Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/9087 E. 2023/2084 K. 08.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/9087
KARAR NO : 2023/2084
KARAR TARİHİ : 08.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Gölcük 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.01.2016 tarihli ve 2015/233 Esas, 2016/27 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında 2863 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 22.10.2020 tarihli ve 2016/111273 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği;
1.Kararın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğuna,

2.Sanıkların su kuyusu açtıklarına ilişkin savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğuna, su kuyusu açmak için izinlerinin bulunmadığına,

3.Sanıkların cezalandırılması gerektiğine,

4.Diğer temyiz sebeplerine,

İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. Yerel Mahkemenin Kabulü
1. “İddianame, sanık savunmaları, katılan vekili beyanı, müzekkere cevapları, tutanak içerikleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar sanıklar hakkında Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na Muhalefet ettikleri iddiasıyla kamu davası açılmış ise de, gerek açılan kuyunun derinlik ve çapının herhangi bir kültür varlığını bulmak amacıyla izinsiz olarak kazı veya sondaj yapıldığını ortaya koymaması, gerekse de söz konusu kazılan alanın daha önceden su kuyusu olup atıl durumda olduğunun bildirilmesi nedeniyle yalnızca sanık …’in sabıkasında benzer suçtan ilam bulunmasının sanık savunmalarını ortadan kaldıracak mahiyette mahkumiyete yeter kanaati mahkemede oluşturmaktan uzak iddialar olup başkaca delaile de tesadüf olunamadığı, sanıklara sabit sayılabilecek bir eylem isnadının bu delillerle mümkün olmadığı, iddianın sabit olması için tüm şüphe sebeplerinden arınmış tarafsız delillerle sübuta varılması gerektiği, savunmaların aksinin kanıtlanamamış olup var olan şüphe sebepleri de sanıklar lehlerine yorumlanarak sanıkların atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeterli somut her türlü şüpheden uzak ve cezalandırmaya yeterli delil elde edilemediğinden isnat edilen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle atılı suçtan ayrı ayrı beraatlerine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. Karar kesinleştiğinde mülkiyet durumu nazara alınarak ilgili ve sorumlular hakkında 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanun’a Aykırılık suçundan gereğinin takdir ve ifası için dosyadan bir suretin Gölcük Kaymakamlığı’na gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.”denilmektedir.

2. Sanık … savunmasında; “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, ben Amasya’da ifade vermedim, söz konusu olayla ilgili savunmamı mahkemenizde yapacağım, kesinlikle define arama amacıyla söz konusu kuyu açılmamıştır, … tarafından daha önce burada var olan kuyunun suyunun artırılması amacıyla kazı yapılmasına işi teklif edildi, 20 m’yi elle eşerek eski kuyunun yerini bulmaya çalıştık, daha doğrusu mevcut kuyunun derinliğini artırdık, genişlettik, suyun yeterli gelmesini sağlamaya çalıştık, günlük 100 TL yevmiye üzerinden çalışmıştık, 2,5-3 ay süreyle burayı eştik, bu olay olunca eşme işi bırakıldı, sonrasında Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na müracaatımız üzerine izinsiz su kuyusu açmanın cezası olduğunu öğrenince bu işi de bıraktık, define aramıyorduk, o derinlikte define aranmaz, suçsuzum, beraatimi talep ederim.” demiştir.
3. Sanık … savunmasında; “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, ben işçi olarak çalışırım, yükseklik gerektiren işçilik gerekince insanlar beni bulur, … kazı işi olduğunu söyledi, günlük 70 TL yevmiye karşılığında anlaştık, mevcut kuyu için 20 m kadar eştik, ortalama 20 gün çalışmış oldum, define aramıyordum, ben 500 TL para …’den almıştım, başka bir amacımız yoktu, suçsuzum, beraatimi talep ederim, önceki savunmalarım doğrudur.” demiştir.

4. Sanık … savunmasında; “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, ben eczanede çalışırım, kayınbiraderim … ile birlikte söz konusu yerde meyve fidanlarımız vardı, buraya su getirmek amacıyla söz konusu kuyu genişletilmiştir, ancak arazi sahipleri arasında itilaf olunca olay bu şekilde adliyeye intikal etti, ben kazı alanında çalışmadım veya çalışan işçilerin parasına iştirak etmedim, ne şeklide çalışıldığını bilmiyorum, define aramak gibi bir kastımız yoktu, suçsuzum, beraatimi talep ederim.” demiştir.

5. Sanık … savunmasında; “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, ben diğer sanıkların beyanlarını aynen tekrar ediyorum, su kuyusu genişletmek amacıyla kazı yapıldı, define arama gibi bir amacımız yoktu, 10 m altına inildiği için şikayet olmuş olabilir,önceki savunmalarım doğrudur, suç kastımız yoktur, suçsuzum, beraatimi talep ederim.” demiştir.

