Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/9274 E. 2023/2073 K. 08.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/9274
KARAR NO : 2023/2073
KARAR TARİHİ : 08.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/484 – 2015/668
SUÇ : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
HÜKÜM : Beraat

O yer Cumhuriyet savcısının, 18.12.2015 tarihinde verilen hükme karşı 19.01.2016 tarihinde yapılan temyiz talebinin süresinde olmadığı anlaşılmıştır.

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği katılan vekilinin temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Avanos Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.12.2015 tarihli ve 2015/484 Esas, 2015/668 Karar sayılı kararı

ile sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 09.10.2020 tarihli, 2016/78724 sayılı ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz talebi süresinde olmadığından reddi, katılan vekilinin temyiz talebi yönünden onama görüşlü Tebliğname ile dava dosyası Dairemize tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.O yer Cumhuriyet Savcısının Temyiz Sebepleri;
1. Sanığın suç işleme kastının bulunduğuna,

2. Hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna, ilişkindir.

B. Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri;
1.Eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğine,

2. Sanığın, tadilat yapmak için izin alınması gerektiğini bilmediğine ilişkin savunmasına itibar edilemeyeceğine, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemenin Kabulü
“Suça konu taşınmazda sundurmalardaki dut ve ceviz ağaçlarının yaşı dikkate alındığında, sundurmanın eskiden bu yana var olduğu, üzerindeki terasın da eskiden bu yana var olduğu ve tanık beyanlarının destekler nitelikte olduğu, bilirkişi raporunda zemin kaplamanın izinsiz yenilendiği ifade edilmiş ise de, zemin kaplamasında kullanılan taşın yöre taşlarının parlatılması sonucu elde edildiği, sanığın bu noktada gösterdiği ihmali ve bilgisizliği sübjektif olarak değerlendirildiğinde suç kastına yönelik olmadığı, teras altına bulunan direklerin konuluş amaçları da başkalarının hayatı, sağlığı ve can güvenliği açısından göçük oluşmasını engellemeye yönelik olduğu anlaşılmakla, yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması sebebiyle CMK 223/2-c maddesi uyarınca beraatine karar verilmiştir.”

2. Kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenen 26.09.2014 tarihli tutanakta, Çavuşin Köyü’nde yapılan kontroller sırasında, The Village Cave isimli motelin bahçesinde çevre düzenlemesi, peyzaj çalışması ve tüf taş kaplaması yapıldığının ayrıca bahçe içerisinde iki göz sundurma şeklinde eklenti yapıldığının tespit edilmesi üzerine, anılan tutanağın değerlendirilmesinin istendiği Avanos Belediye Başkanlığı’nın 21.10.2014 tarihli yazısına istinaden Nevşehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü görevlilerince arşiv kayıtlarında yapılan incelemelerde, aynı Kurulun 12.11.1999 gün ve 1123 sayılı kararı ile tescilli kentsel sit alanında kalan 2082 sayılı parselde bahçe düzenlemesi ve iki adet sundurma yapımına ilişkin olarak herhangi bir izin başvurusunda bulunulmadığının 13.01.2015 tarihli raporda belirtildiği anlaşılmıştır.

3. Kolluk kuvvetleri tarafından suça konu parselde yapılan incelemeler sonucunda düzenlenen 08.05.2015 tarihli tutanakta, The Village Cave isimli motelin bahçesinde binaya yaklaşık 10 metre mesafede taşla çevrilmiş 10 ve 15 metrekare ebatlarında yaklaşık 2,5 metre yükseklikte iki ayrı boş bölümün olduğu, kapılarının bulunmadığı, sundurmaların üzerlerinin taş kaplama ile kapandıkları, avlu içerisindeki eskiyen taşların değiştirildiği belirtilmiştir.

4. Sanığın 24.02.2015 tarihli, hakkında yasal işlem yapılması nedeniyle konunun yeniden değerlendirilmesi talebine ilişkin başvurusu üzerine, Nevşehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünce sanığa hitaben gönderilen 20.04.2015 tarihli cevabi yazıda, müdürlüklerine veya belediyeye herhangi bir başvuruda bulunulmadığından üzüm asmaları için yapıldığı belirtilen sundurma ile zemin döşemelerinin yenilenmesi uygulamalarının izinsiz oldukları, bu itibarla yasal işlem başlatılması zorunluluğu bulunduğunun, yapılan işlemin yerinde ve gerekli olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.

5. Sanığın dava konusu parselde basit onarım talebine ilişkin dilekçesinin Avanos Belediye Başkanlığınca Nevşehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne iletilmesi üzerine anılan Kurul tarafından yapılan değerlendirme neticesinde sanığa gönderilen 23.04.2015 tarihli yazıda, mevcutta bulunan sundurmaların zemininin doğal taşla kaplanması, iki sundurma arasından avluya çıkan merdivenin iyileştirilmesi ve sundurmanın önünün cam çerçeve ile kapatılması yönündeki taleplere ilişkin olarak, sundurmanın önünün cam çerçeve ile kapatılıp kapalı mekâna dönüştürülmesinin basit onarım kapsamında olmadığı değerlendirildiğinden talebin uygun görülmediği, diğer uygulamalar basit onarım kapsamında kaldığından ekli raporda belirtildiği şekilde belediye denetiminde yapılmasında sakınca bulunmadığı bildirilmiştir.

