.05.2019 tarihli ve 2018/587 Esas, 2019/220 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 09.07.2020 tarihli ve 2019/1938 Esas, 2020/1094 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığın 20.12.2021 tarihli tebliğnamesi ile davalı vekilinin temyiz isteminin kesinlikten reddi, davacı vekilinin temyiz isteminin ise esastan reddi ile hükmün onanmasını talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Davalı vekilinin temyiz istemi;
Hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının ve vekalet ücretinin fahiş olduğuna, davanın reddi gerektiğine, ilişkindir.

B. Davacı vekilinin temyiz istemi;
İstinaf merci kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna, hükmedilen maddi ve manevi tazminatın eksik olduğuna, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü;
Davacının tazminata esas Afyankarahisar 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/676 Esas – 2018/403 Karar sayılı dava dosyasında sarkıntılık yapmak suretiyle cinsel saldırı suçundan yargılandığı, 21.09.2016 – 20.10.2016 tarihleri arasında gözaltı ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 10.09.2018 tarihinde kesinleştiği, davanın 5271 sayılı Kanunun 142 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, davacı hakkında derdest dosya bulunmadığını, dosya içinde alınan SGK hizmet bilgisi evrakı içeriği ile dosyada toplanan bilgi ve belgelere göre düzenlenen bilirkişi raporuna göre maddi tazminatın hesap edildiği belirlenerek, 1.331,00 TL maddi, 3.500,00 TL manevi tazminatın gözaltı tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü;
İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, istinaf merci, maddi tazminat miktarının eksik olduğundan maddi tazminatın 1.352,27 TL’ye yükseltilmesi, manevi tazminatın fazla olduğundan 2.000,00 TL’ye indirilmesi gerektiğinden, bu kısımların düzeltilmesi suretiyle, istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Afyankarahisar 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/676 Esas – 2018/403 Karar sayılı dava dosyasında sarkıntılık yapmak suretiyle cinsel saldırı suçundan yargılandığı, 21.09.2016 – 20.10.2016 tarihleri arasında 29 gün gözaltı ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 10.09.2018 tarihinde kesinleştiği ve davanın 5271 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Davalı vekilinin temyizinin katılma yolu ile yapılmadığı dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının 72.070,00 TL olması, İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen toplam tazminat miktarının 4.831,00 TL olması ve bu karara yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hükmedilen toplam tazminat miktarının 3.352,27 TL olarak düzeltilerek esastan ret kararının verilmiş olması nedenleriyle 6100 sayılı Kanun’un, 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca davalı açısından kesin olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Davacının Temyiz İstemi Yönünden;
1. Hükmedilen Maddi Tazminat Miktarı Yönünden;
Tutuklandığı dönem içerisindeki maddi zararını ücret bordrosu, vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacıya tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanan miktarın maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

2. Hükmedilen Manevi Tazminat Talebi Yönünden;
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiğinden davacı vekilinin manevi tazminatın eksik olduğuna yönelik temyiz talebi yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 09.07.2020 tarihli ve 2019/1938 Esas, 2020/1094 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden ;
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 09.07.2020 tarihli ve 2019/1938 Esas, 2020/1094 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.11.2023 tarihinde karar verildi.