6. Sanık … savunmasında; “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, söz konusu kuyunun alt tarafında müşterek hisseli yerlerimiz vardır, buraya su gelmesi için kuyuyu temizletmek istedim, bu amaçla diğer sanıklar ile yevmiyeli olarak anlaşıldı, eski kuyunun yerinde kazı yapıldı, define aranmıyordu, önceki savunmalarım doğrudur, suç kastımız bulunmamaktadır, suçsuzum, beraatimi talep ederim.” demiştir.

7. Sanık … savunmasında; “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, ben diğer sanıkların savunmalarına iştirak ediyorum, define arama amaçlı kazı yapmış değiliz, önceki savunmalarım doğrudur, suç kastımız bulunmamaktadır, suçsuzum, beraatimi talep ederim.” demiştir.

8. Sanık … savunmasında; “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, ben … tarafından söz konusu yerde işçi olarak çalışmak üzere tutuldum, iki ay kadar burada çalıştım, kuyunun üst kısmında çıkan pislikleri dışarıya atıyordum, bizi yalnızca kum temizleme işi için tuttular, sonuçta su bulundu ancak çöktü, sonrasında ise kuyu kapatıldı, herhangi bir şekilde define aramak amacıyla orada bulunmuyordum, ben suçsuzum, beraatimi talep ederim, belediyeden kuyu açmak için izin alındığını duymuştum, bana herhangi bir şekilde izinsiz kuyu açmaktan idari yaptırım uygulanmadı.” demiştir.

9. Mahkemece olay yerinde önceden beri kuyu bulunup bulunmadığı yönünde kolluk araştırması yaptırılmış olup, 07.10.2015 tarihli kolluk tutanağında; 10 nolu evin girişe göre sol tarafında geçmişte bir su kuyusunun bulunduğu, kuyunun sanık …’ın dedeleri (büyükleri) tarafından kullanıldığı, bir müddet atıl durumda kaldığı, daha sonradan da tamamen kapatılmış olduğu, geçmişte kuyunun bulunduğu yere bakıldığında, kuyu olduğuna dair iz ve emarenin bulunmadığı, tamamen toprak görünümünde olduğu hususlarının tespit edildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1.Olay günü saat 14.30 sıralarında kaçak kazı yapıldığı yönündeki ihbar üzerine kolluk ekiplerince olay yerine intikal edildiği, Bayramoğlu caddesi 10 ve 12 nolu ikametlerin yan yana olduğu, 10 nolu ikametin merdiveninin sol tarafında kazı yapan şahıslar olduğu, olay yerindeki şahısların sanıklar …, …, …, …oldukları, …’ın, bahse konu iki evin kendisine ve amcasının oğluna ait olduğunu, kazı yaptıkları yerde daha önceden su kuyusu olduğunu, su azalmasından dolayı kuyu derinleştirme yaptıklarını beyan ettiği hususlarının tutanak altına alındığı, sanıkların üzerlerine atılı suçlamayı kabul etmedikleri, kültür varlığı bulmak amacıyla kazı yapmadıklarını, su kuyusu çalışması yaptıklarını beyan ettikleri, mahkemece su kuyusu kazılan yerde daha önceden kuyu olup olmadığı yönünde araştırma yaptırıldığı, 07.10.2015 tarihli kolluk tutanağında; 10 nolu evin girişe göre sol tarafında geçmişte bir su kuyusunun bulunduğu, kuyunun sanık …’ın dedeleri (büyükleri) tarafından kullanıldığı, bir müddet atıl durumda kaldığı, daha sonradan da tamamen kapatılmış olduğu, geçmişte kuyunun bulunduğu yere bakıldığında, kuyu olduğuna dair iz ve emarenin bulunmadığı, tamamen toprak görünümünde olduğu hususlarının tespit edildiği, sanıkların birbirleri ile benzer savunmalarında, dava konusu yerde hissedar olan bir kısım sanıklar tarafından su kuyusu derinleştirmek amacıyla yevmiye karşılığında sanıklar …, …ve …’in işçi olarak tutulduğunun belirtildiği dosya kapsamında, sanıkların kazı çalışmasını kültür varlığı bulmak amacıyla yaptıklarına, üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair, savunmalarının aksine, şüpheden uzak, mahkumiyete yeter derecede kesin delil mevcut olmadığı anlaşıldığından, mahkemece sanıkların beraatine dair hüküm tesisinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Gölcük 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.01.2016 tarihli ve 2015/233 Esas, 2016/27 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.06.2023 tarihinde karar verildi.