Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2021/10436 E. 2023/815 K. 15.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10436
KARAR NO : 2023/815
KARAR TARİHİ : 15.03.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 27.06.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; temizlik işçisi olarak çalışmakta olan davacının …/… silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 13.05.2017 tarihinde gözaltına alınıp 13 gün gözaltında kaldıktan sonra 25.05.2017 tarihinde tutuklanıp, 05.12.2017 tarihinde tahliye edildiğini, yapılan yargılama sonucunda beraatine hükmedildiğini, kararın 06.06.2018 tarihinde kesinleştiğini belirterek davacının çalışamaması nedeniyle mahrum kaldığı kazanç kaybı, ödediği avukatlık ücreti, yakınlarının kendisini cezaevindeyken ziyaret etmesi sebebiyle yapılan masraflar için toplam 100.000,00 TL maddi, yaşadığı manevi sıkıntılar nedeniyle ise; 500.000,00 TL manevi tazminatın gözaltı tarihi olan 13.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2. Davalı vekili 10.07.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, gözaltının hızlıca bitirildiğini bu nedenle gözaltı işlemi nedeniyle tazminat verilemeyeceğini, tazminat isteme koşullarının oluşmadığını, istenen miktarın fahiş olduğunu ve gelir kaybının belgelenmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

3. … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.10.2018 tarihli ve 2018/385 Esas, 2018/472 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 05.12.2019 tarihli ve 2019/61 Esas, 2019/3057 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

5.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.12.2021 tarih, 2021/151491 sayılı tebliğnamesi ile kararın onanması talep edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi, davacının ceza davası dolayısıyla ödediği avukatlık ücreti ile cezaevinde yapılan masraflar ve yakınlarının ziyaret sebebiyle yaptıkları yol masraflarının da maddi tazminat hesabında göz önünde bulundurulması gerektiğine, maddi kazanç kaybının asgari ücretten hesaplanmasına ve davacının atılı suçlamaya dolayısıyla çektiği üzüntünün karşılığında hükmedilen manevi tazminatın yetersiz olduğuna yöneliktir.

III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Tazminat talebinin dayanağı olan … 8. Ağır Ceza Mahkemesinin tarih, 2017/155-2018/141 sayılı ceza dava dosyası kapsamında davacının silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 13.05.2017-05.12.2017 tarihleri arasında gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonucunda davacının beraatine hükmedildiği, hükmün 06.06.2018 tarihinde kesinleştiği, davanın 3 aylık süre içerisinde açıldığını, mahsup kaydının olmadığını, tutuklamanın infaz gördüğünü tespitle, kazanç kaybının asgari ücret üzerinden hesaplanarak 12.146,25 TL maddi tazminatın 13.05.2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile, ceza davasında ödediği avukatlık ücreti olan ve serbest meslek makbuzu ile ispat edilen 10.640,00 TL maddi tazminatın ise ödeme tarihi olan 12.12.2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte, toplamı olan 22.786,25 TL maddi tazminatın ödenmesine, hürriyetten yoksun kalınan süre, davacı hakkında ileri sürülen suçun nevi itibariyle toplumdaki yansıması ile sonuçları davacının ekonomik ve sosyal durumu ile kişilik özellikleri, tazminat hukukunun genel ilkeleri gözetilerek 20.000,00 TL manevi tazminatın 13.05.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Dava dilekçesinde davacının eşi ve çocukların yapmış oldukları mesai ve yol giderinin maddi tazminat olarak talep edilmesine rağmen bu konuda karar verilmemesi, Yargıtayın yerleşik uygulamaları kapsamında, davacının tutuklu kaldığı dönem için maddi zararları hesaplanırken cezaevi harcamaları, cezaevi ziyaretçilerinin yol harcamaları ve benzeri giderlerinin 5271 sayılı Kanunun 141 ve devamı maddeleri kapsamında maddi zarar hesabına dahil edilemeyeceğinden esasa etkili görülmeyerek, ceza davasında davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceğinden 10.640,00 TL vekalet ücretinin maddi tazminattan çıkarılarak, davacı lehine tutuklama tarihinde geçerli günlük net asgari ücret üzerinden hesaplanan 9.687.60 TL maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken maddi tazminatın brüt asgari ücret üzerinden hesaplanarak fazla maddi tazminat tayini hukuka aykırı bulunarak davacı hakkında hükmedilen maddi tazminatın 9.867,60 TL şeklinde, buna bağlı olarak da davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin 3.562,51 TL şeklinde düzeltilmek suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan … 8. Ağır Ceza Mahkemesinin tarih, 2017/155-2018/141 sayılı ceza dava dosyası kapsamında davacının silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 13.05.2017-05.12.2017 tarihleri arasında 206 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonucunda davacının beraatine hükmedildiği, hükmün 06.06.2018 tarihinde kesinleştiği, gözaltına alınma ve tutuklama tarihi itibariyle davanın yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu, süresinde açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların gerçekleştiği anlaşılmıştır.

Gözaltına alınıp tutuklandığı sırada asgari ücretle çalıştığı tespit edilen ve 15.05.2017 tarihine kadar ödemesi yapılan davacı hakkındaki maddi tazminatın 204 günle sınırlı olarak asgari ücret üzerinden hesaplanmasında ve hükmedilen miktarda isabetsizlik görülmemiştir.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 29.05.1957 tarihli, 1957/4 Esas, 1957/16 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere; vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Buna göre karşı tarafa yüklenmesi gereken vekalet ücretinin bağımsız bir varlığı olamayacağından ayrı bir dava konusu da yapılamayacaktır. Davacının, kendi vekili ile yaptığı ve sadece tarafları bağlayan ücret sözleşmesi niteliğindeki vekalet akdi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilmeyeceği gözetilmelidir.

Anılan ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağını oluşturan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamına dahil edilemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin ceza davasında dolayısıyla davacının ödemek zorunda kaldığı vekalet ücretinin de maddi zarar hesabında göz önünde bulundurulması gerektiğine yönelik temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

Dairemiz yerleşik uygulamalarına göre cezaevinde yapılan masrafların ve davacının ailesinin cezaevine yaptığı seyahatlerin giderlerinin koruma tedbirleri nedeniyle tazminat kapsamında değerlendirilemeyeceği göz önüne alındığında seyahat ve diğer giderlerin maddi tazminat hesabına katılmamasında isabetsizlik görülmemiştir.

Davacı hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarının, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında ve tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin edildiği anlaşıldığından davacının hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğuna yönelik temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 05.12.2019 tarihli ve 2019/61 Esas, 2019/3057 Karar sayılı kararında davacı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

15.03.2023 tarihinde karar verildi.