Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/9646 E. 2023/2072 K. 08.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/9646
KARAR NO : 2023/2072
KARAR TARİHİ : 08.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/467 – 2016/119
SUÇ : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
HÜKÜM : Beraat

Sanıklar hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Burhaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.01.2016 tarihli ve 2015/467 Esas, 2016/119 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 05.11.2020 tarihli, 2016/177217 sayılı ve onama görüşlü Tebliğname ile dava dosyası Dairemize tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği; sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmesi yerine beraatlerine dair hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemenin Kabulü;
“Kazı yapılan alanın sanık …’a ait arazi olduğu, sanık …’ın kazı öncesinde Devlet Su İşlerine müracat ettiğini, ancak Devlet Şu İşlerinin kendisine 10 – 13 metreye kadar kuyu kazıp etrafını örüp kullanılır hale getirdikten sonra tekrar müracaat etmesi gerektiğini bildirdiklerini savunduğu, Devlet Su İşlerinin cevabi yazısında da 10 metreye kadar derinlikte olan su kuyularını kazmak için herhangi bir izne gerek olmadığının bildirildiği, sanık …’ın sanık …’ın arazisinde kuyu kazıp su çıkarma konusunda ücret karşılığı anlaşma yaptığı ve dosya içerisinde de bulunan hafriyat sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere …’ın iş makinesini kiraladığını, belli bir derinliğe kadar iş makinesi ile kazdıktan sonra iş makinesinin daha derine ulaşılamaması sebebi ile hilti yardımı ile kazıya devam ettiği, bu arada sanık …’i günlük yevmiyeci olarak yanında çalıştırmaya başladığı anlaşılmış olup, sanıkların izinsiz olarak kültür varlıkları bulmak amacıyla kazı ve sondaj yaptıklarına ilişkin savunmalarının aksine her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı ve tam bir vicdani kanaat oluşturacak nitelikte somut delil bulunmadığından, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince sanıkların üzerine atılı suçtan ayrı ayrı beraatlerine karar verilmiştir.”

2. Olay günü saat 14.00 sıralarında Pelitköy Mahallesi’nde kaçak kazı yapıldığı ihbarını alan kolluk kuvvetleri ihbara konu edilen yere gittiklerinde Ağınkaya Mevkii olarak bilinen zeytin arazisi içindeki kayalık alanda sanıklar … ve … tarafından hilti ile kazı yapıldığını ve kovalarla kazılan toprağın çukurdan yukarı çıkarıldığını gördükleri, daha sonra kazı mahalline sanık …’ın geldiği, kazı yapılan alanın kendisine ait olduğunu, su çıkarmak amacıyla kazı yapıldığını söylediği, kazılan alanının bir bölümünün kepçe yardımıyla kazıldığı, daha sonra da hilti ile kazılmaya devam edildiği belirlenmiştir.

3. Sanık …’ın kolluk beyanında, kazı alanında metreküp hesabı kazı yaptığını, emeğinin karşılığını para ile kazandığını, işverenin sanık … olduğunu, yaklaşık 15 gündür kazı yaptıklarını, hilti ve gübre-şeker tozu ile basit bir patlayıcı hazırlayarak toprağı kaldırmak suretiyle kazı yaptıklarını, diğer iş arkadaşının sanık … olduğunu, sanık …’ın kazı sonucu çıkan toprağı yukarı çıkardığını beyan ettiği, sanık …’ın da kolluk beyanında sanık … ile benzer mahiyette ifade verdiği, adı geçen sanıkların duruşmadaki savunmalarının kolluk ifadeleri ile aynı olduğu anlaşılmıştır.

4. Sanık … aşamalardaki savunmalarında, kazı yapılan arazide zeytinliklerinin olduğunu, su çıkarmak amacıyla kuyu kazma talebine ilişkin olarak Balıkesir Devlet Su İşleri Müdürlüğü’ne müracaat ettiğinde kendisine, 10-13 metreye kadar kuyu kazarak kuyunun etrafını örüp kullanılır hale getirdikten sonra tekrar müracaat etmesi gerektiğinin söylendiğini, sonrasında Devlet Su İşleri 25. Bölge Müdürlüğünden bilgi yazısı aldığını, kuyunun kepçe ile kazılması konusunda … isimli kişi ile anlaştığını, kepçeyi Recep’in işçisi olan dava dışı …’ün kullandığını, kepçenin yetersiz kaldığı yerde de sanıklar Osman ile Sefa’nın hilti yardımıyla kazıya devam ettiklerini beyan etmiştir.

5. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 25. Bölge Müdürlüğü’nün sanığa hitaben gönderdiği 18.08.2015 tarihli cevabi yazıda, Balıkesir ili, Burhaniye ilçesi, Pelitköy Mahallesi, Ağınkaya Mevkiinde yeraltısuyu temini maksadıyla açılacak su kuyuları için 167 sayılı Yeraltısuları Kanunu gereği 0-10 metre arası derinlikte açılan kuyular için DSİ’den belge alma zorunluluğu olmayıp, Bölge Müdürlüğünden izin alınması gerekmediğinin bildirildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Dosya kapsamında mevcut tüm bilgi ve belgeler, sanıkların savunmaları, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 25. Bölge Müdürlüğü’nün sanığa gönderdiği cevabi yazı hep birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların suç kastı ile hareket ettiklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı ve tam bir vicdani kanaat oluşturacak nitelikte somut delil bulunmadığı, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesi ile beraatlerine dair hüküm tesis edilmesinde, hukuka aykırılık görülmemiştir.

B. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Burhaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.01.2016 tarihli ve 2015/467 Esas, 2016/119 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.06.2023 tarihinde karar verildi.