Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/10455 E. 2023/4945 K. 13.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10455
KARAR NO : 2023/4945
KARAR TARİHİ : 13.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/4671 E., 2020/1749 K.
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
HÜKÜM : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret, Onama

Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hükmün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi ile değişik 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin olduğu belirlenmiştir.

Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden; İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 14.03.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkil hakkında bir kısım suçtan zamanaşımı sebebiyle davanın düşmesine, bir kısım suçtan beraatine karar verilen ceza dava dosyası kapsamında 19.05.1980 tarihinde gözaltına alınmış, 29.05.1980 tarihinde tutuklanmış, 09.06.1987 tarihinde tahliye edilmiştir. Haksız tutuklama sebebiyle 100.000,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi tazminatın gözaltı tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

2. Davalı vekili 11.04.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Davanın süresinde açılmadığından reddedilmesi gerekir. Davacının gözaltı ve tutukluluk süresinin mahsup edilip edilmediği, mükerrer dava açılıp açılmadığı araştırılmalıdır. Tazminat isteminin şartları oluşmamıştır. Davacı talep ettiği maddi zararı belgelendirmemiştir. Sebepsiz zenginleşmeye neden olacak manevi tazminat talebinin reddedilmesi gerekir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

3. İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.09.2019 tarihli ve 2019/141 Esas, 2019/358 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 23.06.2020 tarihli ve 2019/4671 Esas, 2020/1749 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 22.12.2021 tarihli ve 2020/83052 sayılı, ret, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Davalı vekilinin temyiz istemi; hükmedilen tazminat miktarlarının fazla olduğuna, davanın reddedilmesi gerektiğine, ilişkindir.

B. Davacı vekilinin temyiz istemi; hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğuna, ilişkindir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Davacının hakkında yürütülen soruşturma sonucunda 19.05.1980 günü yakalanarak gözaltına alındığı, 29.05.1980 tarihinde tutuklandığı, fiilen 09.06.1987 tarihinde tahliye edildiği, tazminata konu olay nedeni ile İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin (Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesinin) 15.12.2009 tarih, 2004/393 Esas ve 2009/390 Karar sayılı ilamı ile üzerine atılı suçlardan hakkında beraat ve düşme kararları verildiği, kararların temyiz edilmeksizin 19.09.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Davacının tazminat talepleri doğrultusunda düzenlenen bilirkişi raporuna göre; davacının gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği toplam 2598 gün için maddi gelir kaybının 1.249,32 TL olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından her ne kadar bilirkişi raporuna itiraz edilerek maddi tazminatın yeniden hesaplanması talep edilmiş ise de; Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda tazminata olay tarihinden itibaren faiz de işletileceği dikkate alınarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır.

Yüklenen suçun niteliği, davacının sosyal ekonomik durumu, gözaltında kaldığı süre, çektiği acı ve elem karşılığı paranın satın alma gücü hak ve nefaset kaidelerine göre davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 1.249,32 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın gözaltı tarihi olan 19.05.1980 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklulukta kalınan süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması, hukuka aykırı bulunarak; hüküm fıkrasında “15.000,00 TL” olarak belirlenen manevi tazminat miktarının “22.000,00 TL” ye yükseltilmesi, hüküm fıkrasındaki vekalet ücretinin, tazminat miktarında yapılan değişikliğin sonucu olarak (hükmedilen toplam maddi ve manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan) “2.789,91 TL” şeklinde düzeltilmesi suretiyle; düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin (Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi) 2004/393 E., 2009/390 K. sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak ve yasa dışı silahlı örgüt kurmak veya katılmak suçlarından 19.05.1980 – 09.06.1987 tarihleri arasında 2577 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak suçundan zamanaşımı süresinin dolması sebebiyle düşme kararı verildiği, yasa dışı silahlı örgüt kurmak veya katılmak suçundan beraatine karar verildiği, kararların 19.09.2011 tarihinde kesinleştiği, davanın tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun’a tabi olduğu anlaşılmıştır.

A. Davalı vekilinin temyiz isteği yönünden;
Karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının 72.070,00 TL olduğu; 19.05.1980 – 09.06.1987 tarihleri arasında 2577 gün gözaltında ve tutuklu kalan davacı lehine hükmedilen tazminat miktarının 23.249,32 TL olması nedeniyle davalı açısından hükmün kesin olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden;
1. Kabul ve uygulamaya göre de; koruma tedbirleri nedeniyle hükmedilecek tazminatın olay tarihinde geçerli olan para birimine göre hesaplaması yapılarak sonucun bulunması gerekirken 01.05.2005 tarihinde yürürlüğe giren ve Türk Lirasından 6 sıfır atılmasını öngören 5083 sayılı Kanun’a göre hesaplama yapılarak yanlışlıklara sebebiyet verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

2. Kabul ve uygulamaya göre de; nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nefaset ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da altında olacak şekilde eksik manevi tazminata hükmolunması, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Davalı vekilinin temyiz isteği yönünden;
Gerekçe bölümünün (A) paragrafında açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 23.06.2020 tarihli ve 2019/4671 Esas, 2020/1749 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Davacı vekilinin temyiz isteği yönünden;
Gerekçe bölümünün (B-1), (B-2) paragraflarında açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin, 23.06.2020 tarihli ve 2019/4671 Esas, 2020/1749 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, davacının kazanılmış hakkı da gözetilmek suretiyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.11.2023 tarihinde karar verildi.