Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/10621 E. 2023/4009 K. 16.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10621
KARAR NO : 2023/4009
KARAR TARİHİ : 16.10.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/614 E., 2020/492 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan ret

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 09.08.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; ” müvekkilinin suç örgütüne yardım etmek ve rüşvet almak suçundan 17.11.2008 tarihinde göz altına alındığını, 21.11.2008 tarihinde tutuklandığını,08.05.2009 tarihinde tahliye edildiğini ve yapılan yargılama ile beraat ettiğini, davacıya gözaltında ve tutuklu kalmasına karşılık uğradığı zararlardan dolayı; 42.250 TL maddi ve 200.000 TL manevi tazminatın göz altı tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini” talep etmiştir.

2.Davalı vekili 16.11.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “davanın süresinde açılmadığını, tazminat talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddi gerektiğini” beyan etmiştir.

3.Gebze 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.01.2020 tarihli ve 2018/252 Esas 2020/9 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4.Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 11.06.2020 tarihli ve 2020/614 Esas 2020/492 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı … davalı vekilinin istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 19.12.2021 tarihli, davacı vekilinin temyiz isteminin esastan reddi görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; Bölge Adliye Mahkemesince manevi tazminat miktarının düşürülmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; davacının 17.11.2008 günü “suç örgütüne yardım etmek ve rüşvet almak” suçlaması ile gözaltına alındığı, Adana 7.Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/49 sorgu sayılı kararı ile 21.11.2008 tarihinde tutuklandığı, tutuklama kararının fiilen infaz görerek 08.05.2009 tarihine kadar Adana F Tipi yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu kaldığı, davacının maddi tazminat isteminin kapsamının, gözaltında ve tutuklu kaldığı dönemde çalıştığı kurumdan alamadığı ödenmeyen döner sermaye payına; müdürlük görevinden alındığı için ortaya çıkan ücret farkına, tutuklu kaldığı dönemde ceza infaz kurumunda yaptığı masraflara, avukat masrafı olarak ödediği miktara ilişkin olmak üzere toplam 200.000 TL maddi tazminata ilişkin olduğu, Yargıtayın yerleşik içtihatları ile sabit olduğu üzere; davacının tutuklu kaldığı dönem için maddi zararları hesaplanırken cezaevi harcamaları, cezaevi ziyaretçilerinin yol harcamaları ve benzeri giderlerinin CMK’nın 141.vd maddelerindeki maddi zarar kavramına dahil edilemeyeceği; koruma tedbirleri nedeniyle istenebilecek maddi zararların tedbirin uygulandığı döneme ilişkin olması gerektiği dikkate alındığında davacının müdürlük görevinden alınması sebebiyle sonradan ortaya çıkan maaş farkının maddi tazminata dahil edilmesinin mümkün bulunmadığı; davacının döner sermaye ek ödeme tutarlarının da yina maddi zarar kavramına dahil edilemeyecek olması karşısında bu istemlerin maddi zarar kapsamında koruma tedbiri nedeniyle açılacak tazminat davasında istenebilecek zararlardan olmadığı sabit olduğu, ceza yargılamasındaki vekalet ücretinin de yine CMK’nın 141. maddesi kapsamında istenebilecek maddi zararlardan olmadığı, tüm bu değerlendirme ve kabuller çerçevesinde davacının talep edilebilecek nitelikte olmadıkları anlaşılan maddi tazminat istemlerinin reddine, manevi tazminata ilişkin; davacının sosyal ekonomik durumu, beraat ettiği dosyadaki üzerine atılı suçun hukuki niteliği, tazminata konu işlemin gerçekleştiği tarihteki paranın satın alma gücü, tutuklulukta kaldığı süreler, hak ve nesafet ilkesi de nazara alınarak talep doğrultusunda takdiren 20.000 TL manevi tazminatın dava dilekçesindeki talep dikkate alınarak 17/11/2008 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince; davacı lehine fazla manevi tazminata hükmolunmasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, hükmün manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin kısımdan “20.000 TL” ibaresinin çıkartılarak yerine “10.000 (onbin) TL” ibaresinin yazılması, hükmün vekalet ücretinin belirlenmesine ilişkin kısmından “3.000 TL” ibaresinin çıkartılması yerine “1.500 TL” ibaresinin yazılması sureti ile sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hüküm düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Konya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/169 Esas 2017/387 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının ihaleye fesat karıştırmak ve suç örgütüne yardım etme suçlarından 17.11.2008-08.05.2009 tarihleri arasında 5 ay 22 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, ihaleye fesat karıştırmak suçundan verilen beraat hükmünün 02.04.2018 tarihinde, suç örgütüne yardım etmek suçundan verilen beraat hükmünün ise 05.01.2018 tarihinde kesinleştiği, göz altına alınma ve tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.

Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, göz altında ve tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması hukuka aykırı bulunmuş olup, açıklanan nedenle tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 11.06.2020 tarihli ve 2020/614 Esas 2020/492 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi uyarınca Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gebze 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.10.2023 tarihinde karar verildi.