Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/10472 E. 2023/5152 K. 28.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10472
KARAR NO : 2023/5152
KARAR TARİHİ : 28.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/1890 E., 2020/324 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan ret

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un geçici birinci maddesinin birinci fıkrası ile Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla; a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; … 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu … ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13.03.2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 30.04.2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Maddenin ikinci fıkrasında; Suç ve ceza, kabahat ve idari yaptırım ile disiplin hapsi ve tazyik hapsi için kanunlarda düzenlenen zamanaşımı süreleri ile 5271 sayılı Kanun’da düzenlenen koruma tedbirlerine ilişkin süreler bu maddenin kapsamı dışında tutulmuştur. 30.04.2020 tarihli ve 31114 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Yargı Alanındaki Hak Kayıplarının Önlenmesi Amacıyla Getirilen Durma Süresinin Uzatılmasına Dair Cumhurbaşkanı Kararı ile 7226 sayılı Kanun’un geçici birinci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen durma süresinin, 01.05.2020 (bu tarih dahil) tarihinden 15.06.2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar (salgın hastalığın yayılma tehlikesinin daha önce ortadan kalkması halinde yeniden değerlendirilmek üzere) uzatılmıştır… Şeklindeki düzenleme gereğince 14.05.2020 tarihinde tebliğ edilen hükme ilişkin 30.06.2020 tarihinde yapılan temyiz isteminin 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

İstinaf ve temyiz kesinlik sınırının hükmedilen veya reddedilen maddi ve manevi tazminat miktarları üzerinden değerlendirileceği, maddi tazminat ve manevi tazminat bakımından ayrı ayrı değerlendirilemeyeceği reddedilen toplam tazmimat miktarı bakımından ise hükmün davacı açısından kesin olmadığı ve dolayısıyla istinaf mahkemesince yapılan kesinleştirme işleminin yok hükmünde olduğu anlaşılmakla hükmün tamamı üzerinde yapılan incelemede;

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 21.02.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 01.11.2016-04.11.2016 tarihleri arasında gözaltında kalan ve adli kontrol altına alınan davacı hakkında yapılan yargılama sonunda beraat kararı verildiğinden bahisle davacının maddi ve manevi zararlarının tazmini için 100,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 30.03.2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal süre içerisinde açılmadığını, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, tazmimat isteme koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

3. Şanlıurfa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.03.2019 tarihli ve 2018/282 Esas, 2019/183 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabülüne karar verilmiştir.

4. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 14.02.2020 tarihli ve 2019/1890 Esas, 2020/324 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.10.2021 tarihli 2019/44948 sayılı tebliğnamesi ile temyiz talebinin esastan reddiyle hükmün onanması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; hükmedilen manevi tazminat miktarının davacının ve ailesinin yaşadığı ızdıraba göre düşük kaldığına ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü:
Mahkeme gerekçesinde “… Geliri ve gözaltında kaldığı döneme ilişkin kazanç kaybı miktarı konusunda itibar edilebilecek herhangi bir belge ibraz edemeyen davacının gözaltında kaldığı döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak miktarın maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerekmekle, davacının gözaltında geçirdiği (3) günlük sürenin bulunduğu döneme ait net asgari ücret miktarı üzerinden ilk günün sayılmayıp son günün sayılması suretiyle yapılan hesap sonucunda (1.300,99/30×3) maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile taleple bağlı kalınmak suretiyle dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve yine taleple bağlı kalınmak suretiyle 100 TL maddi tazminat ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir… Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltında kalmasına ve/veya tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında geçirdiği ve/veya tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekmekle, davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte takdiren 250 TL manevi tazminat ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.” denilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü:
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından maddi tazminata yönelik istinaf talebinin usulden reddine manevi tazminata yönelik istinaf talebinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat davasının dayanağını oluşturan Sakarya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/250-2017/155 sayılı ceza dava dosyası kapsamında davacının silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 01.11.2016-04.11.2017 tarihleri arasında 3 gün gözaltında kaldığı, yapılan yargılama sonucunda davacının beraatine hükmedildiği, hükmün 08.11.2017 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma tarihi itibariyle davanın 5271 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen süre içerisinde yetkili ve görevli mahkemede açıldığı, kanunda öngörülen yasal koşulların gerçekleştiği anlaşılmıştır.

Gözaltına alındığı tarihte kamu görevlisi olan ve maaşını almaya devam eden davacının gözaltı süresince maddi bir kaybı bulunmadığı dolayısıyla maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.

Davacı hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarının, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin edildiği anlaşıldığından davacı vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğuna yönelik temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 14.02.2020 tarihli ve 2019/1890 Esas, 2020/324 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Şanlıurfa 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.11.2023 tarihinde karar verildi.