Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/946 E. 2023/3231 K. 25.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/946
KARAR NO : 2023/3231
KARAR TARİHİ : 25.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/142 E., 2016/445 K.
SUÇ : Özel hayatın gizliliğini ihlal
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bursa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.05.2016 tarihli ve 2016/142 Esas, 2016/445 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 134 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 14.06.2020 tarihli ve 2016/241735 sayılı, hükmün onanması görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz isteği; kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, beraat kararı verilmesi gerektiğine, vesaire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın bir dönem duygusal birliktelik yaşadığına katılan ait özel hayat kapsamında bulunan resimleri, katılanın ayrılmasına tepki olarak katılanın rızası dışında değişik zamanlarda kendisine ait facebook hesabından yayınladığı iddiası ile özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kamu davası açılmıştır.

2. Mahkemece; katılan ile sanığın suç tarihinden önce duygusal birliktelik yaşadıkları ve bu süreç içerisinde katılanın sanıkla görüştüğü zaman diliminde birlikte ve katılanın tek başına fotoğraflarının çekildiği ve bu fotoğrafların sanıkta bulunduğu, fakat sonrasında katılanın sanıktan ayrıldığı, ancak sanığın bu ayrılığı kabullenmediği ve bu kapsamda 24.12.2015 tarihinde tesettür kullanan katılanın başı açık ve ev halinde bir kanepe üzerinde oturur haldeki fotoğrafının ve yine 18.04.2016 tarihinde katılanın başı açık halde sanığın sağ omzuna başını dayadığı ve … içerisinde çekilen bir fotoğrafının sanık tarafından Facebook sayfasında paylaşıldığı, katılanın sanık ile Facebook’taki yazışmalarında ısrarla bu fotoğrafların kaldırılmasını talep ettiği, zaten taraflar arasındaki yazışmalarda katılanın ısrarla sanıktan görüntüleri göstermesi istediği ve yine katılanın birlikte ve tek olan resmimi kaldır şeklinde taleplerinin olduğu, ancak bu taleplere rağmen bu fotoğrafların sanık tarafından kaldırılmadığı, bu hususun sanığın kollukta 02.02.2016 tarihinde verdiği “bu fotoğrafların yayınlanmasının yasak olduğunu bilmiyorum, ben bu resimleri ikametime gidince Facebook’tan kaldıracağım” şeklindeki beyanıyla da sabit olduğu, bu kapsamda katılana ait özel fotoğrafların katılanın rızası hilafına birden fazla kereler ve farklı fotoğraflarının Facebook’ta yayınlanmak suretiyle, katılanın özel hayatının ihlal edildiği kanaatine varılarak sanığın atılı suçtan cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3. Sanık soruşturma ve kovuşturma sırasında özetle; katılan ile bir dönem duygusal birliktelik yaşadıkları sırada katılanın rızası ile çekmiş olduğu resimleri katılanın ayrılmasından sonra kendisine ait facebook hesabından yayınladığını, katılanın resimlerin kaldırılmasını istemesine rağmen kaldırmadığını beyan ederek atılı suçu işlediğini ikrar etmiştir.

4. Katılan soruşturma ve kovuşturma sırasında özetle; sanık ile bir dönem duygusal birliktelik yaşadığını, bu dönemde rızası ile resim çektirdiğini, sanıktan ayrıldıktan sonra sanığın kendisine ait olan ve ev içerisinde tek başına ve tesettürsüz olduğu haldeki ve sanığın omzuna yaslanmış olduğu haldeki resimlerini değişik zaman dilimlerinde kendisine ait facebook hesabından yayınladığını beyan ederek şikayetini devam ettirmiştir.

5. Soruşturma sırasında tarafların uzlaşmak istememeleri nedeniyle uzlaşmanın sağlanması mümkün olmadığı görülmüştür.

IV. GEREKÇE
Dosya kapsamı ve ikrar içeren savunmaya göre; sanığın bir dönem birlikte olduğu katılanın beraberlikleri dönemde çekmiş olduğu resimleri kendisine ait facebook hesabından yayınlamasına konu olayda; katılanın sanığın omzuna yaslanmış olarak çekindiği ve sanık ile katılanın aralarındaki ilişkinin varlığını ve boyutunu gösteren resim ile yine tesettürlü olan katılanın ev ortamında tesettürsüz olarak poz vermiş şekilde çekilmiş olan ve fiziksel mahremiyetine ilişkin özel hayat kapsamında olan resimlerini değişik zaman dilimlerinde kendisine ait facebook hesabından yayınlayan sanığın sübut bulan eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 134 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 43 üncü maddesinde düzenlenen zincirleme suretiyle görüntü ve seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğuna ilişkin mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup,

Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafinin yerinde görülmeyen tüm temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bursa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.05.2016 tarihli ve 2016/142 Esas, 2016/445 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

25.09.2023 tarihinde karar verildi.