Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2020/8654 E. 2023/5430 K. 06.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/8654
KARAR NO : 2023/5430
KARAR TARİHİ : 06.12.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/591 E., 2016/28 K.
SUÇ : Taksirle öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Denizli 8. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.01.2016 tarihli ve 2014/591 Esas, 2016/28 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında taksirle öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 85 inci maddesinin birinci fıkrası ve 50 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 21.900TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve 3 yıl süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 27.10.2020 tarihli ve 2016/112626 sayılı onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Sanık müdafiinin temyiz isteminin sanığın kusur durumuna ilişkin rapora itiraz edildiğine, ölen …’in yaralandığı ve tedavi gördüğü hastanede 22 gün sonra vefat etmesi nedeniyle kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunmadığı ve hekim becerisinin önemli olduğundan yapılan tedavinin araştırılması gerektiğine, sanık hakkında alt sınırdan uzaklaşılarak temel cezanın fazla belirlendiğine, sanık hakkında gerekçesi gösterilmeden takdiri indirim hükümlerinin uygulanmadığına, sanık hakkında diğer lehe hükümler de bu sebeple değerlendirilmediğine ilişkindir.

2.Katılan vekilinin temyiz isteminin sanığa verilen cezanın az olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.06.10.2014 günü saat 10.00 sıralarında 406 Sokak üzerinde seyir halinde olan sanık sürücü …’nun sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonetin ön sağ tampon ve bağlantı kısımlarının gidiş istikametine göre sağ tarafından gelen, Hürriyet Caddesi üzerinde seyir halinde olan, ölen …’in yolcu olarak bulunduğu, sanık sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobilin sol arka teker ve çamurluk kısmıyla çarpışması sonucu ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.

2.Kaza tespit tutanağına göre, sanık …’nun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 57 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca motorlu araçlarda soldan gelen aracın sağdan gelen araca geçiş hakkı vermemesi nedeniyle geçiş önceliği kuralını ihlal ederek kusurlu olduğu, sanık …’in 2918 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kavşaklara yaklaşırken araçların hızını azaltmamak kuralını ihlal etmesi nedeni ile kusurlu olduğu belirlenmiştir.

3.Soruşturma aşamasında dosya üzerinden alınan 31.10.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre, söz konusu kazanın oluşumunda … plaka sayılı kamyonet sürücüsü sanık …’nun 2918 sayılı Kanun’un 57 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca “Kavşak kollarının trafik yoğunluğu bakımından farklı oldukları işaretlerle belirtilmemiş olduğu yerlerde geçiş önceliği kuralına uymamak” maddesini ihlal etmiş olması sebebiyle asli kusurlu olduğunun, diğer özel … sürücüsü …’in ise aynı Kanun’un 52 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri uyarınca “Sürücüler kavşaklara yaklaşırken araçlarının hızını azaltmak, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadır” maddesini ihlal etmiş olması sebebiyle tali kusurlu olduğu belirlenmiştir.

4. Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi 18.09.2015 tarihli rapora göre,
a- Sanık sürücü …’nun kavşağa girmeden önce yolu kontrol etmesi, sağ tarafından gelen araçlara ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken yolu yeterince kontrol etmeyip sağ tarafından gelen otomobile ilk geçiş hakkını vermeden kavşağa girip sevk ve idaresindeki kamyonetin sağ tarafından gelen otomobille çarpıştığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket etmekle asli kusurlu olduğu,

b- Sanık sürücü …’in savunmasında beyan ettiği diğer sanık sürücünün geldiği yolu görmesini ve diğer sanık sürücünün de kendi kullandığı yolu görmesini engelleyen evi dikkate alarak kavşağa girmeden önce ikaz tedbiri alması gerekirken ikaz tedbiri almayıp sevk ve idaresindeki otomobilin kavşakta sol tarafından gelen kamyonetle çarpıştığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket etmekle alt düzeyde tali kusurlu olduğu belirlenmiştir.

5. Dosyada mevcut ölü muayene ve otopsi tutanağına göre …’in trafik kazası ile husulü mümkün torakal vertebra kırığı ve parapleji tedavisi sırasında gelişen ile böbrek yetmezliği komplikasyonları nedeniyle öldüğü tespit edilmiştir.

6.Adli Tıp Kurumu İstanbul Adli Tıp İhtisas Kurulu 18.03.2015 tarihli raporuna göre, kişinin ölümü ile 06.10.2014 tarihinde geçirdiği … içi trafik kazasına bağlı meydana gelen yaralanması arasında tıbben illiyet bağı bulunduğu tespit edilmiştir.

IV. GEREKÇE
1.5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinde yer verilen, suçun işleniş biçimi, sanığın taksirinin yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı gibi ölçütler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına belirtilen cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak asli kusurlu olarak bir kişinin ölmesine neden olan sanık hakkında belirlenen temel ceza miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı, takdiri indirim uygulanma gerekçesinin yerinde olduğu anlaşılarak sanık müdafinin ve katılan vekilinin temyiz istemi yerinde görülmeyerek hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Kaza tespit tutanağında sanığın kullandığı araçla kavşakta sağ tarafından gelen diğer araca geçiş hakkını vermeyerek geçiş önceliği kuralı ihlali ile meydana gelen kazada kusurlu olduğunun belirlendiği, Adli Tıp Kurumundan alınan rapor ile sanığın kusur durumuna ilişkin kanaatin aynı olduğu, oluş ve dosya kapsamıyla uyumlu olduğu, kusur durumunu kesin bir şekilde tespit ettiği, denetime elverişli, yasal dayanağa haiz ve yeterli olduğu, dosyadaki bilgi ve belgelerden mahkemenin uygulamasının isabetli olduğu anlaşılarak, sanık müdafinin temyiz istemi yerinde görülmeyerek, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık görülmemiştir.

3. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin altıncı fıkrasında, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği düzenlenmiş olup uygulamaya esas kanun maddesi olan 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin altıncı fıkrasının gösterilmemesi hukuka aykırılık bulunmuş, bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

4.Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken uygulanan Kanun maddesinin gösterilmemesi ve adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle 5237 sayılı Kanunun 52 nci maddesinin üçüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanunun 232 nci maddesinin altıncı fıkrasına aykırı hareket edilmesi hukuka aykırı bulunmuş olup bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (4) ve (5) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle Denizli 8. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.01.2016 tarihli ve 2014/591 Esas, 2016/28 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin altıncı paragrafının sürücü belgesinin ibaresinden sonra “TCK ‘nın 53/6. maddesi uyarınca” ibaresinin eklenmesi ile aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin adli para cezasına ilişkin üçüncü ve dördüncü paragrafının hüküm yerinden çıkarılarak yerine”Sanığın sosyal ve ekonomik durumu nazara alınarak 3 yıl hapis cezasının TCK’nın 50/4. maddesi delaleti ile 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine, TCK’nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 1095 tam gün olarak belirlenmesine; TCK’nın 52/2. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL olarak hesabıyla 21.900 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.12.2023 tarihinde karar verildi.