Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/10648 E. 2023/3998 K. 16.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10648
KARAR NO : 2023/3998
KARAR TARİHİ : 16.10.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/1936 E., 2020/1063 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan ret

Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin olduğu belirlenmiştir.

Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden; İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Davacı vekili 11.01.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; “müvekkilinin 12.08.2017 tarihinde gözaltına alındığını, 13.08.2017 tarihinde tutuklandığını, 04.04.2018 tarihinde tahliye edildiğini ve yapılan yargılama ile beraat ettiğini belirterek; haksız olarak gözaltı ve tutuklu kaldığı süreler için 100.000 TL maddi, 200.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini” talep etmiştir.

2.Davalı vekili 14.02.2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; “davanın süresinde açılmadığını, tazminat talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddi gerektiğini” beyan etmiştir.

3.Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.04.2019 tarihli ve 2019/47 Esas 2019/267 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4.İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 07.07.2020 tarihli ve 2019/1936 Esas 2020/1063 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 18.12.2021 tarihli, davacı ve davalı vekilinin temyiz istemlerinin esastan reddi görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğuna ilişkindir.

Davalı vekilinin temyiz istemi; davanın süresinde açılmadığı, davanın reddi gerektiği, hükmedilen tazminat miktarının çok yüksek olduğu, eksik inceleme sonucunda karar verildiği, davanın kısmen reddedilmesi nedeniyle müvekkili Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin gerektiğine ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; davacı …’ün, uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan 13.08.2017-04.04.2018 tarihleri arasında tutuklu kaldığı ve bu suçtan yargılandığı İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinde 05.11.2018 tarih, 2018/38-2018/377 E-K ile beraat ettiği, beraat kararının 13.11.2018 tarihinde kesinleştiği, davacının dilekçesinde haksız gözaltı/tutukluluk tarihinde kafe işleticisi olduğunu iddia etmekte ise de davacının bu iddiasını ispata mugayir her hangi bir belge ibraz edemediği gözetildiğinde, davacıya asgari ücret tarifesi üzerinden hesaplanacak bir maddi kazanç kaybının verilebileceğinin kabulü ile 10.942,68 TL maddi ve 17.550 TL manevi tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, faiz talebi olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince; davacının tutuklandığı dönemde kafe işlettiği, 04.08.2016 tarihinde tutuklandığında kafe işleten davacının asgari ücret miktarı üzerinden hesaplanacak kazanç kaybı tutarının maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve mahkemece manevi tazminata hükmedilirken nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, ceza infaz kurumunda kaldığı süre, olayın cereyan tarzı ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar yasal faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nasafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda manevi tazminata hükmolunması ve buna bağlı olarak vekalet ücretinin fazla tayinin kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle hüküm fıkrasının; maddi tazminata ilişkin 1. maddesinde yazılı “10.942,68” ibaresinin çıkartılarak yerine “11.614,59” ibaresinin eklenmesi, manevi tazminata ilişkin 2. maddesinde yazılı “17.550,00” ibaresinin çıkartılarak yerine “10.000” ibaresinin eklenmesi, vekalet ücretine ilişkin 3. Maddesinde yazılı “3.419,13 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “2.593,75 TL” ibaresinin eklenmesi suretiyle istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/38 Esas 2018/377 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan 13.08.2017-04.04.2018 tarihleri arasında 7 ay 21 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 13.11.2018 tarihinde kesinleştiği, göz altına alınma ve tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

A. Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden;
Davalı vekilinin temyizinin katılma yolu ile yapılmadığı dikkate alınarak İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının 72.070 TL olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen 10.942,68 TL maddi ve 17.550 TL manevi tazminata yönelik yapılan istinaf incelemesi sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 11.614,59 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminat olarak düzetilerek esastan ret kararının verilmiş olduğu gözetilerek, 6100 sayılı Kanun’un, 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hükmün davalı açısından kesin olduğu anlaşıldığından temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden;
1.Tutuklandığı dönem içerisindeki maddi zararını ücret bordrosu, vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacıya tutuklu kaldığı dönemde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanan hesaplanan “11.393,03” TL yerine, bu miktarın üstünde kalacak şekilde “11.614,59” TL olarak tayin edilmesi suretiyle davacı lehine fazla maddi tazminata hükmolunması hukuka aykırı görülmüş ise de temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.

2.Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 07.07.2020 tarihli ve 2019/1936 Esas 2020/1063 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Gerekçe bölümünün (B-2) numaralı bendinde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 07.07.2020 tarihli ve 2019/1936 Esas 2020/1063 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca uyarınca İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.10.2023 tarihinde karar verildi.