Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/9994 E. 2022/191 K. 13.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/9994
KARAR NO : 2022/191
KARAR TARİHİ : 13.01.2022

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Sanık … hakkında;
CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat
Sanık … hakkında;
2863 sayılı Kanunun 74/1, 74/1-2.cümle, TCK’nın 62/1, 51/1-3-6-7-8, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık …’un beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından; sanık …’nın mahkumiyetine ilişkin hüküm adı geçen sanık … katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık … hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık hakkında define veya kültür varlığı bulmak amacıyla izinsiz kazı yapmak suçuna azmettiren olarak katıldığı iddiasıyla 2863 sayılı Kanunun 74/1-2.cümle, TCK’nın 38/1. maddeleri uyarınca açılan kamu davası ile ilgili olarak; sanık …’nın savunmasında, eski eşi olan sanık …’un tuvalet çukurunun dolduğunu söylemesi üzerine birlikte çalıştığı arkadaşları … ve … ile birlikte bahçede tuvalet çukurunu açmak için kazı yaptıklarını belirttiği, haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen temyiz dışı diğer sanıkların da beyanının bu doğrultuda olduğu, dolayısıyla dosyada sanık …’un suça konu çukuru kazdığına ya da azmettiren sıfatıyla atılı suça iştirak ettiğine dair her türlü şüpheden uzak delil elde edilememesi karşısında sanık hakkında beraat kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla;
Yapılan yargılama sonunda, atılı suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA;
2- Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde ise;
Sanık …’un kollukta alınan beyanında bahçeye tuvalet çukuru kazılması için şifaen belediyeye söylediği yönündeki iddiasının araştırılması gerektiğinden bahisle bozma öneren tebliğnamedeki görüşe, başvurunun yazılı değil şifaen olduğu belirtildiğinden ve esasa etkili görülmediğinden iştirak edilmemiştir.
T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle, iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesi gerekliliğinin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık hakkında kiracısı olduğu tanık …’a ait evin bahçesinde define veya kültür varlığı bulmak amacıyla 6 metre derinliğinde izinsiz kazı yaptığı iddiasıyla açılan kamu davası ile ilgili olarak; kolluğun devriye görevini ifa ettiği sırada bahse konu evden geceleri ses geldiği, kazı yapıyor olabilecekleri yönündeki ihbar üzerine Beylikova Sulh Ceza Mahkemesinin 17.03.2014 tarih 2014/48 D. İş sayılı kararı ile evde yapılan aramada, bahçede 6 metre derinliğinde üzeri tahta ve naylon ile örtülü kazılmış çukurunun bulunduğu, çukur içerisinde ve etrafında su tahliye hortumu, 4 adet saplı kürek, 1 adet kısa saplı bel tabir edilen kürek, 1 adet balyoz, 1 adet testere, 1 adet sapsız kazma, 1 adet bıçak, 2 adet plastik kova, ipe bağlı teneke, 500 cm çiftli urgan, 1 adet malya demiri, 1 adet 1000 cm düğümlü urgan, çukurun içerisine inmek ve çıkmak üzere kullanılan tahta merdiven ele geçirildiği, müze müdürlüğü uzmanlarının yerinde yaptığı inceleme sonucu düzenlenen 17.03.2014 tarihli rapor ile arkeolog bilirkişi tarafından düzenlenen 20.05.2014 tarihli raporda, 6 m derinliğinde kazı çukuru olduğu, kaçak kazı çukuru ve kesitlerde herhangi bir kültür varlığına rastlanmadığı, ancak kaçak kazı çukuru çevresinde ise çok az miktarda Doğu Roma ve Osmanlı dönemlerine ait seramik parçaları, kulp parçasının güncel dolgu toprak içerisinde görüldüğü, suça konu alanın 2863 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığının belirtildiği, her ne kadar sanık … aşamalardaki savunmalarında tuvalet çukuru açmak amacıyla kazı yaptığını belirterek atılı suçlamayı kabul etmemiş ise de, kazı çukurunun açılış şekli, boyutu ve derinliği ile ele geçirilen aletler ve eserler karşısında sanığın suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilmeyerek üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, katılan vekilinin erteleme kararının yerinde olmadığına dair sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında TCK’nın 62. maddesi gereğince takdiri indirim uygulanırken, “1 yıl 1 ay 10 gün” yerine hesap hatası sonucu “1 yıl 1 ay” hapis cezasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasının 3 nolu bendinin ilk paragrafında yer alan “1 yıl 1 ay” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine, “1 yıl 1 ay 10 gün” ibaresinin yazılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.