6. Mahkemece 01.10.2015 günü icra edilen keşif sonrası dosyaya sunulan 16.10.2015 tarihli arkeolog – sanat tarihçi bilirkişi raporunda, sundurma zeminlerinin kuruldan alınan izin doğrultusunda taş kaplanmaya başlandığı, sundurmaların üzerindeki taş kaplamaların bölgenin dokusu ile uyumlu olduğunun, taş kaplamanın ne kadar yılık olduğunun tespit edilemediği ancak basit onarım izni alınmadan yapıldığı, çok farklı türde yapılan zemin kaplamalarının görüntü kirliliği oluşturduğu, kaba tabirle alanın yamalı bohçaya dönüştüğü, basit onarım izni alınarak zemin kaplamaların bir örnek yapılması gerektiği hususları belirtilmiştir.

7. Sanık … aşamalardaki savunmalarında, The Village Cave isimli iş yerinin sahibi olduğunu, iş yerinin ön tarafında bulunan bahçede dedesinden kalan eski bir depo ile ağıl olarak kullanılan bir yapının bulunduğunu, söz konusu yapılar uzun süredir kullanılmadığından üzerlerindeki ahşap kısımların ve bu kısımları tutan direklerin çürümeye başladıklarını, yıkılmamaları için sağlamlaştırdıklarını, yine çürümekte olan ve eriyen taşları da kötü görüntüyü ortadan kaldırmak amacıyla sağlamlaştırdıklarını, sadece kaya kısımların imarında izin alınacağını bildiğini, ahşap aksamın sağlamlaştırılması konusunda izin alınması gerektiğini bilmediğini beyan etmiştir.

8. Mahkemece 01.10.2015 günü icra edilen keşif sırasında dinlenen tanıklar Bekir Gürbüz, Abdullah Öz ve Abdi Topak benzer mahiyetteki beyanlarında, sundurma ve üzerindeki taş dokunun çok eski yıllardan bu yana var olduğunu beyan etmişlerdir.

IV. GEREKÇE
A. O yer Cumhuriyet Savcısının Temyiz Sebepleri
O yer Cumhuriyet savcısının, 18.12.2015 tarihinde verilen hükme ilişkin 19.01.2016 tarihli temyiz talebinin süresinde olmadığı anlaşılmıştır.

B. Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri
1. Mahkemece keşif icra edilerek suça konu müdahalelere ilişkin bilirkişi raporu alındığından, katılan vekilinin eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğine yönelik temyiz sebebi yerinde görülmemiştir.

2. Davaya konu parselin kentsel sit alanı olarak tesciline ilişkin Kurul kararı ile ilan tutanaklarının dosyada mevcut olduğu, bu itibarla, Koruma Bölge Kurulu’ndan basit onarım izni almaksızın gerçekleştirdiği müdahaleler nedeniyle 2863 sayılı Kanun’un 65 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca sanığın mahkumiyetine dair hüküm tesis edilmesi yerine, kaya kısımların imarında izin alınacağını bildiği, ancak ahşap aksamın sağlamlaştırılması konusunda izin alınması gerektiğini bilmediği şeklindeki suçtan kurtulmaya yönelik savunmasına itibar edilip, “Sanığın bu noktada gösterdiği ihmali ve bilgisizliği sübjektif olarak değerlendirildiğinde suç kastına yönelik olmadığı” gerekçesi ile beraat kararı verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. O yer Cumhuriyet Savcısının Temyiz İsteği Yönünden
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 10.02.2020 tarihli ve 2017/8-948 Esas, 2020/162 sayılı kararında belirtildiği üzere, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığının resmen ilan edilmesinden önceki evrede aleyhine temyiz yoluna başvurulan kararlar söz konusu olduğunda, diğer bir ifadeyle 1412 sayılı CMUK’un 305 ilâ 326 ncı maddelerinin uygulanması gereken hâllerde, mahalli Cumhuriyet savcılarının duruşmalarına iştirak etmediği Asliye Ceza Mahkemesi kararlarına yönelik temyiz sürelerinin de bu Kanun’un 310 uncu maddesinin üçüncü fıkrası kıyasen uygulanmak suretiyle belirlenmesi ve bu sürenin “tefhim tarihinden itibaren bir ay” olduğunun kabul edilmesi gerektiği; 6217 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a eklenen geçici 3 üncü madde uyarınca mahalli Cumhuriyet savcılarının, duruşmalarına iştirak etmedikleri Asliye Ceza Mahkemesi kararlarına karşı, 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi uyarınca halen yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK’un 310 uncu maddesinin üçüncü fıkrası kıyasen uygulanmak suretiyle, tefhim tarihinden itibaren bir ay içinde temyiz kanun yoluna başvurabilecekleri, temyiz süresinin görüldü ile değil tefhimle başlayacağı, 5320 sayılı Kanun’a 12.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6572 sayılı Kanun’un 45 inci maddesi ile eklenen geçici 9 uncu maddesine göre, 31.12.2019 tarihine kadar Asliye Ceza Mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet savcısı bulunmayacağının, ancak, verilen hükümlere karşı Cumhuriyet savcısının kanun yoluna başvurabilmesi amacıyla dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderileceğinin belirtildiği, 12.12.2014 ve sonrasında duruşmalara Cumhuriyet savcısı katılamayacağından, mahalli Cumhuriyet savcıları yönünden temyiz süresinin tefhimden itibaren 1 ay, 01.01.2014 ve 12.12.2014 tarihleri arasındaki hükümlerde ise temyiz süresinin tefhimden itibaren 1 hafta olduğu, incelenen dosyada hüküm duruşmasına katılmayan mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından 18.12.2015 tarihinde verilen hükme karşı 19.01.2016 tarihinde yapılan temyiz isteminin süresinde olmadığı anlaşılmakla, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK’un 310 ve 317 nci maddeleri uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,

B. Katılan Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçe bölümünde (B-2) bendinde açıklanan nedenle Avanos Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.12.2015 tarihli ve 2015/484 Esas, 2015/668 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.06.2023 tarihinde karar verildi.